Kapitalist barbarlık düzeni toplumu çürütmek için saldırıyor. Sınıf mücadelesinin geriliği koşullarında, insanlar kolay teslim alınıp düşkünleştirilebiliyor. Kapitalist barbarlığın çürütme araçları çok yönlüdür. Bunlardan en somut olanları uyuşturucu, hap, tiner ve hırsızlıktır.
Bugün bazı semtlerde bizzat devletin kolluk güçleri tarafından organize edilen uyuşturucu satışı sadece kapitalizmin kâr hırsı ile açıklanabilecek bir muhtevaya sahip değildir. Kapitalist barbarlık insanı meta olarak gören, onu düşkünleştiren, insani tüm değerleri paramparça eden bir yapıya sahiptir. O çürütme ve asalaklaştırmayı doğası gereği yapar.
Burada en önemli nokta, devletin bu çürütme ve yozlaştırma politikasının neden özellikle semtlere yöneldiğidir. Toplumsal muhalefetin en önemli parçası olan gençliğe geleceksizlik dayatan kapitalist sistem onu bataklığın içine çekmektedir. Özellikle son dönemde emekçi semtlerinde ortaya çıkan tekil örneklere bakıldığında, sermayenin varoşlarda işçi ve emekçi çocukları üzerinde oynadığı oyun anlaşılır. Devrimcilerin bir dönem en etkin olduğu alanlarda bugün uyuşturucu satışı ve kullanımının yaygın olmasının, tiner ve hırsızlıkların doğal karşılanmasının gerisinde, devletin mücadelenin yeşereceği alanları çürütmede ne kadar başarılı olduğu gerçeği vardır.
İlk neden kapitalist barbarlığın gençlik kitlelerine dayattığı geleceksizliktir. Emekçi semtlerinde temel sorun işsizliktir. İşsizlik toplumsal üretimden kopukluk nedeniyle asalaklaşma ve yabancılaşmaya yolaçmaktadır. Gençlik kendi sorunlarını aşamamakta ve geleceksizlik içinde belli şeylere sarılmaktadır.
Televizyonda izlediği ve kendisine ait olmayan yaşam tarzı onun kafasını allak bullak eder. Ömrü boyunca çalışarak sahip olamayacağı bu yaşama daha farklı yollarla sahip olmayı hedefler. Tıpkı burjuvazinin yaptığı gibi, çalarak... Böylece emekçi çocukları kendilerine ait olmayan bir kültürü almaktadırlar. Bu kültür bizzat burjuvazi tarafından çeşitli araçlarla (TV, gazete) gençliğin damarlarına şırınga edilmektedir.
İkinci neden ailelerdir. Çocuklarına devrimci olma da ne olursan ol diyecek kadar gericileşen aileler aslında çocuklarını korumak adına onları ölüme, bağımlılığa ve çürümeye mahkum etmektedirler. Çocuklarının içki ve sigara tüketimi, karşı cinsle ilişkisi konusunda çok demokrat ve ilerici olan aileler, çocuklar politikayla ilgilenmeye başladığı zaman birden gericileşebilmektedirler.
Üçüncü neden, kendini varoşlardan var eden siyasi yapıların kavrayışsızlığı ve dargörüşlüğüdür. Devrimci demokrat akımların semt çalışmasına bakıştaki çarpıklıkları, sorunun kaynağını tahlil edememeleri, sürekli bir kısır döngü içine dönüp durmalarıdır. Kendileri de semtlerin birer parçası haline geldikleri için, bu çürüme ve yozlaşmanın etkilerini kendi saflarında da gördüklerini döne döne vurgulamaktadırlar. Bugün birçok semtte varolan iktidar çatışmaları, örgütler arası yaşanan sorunlar da gençliğin mücadeleden soğumasına neden olmuştur.
Ve elbette en önemli etkenlerdir biri de, faşist diktatörlüğün devrimciler üzerindeki sistematik baskı, sindirme ve ezme politikalarıdır.
Gençlik bir arayış içinde. Bu arayış bugün onları en ileri emekçi semtlerinde bile çürümeye, uyuşturucuya, tinere ve hırsızlığa yöneltmektedir. Komünistler semt çalışmasına bakışaçılarını birçok kez ortaya koydukları için burada yinelemiyoruz. Semt çalışmasına yönelik doğru bakışaçımız bu alana dönük çalışmada bize bir dizi ilk imkan sunmaktadır. Semt gençliğindeki yozlaşma ve çürümenin nedenlerini doğru tahlil etmeli, onun sınıfsal karakterini hep gözününde tutmalı, ama küçük-burjuva katmanların devrim mücadelesine yakınlığını gözardı etmeden onların düzenin batağına çekilmelerine karşı mücadele etmeliyiz.