Bizler Bergama Cezaevinde tünel gerekçesi ile yapılan operasyonlardan sonra Buca Cezaevine sevkedilen, Buca Cezaevi girişinde en ağır şekilde dövülen ve bir aydır tecrit-abluka-işkence koşullarında yaşayan, tedavi ve bakımları yapılmayan tutuklu-hükümlülerin aileleriyiz. Burada yakınlarımızın bir ayı aşkın süredir yaşadıklarını kamuoyuna aktarmak için bulunuyoruz.
Burdur Cezaevinde 5 Temmuz 2000 tarihinde mahkemeye çıkarılma gerekçesi ile yapılan operasyonda işkence gören tutuklu-hükümlülerden 6 tanesinin Bergama Cezaevine gelmesi ve gördükleri işkenceyi fotoğraflamaları ile başlayan gerginlik tünel bulunması üzerine adeta öç almaya dönüştürülmüş ve sorunu hukuk kuralları içinde çözme talebinde bulunan tüm kurumlar reddedilerek, her zamanki gibi şiddet içeren çözüme başvurulmuştur. Dört gün süren operasyon boyunca sürekli gaz bombalarına-tazyikli suya maruz kalan, aç ve susuz bırakılan (kalorifer borusundan paslı su içmek zorunda bırakılan) yakınlarımız-evlatlarımız, 29.07.2000 tarihinde Buca Cezaevine sevk edilmiştir. Buca Cezaevi girişinde asker ve gardiyan saldırılarında ağır şekilde yaralanmıştır.
Bergama Cezaevinde 4 gün gaz bombasına-tazyikli suya maruz kalan, Buca girişinde dövülerek darp edilen yakınlarımızın insani talepleri karşılanmamakta, tedavi-bakımları yapılmamakta, kendilerine gerekli ilaçlar verilmemekte, bizlerin getirdiği ilaçlara da sınırlama getirilmektedir. Yakınlarımızın tedavi edilmeleri için yaptığımız tüm girişimler cevapsız kalmıştır. Cezaevinde şu anda onlarca tutuklu-hükümlü hastalık pençesinde sessiz imha ile karşı karşıyadır. Bedenlerinde ve giysilerinde gaz bombasından kaynaklı kimyasal madde bulunan yakınlarımıza ilk bir hafta sabun dahi verilmemiş, biz ailelerin getirdiği temizlik maddeleri de alınmamıştır.
Günlük üç öğün yemek bedelinin 700 bin olduğu cezaevinde bizlerin getirdiği hiçbir gıda maddesi cezaevine alınmamakta, gerekçe olarak da, cezaevi görevlilerinin o kadar yiyeceği aramaya vakitleri olmayacağı söylenmektedir. Kısıtlı olanakları bulunan kantinden fahiş fiyatla alışveriş yapmaya zorlanan yakınlarımız bu uygulama ile tedavisizlik, yanı sıra besin alamama sorunu ile de karşı karşıyadır.
Cezaevi girişinde dövülen, hiçbir insani talepleri karşılanmayan, elektronik aletle aranmasına rağmen koğuş kapısından çıktığı anda üç ayrı yerde taciz edici ve onur kırıcı arama dayatılan yakınlarımız, bu uygulamayı protesto ettikleri için, bir aydır görüşe çıkmamaktadırlar. (Bir kişi temsilen biz aileleri bilgilendirmek için görüşe gelmektedir.) Bu uygulama ile tecrite maruz kalan, yalnızlaştırılan yakınlarımızdan iyi haberleri almak için görüşe gittiğimizde, biz aileler de taciz ve tehditle karşılaşmaktayız. Burası Buca cezaevi, işinize gelirse... diye başlayan cümlelerle, bizlere her türlü taciz edici arama ve hakaretler yapılmaktadır. Kimi gün bir annenin üstüne ring sürülmekte, kimliklerimiz cezaevi dışında kontrol edilmekte, görüş günü bir otobüs çevik kuvvet cezaevi önünde bekletilmekte, kimi gün ise görüş kabini bizlerin üzerine kilitlenmektedir.
İçeride tecrit koşullarında ve bütün insani olanaklardan yoksun bırakılan, mektuplaşmaları engellenen, dilekçeleri dikkate alınmayan yakınlarımızın tek dayanağı olan biz aileler de bu yöntemle sindirilmek ve susturulmak isteniyoruz.
Yine biz aileleri en çok endişelendiren diğer bir konu da : 21 Eylül katliamında yer alan bazı gardiyanların halen cezaevinde olup siyasi koğuşların aramalarına provokasyon amaçlı katılmasıdır.
Bizler tutuklu-hükümlü aileleri olarak Buca Cezaevinde yeni Ulucanlar-Burdurlar yaşanacağı endişesi içindeyiz.
Tüm insanları, demokratik kurumları, ülke yöneticilerini ve konu ile ilgili yetkilileri giderek çözümsüz hal alan Buca Cezaevi sorunlarına duyarlı olmaya ve yeni bir katliam yaşanmadan, sorunları insan hak ve özgürlükleri temelinde çözmek için acilen harekete geçmeye çağırıyoruz.
Sessiz kalmayın, göz yummayın!..
Buca Cezaevinde yaşanılan sorunları ve Aydın Cezaevinde tutsaklara yapılan saldırıyı protesto etmek için 2 Eylül günü Konak Meydanında bir basın açıklaması yapıldı. Yaklaşık 50 kişinin katıldığı eylemde basın metnini sendikacı-yazar Hacay Yılmaz okudu. Basın açıklamasına eylemciler sloganlarla katıldılar.
Buca Cezaevinde yaşanan sorunların çözüm yerine gittikçe kritikleştiği, Aydın Cezaevinde ise 18 Ağustosta tutsaklara yönelik saldırı yapıldığı, bu saldırı sırasında Hepatit-C hastası Gökhan Tamerin bayılıncaya kadar dövüldüğünün, Ahmet Gürün elinin yaralandığı ve 5 dikiş atıldığının vurgulandığı basın açıklamasında ayrıca, bu saldırı sırasında F tipi cezaevlerinde görevlendirilmek üzere özel eğitilmiş 5 gardiyanın aktif rol oynadığı ifade edilerek, cezaevlerindeki uyarı sinyalleri verilmektedir, denildi.