ARSIVANA SAYFA
 
9 Eylül '00
SAYI: 33
İçindekiler
Kızıl Bayrak'tan
Kapitalist-emperyalist ablukayı parçalamak için...
İMF’nin 2001 programında
yine yoksullaşma ve baskı...

Belediyelerde TİS süreci yenilgiye evriliyor
KHK saldırısının niteliği ve görevler
Perde operasyonları devam ediyor
Saldırının yeni unsurları ve işçilerin büyüyen öfkesi
1 Eylül Dünya Barış Günü eylemleri ve saldırılar
Metal işkolunda TİS’in mücadele gündemi
Metal işkolunda azgın sömürü
Grevdeki belediye işçilerine ziyaret
İMF tipi yaşama hayır!
Siyasal durum ve devrimci görevler/1
Birinci yılında Ulucanlar katliamının gösterdikleri
“Liberal hücre paketi” evresinde hücre karşıtı mücadelenin sorumlulukları
Yeni ölümler yaşanmasın!
Örgütsüzleştirme saldırısı birleşik mücadeleyle püskürtülebilir
Kapitalizm ve işsizlik
Reformist cenderenin kırılması üzerine
Semt çalışması üzerine
Yılmaz Güney partili mücadelemizde yaşıyor!
Perinçekler’in izinde yol alanlar
Mücadele Postası
 



 
 
Kızıl Bayraktan...


Kapitalist barbarlık sisteminin globalist sloganı “birlik, beraberlik, kardeşlik” oldu. Her zeminde kol gezen vahşetin sorumluları, her zeminde bu sloganı yükseltiyor. BM Milenyum Zirvesi’nden, Türk yargısının tatil sonu törenlerine kadar her toplantıda bu sahtekarlık boy gösteriyor.

Milenyum Zirvesi’ni; Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu ve daha dünyanın dörtbir yanında halklar arasındaki kardeşliğin fitillenmesi, birbirine boğazlatılması ve sözde kurtarma operasyonu adı altında emperyalist ordularca kırımı öncelemişti.

TC’nin bu yönteme bulduğu isim, cezaevleri özgünlüğünde “tredman” oldu. Yani, önce öldür, sonra teslim al. Kürt halkına karşı yürütülen inkar ve imha savaşının temel argümanlarından olan “ölü ele geçirme”nin diğer adı oluyor tredman ve anafikrini PKK’nin teslimiyet süreçlerinden alıyor. Kürt siyasileri ise, sadece TC’nin değil, emperyalizmin tredmanına da “cevap vermek” zorunda olduklarını kavramış görünüyorlar. Utanç verici teslimiyetlerine rağmen süren şiddet onları zerrece etkilemiyor. Kürt halkının katillerini her vesileyle kardeş ilan etme onursuzluğunu sürdürüyorlar. Geldikleri noktayı artık onursuzluk sözüyle de tanımlamak mümkün değildir. HADEP’le MHP arasındaki “kardeşlik”in tanımına, bırakın onursuzluğu, ihanet sözü bile yeterli olmayacaktır.

MHP ki, binlerce faili meçhul cinayetin organizatörü ve tetikçisi kontr-gerillanın potansiyel kadro kaynağıdır. MHP ki, Kürtleri toplu kırımlardan geçiren Özel Tim’in oluşturulmasında özel ve öncelikli tercih merciidir. MHP ki, “inkar”ın teorisyeni, “imha”nın kışkırtıcısıdır. Kürt’ü Türk ilan edebilmek için neredeyse dünyayı Türk ilan eden Türk Tarih Tezi ve Güneş Dil teorilerinin uydurukçuları ve en hararetli savunucuları, MHP’ye fikir babalığı yapacak olan Turancılar, Nazi yandaş ve destekçileri değil miydi? Bugün yine idam cezasının kaldırılmasını “Apo’nun idamı” şartına bağlayan bu aynı faşist katiller değil midir?

Kapitalist emperyalizmin bu teslim alma programına direnebilmenin pek de kolay olmadığı görülüyor. Sadece Kürt ulusal siyaseti değil, dünyanın dört-bir yanında ulusalcılıkla teslimiyetçilik globalizm potasında eriyip kaynaşıyor. Bu gelişmeler direniş mevzilerini daraltmakla birlikte netleştiriyor da. Giderek iki sınıf-iki dünya karşıtlığı daha belirgin hale geliyor. Devrimci sınıf ve devrimci siyaset, kapitalist-emperyalist barbarlığa karşı direnişin tek merkezi haline geliyor.


***

Eksen Yayıncılık telefonu değişti.
Yeni tele-faks numarası: 0 (212) 638 58 13