13 Mart eylemi öncesi devlet gençliğe dönük terörünü tırmandırmış bulunuyor. Çukurova ve Marmara üniversitelerinde açılan yeni ve kapsamlı soruşturmalar, yine Marmara Üniversitesinde sınıflardan devrimci demokrat öğrencilerin çevik kuvvet tarafından gözaltına alınma girişimleri, İstanbul Üniversitesi öğrencisi Önder Babatın İstanbulun merkezinde kafasından vurularak katledilmesi... Tüm bu saldırılar gençliğin hak alma mücadelesini sermaye devletinin nasıl bir devlet terörüyle karşılandığını ortaya koymaktadır.
Tüm bu saldırılara 10 Mart Çarşamba sabahı Edirnede Ekim Gençliği okurlarına dönük kapsamlı bir saldırı eklenmiş bulunmaktadır. Sabah saat 06.00 sularında Ekim Gençliği okurlarının kaldığı 5 ev basılarak 20 arkadaşımız gözaltına alınmıştır. Polisin hiçbir gerekçeye dayanmadan yaptığı bu operasyon sonucu okurlarımızın kaldığı evler talan edilmiş ve eşyalar parçalanmıştır.
Önceki yıllarda bir Ekim Gençliği okurunun iki defa kaçırıldığı ve ajanlık teklif edildiği Edirnede bu saldırılar ne ilktir, ne de son olacaktır.
Okurlarımıza dönük olarak yapılmış bu saldırı:
Öğrenci gençliğin hak alma mücadelesine yapılmış bir saldırıdır.
Gençliğin geleceği için verdiği onurlu kavgaya yapılmış bir saldırıdır.
YÖKe, YÖK Yasa tasarısına, soruşturma terörüne karşı eşit, parasız, bilimsel ve anadilde eğitim için verilen mücadeleye yapılmış bir saldırıdır.
Geleceğin özgür toplumu yaratma mücadelesine karşı bir saldırıdır.
Bu ev baskınlarının 13 Mart Kızılay eylemi öncesinde yapılması hiçbir şekilde rastlantı değildir. Gençliğin haftalardır hazırlandığı ve ülkenin dört bir yanından yüzlerce öğrencinin yasaklı bir meydanda Kızılay Meydanında yapacağı bu eylemin egemenleri ne kadar tedirgin ettiğinin somut bir göstergesidir. Yapılan bu ev baskınlarının Ankara Valiliğinin Gençlerimize kanunsuz eyleme itibar etmemelerini, güvenlik kuvvetlerimizle çatışmaya asla kalkışmamalarını, kendi istikballerini düşünmelerini hatırlatmakta yarar görülmüştür şeklindeki tehditkar açıklamasından hemen önce yapılması ise, gençlerimiz diye başlayan bu tehditkar konuşmanın arkasındaki kirli ve karanlık yüzü tüm açıklığı ile ortaya koymaktadır.
Okurlarımız yaklaşık 2 gün boyunca Edirne TMŞde tutularak haklarında yasadışı örgüte üye olmaktan dava açılmıştır.
Ancak çabaları boşunadır. Her türlü baskı ve teröre karşı gençlik haklı ve meşru mücadelesini sonuna kadar sürdürecektir.
Ev baskınları, faili meçhul cinayetler, soruşturma ve kovuşturma terörü ile mücadelemizi durduracağını sananlar yanılmaktadır. Gençlik mücadelesini kazanıncaya kadar sürdürmekte kararlıdır. Bu kararlılığın ilk sınanacağı alan ise 13 Martta Kızılay Meydanı olacaktır.
Ekim Gençliği olarak, yoldaşlarımızın ve okurlarımızın üzerindeki baskıların son bulmasını ve hukuksuzca yapılan bu ev baskınlarının ve gözaltı terörünün derhal son bulmasını istiyoruz. Ekim Gençliği olarak yıllardır maruz kaldığımız baskı ve teröre karşı yılmadan mücadele ettik ve bundan sonra da edeceğiz. Baskı ve terör gençliği teslim alamayacaktır.
Edirnede 5 eve düzenlenen ve 20 öğrencinin gözaltına alınmasıyla sonuçlanan operasyondan sonra Trakya Üniversitesi Ayşekadın Yerleşkesinde bir basın açıklaması düzenlendi. Yaklaşık 150 kişinin katıldığı basın açıklamasına Ekim Gençliği, Trakya Üniversitesi Öğrenci Platformu, TÜ Öğrenci Koordinasyonu, SDP Gençliği, Emek Gençliği, DPG, DÜK, BAGEH, YDG, DGH, TKPli Öğrenciler ve DÖB katıldı.
Geçtiğimiz hafta Taksimde öldürülen Devrimci Hareket Dergisi okuru İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Önder Babatın da anıldığı basın açıklamasında; bu saldırıların sorumlusu, Yeni YÖK Yasası ile üniversiteleri, Kamu Reformu Yasası ile kamu alanlarını sermayeye peşkeş çekmek isteyen ve kölelik yasalarıyla işçi ve memurları köleleştirmeye çalışan sistemdir, denildi.
Eylemde Yaşasın devrimci dayanışma!, Kahrolsun faşizm, katil polis üniversiteden defol!, YÖK kalkacak, polis gidecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek!, Önder Babat ölümsüzdür! sloganları atıldı.
10 Mart günü Edirne Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Ekipleri 5 öğrenci evine operasyon düzenlendi. Sabah 06-08:00 arasında gerçekleşen baskınlar Ekim Gençliği okurlarına yönelikti. Basılan evler darmadağın edildi. Gözaltına alınan 20 kişi 11 Mart günü öğleden sonra savcılığa çıkartıldı. Arkadaşlarımız TKİP örgütü üyeliğinden yargılanacakları için Cumhuriyet Savcılığı dosyayı DGMye gönderdi. Daha sonra arkadaşlarımız serbest bırakıldı.
Biz biliyoruz ki faşist sermaye devletinin bu saldırıları devrimci hareketi bastırmaya yöneliktir. Operasyondan birkaç gün önce gerçekleştirilen Önder Babatın katledilmesi de, Edirnedeki polis terörü de aynı şeyi hedeflemektedir.
Edirneden genç komünistler olarak diyoruz ki, devrim ve sosyalizm yolundaki mücadelemizi hiçbir güç engelleyemez.