Kızıl Bayraktan...
Kapitalist barbarlık sisteminin globalist sloganı birlik, beraberlik, kardeşlik oldu. Her zeminde kol gezen vahşetin sorumluları, her zeminde bu sloganı yükseltiyor. BM Milenyum Zirvesinden, Türk yargısının tatil sonu törenlerine kadar her toplantıda bu sahtekarlık boy gösteriyor.
Milenyum Zirvesini; Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu ve daha dünyanın dörtbir yanında halklar arasındaki kardeşliğin fitillenmesi, birbirine boğazlatılması ve sözde kurtarma operasyonu adı altında emperyalist ordularca kırımı öncelemişti.
TCnin bu yönteme bulduğu isim, cezaevleri özgünlüğünde tredman oldu. Yani, önce öldür, sonra teslim al. Kürt halkına karşı yürütülen inkar ve imha savaşının temel argümanlarından olan ölü ele geçirmenin diğer adı oluyor tredman ve anafikrini PKKnin teslimiyet süreçlerinden alıyor. Kürt siyasileri ise, sadece TCnin değil, emperyalizmin tredmanına da cevap vermek zorunda olduklarını kavramış görünüyorlar. Utanç verici teslimiyetlerine rağmen süren şiddet onları zerrece etkilemiyor. Kürt halkının katillerini her vesileyle kardeş ilan etme onursuzluğunu sürdürüyorlar. Geldikleri noktayı artık onursuzluk sözüyle de tanımlamak mümkün değildir. HADEPle MHP arasındaki kardeşlikin tanımına, bırakın onursuzluğu, ihanet sözü bile yeterli olmayacaktır.
MHP ki, binlerce faili meçhul cinayetin organizatörü ve tetikçisi kontr-gerillanın potansiyel kadro kaynağıdır. MHP ki, Kürtleri toplu kırımlardan geçiren Özel Timin oluşturulmasında özel ve öncelikli tercih merciidir. MHP ki, inkarın teorisyeni, imhanın kışkırtıcısıdır. Kürtü Türk ilan edebilmek için neredeyse dünyayı Türk ilan eden Türk Tarih Tezi ve Güneş Dil teorilerinin uydurukçuları ve en hararetli savunucuları, MHPye fikir babalığı yapacak olan Turancılar, Nazi yandaş ve destekçileri değil miydi? Bugün yine idam cezasının kaldırılmasını Aponun idamı şartına bağlayan bu aynı faşist katiller değil midir?
Kapitalist emperyalizmin bu teslim alma programına direnebilmenin pek de kolay olmadığı görülüyor. Sadece Kürt ulusal siyaseti değil, dünyanın dört-bir yanında ulusalcılıkla teslimiyetçilik globalizm potasında eriyip kaynaşıyor. Bu gelişmeler direniş mevzilerini daraltmakla birlikte netleştiriyor da. Giderek iki sınıf-iki dünya karşıtlığı daha belirgin hale geliyor. Devrimci sınıf ve devrimci siyaset, kapitalist-emperyalist barbarlığa karşı direnişin tek merkezi haline geliyor.
***
Eksen Yayıncılık telefonu değişti.
Yeni tele-faks numarası: 0 (212) 638 58 13