14 Nisan'01
Sayı: 04


  Kızıl Bayrak'tan
  Sınıf ve kitle hareketini boğmaya dönük kirli planları boşa çıkaralım!
  Devrimciler ölmez, devrim davası yenilmez!
  Zafer et ve tırnakla sökülüp alınacaktır!
  Geçmiş deneyimlerin ışığında 1 Mayıs'a hazırlık...
  İşçi sınıfının ögütlü-birleşik mücadelesi tayin edicidir
  Ya mücadele ya yozlaşma
  Kitle eylemine etkin müdahale nasıl ele alınmalıdır?
  Taban inisiyatifinde yeni adım: "Anadolu Yakası İşçi-Emekçi Platformu Girişimi"
  Düzenin krizi'ne liberal sol reçeteler/3
  Kriz ve devrimci sınıf çizgisi/1
  Gençlik
  Esnaf eylemleri...
  İşçi sağlığı ve iş güvenliği
  Yurtdışında Ölüm Orucu Direnişi ile dayanışma etkinlikleri
  Ölüm Orucu Direnişi 25. haftasında!
  Mücadele Postası


Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 
AÜ Cebeci Kampüsü’nde anma..

“Devrim şehitleri ölümsüzdür!”


19 Aralık katliamının ardından Ölüm Orucu Direnişi’nin dışarıdaki ayağının kırılmasıyla, sermaye devleti tutsaklara yönelik saldırılarını süreklileştirdi. Direnişin 153. gününde Cengiz Soydaş’ın şehit düşmesi, yaşanan dağınıklığa nispeten son verdi.

Sermaye devleti katliamcı geleneğini 30 Mart 1972'de Kızıldere'de, THKP-C ve THKO önder ve kadrolarını katlederek de göstermişti. Mahirler siper yoldaşlığının bir göstergesi olarak Denizler’in idamını önlemeye çalışmış, ancak kendileri de katledilmişlerdir. Aynı devlet şimdi Ölüm Orucu direnişçilerine saldırıyor, bir kez daha devrimci hareketi tasfiyeye girişiyor. Biz de gerek Kızıldere şehitlerini anmak, gerekse Ölüm Orucu Direnişi’ni sahiplenmek için Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü'nde bir anma düzenledik.

Anmayı Ekim Gençliği, Özgür Gençlik, TÖDEF, Yeni Demokrat Gençlik ve Kaldıraç düzenledi. Duyuru amacıyla hazırlanan afişler okullara asıldı. “Devrim şehitleri ölümsüzdür!” yazılı pankartın arkasında yerimizi alıp sloganlarla yürüyüşe başladık. Eğitim Fakültesi önüne geldiğimizde kalabalık bir polis grubunun bizi beklediğini gördük. Oraya vardığımızda çok sayıda kamerayla çekim yapmaya başladılar.

Biz planladığımız şekilde saygı duruşuyla eyleme başladık. Ardından Kızıldere’yi anlatan bir oyun oynandı. Marşların söylenmesinin ardından sloganlarla Hukuk Fakültesi’ne yürünerek eylem bitirildi. Daha sonra Hukuk Fakültesi’nde geniş katılımlı bir tartışma ve süreç değerlendirmesi yapıldı.

Anma sırasında, “Yaşasın Ölüm Orucu Direnişimiz!”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “Cengiz Soydaş ölümsüzdür!”, “Bedel ödedik bedel ödeteceğiz!”, “Yaşasın siper yoldaşlığı!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!” sloganları atıldı.

Gerek polisin yoğun baskısı gerekse bazı devrimci, reformist ve yurtseverler güçlerin anmaya ve sürece duyarsız kalmaları katılımı azalttı. Bu çevreler sağda solda oturup bizi izlemeyi tercih ettiler. Yapılan eylem, süreci karşılamaktan uzak olsa da, ileri doğru atılmış bir adım olması ve polisin ortamı terörize etmesine karşın kararlı bir duruş sergilenmesi bakımından olumluydu.

Ekim Gençliği/Ankara




ALGP’nin 14 Nisan eylemine çağrı bildirisi:

Kaybedecek neyin kaldı!


Yaşadığımız bu düzen her birimizden bir şeyler alıp götürüyor. O kadar büyük ki saldırının boyutu, daha sen doğmamışken yaşamının şekli ve imkanları saptanıyor. Sen daha ilköğretimdeyken, üniversite hayalleriyle dolaşırken, okuma hakkın, o çok istediğin okuma şansın elinden alınıyor. Susuyorsun!

Bir avuç azınlığın elinde olan ülkemizde insanlarımız açlık ve sefalet içinde yaşıyorken, bir de sırtımıza kendi yarattıkları krizin faturası yükleniyor. Kapitalizm son kriz batağından, daha da ağır koşulları işçi, emekçilere dayatarak çıkmaya çalışıyor. Susuyorsun!

Şu anda lisedesin, belki herşeyden uzak görüyorsun kendini. Sadece üniversite, aşk ve gezmek önemli senin için. Oysa sen bunlarla uğraşırken çevrende neler oluyor haberdar mısın? Onurumuz olan devrimci tutsaklar insanlık dışı uygulamalar sonucu yine insanlık dışı yerlere (F tipi denilen ölüm odalarına) kapatılıyorlar. Onlar sen biraz daha rahat okuyasın, düşünesin ve yaşayasın diye oradalar.

Bütün bu olumsuzlukları değiştirmek senin elinde. Üzerine sımsıkı örülen duvarları yıkmak, yarınlara sahip çıkmak seninle mümkün. Haklısın, içinde yaşadığımız, yetiştirildiğimiz “bireyci” düşünce ortamı seni insanca bir yaşam idealinden uzaklaştırdı. Kişisel çıkar çemberlerinin ötesindeki idealler seni fazla ilgilendirmiyor. Ama unutma ki, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın zihniyeti kalkıyor ortadan. Artık düzenin dokunmadığı, olumsuz varlığını hissettirmediği bir şey yok. Unutma, sorunlardan kaçarak kur-tu-la-maz-sın!

Gün artık susmayı kabul etmeyecek kadar hızlı ve zorlu geçiyor. Bulunduğun yerden bunları, yapılan bu haksızlıkları düzeltmen mümkün olamaz. Çözümün bir parçası olmak için örgütlü mücadelede birleşmen şart. Başka bir ülke bulamazsın. Zaman hızlı akıyor, her geçen gün senin yarınlarından, o güvenle baktığın yarınlardan bir şeyler alıp götürüyor. Geç kalmış değilsin, gel sahip çık geleceğine. İzin verme aydınlık yarınlarının karartılmasına. Gördük ki, ertelenen sevdaların bedelini ödemiyor yaşam. O zaman; şimdi sımsıkı tutup yüreğimizi bir kez daha, kaybetmemek için geleceğimizi, suskunluğumuzu bozmanın zamanı gelmedi mi?

Geleceğimize sahip çıkmak için sokağa, eyleme!
Krizin faturasını ödememek için birleşik mücadeleye!
14 Nisan’da alanlara!

Ankara Liseli Gençlik Platformu



Zonguldak Karaelmas Üniversitesi’nde
yemek boykotu


3 Nisan 2001 Salı günü, yemek fiyatlarının %100 oranında arttırılmasını, kalitesiz çıkartılmasını ve yemekhanenin temizlik koşullarının sağlıksızlığını protesto etmek amacıyla, ZKÜ öğrencileri olarak yemek boykotu başlattık. Boykotun bir gün öncesinde çıkarttığımız çağrı metinlerini en geniş şekilde dağıttık ve belli noktalara astık. Boykot günü kararlaştırdığımız gibi toplu olarak yemekhaneye çıktık ve alkışlı protesto eşliğinde yemekhaneyi terkedip kantine kadar yürüdük. Burada öğrencileri boykota çağıran bir konuşmanın ardından alkışlarla eylemimizi bitirdik.

Eyleme yaklaşık 150 kişi katıldı. Bu beklentimizin üzerinde idi. ZKÜ yıllar sonra ilk kez böyle bir eyleme sahne oldu.

ZKÜ’den bir EG okuru

Boykota çağrı metninden...

Sensiz bir kişi eksiğiz!
Katıl değiştirelim!

Hepinizin bildiği gibi, yemekhanemizde çıkan yemeklerin kalitesinin düşük olmasının yanında yemekhane temizliğine özen gösterilmemektedir. Tüm bunlar yemekhanemizin 4 yıl önce özelleştirilmesinin bir sonucudur. Yemekhanemizin özelleştirilmesi, sorunlarımızı çözmekten öte daha da ağırlaştırmıştır.

Yemekhane ile ilgili taleplerimizin yer aldığı 800 kadar dilekçeyi Sağlık Kültür Daire Başkanlığı’na iletmemize rağmen, bu konuda herhangi bir adım atılmamıştır. Farklı üniversitelerdeki yemek fiyatlarının da yer aldığı yazılar okulumuza asılarak yemek fiyatları meşru gösterilmeye çalışılmıştır. Yazıyı hazırlayanlar diğer üniversitelerdeki yemek fiyatlarının yeni uygulamaya konulduğunu ve buna karşı öğrencilerin halen yemek boykotu yaptığını sanırız gözden kaçırıyorlar. (...)