30 Haziran'01
Sayı: 15


  Kızıl Bayrak'tan
  Konya Tatbikatı aynasından yansıyanlar
  ABD-İsrail-Türkiye ittifakı...
  Ek vergiler krizin yeni taksididir..
  Fazilet Partisi kapatıldı
  Sivasın katili sermaye devletidir
  Kamu emekçileri hareketi
  Sınıf hareketi
  Ölüm Orucu ile dayanışma etkinlikleri
  Kriz ve devrimci sınıf çizgisi/9
  PKK-DÇS: Teslimiyet ve tasfiye süreci derinleştiriliyor
  Otadoğu
  Kapitalizmin kadın sağlığına genel etkileri
   Uluslararası hareket
  Ölüm Orucu direnişçilerinden mektup
  Müzik ve politik mücadele
  Politik çıkmaza doğru sürüklenen ÖDP
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Dünyanın emperyalist jandarması ABD ve emperyalizmin Ortadoğu hançeri siyonist İsrail ile saldırgan askeri tatbikat...

Konya Tatbikatı aynasından yansıyanlar


ABD, İsrail ve Türkiye’nin birlikte gerçekleştirdiği hava tatbikatı 18 Haziran’da başladı ve tam 12 gün sürerek, 29 Haziran’da sona erdi. 20 bin kilometrekarelik bir alanda gerçekleştirilen ve Amerikan basınında “daha çok taarruza yönelik olduğu” açık açık yazılan bu saldırgan emperyalist tatbikat, Türk basınında ve kamuoyunda herhangi bir tartışmaya yolaçmadı. Bunun tek istisnası, bir FP Konya milletvekilinin sorunu salt insan ve çevre sağlığı açısından çalıştığı meclis komisyonuna getirmesi oldu. Genelkurmay Başkanlığı bu girişimi ağır ve saldırgan bir bildiriyle anında bloke etti ve böylece konuya ilişkin tüm tartışmaların önünü daha baştan kesmiş oldu. Türk ordusu, dünyanın emperyalist jandarması ABD ve emperyalizmin Ortadoğu jandarması İsrail ile birlikte topraklarımız üzerinde 12 gün boyunca kpsamlı ve saldırgan bir askeri tatbikat yürütüyor, ama incir çekirdiğini doldurmaz sorunlar üzerine günlerce tartışan Türk kamuoyu bu temel önemde sorun üzerine herhangi bir tartışma yapmıyor. İsteyip istemediğinden bağımsız olarak bunu yapma gücü ve cesaretini kendinde bulamıyor.

Bu, generaller eliyle toplumun bugün düşürüldüğü ve mahkum edildiği durumun da çarpıcı bir göstergesidir. İşkence kamplarına dönüştürülmüş F tipleri ile 254. günü bulan Ölüm Orucu direnişi kamuoyunda niye tartışılmıyorsa, Konya’da 12 gündür süren saldırgan emperyalist askeri tatbikat da işte onun için tartışılmıyor. Demek ki Türk generallerinin, karanlık kirli savaş odaklarının, NATO uzantısı kontr-gerilla merkezlerinin tartışımasını istemediği şeyler Türk kamuoyunda tartışılamıyor.

Ama bu aynı tatbikat emperyalist ABD basınında anında, tatbikatın daha ertesi günü, tartışmalara ve çarpıcı değerlendirmelere konu olabiliyor. Konya tatbikatının önemi, anlamı ve mesajları tüm açıklığı ile ortaya konulabiliyor. 19 Haziran tarihli Los Angeles Times gazetesinde yayınlanan Amberin Zaman imzalı makalede, Konya tatbikatının önemi, anlamı ve mesajları ile ilgili şunlar söyleniyor:

“Amerikan, İsrail ve Türk savaş uçakları Pazartesi günü Konya semalarında ortak hava tatbikatına başladı. İsrailli yetkililer, bunun, üç ülkenin birlikte gerçekleştirdiği en önemli askeri tatbikat olduğunu belirtiyorlar.

“‘Anadolu Kartalı’ adı verilen tatbikat 29 Haziran’a kadar devam edecek. İsminin açıklanmasını istemeyen fakat tatbikatla yakından ilgili olan İsrailli bir yetkili, ‘bu tatbikatın, planlandığı gibi yapılması, Filistin intifadasının yeniden başlamasından sonra dahi Türkiye’nin İsrail ile dost olmaktan korkmadığı mesajını en güçlü biçimde vermektedir’ dedi.”

“... Türkiye, son yıllarda İsrail’in bölgedeki en güçlü müttefiki olmuştur. Amerika’nın da teşvikiyle İsrail ile Türkiye, 1996 yılında askeri alanda eğitim ve işbirliği yapılmasını öngören bir anlaşma imzaladılar. Anlaşmayı Türkiye adına, ülkede ilk kez iktidara gelmiş olan din yanlısı hükümet imzalamıştı.

“Tatbikat dolayısıyla iki ülkenin Arap komşularından ve İran’dan birbiri ardına yapılan sert suçlamalar arasında Türkiye ve İsrail’in İslam dünyasına karşı bir ittifak oluşturduğu iddiaları da yeralıyor. Ancak, Türkiye'nin politikalarını belirleyenler, İsrail ile yapılan ittifakın, Batılı müttefiklerin gözünde Türkiye’nin stratejik değerini ölçülemez boyutta artırdığını söylemektedirler.”

Emperyalizmin adamları sorunu işte bu denli açık seçik ortaya koyabilmektedirler. Öğle ya, onlar için bir sıkıntı yok, onların bu tür adımlar çerçevesinde kendi toplumlarından gizleyecekleri bir şeyleri yok. Tersine, Ortadoğu gibi olağanüstü stratejik öneme sahip bir bölgede, Türk burjuvazisi ve devleti şahsında uysallıkta sınır tanımayan uşak bir müttefike sahip olmak, onlar için övünülecek bir başarı. Filistin intifadası kanla bastırılmaya çalışılıyorken, siyonist İsrail’in başında siyonizmin en kanlı temsilcileri bulunuyorken, ABD emperyalizminin Türkiye ile İsrail’i aynı askeri tatbikatta ve üstelik Türkiye topraklarında bir araya getirmesinden daha büyük bir başarı olabilir mi ABD emperyalizmi için?

Generallerin tam denetimindeki Türk dış politikasının vardığı nokta işte budur ve bu aynı generallerin bekçilik ettiği Türk iç politikasının doğal ve mantıksal bir uzantısıdır. İçerde, İMF’nin halk ve ülke düşmanı sosyal yıkım programlarına tam destek verenler ve silahlı güçleriyle bu uygulamaya bizzat nezaret edenler; dış politika cephesinde ise, dünya halklarının düşmanı ABD ve Ortadoğu halklarının bağrına saplanmış bir hançer olan siyonist İsrail ile saldırgan askeri ittifaklar kuruyorlar.

İçerdeki emek ve halk düşmanlığı, dışarda kendini halklara düşmanlık olarak üretiyor ve gösteriyor. 13 milyar dolarlık kredi için ülke kaynaklarını ve stratejik kurumlarını emperyalist tekellere peşkeş çekenler, işçileri, kamu çalışanlarını açlığa ve işsizliğe mahkum edenler, Türkiye tarımıyla birlikte Türkiye köylüsünü de yıkıma sürükleyenler; bu köleleştirici borçların karşılığı olarak, dış politika cephesinde de, İncirlik Üssü’nün günübirlik emperyalist saldırılar için kullanılmasına tam destek veriyorlar, emperyalistlerle ve siyonistlerle saldırgan askeri ittifaklar kuruyorlar ve bunun gereği olan tatbikatlara Türkiye topraklarını boylu boyunca açıyorlar. Emperyalizminin Balkan halklarını biribirine kırdırma kanlı senaryolarında doğrudan yer alıyorlar, Bosna ve Kosova’dan sonra şimdi de Makedona’ya emperyalistler hesabına askeri birlik göndermeye çalışıyorlar. ABD emperyalizminin yeni bir silahlanma yarışına yol açacak ve yeni bir dünya savaşı tehlikesini artıracak olan “Füze Kalkanı Projesi”ne herkesten önce örtülü destek veriyorlar vb.

Konya’daki tatbikat, Türk burjuvazisinin 50 yıldır emperyalizmin tam hizmetinde Ortadoğu halklarına karşı üstlendiği bekçilik misyonunun bir uzantısı ve yeni bir aşamasıdır. Emperyalizme elli yıldır uşakça bir sadakatle hizmet edenler, buna rağmen işi siyonist İsrail ile açık saldırgan paktlar kurmaya vardıramamışlardı. Şimdi varılan nokta budur. Ve ABD basını, “Türkiye'nin politikalarını belirleyenler, İsrail ile yapılan ittifakın, Batılı müttefiklerin gözünde Türkiye’nin stratejik değerini ölçülemez boyutta artırdığını söylemektedirler” diye açık açık yazmaktadır. Aynı kaynaklar, Türk burjuvazisinin akıl hocalarının “"İsrail'le yakınlaşmamız, NATO'ya üye olmamızdan bu yana dış politikada attığımız en akılcı adımdır" dediklerini de bildirmektedirler. Demek oluyor ki, İsrail ile bu düzeyde bir yakın ittifak ilişkisi Türkiye#146;ni NATO’ya girişi ile eşit düzeyde bir anlam taşımaktadır ve bu adım, Türk burjuvazisinin kendini batılı emperyalistlere daha uygun koşullarda pazarlayabilmesinin de temel bir aracıdır.

Tüm bu adımların tartışmasız mimarının Türk generalleri olduğu ise bilinmektedir. Bu gerçeği alıp 28 Şubat’tan beri sözde “cumhuriyet” ve “bağımsızlık” adına Türk generallerine yalakalığı çizme yalamaya vardıran sol maskeli düzen uşaklarının suratına çarpmak gerekir.