Önder Babatı ölümsüzlüğe uğurluyoruz!
Önder Babat İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisiydi. Birçok üniversite öğrencisi gibi, onun da hayalleri, hayattan bekledikleri vardı. İnsan Hakları Hukuku kürsüsünde yüksek lisans yapmak, düzenli olarak katıldığı felsefe seminerlerinde edindiği birikimi insanlar yararına kullanmak gibi planları vardı. Ancak bugün onun okulu bitirmesini engelleyen, sınavını geçemediği Ceza Usul Hukuku dersi değil, hiçbir hukuka sığmayan, hiçbir yargılama ilkesi ile bağdaşmayan ve onun hayata gözlerini kapamasına yol açan kurşun!
3 Mart günü saat 18.50de Önder, okuru olduğu Devrimci Hareket dergisinin bürosundan İnsancıl Atölyesine gitmek için yola çıkmıştır. Birden bire yere yıkılır. Arkadaşları ayağı takıldı, düştü zannedip kaldırmaya çabalarlar. Ama Önder kıpırdamaz. Derhal hastahaneye kaldırılır. Ailesine haber verilir. Polis delil olarak üzerine kan bulaşmış bir taşı alır sarıp sarmalar. Ailesine de hiç otopsi yaptırmayın, gerek yok. Alın ölünüzü, gidin gömün der. Yapılan otopsi sonucunda, Önderin kafasında 9 milimetre çapında bir kurşun bulunur. Önder, gencecik bir üniversite öğrencisi, Taksimin orta yerinde, tek bir mermiyle vurulmuştur.
Önder yok artık... Aramızda değil. Hiçbir yetkili ağızdan bu konuya dair bir açıklama yapılmadı. Önder yaşamını sürdüremiyor, ama ona açılmış soruşturmalar sürüyor. Davaları devam ediyor.
Önder iyi bir arkadaştı, iyi bir insandı. Direngen bir kişiliği vardı. Özveriliydi. İstanbul Üniversitesinin soruşturmalarla kaynadığı, 90 öğrencinin okula alınmadığı dönemde, Hukuk Fakültesinde soruşturma terörüne karşı üniversite içerisinde çalışma yapma inadını sürdürenlerden biriydi. Tam da sınav dönemiydi. Okulunu bitirememek pahasına elinden geleni yapmıştı Önder. İnsan yaşamına değer verirdi. Bu konuda bir dolu araştırma yapmıştı. Yaşam Hakkı ve Terörle mücadele yasası üzerine çalışmaları vardı. Kısacık yaşama birçok şeyi sığdırdı Önder. Ölümünün ardından saygıyla anılabilecek bir özgeçmiş kaldı geriye.
Bugün İstanbul Üniversitesinde her gün Önderin anısına alkış protestoları düzenliyoruz. Amfilerde, yemekhanelerde bütün öğrenciler Önderin faillerinin bulunması için bu protestolara katılıyorlar. İnsan yaşamını hiçe sayan sistem protesto ediliyor aslında. 3 Mart akşamı aramızdan bir dost ayrıldı. Duyarlı bir insanı kaybettik. Ölümlere yenisinin eklenmemesini umuyor ve herkesi Önder Babata sahip çıkmaya çağırıyoruz.
İÜnden Önder Babatın arkadaşı
bir Ekim Gençliği okuru
F tipi tecrite ve tek tipe karşı eylem
İHD Adana Şubesi Cezaevi Komisyonu F tipi tecrite ve tek tip elbise uygulamasına karşı bir basın açıklaması yaptı. İnönü Parkında bir araya gelen yaklaşık 100 kişilik bir kitle Muhharem Karademir ölümsüzdür!, Devrimci tutsaklar onurumuzdur! sloganlarıyla eylem başladı. Sembolik olarak hazırlanan hücre maketinin önünde yapılan basın açıklamasının ardından oturma eylemine geçildi ve sloganlarla eylem bitirildi. Basın açıklaması, BDSP, İHD, Devrimci Demokrasi, ESP, Barikat ve Alınterinin imzalarını taşıyordu. (Kızıl Bayrak/Adana)
Trakya Üniversitesinde 13 Mart çalışması
Sermayenin saldırılarına karşı sessiz kalmayan öğrenci gençlik, yeni YÖK Yasa Tasarısını yırtmak için 13 Martta Kızılayda buluşuyor.
Neo-liberal eğitim politikalarıyla üniversite kapılarını işçi-emekçi çocuklarına kapatmak isteyenler hakettikleri cevabı alanlarda alacaklar. Bizler YÖKü, onların karanlık odalarında değil alanlarda konuşmaya kararlı gençler olarak yerellerde bunun çalışmasına hız verdik. 13 Mart İnisiyatifi adı altında yaptığımız çalışmaların startını 1 Martta Ayşekadın Yerleşkesinde yaptığımız basın açıklamasıyla kamuoyuna duyurduk. Yaklaşık 30 kişinin katıldığı basın açıklamasında Edirne Ekim Gençliği, Trakya Üniversitesi Öğrenci Platformu, DPG, DÜK, SDP Gençliği, Edirne Gençlik Derneği kitlesel olarak, TÜ Öğrenci Koordinasyonu ise temsilci düzeyinde katıldı.
Basın açıklamasında, sermayenin GATS anlaşmaları çerçevesinde çıkarttığı yasalarla toplumun her kesimine saldırdığı vurgulandı. İş yasasıyla işçilere köleliği dayatan sermayenin, aynı şekilde Kamu Reformu Yasasıyla da kamu personelinin tüm özlük haklarını gasp etmeye çalıştığına değinildi. Çıkarları doğrultusunda üniversitelere de saldıran sermaye sınıfının yeni YÖK Yasası ile üniversiteleri işletme, rektörleri patron, öğrencileri de müşteri haline getirmek istediği dile getirildi. YÖK Yasası geri çekilsin!, Bu yasa meclisten geçmeyecek!, Sermaye defol, üniversiteler bizimdir! sloganlarının atıldığı basın açıklamasında, her alanda özelleştirmeyi ve örgütsüzleştirmeyi amaçlayan bu yasalara karşı mücadelemizin kazanana kadar devam edeceği vurulandı.
Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!
Yasanızı Kızılayda yırtacağız!
TÜÖPten bir Ekim Gençliği okuru
İşten çıkarılan Tasiş işçisi Ankarada!
İstanbul Erenköyde kurulu bulunan gümrüklerde çalışan Tasiş işçileri işten çıkarılıyorlar. 16 Şubat günü ani bir kararla ücretsiz izine çıkarılan 104 işçiye, 18 Martta çıkış verilecek. Tasişte işten atılan işçilerin ne olacağı konusunda henüz hiçbir yanıt verilmiş değil. Günlerdir Ankarada bulunan Tez-Koop-İş üyesi işçiler, defalarca Maliye Bakanlığına ve başbakanlığa gittikleri halde kimseyle görüşemediklerini, sudan gerekçelerle oyalandıklarını ve kapıların yüzlerine kapandığını söylüyorlar. Eylemlerin dışında Türk-İş Genel Merkezi önünde bekleyen işçiler, bir sonuç alana kadar Ankaradan ayrılmayacaklarını belirtiyorlar. (Kızıl Bayrak/Ankara)
|