Sermaye devleti, son günlerde terör dalgasını yükseltti. Bu terörün tam da bir seçim atmosferinde gerçekleşmesi burjuva düzen gerçeği konusunda dolaysız bir fikir veriyor. Burjuva düzende demokrasinin sınırlarını gösteriyor. Gençliğin 13 Mart eylemine karşı uygulanan azgın devlet terörü ve ardından gözaltına alınan 67 öğrenciden 13ünün tutuklanması, Ankara, İzmir ve İstanbul kentlerinde seçim çalışmalarını sürdüren BDSP çalışanlarının sürekli olarak taciz, tehdit ve engellemelere maruz kalması, yine İstanbulda seçim çalışmaları engellenen ESPlilerin polis tarafından dövülerek gözaltına alınmaları, 16 Mart Beyazıt ve Halepçe katliamlarını protesto eden kitleye vahşice saldırılması ve gözaltına alınması son dönemdeki devlet terörünün tırmandırılmadığını göstriyor.
Düzenin terör timleri sıradan bir kitle eylemine ve etkinliğe dahi tahammül edemiyorlar. Önümüzdeki günlerde bunun yeni örneklerine tanık olacağız. Newroz ve 1 Mayıs günleri yaklaştıkça devletin korkuları büyüyor. Göz boyamaya yönelik AB makjajlı sahte demokrasi paketleri her gün bir yerlerinden yırtılmaya devam ediyor. ABden demokrasi ve özgürlük beklentilerinin temelsizliği böylece bir kez daha ortaya çıkıyor. İşçi ve emekçiler için hak ve özgürlükleri kazanmanın ve korumanın yolu devrimci sınıf mücadelesini yükseltmekten geçiyor. Sermaye devletinin terörü ancak devrimci kitle şiddetinin örgütlemesi ve harekete geçirilmesi yoluyla önlenebilir. Bunun başkaca bir yolu yoktur.
28 Mart seçimlerinde sona doğru yaklaşıyoruz. Bugünlerde sermaye medyası AKPye sınırsız bir destek sunuyor. Böylece işçi ve emekçi düşmanı hükümetin icraatlarının sorunları çözebileceği yanılsaması güçlendiriliyor. Son günlerde yayınlanan kimi anket sonuçları bu yanılsamayı pekiştirmeye yönelik bir işlev görüyor. Ancak güncel planda yaratılan bu iyimserlik tablosunun temelsiz olduğu çok geçmeden anlaşılacaktır. Bugüne kadar hiçbir sermaye hükümeti işçi ve emekçilerin temel ve güncel sorunlarını çözemedi. AKP de çözemeyecektir. İşçi ve emekçilerin bunu anlaması için fazla bir zaman gerekmeyecektir. O zaman AKP için de sonun başlagıcı olacaktır.
Sınıf devrimcileri sermaye devleti ve onun hizmetindeki uşaklarının sonunu yakınlaştırmak için tüm güç ve imkanlarını harekete geçirmelidirler.