Kızıl Bayrak'tan Türkiye'nin
beklenen asker gönderme kararı sonunda açıklandı. Uşakların 1 aydır bekledikleri
talebin gelmesiyle, olağanüstü güvenlik zirvesinin toplanması bir oldu.
Dakika sektirmediler. Şartsız-koşulsuz ülkeyi teslim edenler, şimdi de
gençlerimizin kanını bağışlamaya kalkıyorlar efendilerine. Türk burjuvazisi
ve siyasetinin uşaklık ve onursuzluk timsali Ecevit, alınan kararı açıklarken,
bunu bir pazarlık vesilesi yapmamız düşünülemezdi, diyordu. Bunun anlamı
Amerika'nın savaşına sadece gençlerimizin kanıyla değil, yine Amerika
tarafından çoktan boşaltılmış kriz bütçesiyle de destek verilecektir.
Bütçede para olmadığına göre, bu gidişin masrafları için işçi sınıfı ve
emekçi kitlelerden yeni haraçlar toplanacak demektir. Türkiye işçi sınıfı ve emekçi halklarının anti-emperyalist bilinç ve birikimi ortadadır. Sorun bu potansiyelin harekete geçirilmesi, güce dönüştürülmesindedir. Alınmış olan bir takım eylem kararlarının bu yolu açabilmesi ise eylemlerin nasıl örgütleneceği-nasıl yaşanacağı ile doğrudan ilgilidir. Reformist partilerin bir gençlik eylemi için, sendikaların işçi-emekçi eylemi için karar alması bile, kitledeki potansiyelin basıncından başka bir anlamı, bir gerekçesi bulunmamaktadır. Öyleyse, bu potansiyele öncü güçlerce de gereken değer verilmelidir. Şimdi yapılması gereken, eylemlerin, tabanda birlik ve örgütlenme, sınıf güçlerinin birleşik mücadesinin yolunu döşeme doğrultusunda değerlendirilmesidir. Bu ise, eylemlere katılımın örgütlenmesinden, eylem alanlarında inisiyatif kullanmaya kadar bir dizi tutum ve faaliyetin konusudur. Özellikle bu ikincisi, eylem inisiyatifinin tescilli hainlerin elinden alınması, eylemlerin yine bir hava boşaltma amacına hizmet etmesini önlemek, devamının getirilmesini sağlamak ve kitleleri somut kazanımlar elde edinceye kadar mücadeleyi sürdürme bilinciyle eğitmek açılarından son derece önemlidir. Öncü-devrimci işçi ve emekçiler, sınıf devrimcileri bu bilinçle seferber olmak, tüm güçleriyle sorumluluklarını yerine getirmek durumdadırlar. Unutulmamalıdır ki, kendi davası için savaşmayan düşmanın davasına askerlik yapmaya mahkumdur. |
|||||