İstanbulda 1 Eylül eylemi...
Katil ABD Ortadoğudan defol!
Şişli Abide-i Hürriyet Meydanı, emperyalist savaş ve saldırganlığı lanetlemek için alanlara çıkan 10 bin kişinin eylemine sahne oldu. Miting, Perpa ve Şişli olmak üzere iki koldan yapılan yürüyüşle başladı.
Perpa kolundan Özgür Toplum Partisi, SDP, DEHAP yasal sol partilerle Irakta Savaşa Hayır Koordinasyonu, BDSP, Barikat, Demokratik Haklar Platformu, Proleter Devrimci Duruş, Devrimci Hareket, Kaldıraç, HÖC, Halkevleri, Partizan, Mücadele Birliği yürüdü. Şişli tarafında ise EMEP, Direniş, Alınteri, İHD, SES, Eğitim-Sen katıldı.
Miting boyunca ABD askeri olmayacağız!, Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!, Emperyalistler, işbirlikçiler 6. Filoyu unutmayın!, Katil ABD Ortadoğudan defol!, Kurtuluş devrimde, kurtuluş sosyalizmde!, Yaşasın halkların kardeşliği!, Kahrolsun MGK, MİT, CİA, kontr-gerilla! sloganları atıldı. Saat 12:00 gibi başlayan eylem 15:00te bitirildi.
Emperyalist savaş ve saldırganlığın tırmandırıldığı, sermaye iktidarının ABD hesabına jandarmalığa soyunduğu böylesi önemli bir süreçte eyleme katılım zayıftı. Sendikaların eyleme katılımı sınırlı oldu. Katılımdaki zayıflığın yanı sıra mitingin genel havası da cansızdı. Parçalı ve dağınık geçen eylemde kürsüye ilgi olmadı.
Komünistler eyleme BDSP imzalı Kapitalizm savaş demektir, barış sosyalizmle gelecek!, Irakta ABD jandarmalığına hayır!, Eşitlik, özgürlük, gönüllü birlik! pankartları ve kızıl bayraklarıyla katıldılar. Alanda emperyalist savaşı teşhir eden bildiriler dağıttılar.
İzmirde polisin ve sivil faşistlerin koordineli saldırısı...
1 Eylül eylemine karşı devlet terörü
İzmir Valiliğinin 1 Eylülde yapılacak mitinge İzmir Enternasyonal Fuarını gerekçe göstererek izin vermemesi üzerine, tertip komitesi Cumhuriyet Meydanında basın açıklaması yapma kararı aldı.
1 Eylül günü saat 14:30da Konak Gümrük önünde biraraya gelen kitlenin caddeye çıkması üzerine polis yetkilileriyle ilk tartışma yaşandı. Ardından 2. Kordondan 1. Kordona geçen kitle İHD, blok bileşenleri, KESK, devrimci güçler ve TKPden oluşuyordu. Yaklaşık 2500 kişinin katıldığı eylemin gövdesini DEHAP kitlesi oluşturmaktaydı. Cumhuriyet Meydanına yaklaşıldığında, meydan girişine barikat kuran polisler tarafından kitle durduruldu. Barikatın kaldırılması talebiyle oturma eylemine geçildi. Tertip komitesiyle polis yetkilileri arasında görüşmeler devam ederken sloganlar hiç susmadı. Bir ara işlek ana caddenin kapatılması üzerine gerilimli anlar yaşandı. Fakat yol tekrar trafiğe açıldı ve oturma eylemi devam etti.
Meydana girişe izin verilmemesi üzerine kitle saat 16:00da tekrar barikatlara yüklendi. Bu sırada kitlenin üzerine gaz bombası atıldı, sinir ve biber gazı sıkıldı. Çevik kuvvetin coplu saldırısı ve gaz bombası sonucu yaralananlar oldu. Polisin rastgele havaya ateş etmesi sonucu seken kurşunlardan bir basın mensubu yaralandı. Polisin saldırısı sonucu ara sokaklara dağılan kitle saldırıdan yine de kurtulamadı. Yakalananlar gözaltına alındı. Yer yer linç girişimleri yaşandı. Ayrıca ara sokaklarda önceden planlandığı belli olan sivil faşistlerin saldırısı da başladı. Saldırının başladığı meydanın girişinde oturma eylemine devam eden kitle basın açıklaması yaparak polisin vahşi terörünü teşhir etti.
Ara caddelere sürüklenen kitlenin bir kısmı TKP binası önüne geldi. Bu sırada polis biber gazı kullanarak, coplayarak birçok kişiyi gözaltına aldı. TKP ve DEHAP ilçe binalarının önüne getirilen faşist beslemeler, TKPyi taşlayarak camlarını kırdı ve göstericilerin üzerlerine saldırdı. Bu saldırılar sırasında yerlerde sürüklenenler, ciddi biçimde yaralananlar oldu. Yaralananların bir kısmı hastanelere kaldırılırken, bir kısmı da gözaltına alındı. Bir süre bina önünde bekletilen faşist beslemeler polis nezaretinde sloganlar atarak ara sokaklara dağıtıldılar.
Çatışmalı 1 Eylül Dünya Barış yürüyüşünde gözaltına alınan 29 kişiden 3 kişi savcılıktan, 26 kişi 2 Eylül günü gece yarısı mahkemeye çıkarıldıktan sonra serbest bırakıldı.
1 Eylül Dünya Barış Günü eylemlerinden...
Ankara: Amerikan askeri olmayacağız!
28 kitle örgütünün katıldığı 1 Eylül Dünya Barış Günü mitingi, Abdi İpekçi Parkında gerçekleştirildi. En önde Amerikan askeri olmayacağız! şiarının bulunduğu pankart mitingin içeriğini yansıtıyordu. Eylemde yapılan konuşmalarda, yanı başımızda kardeş halklara karşı sürdürülen işgale, Türkiyenin de bu işgale sunduğu ve sunmaya hazırlandığı desteğe karşı direnileceği dile getirildi. Yaklaşık 1200 kişinin katıldığı mitingde Kahrolsun Amerikan emperyalizmi!, İşgale değil direnişe destek!, İşgale gitme kardeş kanı dökme!, ABD askeri olmayacağız! sloganları atıldı.
Antakya: Kahrolsun Amerikan emperyalizmi!
İHD Antakya Şubesi 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle bir basın açıklaması yaptı. Eylem Müze önünde 100 kişilik bir kitlenin katılımıyla gerçekleşti. Yapılan açıklamada emperyalist savaş ve Türkiyenin Iraka asker gönderme isteği bir kez daha lanetlendi. Sık sık Amerikan askeri olmayacağız!, Kahrolsun Amerikan emparyalizmi!, Yaşasın halkların kardeşliği! sloganları atıldı. Çevreden geçen insanların eyleme alkışları ile destek sunmaları anlamlıydı.
Bursa: Yaşasın halkların kardeşliği!
1 Eylül Dünya Barış Gününde Bursada yaklaşık 400 kişinin katıldığı bir basın açıklaması yapıldı. Bursaray Osmangazi İstasyonu önünde yapılan basın açıklaması Kürtçe ve Türkçe olarak okundu. Yaşasın halkların kardeşliği!, ABD askeri olmayacağız! sloganlarının atıldığı eylem çekilen halaylarla bitirildi.
1 Eylül Dünya Barış Günü eylemlerinden...
Diyarbakır: Onbinler alanlara çıktı
1 Eylülde çevre il ve ilçelerden yaklaşık 100 bin kişilik kitle Diyarbakır İstasyon Meydanında toplandı. Batman, Mardin, Siirt, Şırnak, Tunceli, Malatya, Elazığ, Urfa, Bingöl ve ilçelerinden gelen onbinler miting alanın girişinde kurulan iki polis noktasından arandıktan sonra alana giriş yaptı.
Sabah saatlerinde Miting Tertip Komitesini çağıran Diyarbakır Vali vekili, bir gün önce Silvanda polis noktasına yapılan saldırıyı gerekçe göstererek mitingin ileri bir tarihe ertelenmesini istedi. Miting Tertip Komitesi, hazırlıklarını yaptıklarını söyleyerek bu dayatmayı kabul etmedi.
Mitingte DEHAP Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, EMEP Genel Başkan Yardımcısı Ender İmrek, KESK Genel Sekreteri Mustafa Avcı ve Tertip Komitesi Başkanı Fırat Anlı birer konuşma yaptı.
Şırnaktan gelen ve yerel kıyafetler giyen 30 kişi gerilla kıyafeti giydikleri iddiasıyla gözaltına alındı. Bu duruma tepki gösteren gençlerle polisler arasında taşlı sopalı kısa süren bir çatışma yaşandı.
Mersin: ABDye barikat, Ortadoğuya özgürlük!
Adana, Hatay, Antep, Maraş, Adıyaman ve Osmaniyeden katılımın olduğu mitinge, KESKe bağlı sendikalarla, Türk-İşe bağlı Petrol-İş ve Liman-İş destek verdi. Mersinde düzenlenen bölgesel mitinge 20 bin kişi katıldı.
Eylemde Yaşasın barış, biji aşiti!, Kadınlar savaş istemiyor!, Kahrolsun Amerikan emperyalizmi!, ABDye barikat, Ortadoğuya özgürlük!, ABD kuklası iktidar istemiyoruz! ve Yaşasın halkların kardeşliği! sloganları atıldı.
Alana girişte TAYADlı Ailelere saldıran polis 8 kişiyi gözaltına aldı.
Adanada 1 Eylül etkinlikleri...
1 Eylül Dünya Barış Gününde Haklar ve Özgürlükler Cephesi tarafından İnönü Parkında bir basın açıklaması düzenlendi. 107 ölü var, hangi barış? şiarıyla kaleme alınan basın metninde F tiplerindeki tecrit koşullarından bahsedilerek, emperyalist işgal teşhir edildi. Son olarak Barış halkların emperyalizme ve onların işbirlikçilerini dize getirmeleriyle mümkündür sözleriyle basın açıklaması bitirildi. Eylemde Irak halkı direne direne kazanacak, Yaşasın halkların kardeşliği!, Kahrolsun ABD emperyalizmi!, Tecrit kaldırılsın ölümler durdurulsun!, Yaşasın Ölüm Orucu direnişimiz! sloganları atıldı.
Ardından saat 12:30da sendikaların, kitle örgütlerinin ve devrimcilerin ortaklaşa düzenlediği basın açıklaması İnönü Parkından başlayarak sloganlar eşliğinde İHDnin önüne kadar süren yürüyüşle gerçekleştirildi. Yaklaşık 150 kişinin katıldığı basın açıklamasında Kahrolsun ABD emperyalizmi!, Yaşasın halkların kardeşliği!, Biji bratiya gelan, ABD askeri olmayacağız! sloganları atıldı. Açıklamada; Bizler işçisi, emekçisi, öğrencisi, emeklisi, işsizi ile Türkiye halkları olarak hükümeti uyarıyoruz. Hükümet Irakta ihale peşinde koşan patronların, İMFden gelecek kredileri bekleyen savaş rantçılarının, emperyal hayaller yayan iliştirilmiş gazetecilerin değil, Türkiyenin işçi, emekçi ve ezilen halklarına kulak vermelidir denidi.
Antalya: Antalyada yapılan mitinge 2 bin kişi katıldı. Saygı duruşunun ardından Şehit namırın! sloganları atıldı.
Eskişehir: 2 Eylül günü Eskişehirde Barış yürüyüşü yapıldı. Eskişehir Demokrasi Patformunun düzenlediği yürüyüşe 500e yakın kitle katıldı. Porsuk Bulvarından başlayan yürüyüş, İki Eylül Caddesi güzergahında alkış ve sloganlarla sürdü. Katil ABD Ortadoğudan defol!, Askere gitme, kardeş kanı dökme!, İşgale karşı genel grev, genel direniş! sloganları atıldı.
Malatyada 150 kişinin katıldığı bir basın açıklaması eylemi düzenlendi.
Şakirpaşa İşçi Kültür Evinde 1 Eylül etkinliği
1 Eylül Dünya Barış Günü Adanada basın açıklamaları ve etkinliklerle kutlandı. Biz de Şakirpaşa İşçi Kültür Evi çalışanları olarak 1 Eylül akşamı saat 18.00de bir etkinlik organize ettik. Etkinlikten üç gün önce kitle çalışmasına başlayarak Şakirpaşa emekçilerini etkinliğimize davet ettik.
Ya barbarlık ya sosyalizm yazılı pankartın ve kızıl bayraklarımız salonda asılı olması etkinliğimize ayrı bir renk kattı. Yaklaşık 60 emekçinin katıldığı etkinliğimiz, Yürekli Tiyatro ekibinin Atom adlı oyunuyla başladı. Daha sonra 1 Eylül Dünya Barış Gününün anlamı ve önemine vurgu yapan, emperyalist işgal altındaki Irak halkının direnişini öne çıkaran ve bu sistem varoldukça savaşların kaçınılmaz olduğunu, kalıcı barışın sosyalizmle gelebileceğini belirten bir metin okundu.
Metnin okunmasının ardından İşçi Kültür Evi bünyesinde oluşturulan şiir grubunun hazırlamış olduğu şiir dinletisi sunuldu. Özellikle bir arkadaşımızın kendi yazmış olduğu savaşlar ve yarattığı yıkımı anlatan şiiri çok beğenildi. Grup Halkçanın müzik dinletisiyle etkinliğimiz sona erdi.
Şakirpaşa İKE çalışanları/Adana
Pişmanlık yasası tam bir fiyasko
ABDnin Irak bataklığından kurtulmak için yaptığı manevralar biliniyor. Bu manevralardan biri de sermaye devletine topluma kazandırma yasasını çıkarttırması olmuştu. Devletin bu yasadan beklentileri fazla olduğu için hazırlıklarını da buna göre yaptı. Propagandadan topluma kazandırma merkezlerine kadar bütün olanaklarını seferber etti.
Bu psikolojik harekatın başını burjuva medya çekti. Günlerce yasanın propagandası yapıldı. Yasanın pişmanlık yasası değil de eve dönüş yasası olduğu sık sık vurgulandı. Toplum her zamanki gibi bir bombardımana tutuldu. Devletin nasıl da demokratikleştiği, teröristlere nasıl da kucak açtığı vb. vaazedildi. Özellikle ilk günlerde tam bir dezenformasyon ortamı yaratıldı. Gerçekler ya gizlenmeye ya da olduğundan farklı gösterilmeye çalışıldı.
Ancak sermaye devletinin asıl yöneticileri sonuçta gerçeği açıklamak durumda kaldılar. Eve dönenlerin sayısı beklenenin çok altında kalmıştı.
Mevcut başvuruların çoğu cezaevinden yapıldı. Gerçi burada da bir belirsizlik söz konusu. Zira yedinci uyum paketinin getirdiği yasal düzenlemeyle 169. maddenin sınırları daraldığı için, bu maddeden hükümlü ve tutuklu olanlar serbest bırakılmak zorunda kalındı. Medyanın ısıtıp ısıtıp verdiği sayılara bunların da dahil olması güçlü bir olasılıktır. Fakat ne olursa olsun, verilen sayı beklenin çok altındadır.
Başvuruların çoğunun cezaevlerinden olması sermaye devleti için ayrı bir sıkıntı kaynağı. Bunu ilk zamanlar bildik yöntemlerle gizlemeye kalktılar, fakat çok geçmeden gerçeği teslim etmek zorunda kaldılar. Ama kendilerince yeni bir argüman da buldular. Yasadan yararlanmak isteyen çokmuş, fakat örgüt baskısından dolayı teröristler ilk yararlanan olma psikolojisini yaşamak istemiyorlarmış. Örgüt içi infazlar da buna eklendiğinde, herşey tamamlanmış oluyor.
Yasadan yararlanmak için başvuranlar zaten içerde çoktan nedamet getiren unsurlardır. Devlet için bunların bir önemi yoktu. Bunu daha yasanın ilk çıktığı günlerde Genelkurmay 2. başkanıyken Yaşar Büyükanıt da şöyle dile getirmişti: Bizim için asıl önemli olan dağdaki teröristin sayısıdır.
Sonuç olarak bu yasa tam fiyaskoyla sonuçlanmıştır. Devrimcilerin ve devrimci birikimi hala da tüketilemeyen Kürt halkının böyle oyunlarla teslim alınamayacağı bu yasa vesilesiyle bir kez daha teyit edilmiştir. Sermaye devleti ne yaparsa yapsın bu topraklardaki direniş ruhunu yok edemeyecektir.
|