13 Aralık günü, Almanyanın çeşitli kentlerinde gerçekleştirilen eylemlere, 70 bini aşkın üniversiteli genç katıldı. Toplumun çeşitli kesimlerinden de destek alan eylemlilikler, bir öğrenci eylemliliği olmaktan çıkmış bulunuyor. Bazı sendikaların (IGM, Ver.di), işsizlerin ve eğitim alanındaki saldırıların hedefi durumunda bulunan bütün öğrenci ve eğitim emekçilerinin ortak eylemine dönüşen gösteriler büyüyerek devam ediyor.
Frankfurt, Berlin, Leipzig ve Nürnbergde düzenlenen mitinglerle, protesto edilen yeni eğitim reformu ve sosyal hak kısıtlamaları şahsında kapitalist sistemin kendisi oldu. Sosyal, siyasal ve ekonomik saldırılarla insan yaşamını bir cehenneme çeviren bu vahşi kapitalist düzene karşı, daha radikal ve alternatif bir örgütlenmenin aciliyeti, gösterilerde yapılan konuşmalardaki ortak temaydı. Leipzigdeki gösteride konuşma yapan bir öğrenci temsilcisinin konuşmasının içeriği bu açıdan son derece anlamlıydı:
Bugün yaşadığımız problemlerin, eğitim alanından tutun da emekçilerin yaşamına sirayet eden bütün diğer problemlere kadar, herşeyin tek sorumlusu vardır: Kapitalizm! Bu sistemi iyi ya da kötü diye tanımlamak çok bir şey ifade etmiyor. Çünkü bu sistemin bir adı, bir mantığı var. O kendince yapılması gerekeni nasıl ki yapmaktan geri durmuyorsa, bizler de bu düzene karşı yapmamız gerekeni yapmaktan geri durmamalıyız. Yapmamız ve de haykırmamız gereken şey, artık bu sistemin sorunlarımıza bir çözüm gücü olamadığıdır. Milyonların yaşamını kâr hırsı uğruna bir kabusa dönüştürmekten çekinmeyen kapitalist sistemin karşısına, biz milyonlar da milyonlarca kabus olarak çıkabilmeliyiz ve çıkacağız. Ayrıca unutmamamız gereken şey, bizler ancak beraber hareket ettiğimiz ve eylemlerimizin haklılılığını toplumun gündemine taımayı becerebildiğimiz sürece bu saldırılara cevap verebiliriz. Bunu yapmaya mecburuz. Aksi taktirde elimizden alınacak olan sadece üniversiteler değil bütün bir geleceğimiz olacaktır.
Diğer gösterilerde yapılan konuşmaların, atılan sloganların da benzer olduğu, hatta daha radikal ve sol bir söylemin geliştiği görülüyor. Hafta içinde üniversitelerde yapılan toplantıların hepsinde eylemlere devam edilmesi oylanarak karara bağlandı. Yine önümüzdeki günlerde, ders boykotları, kütüphane boykotları ve sokak gösterilerinin daha yoğun bir katılımla gerçekleşebilmesi için, bütün üniversitelerde eylemleri yönetecek komiteler kuruldu. Bütün fakülteler, pankartlarla, afişlerle, bir dizi materyalle öğrenciler tarafından kuşatılmış durumda.
Eylemler bütün Almanya çapındaki üniversitelerde etkisini göstermeye başladı. Pratik olarak eğitim alanındaki saldırıları henüz gündemine almamış eyaletlerde de dayanışma gösterileri düzenleniyor, ders boykotları yapılıyor.
Almanyada reform adı verilen saldırılar, önce eyalet parlementolarında oylanıyor, daha sonra uygulamaya geçiliyor. Örneğin 11 Aralık günü Aşağı Saksonya Eyalet Parlamentosu yüksek okullara ayrılan bütçeden 40 milyon Euro kesinti yapılmasını onayladı. Yine aynı eyalet parlamentosu gelecek yılın bütçesinden 23.2 milyar Euro kesintiyi karara bağladı. Yeni plan, birçok eğitim emekçisinin işinden olmasına ve yüksek okullarda okuyanların sayısının azalmasına yolaçacak. Ayrıca Nienburg ve Buxtehude yüksek okullar kapatılıp, 1100 öğretim görevlisinin işine son verilecek. Aynı kesintiler kapsamında, artık öğrencilere okul araç ve gereçleri parasız verilmeyecek. Aynı eyaletteki aile gençlik merkezleri kapatılacak ve memurların sayısında ciddi bir azalmaya gidilecek. Yine Bavyera Kültür Bakanlığı, öğrencilre artık parasız kitap verilmeyeceğini müjdeledi.
Saldırılar bütün Avrupa çapında yaşanıyor. İngiltere Başbakanı Blair geçen hafta parlementoda, öğrenci harçlarının 1000 Paunddan 3000 Paunda yükseltilmesi gerektiğini belirtti. Diğer üniversitelerde okuyan öğrenciler ile Oxford, Cambridge gibi üniversitelerde okuyan öğrenciler artık aynı ücreti ödemek zorunda kalacaklar. Tabii ki bu mümkün olamayacağı için, emekçi çocukları elit üniversitelere artık gidemeyecekler. Yapılmak istenen bilimi ve üniversiteleri tümüyle kapitalist tekellerin hizmetinde bir araca dönüştürmektir.
Ancak, yaklaşık iki haftadır süren eylemlerin gelmiş bulunduğu yer ve daha da büyüyüp yaygınlaşarak devam edeceğinin işaretleri, bu saldırıların hiç de o kadar kolay hayat bulamayacağını gösteriyor. Eğer eyleme şu an için önderlik edenler, 1997 ve 2002de yaptıkları gibi, bir takım kırıntılara razı olmazlarsa bu eylemin kazanımları büyük olacaktır. Şu anki gelişmeler, bu eylemin Avrupa çapında yaşanan saldırılara karşı büyük bir direnç yaratacağını gösteriyor.
Almanyada sosyal saldırılara karşı gösteriler giderek yaygınlaşıyor. 17 Aralıkta Bielefeldde, Gençlik Spor Derneği ve Veliler Birliğinin çağrısıyla, saldırılara karşı yürüyüş düzenlendi. Katılımcılar orta öğrenim gençliği, okul öncesi çocuklar ve ailelerinden oluşuyordu. Yürüyüş SPD binası önünde önünde başladı, Yeşiller Partisi binası önününe kadar sürdürüldü ve burada konuşmalar yapıldı. Ardından belediyenin önünde hazırlanan miting alanında gençlerin hazırladıkları etkinlikler izlendi. 14 yaşındaki bir genç burada bir konuşma yaptı. Politikacılara seslenerek; sizler bizim geleceğimizi ilgilendiren kararlar alıyorsunuz, yapmaya kalktığınız bu kısıtlamalarla bize gelecek tanımıyorsunuz, bizi açlık ve suç işlemeyle karşı karşıya bırakıyorsunuz, bu kısıtlamalardan vazge¸in, dedi.
BİR-KAR olarak yürüyüş boyunca sosyal saldırılara karşı mücadeleye çağrı yapan bültenimizin dağıtımını geçekleştirdik.