29 Eylül 2006 Sayı: 2006/38 (38)
  Kızıl Bayrak'tan
   İnsanlığın geleceğini
emperyalist barbarlık değil, sosyalizm
temsil etmektedir!
  Ekonomik kriz beklentisi ve kan pazarlığı
  Sendika bürokratları da çelişkilerin üstünü din ile örtmeye çalışıyor
  Devlet kamu emekçileriyle alay ediyor
  Yardım rezaletlerine son! Herkese iş, tüm
çalışanlara iş güvencesi!
Eylem ve etkinliklerden
Eğitimin ve eğitim emekçilerinin durumu
giderek kötüleşiyor!
BJ Tekstil işçileri mücadelelerine devam ediyor!
Eylem ve etkinliklerden
AB'nin yolları taştan, sosyal şart sen
çıkaramadın beni baştan!/ Yüksel Akkaya
"Günümüz üretim ilişkilerinin eleştirel
marksist perspektiften değerlendirilmesi"
sempozyumu
 Metal TİS'lerinde 3. tur görüşmeler tamamlandı.. Kazanmak için “müzakere” değil militan mücadele! / Orta sayfa
  Gençlik emperyalist işgale ve ticari eğitime geçit vermeyecek!
  Geleceğimizi mücadeleyle kazanacağız!
  Tekirdağ F Tipi Cezaevi’nden mektup
  Devlet terörü ülke çapında sürüyor!.
Saldırılara karşı birleşik direniş ve devrimci dayanışma!
  Beyrut mitingi: Emperyalizme, siyonizme
ve işbirlikçilerine meydan okundu
  İsviçre'de ırkçılık yasallaştı!
  Taylandída generaller 20. kez darbeyle
yönetime el koydu
  “Koordinatörlük” ve boş hayaller
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

“Günümüz üretim ilişkilerinin eleştirel marksist perspektiften değerlendirilmesi” sempozyumu

23 Eylül tarihinde Birleşik Metal-İş, Rosa Lüksemburg Vakfı ve Antimai Grubu'nun ortaklaşa düzenlemiş olduğu; “Günümüz Üretim İlişkilerinin Eleştirel Marksist Perspektiften Değerlendirilmesi” adı altında bir sempozyum gerçekleştirildi.

Sempozyumda Nail Satlıgan, Fuat Ercan, Mehmet Türkay, Thomas Sablowski, Michael Heinrich sunum yaptı.

Nail Satlıgan yaptığı sunumda kapitalizmin yapısal değişiklik geçirip geçirmediğine ve hizmet sektörünün durumuna değindi. Emperyalizm çağında kapitalizmin tek bir ülke üzerinden değerlendirilmesinin yanlış sonuçlar doğuracağına değinen Satlıgan, bugün tüm dünya ölçeğine baktığımızda hizmet sektöründe bir istihdam artması yoktur dedi. Aksine dünya ölçeğinde baktığımızda üretim sektöründe istihdam artması yaşanmaktadır dedi. Yanılgıların ve kafa karışıklıklarının gelişmiş ülkeler baz alınarak yapılan değerlendirmeler olduğunun altını çizdi. Öte yandan hizmet sektörünün artık 18. yüzyıldaki gibi işlemediğini belirterek “18. yüzyılda doktor elinde çantası hastasını evinde ziyaret ederdi. Ama günümüzde tam anlamıyla bu hizmet modern bir fabrika sistemi gibi çalışmaktadır. Hastanelerde verilen sağlık hizmetleri ve bu hizmetlerin verilişi toplam bir örgütlenme içerisinde yapılmaktadır. Konunun uzmanları ve denetim aşaması bir bütün olarak düşünüldüğünde günümüzde üretimin hizmet sektörüne kaymasından değil ama hizmet sektörünün sanayileşmesinden bahsedebiliriz”. “Hizmet üretimi ve mal üretimi arasındaki ağırlık kayması ne olursa olsun kapitalizm aynı kapitalizmdir. Kapitalizmin temel bölünmesi üretim araçlarına sahip olanlar ve olmayanlardır. Önemli olan kapitalizmin özü değişmiş midir değişmemiş midir? Bu bağlamda kapitalizmin temel üretim ilişkilerinde de değişiklik yoktur. Ama üretim biçimlerinde değişiklikler vardır” dedi.

Thomas Sablowski yaptığı sunumda, “Kapitalizmin mükemmel yapıların analizi yapılıyor. Ek teorik adımlar atılmalı, kapitalist olmayan üretim (esnaf, sanatsal faaliyetler vs.) göz önünde bulundurmak gerekiyor” diyerek dört başlık halinde yeni teorik açılımının ana çizgilerini sıraladı: Emek süreci içindeki değişimler; sanayi içindeki yapısal değişimler; uluslar ötesine sermayenin akması; sanayi sermayesi ve finansal sermaye.

Daha sonra bu başlıkları açan Sablowski şirketlerde aşırı bir hissedar yapılanması olduğunu ifade etti. Kapitalizmin yapısal bir değişimini açıkça belirtmese de hissettirdi. Konuşmasının sonunda yönetici Sablowski'nin konuşmasını yorumlarken “kapitalistsiz kapitalizm mümkün müdür?” sorusunu sordu. Sablowski “bugün başarı işçiler arası rekabeti kaldırmakla mümkündür” diyerek konuşmasını tamamladı.

Fuat Ercan sunumunda devrimci hareket içerisinde yaşanan teorik sorunlara değindi. Ercan “Sermaye birikim süreci aynı zamanda sınıfların oluşum ve dolayısıyla mücadele sürecidir” diyerek, “Marx'ın işaret ettiği nokta gerçekleşiyorsa, politik özne de gerçekliğini korur” dedi. Öte yandan emek sürecinde çeşitli değişimlerin yaşandığını, artık üretimde daha kısa zamanda daha fazla üretim yapmanın hedeflendiğini ve ayrıca işçilerin üretim sürecine sadece kol emeği ile değil Kaizen yöntemleriyle kafa emeği ile de katılmasının sağlanmaya çalışıldığını vurguladı. “Bu işçi sınıfının kol ve bedeniyle yok oluşu demektir” diyen Ercan, “bu sınıf mücadelesidir” dedi. Ercan “Türkiye'de üretim yoktur deniyor. Tablolar bunun böyle olmadığını göstermektedir. Bu ülkede “Koç'lar gibi kapitalist üretim yapılmaktadır”, “Artık komprador ve işbirlikçi burjuvaziden bahsetmek imkansızdır. Bunun için gelişmelere bakmak yeterlidir” diyerek, konuşmasını Marks'ın “sermaye ölüdür, emeği sömürerek büyür ve gelişir” sözüyle bitirdi.

Mehmet Türkay “Kapitalizm ve kalkınma” başlığı altında bir sunum yaptı. Türkay “Solun kavramsal bir temizliğe ihtiyacı vardır. Kapitalizm gittiği her coğrafyaya ilişkilerini de götürecektir. Bundan kaynaklı Marks'ın Kapital'i bir yere özgü değildir. Kapitalizmin olduğu her yerde kapitalist ilişkiler mevcuttur. Gelinen yerde kapitalizmin özüne ilişkin hiçbir şey değişmemiştir. Ulusal kalkınma ve Marksizm bağlantısında, ulusal kalkınma temel çelişkilerin üzerini örten bir kılıftır. Bu konuda sol dikkatli olmalıdır. Sermaye birikimi kavramının kullanılması gerekmektedir. Bugünün anlaşılması ise ulusal kalkınma reddedilmelidir. Bu kavram bu haliyle kullanıldığı taktirde bizim marksistler olarak stratejik konumlanmamızın imkanını sağlamayacaktır.” Türkay konuşmasını bu temel argüman üzerinde yaparak son dönemde sol adına estirilmeye çalışılan yurtseverlik ve ulusalcılığın tehlikeli olduğunu ortaya koydu.

Michael Heinrich yaptığı sunumda Marks'ın Kapital'inin güncelliğine değindi. Marks'ın ekonomik yazınlarını okumak için Kapital'den başlamak gerektiğini belirtti. Marks'ın, Kapital'de, diğer ekonomik yazınlarında bütünlüğe kavuşturamadığı ve sistematiğe oturtamadığını oturtmuş olduğuna, bundan kaynaklı olarak en yetkin eser olarak Kapital'in okunmasının önemli olduğuna değindi. Heinrich konuşmasına kapitalizm ve krizleri üzerinden devam etti. “Krizler eskiden sınıf çatışmalarının bir ürünü olarak görülüyordu. Marks bunun etkilediğini ama krizlerin asıl sebeplerinin kapitalist üretim ilişkilerinin kendisi olduğunu göstermiştir. Kapitalizm içinde sorunlar birikiyor ve bunun çözümü yıkıcı olabiliyor, krizler kapitalizmi yenilemektedir. Bundan dolayı kapitalizmin krizlere ihtiyacı vardır” dedi. Michael Heinrich “Kapitalizmi aşma fikrini unutmamalıyız, çoğu zaman kapitalizmi yenme şansı yok denilmektedir. ‘90 sonrası Almanya'da yenmeden bahsedenleri hapse atmıyorlar ama gülerek karşılıyorlar. Buna katlanacağız. Bunu söylediğimiz için birçok ülkede hapse atılmayı göze almalıyız ve zaten bunun için insanların bunu göze aldıklarını görmekteyiz. İşçileri ikna etmek gerekmektedir, yüzyıl önce bunu söylüyordu insanlar, bugün de söyleyenler var ve yarın da olacaktır” diyerek konuşmasını bitirdi.

Soru-cevap kısmında öne çıkan noktalardan en önemlisi, işçilerin salonda olmadığı ve birilerinin işçiler adına onlar olmadan, onlar için tartıştığı yönündeki değinmeye cevaptı. Michael Heinrich ve Fuat Ercan, klasik olarak işçilerin aramızda az olduğu bir gerçek olabilir ama burada bulunan herkes işçidir, vurgusunda ortaklaştılar. Ercan yarın işinden olduğunda hayatını idame ettirebilmek için çalışmak ve işçilik yapmak zorunda olduğunu vurguladı.

Sempozyuma yaklaşık olarak 200 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak/Kartal

-------------------------------------------------------------------------------

GOP İşçi Derneği ile dayanışma etkinliği

Geçtiğimiz hafta polisle işbirliği içerisindeki bir grup serseri GOP-DER'e saldırarak dernek binasını tahrip etmişti. 24 Eylül Pazar günü bu saldırıyı kınamak ve GOP-DER ile dayanışmayı yükseltmek için dernek binası önünde bir dayanışma etkinliği düzenledi. “Uyuşturucuya, yozlaşmaya, çeteleşmeye ve faşizme karşı dayanışma etkinliği” başlığı ile düzenlen etkinlik oldukça coşkulu bir atmosferde geçti.

Etkinliğe devrim şehitleri için bir dakikalık saygı duruşu ile başlandı. Ardından açılış konuşmasını yapmak için GOP İşçi Derneği Başkanı Murat Yıldırım kürsüye çıktı. Bu tür saldırıların faaliyetlerini hiçbir şekilde etkilemeyeceğini, yıllardır devrimci kurumların bu tür saldırılara uğradıklarını, fakat buna rağmen kararlı bir şekilde mücadelelerrine devam ettiklerini vurguladı. GOP İşçi Derneği olarak doğru bildikleri yolda yürürken hiçbir bedeli ödemekten çekinmeyeceklerini belirtti.

Ardından Sefaköy İKE Şiir Topluluğu sahneye çıkarak Ulucanlar Cezaevi'nde şehit düşen 10 devrimciyi anmak için “Zafere on yıldız” şiirini okudular. Şair Rahime Henden ile Eşref Yılmaz da şiirleriyle İşçi Derneği ile dayanışmalarını gösterdiler.

Şiir dinletisinin ardından İstanbul İşçi Kurultayı Hazırlık Komitesi, Tersane İşçileri Birliği Derneği, Esenyurt İşçi Kültür Evi, Sefaköy ve Şahintepe İşçi Kültür Evleri adına birer kişi GOP İşçi Derneği ile dayanışma içerisinde olduklarını bildiren konuşmalar yaptılar.

Sefaköy İKE Tiyatro Grubu'nun yozlaşmayı anlatan oyununun ardından Gazi Mahallesi'nde faaliyet yürüten Öteki Kültür Merkezi'nin müzik grubu sahneye çıkarak türkü ve marşlardan oluşan bir program sundular. Çekilen halaylarla etkinlik son buldu.

Etkinliğe Ekim Gençliği, BDSP, İLGP, PSAKD Maltepe Şubesi dayanışma mesajları gönderdi.

Kızıl Bayrak/İstanbul