13 Aralık 2007 Sayı: SİKB 2007/46 (48)

  Kızıl Bayrak'tan
   Saldırıyı püskürtmek için tabana dayalı
meşru–militan mücadele!
  İşçi ve emekçiler bir mücadele programı
etrafında harekete geçirilmelidir!
IMF–TÜSİAD patentli saldırı bütçesine karşı
mücadeleyi yükseltelim!
AKP’nin iktidar stratejisi mi, islamın planlı kuşatması mı?
Yüksel Akaya
İnsanca yaşamaya yeten ücret için mücadeleye!
Yeni bir kontra saldırının startı verildi...
  AKP’nin “Alevi açılımı”...
  Sansürle, baskıyla ve tehditle kirli cinayetlerini örtmeye çalışıyorlar...
  Güven Elektrik işçilerinin ücretli kölelik düzenine öfkesi büyüyor...
  Ekim Gençliği’nin “Yalanlarınızı da alın gidin!” kampanyası etkinliklerinden...
  2. Tersane İşçileri Kurultayı coşkulu bir atmosferde gerçekleşti!
  Tersane cehenneminde grev ateşi!
  Kitlesel ve devrimci bir gençlik mücadelesi için...
  Genç-Sen üzerine....
  Filistin İntifadası 20. yılında…
  “Yeni bir paket”...
M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

2. Tersane İşçileri Kurultayı coşkulu bir atmosferde gerçekleşti!

Tersane işçilerinden geleceği kazanmak için mücadeleyi büyütme çağrısı!..

Tersane işçileri yeni bir mücadele dönemini yeni bir düzey ve yeni hedeflerle ileriye taşıyorlar. Aylardır Tuzla tersaneler havzasında ilmek ilmek örülen 2. Tersane İşçileri Kurultayı 9 Aralık’ta Pendik Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi’nde coşkulu bir atmosferde gerçekleştirildi. Yoğun ve yorucu bir sürecin ardından gerçekleştirilen kurultaya Tersane İşçileri Birliği’nin ortaya çıkışının ardından geldiği düzey ve “tersanelerde grev hedefi” damgasını vurdu.

Tersane işçilerinin mücadele mevzisi

12 Şubat 2006 yılında Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen 1. Tersane İşçileri Kurultayı’nda Tersane İşçileri Birliği’nin kurulması karar altına alınmıştı. Bu tarihten itibaren havzada yoğun bir örgütlenme faaliyetine girişen öncü tersane işçileri, belirledikleri hedefleri bir bir hayata geçirdiler. Birlik kısa süre içinde ücret gasplarına, sigortasız çalışmaya, taşeronlaştırmaya ve iş cinayetlerine karşı havzada mücadele mevzisi haline geldi.

Yola somut hedeflerle devam edilecek!

Kurultayda havzada yürütülen çalışmanın etkisi bir kez daha somutlandı. Tersane işçileri, “Henüz yolun başındayız!” diyerek önlerine koydukları somut hedeflerle ilerleme kararı aldılar. Kurultaya damgasını vuran Tersaneler havzasında grev örgütleme kararı ise, bu hedef doğrultusunda 3. Tersane İşçileri Kurultayı’nın grev gündemli olarak toplanması oldu.

Coşku, öfke ve kararlılık hakimdi

Tersane İşçileri Birliği’nin gerçekleştirdiği kurultay, mücadele süreci içerisinde deneyim kazanan, dernek çatısı altında hak arama mücadelesine katılan öncü işçilerin kürsüsüne dönüştü. Kürsüden yapılan konuşmalarda hemen hemen tüm işçiler “grev” hedefi çerçevesinde mücadele kararlılıklarını ortaya koydular.

Kurultaya katılım, programın başlamasının ardından daha da arttı ve 150 kişilik bir katılım gerçekleşti.

Tersane işçilerinin kararlı yürüyüşü devam ediyor

Tuzla tersaneler havzasında yürütülen dişe diş mücadele kurultaya da yansıdı. Tersane işçileri gerek havzada gerekse ardı ardına gerçekleştirdikleri Taksim eylemlerindeki militanlıklarını ve coşkularını kurultaya da taşıdılar. Saat 11.00’e geldiğinde, “Gemileri yaktık geri dönüş yok!/ Tersane İşçileri Birliği” pankartını açarak yürüyüşe geçen işçiler, Pendik merkezde attıkları sloganlarla Pendik’in Pazar sabahına has durgunluğunu da bozmuş oldular. İşçiler yürüyüş boyunca, “Tersaneler cehennem, işçiler köle kalmayacak!”, “Katil GİSBİR hesap verecek!”, “Gemileri yaktık, geri dönüş yok!”, “Tersane işçisi köle değildir!” sloganlarını attılar ve kurultayın yapılacağı salona da sloganlarla girdiler.

Taşeronlar ve tersane patronları Birlik’e karşı birleşti!

Tersaneler cehenneminde hak gasplarına karşı mücadelede sayısız kez baskı ve gözaltılarla karşılaşan Tersane İşçileri Birliği, kurultay sabahı patron ve taşeronların yeni bir oyunuyla karşı karşıya kaldı. İki aydır çeşitli araçlarla havzada yürütülen kurultay faaliyetini hazmedemeyen tersane patronları ve taşeronlar kimi tersanelerde işçilerin kurultaya katılmasını engellemek için adeta el birliği yaptılar. Özellikle iş cinayetleri ve ücret gaspı konusunda son dönem yıldızı parlayan Sadıkoğlu Tersanesi ve geçtiğimiz aylarda Bekir Özmen isimli tersane işçisinin yaşamını yitirdiği Desan Tersanesi kurultaya işçi katılımını engellemek için kapıları kapadılar. Birçok tersanede işçilere hafta sonu çalıştıkları takdirde çift yevmiye teklif edilirken, bazı yerler Pazar günü çalışmayanları işten atmakla tehdit etti. Ayrıca bir kısım tersane, kurultay gününü ödeme günü ilan etti!

Mücadele talepleri kurultay salonunda!

“Tersaneler cehennem, işçiler köle kalmayacak!” ana pankartının sahne arkasında yer aldığı kurultay salonunda “Artık yeter, ölmek istemiyoruz!”, “Sigortasız tek bir işçi kalmayacak!” pankartları da yer aldı. Salonda ayrıca “Tersaneler cehenneminde de grev ateşini yakalım!”, “Taşeronluk kaldırılsın, herkese kadro hakkı tanınsın!”, “Gurbetçi işçilere sağlıklı barınma hakkı tanınsın!”, “Yaşasın tersane işçilerinin birliği!”, “7 saatlik işgünü, 35 saatlik çalışma haftası!” taleplerinin yer aldığı ozalitler asılıydı. Tersane İşçileri Birliği’nin Tuzla tersaneler havzasında yürüttüğü mücadelenin birer bölgesi olan ücret gaspına ve iş cinayetlerine karşı örgütlenen eylemlerin fotoğraf ve haberleri etkinlik salonunda sergilendi. Sergi kurultaya katılanlar tarafından ilgiyle izlendi.

Mücadele coşkusu kurultaya yansıdı!

Tersane İşçileri Birliği’nin havza içinde ve dışında gerçekleştirdiği eylem ve etkinliklerin görüntü ve fotoğraflardan oluşan sinevizyon gösterimiyle başlayan kurultay programı, işçi sınıfı mücadelesinde ve tersanelerde iş cinayetine kurban giden işçiler anısına yapılan saygı duruşuyla devam etti. Kurultayda oluşturulan divanda TİB-DER Başkanı Zeynel Nihadioğlu ve Himmet Ekinci yer aldı.

“En büyük cevabı grev meydanında vereceğiz!”

2. Tersane İşçileri Kurultayı’nın açılış konuşmasını Tersane İşçileri Birliği Başkanı Zeynel Nihadioğlu yaptı. Dernek Başkanı coşkulu konuşmasında, kurultaya katılımı engellemek isteyen tersane patronlarına en büyük cevabı grev meydanında vereceklerini söyledi. Emperyalist işgal ve halklara karşı girişilen savaşla beraber işçi sınıfına da köleliğin dayatıldığını vurguladı. Kendi siyasetlerini kan ve ekmek çalıntısı üzerinden yapan patronlara karşı tersane işçilerinin de kendi siyasetini yaparak cevap vereceklerini dile getirdi.

1. Tersane İşçileri Kurultayı’nın ardından katedilen mesafeye de değinen Nihadioğlu, önce birliği kurduklarını, ilerleyen süreçte yayın aracı olarak Rota’yı çıkardıklarını belirtti. Bu başarıyı hazırlayanın, hak arama mücadelesindeki azim ve ısrarları olduğunun altını çizdi. Konuşma, izleyenler tarafından sık sık alkış ve sloganlarla kesildi.

“İnsanca bir yaşam sosyalizmde!”

Dernek başkanı, havzada gerçekleştirdikleri parçalı direnişleri ortak bir mücadeleye çevirmenin gerekliliğine vurgu yaparak, birlik çalışmasının giderek güçlendiğini ancak bunun tek başına yeterli olamayacağını vurguladı. Kurultayda ilk olarak grev hedefini dile getiren Nihadioğlu’nun konuşması salondan “Tersanede grev, tersanede direniş!” sloganıyla yanıtlandı. Temel bir sorun alanı olarak güvensizlik sorununa vurgu yapan Nihadioğlu, kurultayda sunulacak önergelerin yaşama geçirilmesinde herkese görev düştüğünü hatırlattı.

Dernek Başkanı ayrıca, çevreyi koruduğu için GİSBİR’e mavi bayrak verildiğine değindi. İnsanca, eşitlikçi, özgürlükçü bir yaşamın sosyalizmde mümkün olduğunu belirten ve bu yolda mücadele çağrısı yapan Nihadioğlu, konuşmasını GİSBİR’e verilen mavi bayrağa yanıtın kızıl bayraklarla meydanları dolduran işçiler olacağını söyleyerek noktaladı.

Konuşmanın ardından hep bir ağızdan “İşçi sınıfı savaşacak, sosyalizm kazanacak!” sloganı atıldı.

Sınıf düşmanına karşı ‘Birlik’ çatısı altına!

Ardından tebliğ sunumlarına geçildi. İlk olarak örgütlenme sorununa ilişkin tebliğ sunuldu. Sırasıyla sunulan tüm tebliğler alışıla gelmişin ötesinde yazılı metinlerden okunmadı. İşçiler tebliğleri pratik mücadele sürecinin deneyimleri ve coşkusu ışığında konuşarak, rahat ve coşkulu bir dille sundular. İlk olarak Birlik üyesi bir tersane işçisi, tersane işçilerinin birliğini yaratmak üzere çıktıkları yolda sadece ekonomik-demokratik mücadele ile sınırlı kalmayacaklarını, aynı zamanda sınıf düşmanına karşı bir birlik yaratma amacı güttüklerini belirtti. “Çelik aldığı suyu unutmayacak!” diyerek konuşmasına devam eden tersane işçisi, yürüttükleri mücadeleyi grev kanalına akıtacaklarını söyledi. Örgütlenmekten başka bir yolun olmadığını ifade etti. Konuşma, ilerici, öncü işçilere Tersane İşçileri Birliği’nde mücadele etme çağrısıyla son buldu. Konuşmanın ardından “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Direne direne kazanacağız!” sloganları atıldı.

Tebliğler, Birlik Yönetim Kurulu Üyesi Cahit Atalay’ın havzada yaşanan taşeronlaştırmanın boyutları üzerine yaptığı konuşma ve tersane işçilerinin örgütlenmesinin önündeki engellerin sıralandığı sunumlarla devam etti. Örgütlenmenin önündeki engeller tebliğinde taşeronlaştırma geniş yer tuttu. Tebliğler havzada yaşanan somut sorunlarla desteklendi.

Tüm tebliğlerde havzada örgütlenecek genel bir grevin vurgusu yer alıyordu. Kurultayın ilk bölümü “İş cinayetleri tebliği” ve “Barınma sorunu” tebliğleriyle devam etti. İş cinayetleri tebliğinde, havzada patronların kâr güdüsü yüzünden yaşanan iş cinayetlerine dikkat çekilerek, hak arama mücadelesinde sağlanan kazanımların güven sorununun aşılması noktasındaki etkisi üzerinde duruldu. Sınıf bilinci eksikliğine vurgu yapıldı.

Gurbetçi işçiler kurultay kürsüsünde!

Ardından dernek üyesi bir tersane işçisi, barınma hakkı tebliği ile, kurultay hazırlıkları çerçevesinde oluşturulan Gurbetçi İşçiler Komisyonu’nun etkin ve başarılı hazırlığını kurultay kürsüsüne taşıdı. Tebliğ sunumu öncesinde gerçekleştirilen gurbetçi işçilerin yaşam koşullarının anlatıldığı sinevizyon gösterimi salondaki herkesi oldukça etkiledi. Konuşmanın ardından “Barınma hakkı gaspedilemez!” sloganı atıldı.

Kurultayın ilk bölümü tebliğlerin ardından son buldu.

İlk bölümde kurultaya selamlayan mesajlar da okundu. Fuat Ercan, Adana Sanayi İşçileri Derneği, OSB-İMES İşçileri Derneği, Sefaköy’de 2006 yılı aralık ayında Birleşik Metal-İş Sendikası’nda örgütlenen Güven Elektrik işçileri kurultayı selamlayanlar arasındaydılar.

Akkaya: “Kâra dayalı sistem ortadan kalkmadan sorunlar çözülmez!”

Verilen yarım saatlik aranın ardından ikinci bölüm Yüksel Akkaya’nın konuşmasıyla başladı. Geçici çalışmanın yaygın olduğu bir yer olan tersanelerde, işçilerin mücadele etmesinin bir yanının bugünü kurtarmak diğer yanının ise geleceği kazanmak olduğunun altını çizdi. Kapitalist sistem yıkılmadığı sürece sorunların çözülmeyeceğini belirten Akkaya, cemaat toplumuna doğru yol alınan bir süreçte Pazar günü kurultayı engellemek için çaba sarfeden patronlara karşı kurultaya katılım sağlayan işçilere teşekkür etti.

Yaraşır: “Taban örgütlülükleri, komiteler hayata geçirilmeli!”

Yüksel Akkaya’nın ardından söz alan Tez Koop-İş Genel Eğitim Danışmanı Volkan Yaraşır, tersane işçilerinin sömürü düzenine ve onların tersanelerdeki kolu olan tersane patronlarına karşı biriken öfkesini “sabırsızlık zamanı” olarak adlandırdı. “Tersanelerde bundan sonra tabut taşımayacaksak, tabut taşımak istemiyorsak ‘Artık yeter!’ sloganını kullanmalıyız” diyerek, tersane işçilerinin grev geleneğine vurgu yaptı. Yaraşır, tersane işçilerinin devam eden sürecini dünya sınıf hareketindeki çeşitli gelişmelerle besledi. Telekom grevi, Hava-İş’in toplu sözleşme süreci ve tekstil toplu sözleşmeleri gibi son dönemin önemli gelişmelerinin ortaya koyduğu potansiyele dikkat çekti.

“İyi nişan al, kuklayı değil kuklacıyı vur!”

Yaraşır, alt kimlik-üst kimlik kavramlarına da değinerek, Alevi-Sünni, Türk-Kürt, sağcı-solcu gibi alt kimliklerin sermaye tarafından işçileri bölmek için kullanıldığına dikkat çekti. Bu alt kimliklere karşı “işçi” üst kimliğinin sahiplenilmesi gerektiğini vurguladı. Tüm çalışma alanları ve hayatın her alanında örgütlenilmesi gerektiğe işaret ederek, komitelerin ve taban örgütlenmelerinin hayata geçirilmesini önerdi. Devrim tarihinden Bolşevik ajanları örnek veren konuşmasında Yaraşır, çalışma ve yaşam alanları arasındaki diyalektiğin kurulmasının gerekliliğine işaret etti. İçinden geçtiğimiz dönemi biriktirme süreci olarak tanımlayarak, salonda bulunan her işçinin grevin mimarı ve militanı olma sorumluluğunu taşıdığını sözlerine ekledi. Konuşmasını örgütlü davranmanın önemine vurgu yapan bal arıları-eşek arıları örneğiyle sonlandırdı. Yaraşır’ın kullandığı alt kimlik-üst kimlik kavramları kürsüden söz alan tersane işçileri tarafından sıkça kullanıldı.

3. Tersane İşçileri Kurultayı “Grev” gündemli toplanacak!

Yaraşır’ın konuşmasının ardından divan başkanlığına sunulan önergeler oylandı. “16 Haziran 2008 tarihinde tersanelerde yitirilen işçilerin etkinliklerle hatırlanması”, “İşçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri alınsın, ölümler durdurulsun!” şiarlı kampanyanın kurultay sonrasında da değişik araçlarla sürdürülmesi, 2008 Ocak ayında belirlenecek olan sefalet ücretine karşı yürütülen kampanyaları destekleme, taşeronluk sistemi, kadro hakkı ve yevmiye usulü çalışmaya karşı fiili-meşru ve hukuki mücadelenin örgütlenmesi, 1 Mayıs’ta iş bırakarak alanlara çıkılması, işçilerin yoğun olarak yaşadığı Esenyalı, Aydıntepe ve Gebze gibi yerlerde “işçi lokalleri”nin açılması, iş cinayetlerinin üzerini örtmek isteyen tersane patronlarına karşı “Tersane işçileri dayanışma fonu” oluşturulması ve 2. Tersane İşçileri Kurultayı vesilesiyle çıkarılan Gurbetçi İşçi Bülteni’nin derneğin aylık yayın organı haline getirilmesi oy çokluğuyla kabul edildi.

Son olarak, tersaneler havzasında yürütülen fiili meşru mücadelenin etkisiyle önergeler arasında yer alan 3. Tersane İşçileri Kurultayı’nın “grev” gündemli toplanması karar altına alındı.

İşçilerden mücadeleyi büyütme çağrısı

Önergelerin oylanmasının ardından serbest kürsüye geçildi. Oldukça canlı geçen serbest kürsüde inisiyatif yine tersane işçilerindeydi. Tersane İşçileri Birliği ile yaşadıkları mücadele deneyimi ve kazandıkları güveni kürsüden büyük bir coşkuyla aktaran işçiler yeni hedefler doğrultusunda mücadeleyi büyütme çağrısı yaptılar.

Kurultaya katılan misafirlerden DİSK/Emekli-Sen Kartal Şube Başkanı Yılmaz Gündoğdu, tek çarenin örgütlenmek olduğunu vurgulayarak gündelik mücadeleyi iktidar mücadelesiyle birleştirme çağrısı yaptı. Gündoğdu konuşmasını anti-emperyalist mücadele vurgusuyla sonlandırdı. Mayıs’ta Yaşam Kooperatifi ve GOP İşçi Derneği de kürsüden yaptıkları konuşmalarla kurultayı selamladılar. Anadolu Yakası’ndan bir Telekom işçisi ve bir metal işçisi de yaptıkları konuşmalarla tersane işçisinin yanında olduklarını belirttiler. Emekçi Kadın Komisyonları adına yapılan konuşmada ortak mücadele ve 10 Şubat’ta örgütlenecek Emekçi Kadın Kurultayı’na katılım çağrısı yapıldı.

Söz alarak konuşan bir deri işçisi ise kurultayda yaşadıklarını kendi havzasında anlatacağını söyleyerek tersane işçilerinin yanında olduklarını belirtti. Serbest kürsü bölümünün sonunda bir eğitim emekçisi kurultayda yaşadığı coşkuyu ifade ederek duygularını dile getirdi. “Birlik”e teşekkür etti. 

“Bu grev başka türlü olacak!”

Kurultayın kapanış konuşmasını yapan Zeynel Nihadioğlu, grev için güçlü bir hazırlık yapacaklarını söyleyerek, ilk işlerinin öncü kuşak işçiler yetiştirmek olduğunu belirtti. İlk kurultayda önlerine koydukları hedefleri bir bir gerçekleştirdiklerini yeniden vurgulayarak, önlerindeki grev hedefinin de gerçekleştirilecek zor bir hedef olduğunu ifade etti. Tersaneleri kuşatacaklarını söyleyerek konuşmasını noktaladı.

Kurultayın sonunda tüm salon hep bir ağızdan Enternasyonal marşını yumruklar havada bir şekilde söyledi. Kurultay sloganlarla sona erdi. Saat 18.00’e kadar devam eden kurultay baştan sona canlı, coşkulu ve militan bir atmosferde gerçekleştirildi.

Tersane işçileri tersane patronlarına karşı her geçen gün daha da güçlendirdikleri birliklerini kurultay salonuna da taşıyarak, tersaneler havzasında yeni hedefler için izlenecek yolu belirlediler. Kurultayı belki de en iyi dernek başkanının sözleri özetliyordu:

“Tersanelerde bir dönem sona erdi ve yeni bir dönem başladı… Şimdi daha ileri hedeflere!..”

Kızıl Bayrak/İstanbul


 

2. Tersane İşçileri Kurultayı Sonuç Bildirgesi...

Tersaneler cehennem, işçiler köle kalmayacak!

Tersane işçileri, kardeşler!

Yaklaşık olarak iki aydır çalışmaları süren 2. Tersane İşçileri Kurultayı, 9 Aralık 2007 tarihinde Pendik Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi’nde 150 işçi ve emekçinin katılımı ile gerçekleşti.

Üç yıllık bir mücadele birikiminin ve deneyiminin aktarıldığı, Tersane İşçileri Birliği’nin bugünkü durumunun değerlendirildiği ve buradan hareketle yeni bir mücadele rotasının belirlendiği 2. Tersane İşçileri Kurultayı büyük bir coşku ve kararlılık içerisinde gerçekleşti. Kurultayın sonucunda aşağıdaki kararlar alındı:

1- Tersane patronları iş cinayetlerine kurban verdiğimiz işçi kardeşlerimizin canı karşılığında 3-5 kuruş kan parası vererek ailelerimizin acılarını satın almaya, bu yolla cinayetlerinin üzerini örtmeye çalışmaktadırlar.

Tersane patronlarının iş cinayetlerini örtbas etmesini, iş kazalarında sakat kalan tersane işçilerinin yalnızlaşmasını önlemek ve bu yolla tersane işçileri arasındaki dayanışmayı güçlendirmek için “Tersane İşçileri Dayanışma Fonu”nun örgütlenmesi.

2- Tersanelerde örgütlenmenin bir aracı olarak tersane işçilerinin yoğun olarak yaşadığı semtlerde Tersane İşçileri Birliği Derneği’ne bağlı tersane işçileri lokallerinin açılması.

3- İşçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs’ta “İş cinayetlerine ve sigortasız çalışmaya karşı 1 Mayıs’ta iş bırakarak alanlara!” şiarıyla bir kampanya örgütlenmesi.

4- Memleketlerinden tersanelere iş için gelen gurbetçi tersane işçilerinin barınma sorununu ele alan “Gurbetçi işçilere barınma hakkı!” başlıklı bir kampanyanın örgütlenmesi ve “Gurbetçi İşçi Bülteni”nin aylık periyodlarla çıkarılması.

5- İş cinayetlerinde ölen işçi kardeşlerimizi unutmadığımızı göstermek ve yaşanan iş cinayetlerinin hesabını sormak için, her yıl Türkiye işçi sınıfının şanlı başkaldırı tarihlerinden biri olan 16 Haziran’da yitirdiğimiz işçi arkadaşlarımızın etkinliklerle anılması.

6- 2008 Ocak ayında belirlenecek olan sefalet ücreti anlamına gelen asgari ücreti kabul etmediğimizi göstermek ve bu doğrultuda yapılan çalışmalara destek olmak amacıyla bir çalışmanın örgütlenmesi.

7- Kurultaydan önce başlatılan “İşçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri alınsın!” başlıklı imza kampanyasına devam edilmesi ve İstanbul Bölge Çalışma Müdürlüğü önünde gerçekleştirilecek bir basın açıklamasıyla imzaların İstanbul Bölge Çalışma Müdürlüğü’ne verilmesi.

8- Tersaneler cehenneminde ağır ve kölece çalışma koşullarının temel nedenlerinden birisi olan taşeron uygulaması aynı zamanda örgütlenmenin önündeki en büyük engellerden birisidir. Yaşadığımız kölelik koşullarından kurtulmanın tek yolu taşeronlaştırma saldırısına karşı tek bir vücut olarak karşı koymaktan geçmektedir. Taşeronlaştırma saldırısının temel uygulayıcılarından biri olan GİSBİR’i hedef alacak tarzda “Taşeronlaştırma sistemi kaldırılsın! Herkese kadro hakkı verilsin!” talebiyle bir çalışma örgütlenmesi.

9- Tersanelerde kölelik koşulları anlamına gelen sorunların köklü çözümü doğrultusunda tüm havzadaki işçilerin ortak talepler etrafında ortak bir mücadele yürütmesi amacıyla örgütlenecek bir grevden önce yeni bir kurultay toplanması ve bu kurultayın “3. Tersane İşçileri Kurultayı” başlığı altında bir “Greve Hazırlık Kurultayı” olarak örgütlenmesi.


Tersane işçileri, kardeşler!

2. Tersane İşçileri Kurultayı tersanelerde greve giden yolda atılmış büyük ve güçlü bir adımdır. Tersane işçilerinin örgütlülüğünün önündeki engeller ancak fiili-meşru bir grev yoluyla aşılabilir. Ancak bugün grevin gerçekleştirilebilmesi için gereken asgari örgütlülük düzeyini ve koşullarını yaratabilmek, 2. Tersane İşçileri Kurultayı’nın çizdiği yolda ısrarla ve kararlılıkla yürünmesine bağlıdır. Bu mücadele hattının başarıya ulaşması ve kazanımla sonuçlanması için bu mücadeleye tüm tersane işçilerinin omuz vermesi gerekmektedir.

2. Kurultayı’nı başarı ile gerçekleştiren Tersane İşçileri Birliği, tüm tersane işçilerini iş cinayetlerine, ücret gasplarına, sigortasız çalışmaya, taşeronlaştırmaya, kölece çalışma ve yaşama koşullarına karşı insanca bir yaşam ve çalışma hakkı için örgütlenmeye ve mücadeleye yok etmeye çağırıyor.

Tersaneler cehennem, işçiler köle kalmayacak!

İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!

Tersane İşçileri Birliği

12 Aralık 2007


Kurultaydan izlenimler...

“Uyuyan dev uyandı!”

Her şeyden önce kurultay çok güzeldi. Yaşadığımız sorunları çok iyi anlattı, çözümleri çok iyi koydu. Şimdi görevimiz grev için çok çalışmak. Tersane patronları ve taşeronlar ellerinden gelen her türlü çabayı gösterip kurultayımızı engellemeye çalıştılar. Ama başaramayacaklar, kazanan biz olacağız. Buna olan inancım bir kez daha arrtı. Şimdi her şey grev için, her şey kazanmak için. Orada arkadaşlar ifade etti; onlar bizleri engelleyerek, çift yövmiye vererek kandırmaya çalıştılar, bu yetmedi işten atmakla tehdit ettiler. Kısmen başardılar ama kısmen... Çünkü uyuyan dev uyandı!

Tersaneden bir montaj ustası


“Greve doğru emin adımlara yürüyoruz!”

İkinci Tersane İşçileri Kurultayı coşkulu, öfkeli ve kararlı öncü işçilerin birliğinin göstergesiydi. Kurultaydan ben de kendime dersler çıkartarak ayrıldım. İşbaşı yaparken, yemek aralarında, paydos zamanı kurultaya katılan işçi arkadaşlarla karşılaşıyorum. Kurultaydan önce yanından selam vermeden geçtiğim arkadaşlarla şimdi ayak üstü sohbet ediyorum.

Aynı tersanede çalışıyoruz fakat birbirimizden haberimiz dahi olmuyordu. Kurultay bizleri tanıştırdı. Önümüze de grev hedefini koydu. Şimdi tüm gücümüzle ve beraberliğimizle greve doğru emin adımlara yürüyoruz.

RMK’dan bir işçi


 

Kurultaya gelen mesajlardan...

Sİ-DER’den Kurultay’a mesaj...

“Yükselttiğiniz bayrağı sahipleniyoruz!”

Sermaye düzeni işçi sınıfının kan ve can bedeli zorlu mücadeleler sonucu kazandığı haklarını tek tek gaspediyor. Tersane patronları da, bugün harcına kanımızı ve canlarımızı kattığımız gemilerde zevk içinde yaşarlarken, sizleri de yoksulluk ve sefalet çukuruna iterek yaşamınızı karartıyor.

Bugün sermayenin vahşi saldırılarını bu kadar pervasız bir şekilde gerçekleştirebilmesinin bir nedeni de bizlerin örgütsüz ve dağınık olmamızdır. Ve bu tablo, bizler kendi gücümüzün farkına varacağımız, sermayenin karşısına sıkılı bir yumruk gibi çıkacağımız güne kadar böyle sürüp gidecektir.

Evet, işçi ve emekçilerin sermayenin sömürüsünü, zulmünü ve baskısını iliklerine kadar hissettiği bir dönemden geçiyoruz. Özelleştirme, taşeronlaştırma vb. saldırılarla örgütsüzlüğe mahkum edilen bizler, buna artık dur demek zorundayız.

İşte böyle bir dönemde yürüttüğünüz bu mücadele sadece tersane işçilerinin mücadelesi olmayacaktır. Bu mücadele aynı zamanda işçi sınıfının mücadelesi ve kazanımı olacaktır. Sizler, ilk tersane kurultayından bugüne verdiğiniz tüm sözleri tutarak mücadele bayrağını daha da yükselttiniz. Tersane önlerinden Taksim Meydanı’na kadar her yeri sermayeden hesap sorma bilinciyle birer direniş mevzisine dönüştürdünüz.

Bizler de Adana’dan sanayi işçileri olarak kurultayınızı selamlıyor ve yükselttiğiniz bayrağa içinde yaşadığımız kendi sömürü cehennemimizden sahip çıkıyoruz. Bizler de, sizlerin açtığı yoldan yürüyerek sermayeye karşı yürüttüğümüz mücadeleyi ilmek ilmek büyütüyoruz.

Bizler sınıf kardeşleriniz olarak, bu kan denizinin ufkundaki kızıl güneş doğana dek mücadelemizi sürdüreceğimiz sözünü bir kez daha yineliyoruz. İşçi sınıfının kurtuluşu ve emeğin özgürleşmesi mücadelesinde güçlü bir adım olan 2. Tersane İşçileri Kurultayı’nı tüm coşkumuzla selamlıyoruz.

İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!

Sİ-DER (Adana Sanayi İşçileri Derneği)


Fuat Ercan’dan destek...

“Yaşamı biz üretiyoruz demenin zamanı gelmedi mi?”

Fabrikalar, atölyeler ve tersaneler... Yaşamımızı yeniden üreten ama sistem tarafından görünmez kılınan yerler. Giydiğimiz, yediğimiz, bindiğimiz her şey ama her şey bu mekanlarda harcanan emekle gerçekleşirken, gözlerden ırak tutulan mekanlar. Cengiz, Günay, Bekir, Kenan, Hasan, Fatih ve Servet bu mekanda hayatlarını kazanırken, başkalarına hayatlar sunarken yaşamlarını kaybettiler. Bu isimleri ve ölümlerini ve dahası ölüm nedenlerini ne televizyonlarda ne gazetelerde ne de radyolarda duyduk. Üretim sürecinde harcadıkları emekleri ile patronların daha rahat yaşamalarını sağladıkça, patronlar daha fazla güzel yaşam ve daha fazla güvenlikli gelecek istiyorlar. Bu isteklerin ardı arkası gelmiyor. İstekler sömürü daha fazla sömürü anlamına geliyor ve bu istekleri karşılamak için sadece emekler harcanmıyor. Canlar da üretim sürecinde harcanıyor.

Yaşamı var eden ve güzelleştiren üretim mekanları ve emekçiler, yaşamlarını ürettikleri mekanlarda harcıyorlar. Harcanan her emek ve kaybedilen her can patronları daha bir güçlendiriyor. Buna dur demenin zamanı geldi de geçiyor bile.

Kapitalizmin acımasız işleyişinin en çok açığa çıktığı tersanede durum daha vahim ve dur demenin ilk duraklarından biri  tersanelerdir. Tersanede çalışmanın ne demek olduğunu çok erken yaşlarda taşeron bir firmaya çalıştığımda yakından izlemiştim değil birfiil yaşamıştım. Dilovası’ndaki tersanede güvenlik olarak günde üç öğün yoğurt veriliyordu. Biz iki-üç çocuk ise geminin şimdi adını bilemediğim en altındaki küçücük odacıklarında yapılan kaynakları temizliyorduk. Elimize verilen küçücük lambalarla o karanlık ve derin kuyulara dalıyorduk. Demir pası ve karanlığı yutarak işgününü bitiriyorduk ya da işgünü sadece bedenimizden değil yaşama isteğimizden de birçok şeyi alıp götürüyordu.

Sadece tersanelerde değil, üretimin olduğu her yerde yaşamı biz üretiyoruz demenin zamanı gelmedi mi? Mücadelenin ilk aşaması “buraya çalışmaya geldik ölmeye değil”i haykırmak ve ve bu haykırışı örgütlemek olmalı. Bu haykırış örgütlendiğinde ancak emeklerin alınıp-satılan bir dünyanın yıkılmasına yönelik çabalar başlamış olacak.

2. Tersane İşçileri Kurultayı’nın bu zamanı işaret eden başlangıçlarından birisi olma umudu ile...


BİR–KAR: Kurultay yeni bir çıkışın vesilesi olacaktır

Sevgili yoldaşlar,

Her biri modern bir harami olan Tuzla cehennemindeki tersane patronlarına karşı, yaklaşık üç yıldır yürüttüğünüz kararlı ve başeğmez mücadeleyi ve örgütlülüğünüzü daha ileri bir düzeye sıçratmanın aracı olarak düzenlediğiniz 2. Tersane İşçileri Kurultayı’nı yoldaş sıcaklığıyla selamlıyoruz.

Mücadeleniz ve örgütlülüğünüz, hem yurt içinde ve hem de yurtdışında ilgiyle izlenmekte, sempati ile karşılanmakta ve desteklenmektedir. Bu ilgi, sempati ve desteğin daha da büyümesi için gerekli her türlü çabayı ortaya koyacağımıza inanmanızı istiyoruz.

Kurultayınız, hem örgütlülük ve hem de mücadeleniz açısından yeni bir çıkışın vesilesi olacaktır, buna yürekten inanıyoruz. Bu inancımızla bir kez daha, mücadelenize, örgütlülüğünüze ve kurultayı hazırlama çabalarınıza emeği geçen herkese kardeşçe selamlarımızı ve başarı dileklerimizi iletiyoruz.

Yaşasın sınıf dayanışması!

BİR-KAR

(İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Platformu)