Saddamın kimlerce, kimlerle ve nasıl yargılanacağı tartışılıyor ya şimdi; geçmişe ve özgeçmişe dönmenin tam zamanı. Amerikalı yazar ve araştırmacı Stephen Shalom, Znetteki yazısında (A Saddam Chronology, 15 Aralık 2003), Washington Post gazetesinde yayımlanan Saddam Özgeçmişini önemli şerhlerle tamamlayarak, yeniden veriyor. Kısaca özetlersek:
Saddam 1937de Tikritte doğdu. 1957de yeraltındaki Baas Sosyalist Partisine girdi. 1958de kayınbiraderini komünist olduğu için öldürüp 6 ay hapis yattı. 1959da Irak diktatörü General Kasıma (CIAdan 1 yıl önce) suikast düzenleyen ve onu yaralayan Baas timinde yer aldı.
Kendi de yaralandı, önce Tikritteki Al Dovr kasabasına, sonra Suriyeye, ardından Mısıra kaçtı. 1963te Baasın (CIA desteği ile) Kasımı öldürüp darbe yapmasından sonra Iraka döndü. (Darbede CIA ile işbirliği yapan Baasçılar arasında Saddam da vardı.)
Darbeden sonra sayısız doktorun, öğretmenin, avukatın ve diğer serbest meslek sahibinin sistematik olarak öldürüldüğü kan banyosunda av listesini CIA verdi. 1963 Kasımında Baas ordu tarafından devrildi. 1968 Temmuzunda Baasçılarla subaylar Irakta rejimi devirdi. Bu darbeyi de CIA destekledi. İki hafta sonra Ahmet Hasan El Bekr öncülüğündeki yeni rejimin iç güvenlik sorumlusu oldu.
1973-75 arasında ABD (CIA), İran (Şah) ve İsrail, Irakta bir Kürt ayaklanmasını destekledi. Irakta Saddamla İran anlaşma yapıp sınırları kapattıktan ve İranla ABD isyancılara yardımı kestikten sonra Irak rejimi isyancıları katlederken ABD onlara iltica izni vermedi.
16 Temmuz 1979da Saddam El Bekrden liderliği devraldı. Muhaliflerini temizledi ve Baasta muazzam bir tasfiye gerçekleştirdi. ABD, bunda bir çıkar uyuşmazlığı görmediğini açıkladı.
22 Eylül 1980de İrana savaş açtı ve savaş sekiz yılda toplam 1 milyona yakın insanın ölümüyle sonuçlandı. BM bu savaşta, ABDnin etkisiyle Irakı kınamadı ve zorlamadı. Saldıran Irak ilk kimyasal silâh kullanan taraf oldu. Bu savaş sırasında ABD Iraka meyletti, onu terörist devletler listesinden çıkardı (1982), Donald Rumsfeldi Bağdata Reaganın temsilcisi olarak 2 kez Saddamla ekonomik işbirliği konularında görüşmeye gönderdi (1983 ve 84); 1984te yeniden diplomatik ilişki kurdu, Iraka yoğun ekonomik yardım ve borç sağladı, istihbarat sağladı, askeri amaçla kullanacağını gayet iyi bildiği ikili kullanım maddeleri sattı.
28 Mart 1988de Saddam Halepçede kimyasal gazlarla 5 bin sivil Kürt vatandaşını öldürdü. (ABD önce çekimser kaldı; daha sonra kanıtlanınca, bunu hafifçe kınadı ama ticari ve diplomatik ilişkilerinin bundan hiçbir şekilde zarar görmeyeceğini açıkladı; BM Güvenlik Konseyinde bu konuda İranın şikayeti üzerine bir karar alınmasını engelleme talimatı da ABD temsilcisine verildi. GKnin kınama kararı, Irakın adını anmadan çıktı.
Bu sırada ABDnin bu silahlardan haberdar olduğu ve fakat Irak silâhlı kuvvetlerine istihbarat ve planlama konusunda destek vermeye devam ettiği sonradan ortaya çıktı.
Ayrıca ABD kimyasal silahla yapılan Halepçe katliamını kınamadı. Kongreden çıkan yaptırım kararını ise ABD hükûmeti sulandırdı ve tarım kredileri bu yaptırımdan muaf tutuldu.
1987-89 arasında Saddam Anfal harekâtı ile 50 bin ilâ 100 bin Kürdü sistematik bir şekilde katletti. ABDnin buna yanıtı ise kredileri yüzde yüz artırmak ve Saddam Irakını dünyanın ikinci büyük kredi programının kullanıcısı haline getirmek oldu.
Baba Bush, high-tech askeri donanım ve askeri istihbarat da dahil olmak üzere ABD yardımını 1. Körfez Savaşının neredeyse başlangıcına kadar sürdürmeyi kendine ilke edindi.
2 Ağustos 1990da Saddam Kuveyti işgal etti.
17 Ağustos 1991de ABD öncülüğündeki koalisyon Saddam Irakına saldırdı ve Kuveyt kurtarıldı. Savaşta Irakın sivil altyapısı bilerek hedeflendi ve savaştan sonra 12 yıl sürdürülen ABD güdümündeki BM ambargosu sonucunda yarım milyon dolayında sivilin öldüğü hesaplandı.
1991 Martında Saddam güneydeki Şii ayaklanmasını ve kuzeydeki Kürt ayaklanmasını kanla bastırdı. Ayaklanmaları teşvik eden ABD isyancılara ele geçirdikleri silahları kullanma iznini vermedi ve fakat Saddama isyancıları katletmek için savaş helikopterlerini kullanma iznini verdi; bastırma sırasında ABD savaş uçakları da havada daireler çizmekteydi.
1991de kitle imha silahları hakkında BMye bilgi vermeyi kabul eden Saddam, yalan beyanla suçlandı.
1995te Ürdüne kaçan iki damadına güvenlik garantisi veren Saddam, onları 1996da döner dönmez idam ettirdi.
1998de BM silâh denetçilerinin ABD hesabına casusluk ettiklerini tespit eden Saddam onları Iraktan çıkarttıktan birkaç saat sonra ABD ve Britanya uçakları, BM onayı almadan cezalandırma bombardımanına giriştiler.
2002 Kasımında BM Güvenlik Konseyi kararlarına uyarak silâhsızlanmadığı takdirde ciddi sonuçları ile karşılaşacağı konusunda uyarıldı. Kendisine verilen mühlet içinde denetçilerin yeniden denetimine izin verdi.
Aralıkta BMye kitle imha silâhları olmadığına dair yüzlerce sayfalık deklarasyonda bulundu. ABD buna inanmadı; BM de deklarasyonu eksik buldu.
7 Martta ABD, Britanya ve İspanya savaş konseyi topladı ve Saddama 10 gün mühlet verirken, Fransa öncülüğündeki diğer bazı ülkeler BMden kuvvet kullanma konusundaki karar alınmasına karşı çıktılar.
17 Martta savaş konseyi üyeleri, diplomasi yolunun bittiğini ilan etti. ABD Başkanı Bush Saddamla 2 oğluna ülkeyi terketmesi için 48 saat tanıdı. Ama gerçekte, ABDnin Saddamla oğullarının ülkeyi terketmeleri halinde de askeri müdahalede bulunacağı bizzat ABD yetkililerince açıklandı.
18 Martta Saddam yönetimi Bushun ültimatomunu reddetti. Savaşın hemen öncesinde Irak yönetimi ABD ve Britanya kuvvetlerine, her türlü silâh denetimi için ülkeyi sınırsız giriş olanağı açacağını bildirdi.
Ayrıca, gizli ve dolaylı yollardan ABDye petrol imtiyazları, aranan teröristlerin teslimi ve iki yıl içinde uluslararası gözetim altında seçim yapılması dahil birçok şeyi içeren bir paket önerdi. ABD bunları reddetti ve bir kaynağa göre mutlak teslimiyet şartları ve kitle imha silahlarının varlığını itiraf etmesini önerdi.
20 Martta ABD kuvvetleri savaş açtı ve Saddamın bulunduğunu istihbar ettiği bir çiftliği bombalayarak kelle uçurma operasyonuna girişti. Saddam bunun hemen ardından televizyonda boy gösterdi. 4 Nisanda da Saddamın Bağdat sokaklarında görüntüsü yayınlandı.
7 Nisanda ABD uçakları, Bağdatta Saddam ve oğullarının bulunduğunu istihbar ettiği Mansur mahallesinin bir bölümünü yerle bir ederek kelle uçurma operasyonunu sürdürdü.
9 Nisanda ABD orduları Bağdata girdi ve Firdevs Meydanında Saddamın heykeli ABD zırhlı araçlarının yardımıyla yıkıldı; heykelin başına bir ara ABD bayrağı sarıldı.
22 Temmuzda Saddamın iki oğlu ve torunu, Musulda ABD askerleri tarafından öldürüldü. Saddamın birkaç saat farkla elden kaçırıldığı belirtildi.
27 Temmuzda Tikritte yapılan bir baskında Saddamın 24 saat farkla elden kaçırıldığı bildirildi.
5 Eylülde General Odierno, Saddamın bazı korumalarının Tikrit civarında yakalandığını, kendisinin de yakalanmasının kuvvetle muhtemel olduğunu açıkladı.
16 Eylülde Saddam Hüseyine izafe edilen ses bantlarından dokuzuncusu ve sonuncusu yayınlandı. Direnişi teşvik eden bantta, ayrıca ABD öncülüğündeki işgal kuvvetlerinin Irakı işgal etmenin güçlüğünü hesap edemedikleri belirtiliyordu.
13 Aralık 2003de saat 8:30da, Saddam Hüseyinin, doğduğu yer olan Tikritin 15 kilometre güneyindeki El Dwar kasabasında bir örümcek yuvasında yakalandığı açıklandı. Saddam, bundan 44 yıl önce 1959da Irakın bir başka liderini öldürmeye teşebbüs ettikten sonra yaralı bir gerilla olarak kaçarken Diclenin öte yanında bir süre sığındığı yeri belirlemek üzere yapılmış küçük caminin sadece 200 metre ötesinde bir yerde saklanmayı seçmişti. (Robert Fisk, Luncheon-meat, Poetry and Skin Cream: The Cold Comforts of Saddams Last Hiding Place, The Independent, 16 Aralık 2003)
Saddamın kimlerce, kimlerle beraber ve nasıl yargılanacağı tartışılıyor ya şimdi; işte onun için aktardık bu özgeçmişi: Iraklı ve uluslararası yargıçlara nâçizane yardımcı olmak bakımından yani.