26 Mayıs 2017
Sayı: KB 2017/20

Zorbalara karşı direniş ateşini harlayalım!
Düzen siyasetinin sürdürülemez OHAL’i
Yüksel’de polis terör estirdi, direniş ateşini söndüremedi
Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya destek eylemleri
Mevsimlik tarım işçilerinin bitmeyen çilesi
Grev ve direnişler sürüyor
Geleceği kazanmak için Metal Fırtına’yı ve bugünü anlamak!
ABD, Suriye’ye karşı savaşı kızıştırıyor
Trump’ın Ortadoğu gezisi
ABD’nin YPG ile ilişkileri ve Kürt halkını bekleyen tehlikeler
İran’da seçim tiyatrosu ve İran halkının mesajı
“Türkiye, YPG’ye karşı 10 bin kişilik ÖSO ordusu kuruyor”
İşyerinde taciz/tecavüz, sömürü politikasının parçasıdır!
“Ben çabalayacağım, siz de çabalayın!”
Meslek Liseliler Birliği İstanbul Meclisi toplandı
“Bir insanın nefesi kesilirse o insan yaşayabilir mi?”
Güzel günler göreceğiz çocuklar…
Sadece devrimci kimliğin değil, yaşamın da temel taşıdır özgüven
“Böyle kalır sanma devran”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Böyle kalır sanma devran”

 

Nurhak sana güneş doğmaz
uçan kuşlar yuva kurmaz
dökülen kan yerde kalmaz
soracağız hesabını”

İşçi sınıfının, emekçilerin, gençliğin toplumsal uyanış yıllarıdır '60’lar. Türkiye’de sanayi gelişmeye, modern sınıflar ortaya çıkmaya başlamıştır. İşçi ve emekçiler haklı talepleri ile sokaklara çıkmış, direnişler ve ilk grevler bu yıllarda yaşanmıştır. Avrupa’dan Asya’ya ve Latin Amerika ülkelerinde yaşanan direnişler ve mücadeleler bu coğrafyayı da sarmıştır. Türkiye İşçi Partisi'nin (TİP) parlamentarizmi kitlelerin taleplerini karşılayamamıştır. Bunun karşısında, düzeni cepheden karşıya alan devrimci gençlik yüzünü artık “yalnızca devrim’e” dönmüştür. Düzenin reformlarla değil ancak şiddete dayalı bir “devrim” ile değişeceğini savunmuş, bu uğurda canları pahasına mücadele etmişlerdir. Nurhak’ta Sinanlar, Kızıldere’de Mahirler, idam sehpalarında Denizler, zindanda İbrahimler… Devrimci miras bu coğrafyada böyle şekillenmiştir; daima savaşarak ve direnerek. İşte bu savaş ve direnişlerden biridir Nurhak.

31 Mayıs 1971’de Malatya Kürecik’teki NATO üssüne eylem hazırlığında olan THKO’lu 3 devrimci; Sinan Cemgil, Alpaslan Özdoğan ve Kadir Manga, İnekli Köyü civarında ihbar sonucu jandarmayla girdikleri çatışmada katledilirler. Her birinin bedeninden onlarca kurşun çıkar. Sıkılan onlarca kurşun Sinan’a, Alpaslan’a ve Kadir’e değildir yalnızca. Emperyalist barbarlığa karşı direnenlere, eşit ve sömürüsüz bir dünya isteyenleredir. Ancak kurşunlarla, ölümlerle bitiremezler direnişleri. Nurhak’ın kıvılcımı Kızıldere’yi, Diyarbakır zindanlarını ve idam sehpalarını sarmıştır artık!

Bugün Nurhak Katliamı’nın üzerinden 46 sene geçti. Emperyalist barbarlık bu sürede birçok yıkıma sebep oldu, olmaya da devam ediyor. Coğrafyalar birer birer savaş alanına dönüşüyor. Milyonlarca işçi ve emekçi, genç, çocuk her gün daha da azgınlaşmış bir sömürü bataklığına uyanıyor. Bütün bunlara karşı ise Sinanlar’ın, Denizler’in, İbrahimler’in ve Mahirler’in iradesi ve cüreti bizleri çağırıyor.

Böyle kalır sanma devran
yola devam eder kervan
öldü Sinan doğdu Sinan
omuzladı silahını”

İ. Y. Gün

 
§