İşçi
ve emekçiler emeklerine Türkiye, serbest piyasa ekonomisinin tekelci, rekabetçi, rantçı politikaları sonucu ekonomik istikrardan yoksun, kendi öz kaynaklarını kullanamayan, emperyalist tekellerin güdümünde varolabilen yoksul bir ülkedir. Küreselleşme Türkiye'de de tüm sonuçlarını yaratmaktadır. İMF-TÜSİAD işbirliği ile işçi ve emekçilerin kanı emilmektedir. Devlet KİT'leri yok pahasına satarak bir bir özelleştirmektedir. Burada bizim için önemli olan, bu durum karşısında dünyayı yaratan güçler olarak tanımladığımız işçi ve emekçilerin emeğine sahip çıkabilmesidir. Son dönemde derinleşen krizin sorumluluğu hükümet politikalarına bağlansa da, biz durumun bu kadar basit olmadığını biliyoruz. Dayatılan açlık ve sefaletin bu kadar basite indirgenemeyeceği yeterince açık. Kriz süreci patronlar için çok sayıda insanın işten çıkarılmasının bahanesi olmuştur. Bugün saldırıları kabullenmiş gibi davranan ezilen sınıfların, kendilerine tepeden bakan ve baskılarla üstünlüğü elinde tutanlara karşı savaşmaktan başka şansı yoktur. İşçi sınıfına ise her zamankinden büyük sorumluluklar düşmektedir. Öncülük misyonunu hayata geçirmek, sınıf gerçekliğini görmek ve göstermek, taleplerine sıkı sıkıya sahip çıkmak, emeğinin karşılığını aramak sorumluluğudur bu. Amaç yaşanılası bir dünya kurmak, eşit bir gelecek varetmektir. Bu ise ancak ve ancak sınıf iktidarıyla mümkün olacaktır. Krizin
faturası kapitalistlere! Kırıkkale'den bir emekçi
Hollanda'da
savaş karşıtı Emperyalist
savaşa karşı dünyanın çeşitli ülkelerinde eylemlikler yaşanırken, Hollanda'da
170 parti ve kuruluşun 20 Ekim'de düzenlediği yürüyüşe 15 binin üzerinde
insan katıldı. "Emperyalist savaşa hayır, ırkçılığa hayır, silahlanmaya
hayır!", "Terörist ABD, terörist NATO, terörist İsrail!" "Hollanda bu
haksız savaştan derhal geri çekilmelidir!" gibi sloganlar atıldı. BİR-KAR/Hollanda
Beybi Eldiven'de saldırılar Ülkedeki kriz ortamından yararlanan Beybi Eldiven patronu işçilere her istediğini yaptırıyor. Haftasonu tatilinde mesaisiz çalıştırma, haftalık çalışma süresinin 60 saate çıkarılması gibi. Bu şartların kabul edilmesinin esas nedeni işsiz kalma korkusu. Bu saldırıların yanısıra, fabrikaya taşeron getirilmesinin amaçlaması, kendi adamlarına kıdem tazminatını %35, diğer işçilere %30 olarak ödemesi, 2001 toplusözleşmesinin %0 zamla imzalanması ve fabrikada arkadaşımıza yardım amacıyla toplanan parayı temsilcilerden birinin barlarda yemesi huzursuzluğu iyice artırıyor. İşten atılma korkusuyla diğer işçilerin destek vermemesine rağmen biz Beybi işçisi olarak üç-beş kişi de olsak bu duruma karşı çıktık. Fakat bu şartlarda bizim de yapabileceğimiz çok fazla bir şey yok. Ama şu çok iyi bilinmelidir ki, bugün bu duruma boyun eğerek kurtulacağını sananlar, yarın sıranın kendilerine geleceğinden kuşku duymamalıdırlar. Ümraniye'den Beybi işçisi
Büyük Ekim Açtılar B. Eren |
|||||