20 Mart'04
Sayı: 2004/03


  Kızıl Bayrak'tan
  Saldırıları işçi sınıfını ve kitleleri örgütleyerek karşılayalım!
  Cam sektöründe sözleşme imzalandı...
  Fatura işçi ve emekçilere kesildi
  Emperyalist tekellerin önündeki tüm engeller kaldırılıyor
  Kürt-Arap çatısması yalanı...
  Devlet terörüne karşı devrimci mücadeleye!
  Düzen partilerine oy vermeyelim, hesap soralım!
  BDSP seçim çalışmalarından...
  BDSP seçim çalışmalarından...
  Kent gerçeği ve belediyeler!
  Düzenin muhalefet boşluğu ve CHP'nin yeri
  13 Mart'ın ardından...
  Liberal solun yerel seçim perişanlığı.../3
  CHP'den "Güçbirliği"ne geçişlerin anlamı ve sınırları
  BES Genel Kurulu yapıldı...
  Sermayenin "sosyal savaş"ına karşı Avrupa emekçileri 2-3 Nisan'da alanlarda!
  İspanyol halkı gerici oyunları bozdu!
  İspanya'daki saldırıların gerisinde kim var?
  Kıraç'ta patronların sömürü ağı evlere girdi...
  Bültenlerden...
  BEKO işçisi saldırılarla karşı karşıya!
  Dizayn Teknik Plastik Boru fabrikasında kuralsız sömürü
  Süreç bize önemli görev ve sorumluluklar yüklüyor
  Cejra Newroz piroz be!..
  Güney Batı halkımızın haklı direnişinin yanındayız!
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
Cam sektöründe sözleşme imzalandı... Teslimiyet ve sınıf işbirliği ortak açıklamayla belgelendi...

Sınıf işbirlikçilerini sendikalarımızdan kovalım!

Cam sektöründe beklenen oldu. Sendika, işçilerin hak kayıplarını karşılamaktan ve işverenin diğer saldırılarını boşa çıkarmaktan uzak bir satış sözleşmesinin altına imza attı. Cam işvereni ve Kristal-İş sendikası, 14 Mart günü yaptıkları ortak açıklamayla, “yeni bir dönem başlatma kararı aldıklarını” kamuoyuna duyurdular.

Kristal-İş satış sözleşmesine imza attı

Toplusözleşmenin ücret ve sosyal haklarla ilgili maddeleri son yıllarda pek çok örneğini gördüğümüz satış sözleşmelerinden farklı değil. Sendikanın sunduğu taslakla üzerinde anlaşmaya varılan metin arasında herhangi bir alaka yok. Daha çok patron teklifinin üzerinde belli rötuşlar, iyileştirmeler yapılması söz konusu. Yani bildiğimiz satış sözleşmelerinden bir yenisi ile karşı karşıyayız.

Örnek vermek gerekirse; patron aylar önce, 2003 yılında birinci 6 ay için yüzde 12, ikinci 6 ay için yüzde 5.8 zam teklifi vermişti. Bugün imzalanan sözleşmedeki rakamlar ise 2003 yılı birinci 6 ay için yüzde 14, ikinci 6 ay için yüzde 10 zam yapılacağı şeklinde. Diğer bütün maddelerde de patron teklifi ve sözleşme arasında küçük farklılıklar söz konusu. Cam işçisinin son 3 yıldır uğradığı gerçek kayıplar gözönüne alındığında, sözleşmenin tümüyle cam patronunun istediği şekilde bağlandığı açık.

Sendikal hakların savunulmasında
teslimiyetçi tutum

Cam sektöründe toplu pazarlık süreci uzun zamandır devam ediyordu. Ve bu sürece asıl damgasını vuran şey, ücret ve sosyal haklarla ilgili rakam tartışmaları değildi. Kuşkusuz bu da önemliydi, ama asıl öne çıkan şey, sermayenin cam işletmelerindeki işçilerin sendikal örgütlenme ve toplu pazarlık haklarına dönük pervasız saldırılarıydı. Cam patronu sendikal örgütlülüğü dağıtmak için Eskişehir’deki fabrikasında tensikata girişti, yüzlerce sendika üyesini kapının önüne koydu. Sürekli olarak toplu pazarlık sürecinin önünü tıkamaya çalıştı, sendikanın yetki hakkıyla ilgili pek çok dava açtı. Bunlar da yetmedi, cam işçisinin grevi iki kez yasaklama saldırısıyla karşılandı.

Cam işçileri sermayenin bu saldırısına karşı küçümsenmeyecek bir dirençle karşı koydular. Eskişehir’de işten atılan işçiler, gücü sınırlı da olsa, bir direniş odağı yaratmasını bildiler. Diğer işletmelerdeki cam işçileri sendikal örgütlenmelerini, grevi ve Eskişehir’den atılan sınıf kardeşlerini sahiplenmek konusunda genelde olumlu bir tutum sergilediler. Hatta grev ertelemelerine karşı sendikanın tutumunun çok fazla sahiplenilmediği, bazı işletmelerde greve fiilen devam etmenin gündeme getirilip tartışıldığı görüldü.

Fakat sendika, işçiler içerisindeki bu ileri eğilime sırtını yaslayıp sendikal hakları koruma mücadelesini yükselteceğine bir hukuk bürosu gibi davranmayı tercih etti. Grev yasaklamalarına karşı yaptığı tek şey Danıştay’a ya da başka hukuksal yollara başvurmak oldu. Sendikal hakları budamayı amaçlayan saldırının sınıfsal özünü bilinçli bir şekilde gözardı edip cam işverenini ve AKP hükümetini hukuksuzlukla, yasa tanımamakla vb. suçlamayı kendine iş edindi. Grev ikinci kez yasaklandıktan sonra işçilerin tepkisini yatıştırmak da gene sendikaya düştü. Kristal-İş bu koşullarda işverenle görüşmelere devam etti ve nihayetinde satış sözleşmesini de aşan, sendikal hareketin sermayeye teslimiyetini belgeleyen bir metne imza atma onursuzluğunu sergilemekten kaçınmadı.

Ortak açıklama sınıf işbirlikçiliğinin belgesidir

Cam işvereni ile Kristal-İş Sendikası tarafından toplusözleşmenin imzalanması vesilesiyle bir ortak açıklama yapıldı. Metnini ekte yayınladığımız bu ortak açıklama, tek cümleyle ifade etmek gerekirse, utanç verici bir sınıf işbirlikçiliğinin belgesidir. Sermayenin pervasızca saldırdığı bir dönemde, üstelik sendikal örgütlenme hakkına dönük saldırıların cam sektöründe yaşandığı bir süreçte patronla birlikte bu tür bir belgeye imza atmak, hain de olsa her sendikacının cesaret edebileceği bir iş değildir. Kristal-İş yönetimi bu cesareti göstermiştir ve hiç şüphesiz sermayeden esaslı bir aferin almıştır.

İşçi sınıfı, açıktan ve belgeli ihanetin nasıl bir şey olduğunu, kölelik yasasının hazırlandığı dönemde görmüştü. O dönemde işveren temsilcileri ile konfederasyon temsilcilerinin imzaladığı ortak protokol çalışma yaşamında “uzlaşma ve diyalog”a vurgu yapıyor, yasa hazırlıklarının birlikte yürütüleceğini karara bağlıyordu. Bundan sonra yaşanan süreçte hazırlanan yasanın işçi sınıfının tarihsel kazanımlarına dönük kapsamlı bir saldırı halini aldığını ve sınıfın ciddi bir yenilgi yaşadığını biliyoruz. Şimdi cam işvereni ile Kristal-İş yöneticileri arasında imzalanan ve temel vurguları yönünden geçmişteki ünlü protokole benzeyen metnin yol açacağı süreç de çok farklı olmayacaktır.

Ortak açıklamaya bakıp da bunu cam işçisinin huzur ve refah içinde çalışabilmesinin güvencesi olarak görenler varsa fena halde yanılıyorlar demektir. Çünkü bu belgeden öyle bir sonuç çıkartmak için insanın, sermaye sınıfını ve sendikal ihanet çetelerini hiç tanımamış olması gerekir. Bu belge patronun sendika yönetimini teslim aldığını, elinde oynattığını, dolayısıyla da işçinin her türlü hakkına saldırı için yolu açtığını, zemini düzlediğini ispat etmektedir. Önümüzdeki süreçte bu bütün açıklığıyla görülecektir. Sermaye ile girilen “uzlaşma ve diyalog”un işçi sınıfına başka bir şey getirdiği şimdiye kadar görülmemiştir. Cam işçisi bunu bilmek, önümüzdeki döneme bu bilinçle hazırlanmak durumundadır. Sermayeye ve sınıf işbilikçiliğine karşı örgütlenmek, mücadeleyi yükseltmek, cam işçisinin güncel sorumluluğudur.



Cam ipatronu ile Kristal-İş’in ortak açıklaması:
İhanet ve işbirliğinin yeni belgesi...

Anlaşma sağlandı; yeni bir dönem başlatacağız!

Ülkemizin önde gelen sanayi topluluğu Şişecam ile 40 yıldır Şişecam’ın cam işyerlerinde örgütlü Kristal-İş Sendikası 19. Dönem Toplu İş Sözleşmesi ve diğer anlaşmazlık konularında bir uzlaşmaya vararak yeni bir dönem başlatma kararı almıştır. Tüm Türkiye kamuoyunun gözünün üzerimizde olduğu bugünlerde üzerimizdeki sorumluğun bilincinde olarak; işletmeleri ve çalışanları ferahlatacak bir çözüme ulaştık. Cam sektöründe 40 yıllık bir ortak geçmişe sahip olan Şişecam Topluluğu ve Kristal-İş Sendikası olarak geçmişte yaşanan sorunları önümüze bir engel olarak koymak yerine geleceğe bakmaya karar verdik.

Şişecam ve Kristal-İş, işletmelerin devamlılığı ve verimliliğinin artması ile çalışanların refahı ve endüstriyel ilişkilerin daha da geliştirilmesi konularında ortak çaba harcamaya karar vermişlerdir. Bu anlaşma, iki kurum açısından yepyeni bir milat anlamına gelmektedir.

Taraflar yaşanan bütün sorunların diyalog ve uzlaşma yoluyla çözülmesi ve tekrarlanmaması için, yeni bir endüstriyel ilişkiler anlayışının yerleştirilmesi konusunda hemfikirdir.

Kamuoyuna ve Şişecam çalışanlarına saygı ile duyurulur.

14 Mart 2004

Türkiye Şişecam Fabrikaları A.Ş.
Genel Müdürü Genel Başkanı
A. Doğan Arıkan

Kristal-İş Sendikası Mustafa Bağçeci