26 Mayıs 2017
Sayı: KB 2017/20

Zorbalara karşı direniş ateşini harlayalım!
Düzen siyasetinin sürdürülemez OHAL’i
Yüksel’de polis terör estirdi, direniş ateşini söndüremedi
Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya destek eylemleri
Mevsimlik tarım işçilerinin bitmeyen çilesi
Grev ve direnişler sürüyor
Geleceği kazanmak için Metal Fırtına’yı ve bugünü anlamak!
ABD, Suriye’ye karşı savaşı kızıştırıyor
Trump’ın Ortadoğu gezisi
ABD’nin YPG ile ilişkileri ve Kürt halkını bekleyen tehlikeler
İran’da seçim tiyatrosu ve İran halkının mesajı
“Türkiye, YPG’ye karşı 10 bin kişilik ÖSO ordusu kuruyor”
İşyerinde taciz/tecavüz, sömürü politikasının parçasıdır!
“Ben çabalayacağım, siz de çabalayın!”
Meslek Liseliler Birliği İstanbul Meclisi toplandı
“Bir insanın nefesi kesilirse o insan yaşayabilir mi?”
Güzel günler göreceğiz çocuklar…
Sadece devrimci kimliğin değil, yaşamın da temel taşıdır özgüven
“Böyle kalır sanma devran”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Mevsimlik tarım işçilerinin bitmeyen çilesi

 

Yaz aylarının gelmesiyle birlikte mevsimlik tarım işçilerinin yaşadığı kölece çalışma koşulları da başladı. Her ne kadar tarım işçilerinin yaşadığı bu sorunlar diğer mevsimlerde sürse de, özellikle yaz aylarında katlanarak devam ediyor. Kürt illerinden on binlerce tarım işçisi, aileleriyle birlikte Ege, Karadeniz ve Çukurova bölgesine göç ediyor.

Tarım işçileri sadece ücret, sigorta, barınma, sağlık sorunları yaşamıyor. Yaşanan iş cinayetleri tarım işçilerinin çalışma koşullarının ne kadar riskli olduğunu gösteriyor. Ya tıka basa dolduruldukları kamyonetlerin kaza yapması sonucu, ya da çalışırken yaşamlarını yitiriyorlar. Aynı zamanda örgütsüz olmaları nedeniyle de çalışma koşullarını düzene sokacak bir mücadele aracından mahrum kalıyorlar. Kurulan dernekler ise daha çok dayıbaşları tarafından yönlendiriliyor ve tarım işçilerinin ihtiyaçlarından çok kendi ihtiyaçları çerçevesinde girişimlerde bulunuyorlar. Bir diğer önemli sorun ise mevsimlik tarım işçilerinin Kürt olmaktan kaynaklı gördükleri baskılardır. Ülkede estirilen şovenizm rüzgârından, ırkçı saldırganlıktan gittikleri illerde fazlasıyla etkileniyor ve saldırıya uğruyorlar. Hatta polis ve asker tarafından zorla il dışına çıkarılabiliyorlar.

Sermaye devletinin Suriye politikasının bir sonucu olarak artık Suriyeliler de tarım işçiliği yapıyor. Suriyeli işçiler diğer iş kollarında olduğu gibi sermaye tarafından yine ucuz iş gücü olarak değerlendiriliyor. Mevsimlik tarım işçilerinin daha çok kadın olması ise çok yönlü sorunları gündeme getiriyor. Tarım işçisi kadınların yaşadıkları sıkıntılar sadece çalışmanın zorluğu değil. Aynı zamanda kadın olmaktan kaynaklı birçok sorun yaşıyorlar. Bu sorunlar arasında tacize, tecavüze maruz kalmaları da bulunuyor. Yine aileleriyle birlikte çalışılacak yerlere giden tarım işçilerinin çocukları da hem küçük yaşta sömürülüyorlar, hem de en çok ihtiyaç duydukları bir dönemde sağlık, barınma ve eğitim hakkından mahrum kalıyorlar.

Kölece çalışma koşullarıyla gündeme gelen mevsimlik tarım işçilerinin yaşadığı sorunlara sermaye devleti tarafından sözde çözümler bulunmuyor değil. Kısa bir süre önce Resmi Gazete’de yayımlanan Başbakanlık Genelgesi ile mevsimlik tarım işçisi olarak çalışmak amacıyla bulundukları illerden başka illere giden tarım işçilerinin ve ailelerinin bu süreçte yaşadığı “sorunların giderilmesine” yönelik çalışma başlatıldığı açıklandı. ‘Son başbakan’ Binali Yıldırım imzasıyla yayımlanan genelgede, mevsimlik tarım işçilerinin yaşadığı sorunların giderilmesine yönelik çalışmalar 36 maddede sıralandı. Barınma sorunundan sosyal yaşamlarına, sağlık sorunlarından eğitime kadar birtakım düzenlemelerden bahsediliyor.

Yine yapılan açıklamaya göre valilikler bünyesinde, vali tarafından görevlendirilecek vali yardımcısı başkanlığında eylem planının hazırlanması, uygulanması ve izlenmesi ile görevli, sekretaryasını Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüklerinin yapacağı ve İl Emniyet Müdürlükleri, İl Jandarma Komutanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlükleri, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlükleri, Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlükleri, Büyükşehir Belediyesi, olmayan yerlerde ise mülki idare amirinin uygun gördüğü belediye temsilcilerinden oluşan mevsimlik tarım işçileri bürosu kurulacak.

Sermaye devletinin icra makamı AKP’yi bu girişimlerde bulunmaya iten şey mevsimlik tarım işçilerinin artık gözlerden saklanamayan kötü çalışma koşullarıdır. Atılan bu “resmi adımlarla” sorunların çözülmesine yardımcı olunacağı izlenimi yaratılmak isteniyor. Ancak AKP’nin bu göstermelik çözüm paketi inandırıcılıktan fazlasıyla uzak. Her şeyden önemlisi tarım işçilerinin ücretine, sosyal haklarına, can güvenliğine dair hiçbir şey yok bu maddeler arasında.

Bahsedilen denetleme mekanizmasına gelince… Bırakın ücra yerlerdeki tarım alanlarında yapılan denetleme komikliğini, bizzat işçiler kent merkezlerindeki fabrikalarda ve sanayi bölgelerinde sözde denetimlerin nasıl yapıldığını çok iyi biliyor. Ama bu tarım işçilerine yönelik hiçbir adım atmadıkları anlamına da gelmiyor! Her şeyden “önemlisi” uygulanması için denetimde bulunacakları tek yenilik tarım işçilerinin inanç ve ibadetlerini yerine getirebilmeleri için alacakları önlemlerdir. Zira il müftülüklerince mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin inanç ve ibadet ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli tüm tedbirler yerine getirilecekmiş.

Sonuç olarak, mevsimlik tarım işçilerini yine bu yaz sıcaklarında gün ışımadan başlayan kölece çalışma koşulları, güvencesiz, sağlıksız çalışma ve yaşam koşulları bekliyor.

 

 

 

 

İşçi katili Balyak Madencilik’in AKP’yle ilişkisi

 

16 Mayıs’ta Antalya’da Balyak Madencilik tarafından işletilen kaçak madende metan gazı sıkışması nedeniyle meydana gelen patlamada iki işçi yaşamını yitirmişti. İki işçinin katledildiği olayın ardından, işçi katili maden patronlarıyla AKP’nin ilişkisi ortaya çıktı.

Yıllarca kaçak çalıştı

Balyak Madencilik, Temmuz 2015’te yapılan denetimlerde eksiklik tespit edilmesi üzerine kapandı. Ancak maden şirketi, üretime devam etti.

Neredeyse iki yıl boyunca devletin bilgisi dahilinde sözde kaçak olarak çalışan maden, bir ay önce de MİGEM tarafından denetlendi. Denetimin ardından bir kez daha “üretimin olmaması gerektiği” belirtilmesine rağmen, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı konuyla ilgili hiçbir işlem yapmadı. Hatta kaçak çalıştığı için ceza dahi kesmedi.

Göstermelik incelemeden sonra açıldı

16 Mayıs’ta iki işçinin katledilmesinin ardından madene gelen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı müfettişler ile Kemer Başsavcısı, yaklaşık 1 saat süren incelemede bulundu.

Yıllarca kaçak çalışmasına ve nihayetinde iki işçinin katledilmesine rağmen, göstermelik incelemenin ardından maden ocağının açılmasına karar verildi.

Şirketin ortağı AKP’den aday adayıydı

İşçi katili maden şirketinin böylesine korunup kollanmasının ardında, şirket ortağının AKP ile yakın ilişkisi olduğu ortaya çıktı.

Şirketin ortağı olan ve “birinci söz sahibi” sayılan Emin Bal’ın 2014 yerel seçimlerinde Aksu Belediye Başkanlığı için AKP aday adayı olduğu öğrenildi. Bal adaylığa seçilemese de, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile yakın dostluk ilişkisi olduğu, Çavuşoğlu’nun 2010 yılında Aksu’ya yaptığı ziyaretlerde Emin Bal’ın misafiri olduğu biliniyor.

Katliamın ardından şirket ortaklarından Muhammed Murat B. ve işletme müdürü Emre T. tutuklanmış ancak sorumluluğu bulunan devlet yetkilileriyle ilgili ise bir karar henüz açıklanmamıştı.

 
§