ARSIVANA SAYFA
 
9 Eylül '00
SAYI: 33
İçindekiler
Kızıl Bayrak'tan
Kapitalist-emperyalist ablukayı parçalamak için...
İMF’nin 2001 programında
yine yoksullaşma ve baskı...

Belediyelerde TİS süreci yenilgiye evriliyor
KHK saldırısının niteliği ve görevler
Perde operasyonları devam ediyor
Saldırının yeni unsurları ve işçilerin büyüyen öfkesi
1 Eylül Dünya Barış Günü eylemleri ve saldırılar
Metal işkolunda TİS’in mücadele gündemi
Metal işkolunda azgın sömürü
Grevdeki belediye işçilerine ziyaret
İMF tipi yaşama hayır!
Siyasal durum ve devrimci görevler/1
Birinci yılında Ulucanlar katliamının gösterdikleri
“Liberal hücre paketi” evresinde hücre karşıtı mücadelenin sorumlulukları
Yeni ölümler yaşanmasın!
Örgütsüzleştirme saldırısı birleşik mücadeleyle püskürtülebilir
Kapitalizm ve işsizlik
Reformist cenderenin kırılması üzerine
Semt çalışması üzerine
Yılmaz Güney partili mücadelemizde yaşıyor!
Perinçekler’in izinde yol alanlar
Mücadele Postası
 



 
 
Buca Cezaevi tutuklu ve
hükümlü ailelerinin açıklaması:

Yeni ölümler yaşanmasın!


Bizler Bergama Cezaevi’nde “tünel gerekçesi” ile yapılan operasyonlardan sonra Buca Cezaevi’ne sevkedilen, Buca Cezaevi girişinde en ağır şekilde dövülen ve bir aydır tecrit-abluka-işkence koşullarında yaşayan, tedavi ve bakımları yapılmayan tutuklu-hükümlülerin aileleriyiz. Burada yakınlarımızın bir ayı aşkın süredir yaşadıklarını kamuoyuna aktarmak için bulunuyoruz.

Burdur Cezaevi’nde 5 Temmuz 2000 tarihinde “mahkemeye çıkarılma” gerekçesi ile yapılan operasyonda işkence gören tutuklu-hükümlülerden 6 tanesinin Bergama Cezaevi’ne gelmesi ve gördükleri işkenceyi fotoğraflamaları ile başlayan gerginlik tünel bulunması üzerine adeta öç almaya dönüştürülmüş ve sorunu hukuk kuralları içinde çözme talebinde bulunan tüm kurumlar reddedilerek, her zamanki gibi şiddet içeren çözüme başvurulmuştur. Dört gün süren operasyon boyunca sürekli gaz bombalarına-tazyikli suya maruz kalan, aç ve susuz bırakılan (kalorifer borusundan paslı su içmek zorunda bırakılan) yakınlarımız-evlatlarımız, 29.07.2000 tarihinde Buca Cezaevi’ne sevk edilmiştir. Buca Cezaevi girişinde asker ve gardiyan saldırılarında ağır şekilde yaralanmıştır.

Bergama Cezaevi’nde 4 gün gaz bombasına-tazyikli suya maruz kalan, Buca girişinde dövülerek darp edilen yakınlarımızın insani talepleri karşılanmamakta, tedavi-bakımları yapılmamakta, kendilerine gerekli ilaçlar verilmemekte, bizlerin getirdiği ilaçlara da sınırlama getirilmektedir. Yakınlarımızın tedavi edilmeleri için yaptığımız tüm girişimler cevapsız kalmıştır. Cezaevinde şu anda onlarca tutuklu-hükümlü hastalık pençesinde “sessiz imha” ile karşı karşıyadır. Bedenlerinde ve giysilerinde gaz bombasından kaynaklı kimyasal madde bulunan yakınlarımıza ilk bir hafta sabun dahi verilmemiş, biz ailelerin getirdiği temizlik maddeleri de alınmamıştır.

Günlük üç öğün yemek bedelinin 700 bin olduğu cezaevinde bizlerin getirdiği hiçbir gıda maddesi cezaevine alınmamakta, gerekçe olarak da, “cezaevi görevlilerinin o kadar yiyeceği aramaya vakitleri olmayacağı” söylenmektedir. Kısıtlı olanakları bulunan kantinden fahiş fiyatla alışveriş yapmaya zorlanan yakınlarımız bu uygulama ile tedavisizlik, yanı sıra besin alamama sorunu ile de karşı karşıyadır.

Cezaevi girişinde dövülen, hiçbir insani talepleri karşılanmayan, elektronik aletle aranmasına rağmen koğuş kapısından çıktığı anda üç ayrı yerde taciz edici ve onur kırıcı arama dayatılan yakınlarımız, bu uygulamayı protesto ettikleri için, bir aydır görüşe çıkmamaktadırlar. (Bir kişi temsilen biz aileleri bilgilendirmek için görüşe gelmektedir.) Bu uygulama ile tecrite maruz kalan, yalnızlaştırılan yakınlarımızdan iyi haberleri almak için görüşe gittiğimizde, biz aileler de taciz ve tehditle karşılaşmaktayız. “Burası Buca cezaevi, işinize gelirse...” diye başlayan cümlelerle, bizlere her türlü taciz edici arama ve hakaretler yapılmaktadır. Kimi gün bir annenin üstüne ring sürülmekte, kimliklerimiz cezaevi dışında kontrol edilmekte, görüş günü bir otobüs çevik kuvvet cezaevi önünde bekletilmekte, kimi gün ise görüş kabini bizlerin üzerine kilitlenmektedir.

İçeride tecrit koşullarında ve bütün insani olanaklardan yoksun bırakılan, mektuplaşmaları engellenen, dilekçeleri dikkate alınmayan yakınlarımızın tek dayanağı olan biz aileler de bu yöntemle sindirilmek ve susturulmak isteniyoruz.

Yine biz aileleri en çok endişelendiren diğer bir konu da : 21 Eylül katliamında yer alan bazı gardiyanların halen cezaevinde olup siyasi koğuşların aramalarına provokasyon amaçlı katılmasıdır.

Bizler tutuklu-hükümlü aileleri olarak Buca Cezaevi’nde yeni Ulucanlar-Burdurlar yaşanacağı endişesi içindeyiz.

Tüm insanları, demokratik kurumları, ülke yöneticilerini ve konu ile ilgili yetkilileri giderek çözümsüz hal alan Buca Cezaevi sorunlarına duyarlı olmaya ve yeni bir katliam yaşanmadan, sorunları insan hak ve özgürlükleri temelinde çözmek için acilen harekete geçmeye çağırıyoruz.
Sessiz kalmayın, göz yummayın!..

31.08.2000





İzmir: Hücre Karşıtı Platform’dan
oturma eylemi



Buca Cezaevi’nde yaşanılan sorunları ve Aydın Cezaevi’nde tutsaklara yapılan saldırıyı protesto etmek için 2 Eylül günü Konak Meydanı’nda bir basın açıklaması yapıldı. Yaklaşık 50 kişinin katıldığı eylemde basın metnini sendikacı-yazar Hacay Yılmaz okudu. Basın açıklamasına eylemciler sloganlarla katıldılar.

Buca Cezaevi’nde yaşanan sorunların çözüm yerine gittikçe kritikleştiği, Aydın Cezaevi’nde ise 18 Ağustos’ta tutsaklara yönelik saldırı yapıldığı, bu saldırı sırasında Hepatit-C hastası Gökhan Tamer’in bayılıncaya kadar dövüldüğünün, Ahmet Gür’ün elinin yaralandığı ve 5 dikiş atıldığının vurgulandığı basın açıklamasında ayrıca, bu saldırı sırasında F tipi cezaevlerinde görevlendirilmek üzere özel eğitilmiş 5 gardiyanın aktif rol oynadığı ifade edilerek, cezaevlerindeki uyarı sinyalleri verilmektedir, denildi.