13 Mart'04
Sayı: 2004/02


  Kızıl Bayrak'tan
  Son işçi-emekçi eylemlerinin gösterdikleri
  6 Mart eyleminin gösterdikleri
  6 Mart Ankara mitinginde emekçilerle konuştuk...
  6 Mart eylemi...
  BDSP'nin işçi ve emekçilere Newroz çağrısı...
  Edirne'de Ekim Gençliği okurlarına polis terörü...
  Sağlık emekçileri 10-11 Mart'ta iş bıraktı...
  10-11 Mart eylemlerinden...
  Yerel seçimler ve AKP'nin yalanları
  BDSP seçim çalışmalarından...
  BDSP seçim çalışmalarından...
  BDSP seçim çalışmalarından...
  13 Mart'ta Kızılay'da olacağız!
  Liberal solun yerel seçim perişanlığı.../2
  "Paris Komünü proletarya diktatörlüğü idi"
  8 Mart'ın devrimci özüne sahip çıkalım!
  8 Mart devrimcidir, devrimci kalacak!
  8 Mart eylemleri...
  8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun!
  12 Mart '95... Gazi'de faşist katliam ve devrimci kitle direnişi
  Yerel seçimler ve EMEP'in devrimci imaj çabası
  Geçici Irak Anayasası kabul edildi
  Bağdat ve Kerbela'da katliam...
  Siyonist vahşet tırmanıyor!
  Bültenlerden...
  Yurtsever Kürdistan halkına! Kongra-Gel içindeki gelişmeler
  Basından...
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
Siyonist vahşet tırmanıyor!

İsrail devleti toplu katliamlarına bir yenisini daha ekledi. Basın tekelleri, İsrail katliamlarını ajanslarında sıradan haber gibi vererek, dünyayı bu vahşete alıştırmaya çalışıyorlar. Ama Filistinli direnişçilerin bir intihar eylemi gerçekleştiğinde, aynı haber ajansları ortalığı velveleye veriyorlar. Emperyalist ülke rejimleri de, Filistin halkının günübirlik katledilmesine suskun kalırken, intihar eylemlerini anında kınıyorlar.

Emperyalist güçlerden aldığı bu destek, siyonistleri günden güne azdırıyor. İsrail ordusu 8 Mart günü Gazze Şeridi’ne saldırı düzenledi. Gazze Şeridi’nin orta kesimlerinde yeralan Bureyj ve Nuseyrat mülteci kamplarını kuşatan İsrail ordusunun onlarca zırhlı araçla düzenlediği saldırı sırasında kampta şiddetli çatışmalar yaşandı. Hastane kaynakları çatışmada, aralarında çocukların da bulunduğu 15 Filistinli’nin öldüğünü, 72’sinin de yaralandığını duyurdu.

Mülteci kamplarında yaşanan katliamlardan sonra siyonistlerin saldırıları devam etti. Filistin güvenlik kaynakları tarafından yapılan açıklamada, helikopterler ve bir casus uçakla desteklenen İsrail askerleri Cenin’in doğusundaki Yabat’ta sokağa çıkma yasağı ilan etti. Saldırıda bir Filistinli’nin çocuğunu kurşunlardan korumak için evinin penceresinden uzaklaştırmaya çalıştığı sırada vurularak öldüğünü açıkladı. Bu arada “şüpheli” olduğu iddia edilen bir kişiyi yakalamak için Salfit’e giren İsrail askerlerinin açtığı ateşte şüphelinin komşusu da katledildi. En son olarak 10 Mart günü 6 Filistinli daha katledildi.

Bu vahşi saldırı ve katliamlara anında Washington’dan destek geldi. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcülerinden Richard Boucher, “İsrail’in terörizm karşısında kendini koruma hakkını tanıyoruz” şeklinde açiklama yaptı.

Filistin lideri Yaser Arafat’ın danışmanı Nebil Ebu Rudeyna ise, yaptığı açıklamada, “Bu yeni katliamı kınıyor, ateşle oynayan İsrail hükümetini uyarıyoruz” dedi. Operasyonun ardından BM Güvenlik Konseyi’nin toplanmasını isteyeceklerini belirten Rudeyna, İsrail hükümetine yaptırım uygulanmasını talep edeceklerini söyledi.

BM Güvenlik Konseyi’nin İsrail’e yaptırım uygulamayacağını bilen Filistinli direnişçiler ise, siyonist işgale karşı direnişin devam edeceğini, katliamların hesabının sorulacağını vurguladılar.



Siyonizmin suç ortakları Ankara’da!

Siyonistlerle yakın işbirliği içindeki Türk hükümeti, sahte kınama açıklamaları yapmaktan geri durmuyor. Filistin halkına yönelik katliamların tırmandığı bir dönemde, Türkiye’den Emniyet Genel Müdürlüğü, İstihbarat ve Kaçakçılık Dairesi başkanları ile Özel Hareket Daire Başkanı’nın da aralarında bulunduğu bir heyet İsrail’deydi. İki ülke arasındaki işbirliği anlaşması çerçevesinde yapılan görüşmelerde “terörizm”, istihbarat ve deneyim alışverişi ile ortak eğitim çalışmalarının gündeme geldiği bildirildi.

Son yıllarda Türkiye-İsrail arasında sık sık gerçekleşen üst düzey heyetlerin karşılıklı ziyaretlerine tanık oluyoruz. Medyada bu ziyaretlere fazla yer verilmemekte, küpür haber şeklinde geçiştirilmektedir. Bu rastlantı değil. Zira hükümette bulunan gerici islamcı parti, kendi tabanı karşısında halen siyonizme karşı görüntü verme ihtiyacı hissediyor. Bu gösteriler kimi zaman Yahudi düşmanlığı boyutuna kadar vardırılıyor. Nitekim Türk Dışişleri, İsrail’in son katliamlarını göstermelik bir açıklama ile kınandı. Ancak bu sözümona kınama açıklaması yapılırken, kolluk kuvvetleri, siyonistlerin Filistin’de yaptıkları katliamların deneyimlerini İsrailli meslektaşlarından öğreniyorlardı. Bölgenin iki saldırgan gerici devleti, ABD emperyalizmi ile oluşturdukları üçlü “şer ittifakı” ile de bölge halklarının düşmanlarıdır.



İran’da depremzedeler isyan etti!

Geçen yıl 26 Aralık’ta Bem kentinde meydana gelen deprem faciasında 43 bin kişi ölmüştü. Tesadüfen sağ kalan ve perişan halde hayatlarını sürdürmeye çalışan depremzedeler sonunda isyan etti. Zira depremde yıkım bir kentle sınırlı kaldığı halde devlet hiçbir ciddi sorunu çözmüş değil.

Deprem bölgesini ziyaret eden devlet erkanı o bildik nutukları atmış, ancak hiçbirini yerine getirmemiş. Halen sağlık hizmetleri yetersiz, öğrenciler eğitimlerine devam edemiyorlar. Mevsim kış olduğu halde insanlar çadırda yaşamaya mahkum edilmiş durumdalar. Sorunlarına çözüm üretilmesi talebiyle depremzedeler 8 saat süren bir eylem yaptı. Eyleme katılan beşyüz civarında depremzede çevrede bulunan arabaları yaktılar, geçici konut olarak kullanılan konteynırleri tahrip ettiler.

Sorunları çözmek için ortada bulunmayan devlet, eylemi dağıtmak için polisini hemen harekete geçirdi. Bingöl depreminde olduğu gibi, İran’da da polis göstericilerin üzerine kurşun sıktı. Grev yapan işçileri katledecek kadar pervasız olan gerici molla rejimi, aynı zorbalığı depremzedelere karşı kullanarak kendi kaderlerine razı olup susmalarını istiyor.



MOSSAD Iraklı bilim insanlarını
ölümle tehdit ediyor!

İsrail istihbarat servisi MOSSAD’ın adı, suikast ve katliamlarla anılır. Filistinli direniş önderlerini, aydın ve yazarlarını katletmek terörist İsrail devletinin temel politikalarından biridir. İşgal altındaki topraklarda bu suikastlar, savaş helikopterinden arabalar ve evlere fırlatılan füzelerle sürdürülüyor. MOSSAD’ın Filistinli direnişçileri katletmekle yetinmediği, kendileriyle işbirliği yapmayı reddeden Arap kökenli pek çok insanı da infaz ettiği biliniyor. Yani MOSSAD, kanlı icraatlarını dünyanın değişik bölgelerinde de sürdürmüştür.

Irak’ın işgalinden sonra bu ülkede cirit atmaya başlayan MOSSAD, Iraklı bilim insanlarına “ya siyonistlerle işbirliği yapmak ya da öldürülmek” arasında tercih yapmalarını dayatıyor. “Iraklı bilim insanlarını tasfiye etme planı” çerçevesinde, İsrail’in isteğiyle 15 bin 500 uzman, araştırmacı, profesör vb. işten attırıldı. CİA’dan bilim insanlarının dosyalarını alan MOSSAD, bu insanlara kendileriyle işbirliği yapma teklifinde bulunuyor. Bu teklifi reddedenleri ise ölümle tehdit ediyor.

Konuyla ilgili konuşan Bağdat Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Hüseyin El Fitlavi, işsiz kalan bilim adamlarının Arap ülkelerine gitmemeleri halinde, MOSSAD tarafından öldürülebileceklerini söyledi. Emperyalist-siyonist saldırganlığın bölge halkları için nasıl ciddi bir tehdit oluşturduğunun bir yeni örneği bu.