Büyük
zindan direnişinin Faşist rejimin tüm manevralarına karşın şanlı Ölüm Orucu Direnişi bitirilemiyor. 300'lü günleri geride bırak direniş, dışarıdan aktif bir kitle desteği alamadığı ölçüde, uzun soluklu bir direnme savaşına dönüştü. Devrimci
iradeyi defalarca sınamaya kalkan burjuvazi öncekiler gibi bunun da boşuna
bir çaba olduğunu çoktan görmüş bulunuyor. Ancak esneme seçeneği olmadığı
ölçüde sorunu kilitlemiş durumda. Bu kördüğümü parçalayacak olan bir kez
daha direnişin kararlılığı ve dışardaki kitle desteğinin gücü olacaktır.
25 Ağustos'ta bu bölgede bitecek olan açlık grevi çadırı çerçevesindeki etkinliklerimiz Köln'de devam edecek. Şu ana kadar yüzlerce insan çadırımızı ziyaret ederek desteklerini sundular. Birçok gazete faaliyetimizi haber yapmak durumunda kaldı. Ayrıca 19 Ağustos günü eyaletteki diğer devrimci yapılarla birlikte bir piknik etkinliği gerçekleştirdik. Yaşanan kanıksamayı aşmayı hedefleyen pikniğimiz beklenen ilgiyi yarattı. 300'e yakın bir katılım gerçekleşti. Çalışmalarımıza kesintisiz devam ediyoruz. Bir-Kar/Frankfurt
Paris'te
ÖO'yla dayanışma Ölüm Orucu Direnişi'ni desteklemek amacıyla Paris'te Vatan dergisi okurları tarafından kısa süreli bir açlık grevi gerçekleştirildi. Paris Anadolu Kültür Merkezi'nde yapılan ve altı gün süren eyleme SY Kızıl Bayrak okurları olarak üç günlük açlık greviyle destek verdik. Kültür merkezinde açlık grevi sürerken aynı zamanda başka faaliyetler örgütlendi. Armutlu'daki direniş abluka altındayken Ölüm Orucu'ndaki direnişçilerle telefonla konuştuk, desteğimizi ilettik. Cumartesi günü saat 16:00 ve 18:00 arası Paris'in ünlü Republique Meydanı'nda TAYAD imzalı pankart asıldı ve bildiri dağıtıldı. Fransızlar her seferinde olduğu gibi büyük ilgi gösterdi. Aynı gün, açlık grevcilerini ziyarete gelen kitle ile Türkiyeliler'in yoğun olduğu bir semtte buluşarak kısa bir yürüyüş gerçekleştirdik. Şehit düşen direnişçi Osman Osmanağaoğlu'nu andık. Konuşma ve sloganlardan sonra eylem sona erdi.
ABerlin'de meşaleli yürüyüş 300. gününü geride bırakan Ölüm Orucu Direnişi'ni desteklemek için Berlin'de düzenlenen meşaleli yürüyüşe yaklaşık 100 kişi katıldı. Yürüyüşte güzergah boyunca "İçerde dışarda hücreleri parçala!", "Devrimci tutsaklar onurumuzdur!", "Bedel ödedik bedel ödeteceğiz!", "Katil devlet hesap verecek!" sloganları atıldı. Biz de BİR-KAR olarak yürüyüşe, "Türkiye cezaevlerinde katliam ve direniş devam ediyor!" Almanca yazılı pankartımızla katıldık. Miting alanına gelindiğinde yapılan konuşmaların ardından dünyada ve Türkiye'de şehit düşmüş devrimciler anısına yapılan 1 dakikalık saygı duruşuyla etkinlik bitirildi. Devrimci tutsaklar yalnız değildir! BİR-KAR/Berlin
BKrefeld'de ÖO Direnişi'yle dayanışma çalışması İnsan mücadele ettiği müddetçe insandır! Bir yıla yakın bir zaman dilimi içerisinde, insanlık onurunu hiçe sayan vahşice saldırıları püskürtmek, insanı insan yapan değerleri koruyabilmek için verilen mücadele Ölüm Orucu Direnişi'ni bugünlere taşımış ve bugüne kadar yaratılan değerler yeni Ölüm Orucu direnişleriyle sahiplenilmiştir. Yürütülen mücadelede teslimiyet kelimesi hafızadan kazınırcasına silinmiş, katil devletin uyguladığı haince saldırılar direnişçilerin ruhunu çökertmemiştir. Bu süreçte anlamamız gereken, direnişçi tavrın kararlılığı ne kadar önemliyse, bu kararlılığın sürdürülmesi için gerekli olan dayanışma da bir o kadar önemlidir. Bu nedenle, kendini insanım diye tanımlayan hiçbir varlık, insanlık adına verilen bir mücadeleden nerede olursa olsun kendini soyutlamamalıdır. Fakat bulunduğumuz toplumda insanlar kendileriyle o kadar meşguller ki, değil dünyada olup biteni, kendi çevrelerinde yaşanan olayları bile görmek, duymak istemiyorlar. Yaşanılan ne olursa olsun, sergilenen tavır sessiz kalmak veya olayları anlamak istememek. Çünkü bir şekilde "anlamak, kavramak, hissetmek" kelimeleri insanlara korku veriyor. Geçen hafta içerisinde Ölüm Oruçları'na destek amaçlı yürüttüğümüz imza kampanyasında, birçok insan destek sağlamakla birlikte, birçoğunun da çok duyarsız bir tavır sergilemesine maalesef şahit olduk. İçinde yaşadığımız bu Avrupa toplumunun insanlık değerlerinin bir bölümünü çoktan kaybetmiş olduğunu gözlemliyoruz. İnsan ister istemez düşünüyor, acaba buradaki insanların o bölümü için insan olabilmenin ölçüleri ne ki? Eğer bu
ölçü, hayatta sadece kendini düşünüp egolarını tatmin etmekse; Anlaşılması zor kavramların arkasına sığınıp insanlığı ve insanlık adına yapılan atılımları küçümsemekse; Kendi yalnızlıkları içerisinde çürüyüp gitmek ve aynı zamanda insanları eleştirmekse; "Sevgi,
dayanışma, umut" kelimelerinin anlamını unutmaksa. Artık insanların kendilerini
tanımlarken "insan" kelimesini kullanmak gibi bir hakları olamaz! Bu dersin anlamı şudur: İnsan nerede olursa olsun mücadele ettiği müddetçe insandır! Bu çerçevede 11 Ağustos 2001 tarihinde Krefeld'de yürüttüğümüz imza kampanyasında Krefeld halkına ulaşmaya çalıştık. Uzun zamandır yapılan Ölüm Orucu'nun ulaştığı noktaya gelene kadar nasıl bir mücadele verildiğini, buna karşın devletin tavrını anlatan bildirilerimizi dağıttık. Topladığımız imzalarla küçük de olsa verilen mücadeleye destek olmaya çalıştık. Aslı Yaman/Krefeld |
|||||