26 Mayıs 2017
Sayı: KB 2017/20

Zorbalara karşı direniş ateşini harlayalım!
Düzen siyasetinin sürdürülemez OHAL’i
Yüksel’de polis terör estirdi, direniş ateşini söndüremedi
Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya destek eylemleri
Mevsimlik tarım işçilerinin bitmeyen çilesi
Grev ve direnişler sürüyor
Geleceği kazanmak için Metal Fırtına’yı ve bugünü anlamak!
ABD, Suriye’ye karşı savaşı kızıştırıyor
Trump’ın Ortadoğu gezisi
ABD’nin YPG ile ilişkileri ve Kürt halkını bekleyen tehlikeler
İran’da seçim tiyatrosu ve İran halkının mesajı
“Türkiye, YPG’ye karşı 10 bin kişilik ÖSO ordusu kuruyor”
İşyerinde taciz/tecavüz, sömürü politikasının parçasıdır!
“Ben çabalayacağım, siz de çabalayın!”
Meslek Liseliler Birliği İstanbul Meclisi toplandı
“Bir insanın nefesi kesilirse o insan yaşayabilir mi?”
Güzel günler göreceğiz çocuklar…
Sadece devrimci kimliğin değil, yaşamın da temel taşıdır özgüven
“Böyle kalır sanma devran”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Güzel günler göreceğiz çocuklar…

 

1 Haziran Dünya Çocuk Hakları Günü, Birleşmiş Milletler’in (BM) riyakârlık örneklerinden birisidir. Çıkış olarak kökeni 1925’te Cenevre’de toplanan Çocukların Refahı İçin Dünya Konferansı’na dayanan bu gün, çocuk işçiliği, eğitim gibi dünya çocuklarının refahını ilgilendiren konulara dair çocuk hakları konusunda bir duyarlılık yaratmak adına ortaya konmuştur. Emperyalistlerin hizmetinde bir kurum olarak BM, dünya çocuklarına ne refah vadedebilir ne de sorunlarına çözüm olabilir. Birleşmiş Milletler; güya savaş mağdurlarına yardım etmek için gittiği Ortadoğu ve Afrika ülkelerinde kız çocuklarına tecavüz eden askerleriyle vardır. Bu coğrafyada yaşayan mazlum halkların çektiklerini sayısal verilere döküp sözüm ona yardım kampanyaları düzenleyerek, savaşları yaratan kapitalist barbarlığı aklamak için vardır.

Ancak bu vesileyle dünya çocuklarının çektiklerine bakmakta fayda var. Yine BM’nin açıkladığı verilere göre her yıl yaklaşık 6 milyon çocuk yetersiz beslenmeden kaynaklı yaşamını yitiriyor. Bu 6 milyon çocuğun 3,1 milyonu 5 yaşından küçük. Emperyalist haydutların gözünü diktiği Ortadoğu topraklarında milyonlarca çocuk göç yollarında yaşamını yitiriyor, Aylan bebek kıyıya vuran küçücük bedeniyle yüzümüze vuran bir örnek sadece. Daha özele inip Türkiye’den örnekler vermek gerekirse; daha yaşına girmeden açlıktan hayatını kaybeden Kübra bebeğin, cansız bedeni babasının sırtında bir çuval içinde taşınan Muharrem bebeğin anısı hatıralarımızda canlı olarak duruyor…

Aynı zamanda çocukların zindanlara doldurulduğu bir ülkedir Türkiye. Dinci-gerici AKP hükümetinin iktidara gelmesinden bu yana hüküm giymiş çocuk tutsak sayısı %33 artarak 731’e çıkmış, tutuklu çocuk sayısı ise 2578’e yükselmiştir. Hapishaneler çocukların mezarı olmuş, son sekiz yılda yaşları 12 ila 17 arasında değişen 17 çocuk hapishanede yaşamını yitirmiştir, bu 17 çocuğun 9’u intihar ederek yaşamına son vermiştir. Genç tutuklu ve hükümlüler (18–21 yaş aralığı) arasında da intihar çok sık gözlenmektedir, yine son 8 yılda 77 genç hapishanede yaşamını sonlandırmıştır.

Bir yandan da direnen çocuklar vardır, direndiği için sokaklarda, meydanlarda devlet tarafından katledilen… Türkiye’de Berkin olur adı, Yunanistan’da Aleksis… Kürdistan’da taş tutar elleri özgür bir ülke için, Filistin’de tanklara meydan okur küçük bedenleri…

Kapitalist emperyalist sistem krizlerle boğuşurken savaş ve yoksulluktan başka bir şey üretmiyor. Emekçi halkların çocuklarına ise ölümden başka bir seçenek sunmuyor; ya göç yollarında ya çocuk işçi olarak çalıştığı tezgah başında… Ancak “o çocuklar büyüyecek, o çocuklar büyüyecek…” Yarının özgür, eşit, sömürüsüz dünyasında şarkılar söyleyecekler hep bir ağızdan…

Y. Leyla

 

 

 

 

Uğur Kurt anıldı


Okmeydanı Cemevi’nde cenaze beklerken polis tarafından vurulan Uğur Kurt, ölümünün 3. yıl dönümünde (22 Mayıs) cemevinde anıldı. Cemevinin bahçesinde yapılan anma saygı duruşu ile başladı. Ardından Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Okmeydanı Cemevi Başkanı Zeynel Şahin konuştu. Kurt'un katledilmesi ile ilgili davaya değinen Şahin, “Polisin elini rahatlatmak için bir sürü ifade alınmış. Hiçbiri de doğru değil” dedi ve katil polis Sezgin Korkmaz’a 12 bin 100 TL para cezası verildiğini hatırlattı. Şahin, mahkemenin gerekçeli kararına değindi ve kararda, katil polis Sezgin Korkmaz’ın “meşru müdafaa” temelinde hareket ettiğinin yer aldığını belirterek, Kurt’un o sırada gerçekleşen eyleme katılmadığını, cemevi bahçesinde beklediğini hatırlattı. Şahin, “Biz burada bu olayı yaşadık. Polis direkt üstümüze ateş etti” dedi.

Kurt’un annesi Gülnaz Kurt ise “Benim çocuğumdan ne istediler” diyerek katilin serbest olduğuna dikkat çekti. Gülnaz Ana, “Bu ne biçim devlet, bu ne biçim hukuk” dedi. Gülnaz Ana fenalaşırken, “Anaların öfkesi katilleri boğacak!” sloganı atıldı.

Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Tuncer Baş “Cemevinde bir Aleviyi öldürmenin cezası 12 bin liraymış” sözleriyle katilin korunmasına tepki gösterdi.




 


Kaypakkaya anmasına engelleme

 

İbrahim Kaypakkaya’nın katledilişinin 44. yıldönümü dolayısıyla 21 Mayıs’ta Çorum Sungurlu Karakaya’daki mezarı başında yapılacak anma sermaye devletinin engellemesiyle karşılaştı.

Köy meydanında toplanan kitle pankart açarak buradan mezarlığa doğru yürüyüşe geçti. Mezarlığa yürüyen kitlenin önü asker barikatıyla kesildi. Valilik kararı gerekçe gösterilerek anmaya izin verilmeyeceği dayatmasında bulunuldu. Kaypakkaya’nın kardeşi Ali Ekber Kaypakkaya ile birlikte yakınları 10 kişilik bir grup olarak basın açıklaması yapmak istediklerini ifade ederken askerler buna da izin vermeyeceklerini söyledi.

Kaypakkaya kararın yasadışı olduğuna değinerek tepki gösterince askerler sadece birinci derece akrabalara izin verdi.

Öte yandan anma için Ankara’dan yola çıkanların otobüsü de askerlerin engellemesiyle karşılaştı.

 

 

 

 

Polis cinayetleri sürüyor

 

Sermaye devleti polis rejimi uygulamalarını yaygınlaştırarak yargısız infazların, polis cinayetlerinin ve katliamlarının önünü açıyor. 15 Nisan’da İstanbul Gazi Mahallesi’nde polis kontrol noktasında, gençlerin aracı “kaçmak istedikleri” iddiasıyla taranmış, iki genç katledilmişti.

Benzer bir saldırı 20 Mayıs’ta İstanbul Arnavutköy’de yaşanırken 18 yaşındaki genç İbrahim Kaya yaralandı.

18 yaşındaki İbrahim Kaya adındaki genç, amcasının hacizli olan arabasını alarak yola çıktı. Yolda polislerin çevirdiği genç bir an panikleyerek olay yerinden uzaklaşmak istedi. Bu sırada polisler Kaya’nın bulunduğu araca mermi yağdırırken, Kaya yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Gencin hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi.

Bursa’da da polis bir genci katletti. Yıldırım ilçesine bağlı Beyazıt Mahallesi Kartal Sokak’ta bulunan 19 yaşındaki Mert Atar, bölgede denetim yapan polis ekiplerini görünce kaçmaya başladı. Atar, Yılmaz Sokak’ta polislerce yakalandı ve polislerle arasında arbede çıktı. Arbede esnasında, polisin belindeki silahın yere düştüğü ve ateş aldığı öne sürüldü. Ancak Atar’ın sırtından vurulmuş olması dikkat çekti.

Sırtından vurulan Atar, olay yerine gelen ambulansla Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı fakat tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.



 
§