28 Haziran'03
Sayı: 25 (115)


  Kızıl Bayrak'tan
  Temel demokratik hak ve özgürlükler için mücadeleyi yükseltelim!
  İnsanca yaşamaya yeten asgari ücret için mücadeleye!
  Herkese iş, tüm çalışanlara iş güvencesi!" talebini yükseltelim!
  Özelleştirme yağma ve talandır!
  Yolsuzluk boydan aşıyor, komisyon ancak diz boyuna ulaşmış!..
  Af isteyenler terörle susturulmaya çalışılıyor
  Diyanete değil, eğitime ve sağlığa kadro!
  Krizin faturasını kapitalistler ödesin!
  İşçi ve emekçi eylemlerinden...
  Geçmişe sırtını dönenlerin geleceği yoktur!..
  Devlet güdümlü Sivas katliamının 10. yılı...
  Türkiye ABD askeri işgaline açıldı...
  Selanik zirvesi: Yeni saldırı kararları
  Almanya: Metal işçilerinin grevi kararlılıkla sürüyor
  Direniş, ABD'nin Irak hesaplarını boşa çıkarıyor!
  Hiçbir yere çıkmayan yol
  Avrupa'da sosyal hak gasplarına karşı mücadele sertleşiyor!
  Amerika-Taliban işbirliği yeniden başlıyor
  Kanımızı emmelerine artık izin vermeyeceğiz!
  Ücretli köleliğe ve kölelik yasasına hayır!
  Ellere var...
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 
Selanik Zirvesi: Yeni saldırı kararları

Yunanistan’nın Selanik kenti yakınındaki Halkidiki yarmadasında yoğun güvenlik önlemleri altında yapılan ve üç gün süren AB Zirvesi büyük kitlesel gösterilerle protesto edildi. Zirvenin güvenliği için 15 bin polis, asker ve özel güvenlik elemanlarının yanısıra askeri helikopterler, radarlar, patriot füzeleri ve savaş gemileri seferber edildi. Zirveyi protesto hazırlıkları ise haftalar önce çeşitli ülkelerde onlarca siyasi parti, örgüt, gençlik grupları ve çeşitli kitle kuruluşları tarafında organize edildi. Zirve öncesi Atina’da çağrısı Mücadeleci İşçiler Cephesi, Avrupa Sosyal Formu ve Direniş Cephesi tarafında yapılan gösteriye büyük katılım oldu. Selanik’teki büyük gösteriye ise onbinlerce kişi katıldı (bazı kaynaklara göre yaklaşık 100 bin). Gösteriler sonraki günlere yayılarak devam etti.

Zirvede demokratik haklara yönelik saldırı kararları

Üye ülke liderlerinin yanısıra üyeliği onaylanan 10 devlet temsilcilerinin de katıldığı zirvenin gündemlerini Avrupa Anayasası, Avrupa güvenlik ve savunma politikası, AB-ABD ilişkileri, ortak göçmen ve siyasi sığınma politikası, sınırlarda ortak güvenlik çalışmaları ve birliğe alınacak 10 yeni ülkenin durumu gibi konular oluşturuyordu. Tartışma konuları olarak saptanan konulardan da anlaşılacağı üzere, Avrupa emperyalizmi birçok alanda demokratik özgürlüklere yönelik yeni saldırıları karara bağlamak ve uygulamak üzere toplanmış oldu. Zira zirveden çıkan ve gerçek kapsamı gizlenerek kamuoyuna sunulan sonuçlar tümüyle demokratik hakların gaspı niteliğindedir.

Zirvede tartışılan konuların birçoğu zirve öncesi tartışılmış ve zirvede karara bağlanmak üzere bir taslak haline getirilmişti. “AB siyasi sığınmayı daha iyi düzenleme ve yönlendirme” projesi adı altında göçü durdurmayı ve sığınmayı mümkünse olanaksız hale getirmeyi sağlayacak önlemler paketi hazırlandı, birlik ülkeleri sınırları dışında kapalı kamplar kurarak girişleri kontrol altına almayı hedefliyor. Reform paketinde ülkelerini terk etmek zorunda kalanların sığınma başvuruları bile kabul edilmeden geldikleri ülkelere geri gönderilmeleri ya da sığınma talepleri araştırıldığı süre içerisinde başka ülkelerde oluşturulmuş kapalı sığınma kamplarına yerleştirilmeleri planlanıyor. Bu planların öngörüldüğü biçimde hayata geçirilip geçirilmeyeceğini zaman gösterecektir. Fakat daha şimdiden İngiltere tarafında Zagrep yakınlarındaki bir köyde 1 milyon sterlin harcanarak 800 kişilik kapasiteye sahip bir toplama kampının kurulduğu ve finansmanını Avrupa komisyonunun karşıladığını İngiltere basını kamuoyuna duyurmuş, İçişleri Bakanı ise kabul etmiş bulunuyor. Bu buluşun fikir babası olan İngiltere Selanik Zirvesi’nde bu uygulamayı genelleştirme önerisini ileri sürdü.

Zirve öncesi tartışılan ve karar altına alınmayı öngören konulardan biri ise kitle imha silahlarına sahip olan ülkelere karşı alınması gereken tutuma ilişkindi. AB’li şefler Amerika’nın açtığı yoldan geri kalmamak kaygısıyla kitle imha silahlarına sahip olan rejimleri şiddet yoluyla yıkmanın gerekli olduğuna inanıyor. Zirvede bu politikanin bir ürünü olarak İran ve Kuzey Kore’ye nükleer programı durdurma çağrısı yapıldı.

Bunlardan da anlaşılacağı üzere zirvede tartışılan konuların hemen hepsi önceden tartışılıp ortak bir karar haline getirilmek ve uygulamak üzere paket halinde zirveye sunulmuştur.

Zirvede görüşülmek ve karara bağlanmak için önden hazırlanan ve çeşitli dillere çevrilen Avrupa Anayasası taslağı üzerinde yürütülen tartışmada İngiltere ve İspanya’nın tatmin olmaması üzerine anlaşmazlık Ekim ayında yapılacak olan hükümetler arası konferansa ertelendi. Nükleer silah bulunduran ve nükleer program sürdüren ülkelerin konumu çerçevesinde sürdürülen tartışmalar, programların durdurulması somut olarak İran ve Kore’nin uyarılması sonucuna bağlandı. Avrupa dışişleri bakanının seçilmesi ve 6 aylık dönüşümlü olarak yürütülen başkanlık sisteminin yerine AB liderlerinin oylarıyla belirlenecek ve görev süresi iki buçuk yıl olacak AB başkanının seçilmesinin öngörülmesi gibi konular bir yana bırakılırsa, bir sonuca bağlanması önemli görülen konular göçmenlik, sığınma ve Türkiye’nin konumu oluşturuyor.

Zirve göçmen ve sığınma akışını önleme amacıyla sert önlemler almanın zorunluluğu ve yaşadışı göçmen barındıran veya transit geçişlere izin veren tüm ülkelere karşı tavrın sertleştirilmesi konusunda fikir birliğine vardılar. Göç ve sığınma trafiğine uğrayan ülkelere önlem almaları için 250 milyon Euro yardım yapılacak. İngiltere’nin Avrupa’da toplama kampları oluşturma önerisi şimdilik reddedildi. Fakat bu alanda alınan kararlar ve hayata geçirilmek istenen uygulamalar insanlık dışıdır ve temel demokratik haklara yönelik bir saldırıdır. AB’li şefler bu alandaki uygulamaları kendi ülkelerinde yükselen işsizliğe karşı da bir önlem olarak sunmakla işsizliğin kaynağı olarak bir kez daha yabancıları sorumlu göstermektedirler.

AB ve Türkiye

AB Konseyi “Türk hükümetinin reform sürecini devam ettirme ve öncelikle geriye kalan yasal çalışmaları 2003 sonuna kadar tamamlama kararlılığını kutladı”. Reform alanındaki ilerlemeler dikkate alındığında, birlik müzakerelerine başlama amacına ulaşmak için yeni çabalarda bulunması gerektiği hatırlatıldı. Demokrasi düşmanlarının Türkiye’de daha fazla demokrasi isteme ikiyüzlülüğü ve yakın bir tarihte müzakerelere başlamanın mümkün olacağı gibi okşayıcı sözler Türk burjuvasizini “AB’ye artık daha yakınız” türünden sevinçlere boğsa da önünde ciddi engeller durmaktadır. Nitekim AB’nin cesaretlendirici sözleri “Türkiye’de ordunun siyaset üzerindeki etkinliğinin Kopenhag Kriterleri’ne aykırı olduğu” gibi tatsız hatırlatmalar izledi, buna Kıbrıs sorunu eşlik etti ve Annan planının desteklenmesi dayatıldı. Türkiye’nin “müzakerelere yakında başlayacağız” sevincini AB Komisyon Başkanı Prodi “Türkiye’nin kriterlere uyup uymadığı gelecek yıl gözden geçirilecek umarım durum iyi çıkar ve müzakereler başlar. Aksi durumda başlamaz, bu bu kadar basit” diye yanıtladı.