22 Eylül '01
Sayı: 27


  Kızıl Bayrak'tan
 Emperyalis savaş ve Türk devleti

  Amerikan uşakları ülkeyi emperyalizmin savaş arabasına bağlamaya hazırlanıyor

  Amerikancı medya zehir kusuyor

  Emperyalist saldırganlığa ve savaşa karşı birleşelim!

  ABD emperyalizminin kanlı ve kirli suç dosyası
  Emperyalistler tüm hak ve özgürlükleri ortadan kaldırmayı hedefliyor
  Kuralsız ve sınırsız yeni bir faşist terör dalgası!
  KESK Olağanüstü Genel Kurulu...

  Saldırı sonrası yeni dönem

  ON'ların anısına...
Bir dineşi manifestosu
  Ulucanlar katliamının ve direnişinin 2.yıldönümü...
  Ölüm Orucu Direnişi 338. gününde sürüyor...
  "ABD saldırısı korkunç sonuçlar verecek"

  Batı basınında ABD'ye saldırı

  Emperyalis haçlı seferi
  Kurtköy İşçi ve Kültür Evi coşkulu bir etkinlikle açıldı
  Mücadele Postasi

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kızıl Bayrak'tan

Ulucanlar katliamının 2. yıldönümü yaklaşırken, 17 Eylül günü, kurbanların yargılandığı katliam davasının bir duruşması daha yapıldı. Katliamdan sağ çıktığı için suçlu ilan edilmeye çalışılan devrimci tutsaklar, bu duruşmada, bir kez daha katliamı ve katliamcıları mahkum ettiler. Ulucanlar'da simgesini bulan hücre saldırısı vahşetine karşı yürütülen Ölüm Orucu direnişini selamlayarak, "canlarını vermeye hazır" olduklarını ilan ettiler.
Ulucanlar'da ON'larla başlayan Ölüm Halayı, 19 Aralıkta katılanlarla 38'e, sonrasında birer ikişer Ölüm Orucu halayından kopup katılanlarla birlikte, bugün, toplam 77 cana ulaşmış bulunuyor.
ON'ların anması 77'lerin anmasıdır. ON'ların anması Ölüm Halayı'nın daha da uzamamasını önlemenin bir imkanıdır. ON'ların anmasında verilecek mesaj, devrimci tutsakların Ölüm Orucu direnişine sahip çıkıldığı, hücre saldırısına geçit vermeme kararlılığı mesajı olacaktır. Mezar anmalarına katılım konusuna bu bakışla yaklaşılması gerekmektedir.

***

Amerikan emperyalizmi üzerinden körüklenen savaş ateşinin dumanları arasında, Türkiye'deki Amerikan uşağı iktidarın tüm devrimci, ilerici güçlere karşı saldırganlığını artıracağı açıktır. Bu, tüm dünyada böyle uygulanmak istenmekle birlikte, zaten devrimcilere karşı açık bir imha savaşı yürütmekte olan Türkiye'de çok daha pervasız uygulamalara konu edilebilecektir. Emperyalizmin ve emperyalizm uşağı ülke yönetimlerinin bu yöneliminin, devrimciler için tek bir anlamı vardır: Mücadeleye daha ciddi, daha sıkı, daha örgütlü ve daha yürekli sarılmak...
Madalyonun bir yüzünde azdırılan emperyalist kapitalist kudurganlığın resmi varsa, diğer yüzünde de ezilen halkların işçi sınıfı ve emekçilerinin emperyalist saldırganlığa karşı yükselen öfkesinin resmi vardır. Devrimcilerin, emperyalist gericilik tarafından zorlaştırılmaya çalışılan yeni dönemdeki en büyük güç kaynağı, emperyalizme karşı yükselen ve daha da yayılması kaçınılmaz olan halkların bu büyük öfkesidir.
Türkiye'de de bu öfkenin örgütlenmesi ve emperyalist kirli savaşa karşı harekete geçirilmesi önümüzdeki sürecin devrimcilere yüklediği temel görevlerden biridir.