29 Eylül 2006 Sayı: 2006/38 (38)
  Kızıl Bayrak'tan
   İnsanlığın geleceğini
emperyalist barbarlık değil, sosyalizm
temsil etmektedir!
  Ekonomik kriz beklentisi ve kan pazarlığı
  Sendika bürokratları da çelişkilerin üstünü din ile örtmeye çalışıyor
  Devlet kamu emekçileriyle alay ediyor
  Yardım rezaletlerine son! Herkese iş, tüm
çalışanlara iş güvencesi!
Eylem ve etkinliklerden
Eğitimin ve eğitim emekçilerinin durumu
giderek kötüleşiyor!
BJ Tekstil işçileri mücadelelerine devam ediyor!
Eylem ve etkinliklerden
AB'nin yolları taştan, sosyal şart sen
çıkaramadın beni baştan!/ Yüksel Akkaya
"Günümüz üretim ilişkilerinin eleştirel
marksist perspektiften değerlendirilmesi"
sempozyumu
 Metal TİS'lerinde 3. tur görüşmeler tamamlandı.. Kazanmak için “müzakere” değil militan mücadele! / Orta sayfa
  Gençlik emperyalist işgale ve ticari eğitime geçit vermeyecek!
  Geleceğimizi mücadeleyle kazanacağız!
  Tekirdağ F Tipi Cezaevi’nden mektup
  Devlet terörü ülke çapında sürüyor!.
Saldırılara karşı birleşik direniş ve devrimci dayanışma!
  Beyrut mitingi: Emperyalizme, siyonizme
ve işbirlikçilerine meydan okundu
  İsviçre'de ırkçılık yasallaştı!
  Taylandída generaller 20. kez darbeyle
yönetime el koydu
  “Koordinatörlük” ve boş hayaller
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

7. yılında Ulucanlar katliamı İstanbul'da lanetlendi...

“Devrimci irade teslim alınamaz!”

Faşist devlet 26 Eylül ‘99'da Ulucanlar Cezaevi'ne bir operasyon düzenleyerek on devrimci tutsağı katletmiş ve onlarcasını sakat bırakmıştı. Ulucanlar şehitleri her yıl olduğu gibi bu yıl da TUYAB tarafından Ümit Altıntaş'ın mezarı başında düzenlenen bir etkinlikle anıldı.

24 Eylül günü düzenlenen eylem saat 13:00'te kitlenin Karacaahmet Mezarlığı'nda toplanması ile başladı. “Ulucanlar şehitleri ölümsüzdür!/TUYAB” pankartının arkasında toplanan ve şehitlerin resimlerini taşıyan 200 kişi sloganlar eşliğinde mezarlık girişinden Ümit Altıntaş'ın mezarına doğru yürüyüşe geçti. “Yaşasın Ulucanlar direnişimiz!”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “Katil devlet hesap verecek!”, “Faşizmi döktüğü kanda boğacağız!”, “Anaların öfkesi katilleri boğacak!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!” sloganlarının atıldığı yürüyüş boyunca tek tek şehitlerin isimleri sayıldı ve herbiri için “ölümsüzdür” şiarı haykırıldı.

Anma Ümit Altıntaş'ın mezarı başında Ulucanlar şehitleri şahsında tüm devrim şehitleri için yapılan bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Ardından TUYAB adına bir konuşma yapıldı. Konuşmada zindanların sınıf mücadelesinin tarihi gelişimi içerisinde ezen ve ezilenler cephesinde çeşitli kurumsallaşmaların sonucu ortaya çıktığı vurgulandı. Devletin bir baskı aygıtı olarak kendini her açıdan tahkim ettiği söylendi. Bu noktada zindanların devletin/sistemin bekasını korumak ve kendi hegomanyasını sürdürmek için yoğunlaştığı önemli alanlardan biri olduğu ifade edildi. Bernard Shaw'ın “Cezaevleri varoldukça hangimizin içerde olduğu önemli değil” sözünün ifade edildiği açıklamada, saldırıların sadece tutsakları değil tüm toplumu hedeflediği vurgulandı.

7 yıl önce devletin “sayım vermiyorlar”, “tünel var” gibi çeşitli yalan ve demagojilerle F tiplerine geçişin bir provası olarak Ulucanlar'a saldırdığı, zindanlarda yaşanan katliamların Ulucanlar ile başlamadığı ve onunla da bitmediği dile getirildi. “Burjuva faşist devletler varlıklarını sürdürdükçe, devrimci tutsakları ideolojik-siyasal kimliklerinden kopartıp kimliksizleştirme, iradesizleştirme, kişiliksizleştirme politikalarından vazgeçmeyeceklerdir” denildi.

Diyarbakır zindanlarında yurtsever tutsaklara yönelik katliama değinildi. Konuşma şu sözlerle son buldu: “Ulucanlar'da ve Diyarbakır'da ölümsüzleşenlerimiz zafere giden yolda ödediğimiz bedelin bir parçası oldular. Düzen sahipleri ise yaptığı katliamlarla sevinedursunlar, bugün hala hapishanelerde süren irade savaşında biz devrimcilerin faşist düzeni dize getirdiğimiz bir gerçektir. Bugün hala hapishanelerde baskı ve bununla ilintili olarak tecrit-tretman tüm hızıyla devam etmektedir. Bizler şunu çok iyi bilmeliyiz ki, sistem devrimcileri katlederek yükselen mücadeleyi sindirmek, halk tabakaları üzerinde baskı uygulamak istemektedir. Sistem halkın öncüleri olan devrimci ve komünistleri katlederek ve hapishanelerde baskı altına alarak mücadeleyi bastıracağına inanadursun, baskı ve zulüm varoldukça halkın meşru ve haklı başkaldırısı ve direnişi sürecektir.

Bizler bir kez daha burada Ulucanlar, Diyarbakır başta olmak üzere hapishanelerde şehit düşen SAG ve ÖO şehitleri önünde saygıyla eğiliyoruz. Onların kavgaları ve ideallerini yaşatacağımıza bir kez daha ant içiyoruz.”

Anma Ümit Altıntaş'ın kardeşinin yaptığı konuşma ile devam etti. Konuşmanın ana teması devrimci mücadelenin devamlılığını sağlamanın önemi üzerineydi. Devrimcileri katleden devletin kaybettiğini, asıl kazananın devrimciler olduğunu vurguladı. Devrimcileri katlederek bitiremeyeceklerini, anma şahsında da olduğu gibi devrimcilerin ve devrimci mücadelenin her geçen gün büyüyerek ve güçlenerek devam edeceğini dile getirdi. Devlete verilecek esas yanıtın da mücadeleyi büyütmek olacağıını vurguladı.

Anmada “Çav Bella” ve “Bize Ölüm Yok” marşları söylendi. Ulucanlar'da yaşanan devlet terörünün bugün ESP'ye yönelik saldırılarda kendini bir başka biçimde gösterdiği ifade edildi ve gözaltına alınanların duruşmasına çağrı yapıldı. Anmanın sonuna doğru bir ana söz aldı ve “buradaki herkes tutsaklara sahip çıkmalı, sıranın kendisine gelmesini beklememeli” diyerek herkesi mücadeleye çağırdı.

Kızıl Bayrak/İstanbul

-------------------------------------------------------------------------------------

İstanbul: 6. yılında İkinci Filistin İntifada'sı selamlandı

Filistin halkının siyonist İsrail devletinin saldırı ve katliamlarına karşı 6. yıl önce başlattığı 2. İntifada'nın yıldönümü, 27 Eylül günü saat:12:30'da Galatasaray Postanesi önünde gerçekleştirilen bir eylemle selamlandı.

Eylemde “Emperyalizm yenilecek, Filistin'de İntifa'da, Irak'ta, Lübnan'da direniş kazanacak!” şiarının yazılı olduğu pankart açıldı. Filistinli taş generallerin ve katledilen çocukların fotoğraflarının olduğu dövizler taşındı. Eylemde sık sık “Katil ABD Ortadoğu'dan defol!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!”, “Emperyalizm, siyonizm yenilecek, direnen halklar kazanacak!”, “Filistin halkı yalnız değildir!” sloganları coşkulu bir şekilde atıldı.

Daha sonra basın açıklaması yapıldı. Açıklamada şunlar söylendi:

“Emperyalist politikaların bölgede hayata geçirilmesi için kendilerine biçilen rolü en iyi bir şekilde oynamaya çalışan TC devleti ve temsilcileri, işgal ve katliamlara doğrudan ortak olmak anlamına gelen Lübnan'a asker gönderme tezkeresini çıkararak, misyonlarını yerine getirmeyi sürdürmekteler. Ancak onların bu pratiği ülkedeki işgal karşıtı ve anti-emperyalist hareketi daha da yükseltecek, bu yükselişin işçi-emekçi yığınlarının sistem karşıtı mücadelesi ile birleşmesi kaçınılmaz olacaktır.

“Bizler, Filistin halkının 2. İntifadası'nın 6. yılını tüm anti-emperyalist coşkumuzla selamlarken, bir kez daha haykırıyoruz: Emperyalistler, siyonistler ve tüm uşak-işbirlikçi rejimler! Ne Filistin halkının intifadasını, ne işgal karşıtı direnişleri ne de halkların emperyalizme karşı yükselttiği mücadeleleri durdurmaya gücünüz yetmeyecek! Hem bölge halkları hem de dünya halkları Filistin intifadasının bölgede yaktığı direniş ateşini daha da yükseklere taşıyacaklar, emperyalizme ve siyonizme geçit vermeyecekler.”

Açıklamanın ardından Filistinli şair Mahmut Derviş ve şu an F tipinde tutsak bulunan Erol Zavar'dan birer şiir okundu. İsrail'de tutuklu bulunan Filistinli tutsaklara postaneden kart atıldı ve basın açıklaması sona erdi.

Alınteri, BDSP, Devrimci Hareket, EHP, HKM, HÖC, ILPS, Kaldıraç, Odak, PDD ve FHDD tarafından düzenlenen eyleme yaklaşık 100 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak/İstanbul

---------------------------------------------------------------------------------------

Ulucanlar katliamı lanetlendi...

Adana: “Ulucanlar'ı unutmadık, unutturmayacağız!”

26 Eylül ‘99'da, toplumsal muhalefeti öncüleri şahsında ezebilmek, ülkeyi sermaye için dikensiz gül bahçesine çevirebilmek amacıyla startı verilen hücre saldırısının ilk adımı olan Ulucanlar katliamı, 7. yıldönümünde Adana'da gerçekleştirilen eylemle protesto edildi.

26 Eylül Salı günü saat 12.30'da Çakmak Caddesi Kültür Sokağı girişinde biraraya gelen İHD, Alınteri, Partizan, İşçi Mücadelesi, BDSP, DHP, ESP, SDP, ÇHKM, TUHAYD-DER bileşenleri, “Ulucanlar'ı unutmadık, unutturmayacağız!” pankartını açtılar.

Yapılan açıklamada, “Bu katliam ülkemizdeki devrimci muhalefetin tüm soluk borularını tıkamaya yönelik sistemli bir saldırı dalgasının ilk adımıdır… Ulucanlar katliamı, öncesi ve sonrasındaki diğer katliamlar gibi devrimcilerin asla susturulamayan sesini boğamadıysa, bugünkü ve bundan sonraki saldırılar da devrimcileri susturamayacaktır” denildi.

Yaklaşık 40 kişinin katıldığı eylemde; “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek!”, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur!”, “Katil devlet hesap verecek!” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak/Adana

 

Antakya: “Yaşasın Ulucanlar direnişimiz!”

Ulucanlar katliamının yıldönümü nedeniyle BDSP, HÖC, HKM, Alınteri ve Partizan tarafından 26 Eylül Cumartesi günü saat 14:00'te Ulus Alanı'nda bir eylem gerçekleştirildi. Devrim şehitleri anısına yapılan saygı duruşu ile eylem başladı.

Yapılan açıklamada, Ulucanlar katliamı ile hücrelere geçişin provasının yapıldığı ve katliamın asıl olarak işçi ve emekçilere yöneldiği ifade edildi. Devrimci tutsakların gösterdiği destansı direnişe vurgu yapıldı.

Eylemde, “Yaşasın Ulucanlar direnişimiz!”, “Katil devlet hesap verecek!”, “Devrimci irade teslim alınamaz!”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür!”, “İçerde dışarda hücreleri parçala!”, “Baskılar, gözaltılar, tutuklamalar bizi yıldıramaz!” sloganları atıldı

Eylemde “Ulucanlar katliamını unutmadık, unutmayacağız! Hesabını soracağız!” pankartı açıldı.

Kızıl Bayrak/Antakya

 

Adana BDSP: “Devrimciler ölmez, devrim davası yenilmez!”

Adana BDSP olarak, Ulucanlar'da katledilen On kızıl karanfilimizi anmak ve onların bizlere bıraktığı direniş bayrağını daha da yükseltmek için 26 Eylül günü Şakirpaşa İşçi Kültür Evi'nde bir etkinlik düzenledik.

Etkinlik açılış konuşmasıyla başladı. Konuşmada şunlar söylendi: “Ateşi tanrılardan çalarak insanlığın yolunu aydınlatan Promete'nin, zincirlerini kırıp insanlığın önünde özgür bir dünyanın kapılarını aralayan Spartaküs'ün, ‘yarin yanağından gayrı her yerde hep beraber' diyebilmek için binlerce yoldaşıyla ölüme meydan okuyan Bedrettin'in, ‘çalışarak yaşamak ya da savaşarak ölmek' diyerek barikatlarda dövüşen Lyonlu dokuma işçilerinin, 1871'de göğün fethine çıkan komünarların, 1917 Ekim'inde Kışlık Saray'ın kapılarında sınıfsız ve sömürüsüz bir dünyanın inşasına girişen Rus proleterlerinin, 1936'da İspanya'da ‘bizi geçerlerse bu ölüm demektir, geçemezlerse ölümün ne önemi var. GEÇEMEYECEKLER!' diyen Enternasyonal Tugaylar'ın, ‘45'te ‘önümüz ölüm, ardımız Moskova' diyerek bedenlerini tanklara karşı barikat yapan Kızıl Ordu askerlerinin bayrağını onurla daha yukarı taşıyarak bizlere devrettikleri bayrağı daha da yukarı taşıyacağız.”

Konuşmanın ardından Ulucanlar şehitleri şahsında tüm devrim şehitleri anısına saygı duruşunda bulunuldu.

Ulucanlar katliamının ön günlerini ve politik arka planını anlatan konuşmada, zindanlarda özünde sınıflar savaşımının devam ettiği vurgulandı. Sermaye devletinin öncüleri şahsında işçi sınıfı ve emekçileri teslim alma girişimi olan Ulucanlar katliamının bir kez daha devrimciler tarafından “eğilmektense kırılmayı yeğleriz” şiarıyla karşılandığı ifade edildi.

Ulucanlar'da şehit düşenlerimizin ardından yazılan “Zafere ON yıldız” şiiri okundu. Etkinlik Ulucanlar katliamını anlatan belgeselin gösterilmesiyle sona erdi.

Adana BDSP

--------------------------------------------------------------------------------------

Ankara'da Ulucanlar şehitleri anıldı...

“Ulucanlar şehitleri ölümsüzdür!

Unutmadık, unutturmayacağız!”

Ulucanlar katliamının ve direnişinin 7. yılında Ankara'da On'lar, Ulucanlar Cezaevi önünde ve İsmet Kavaklıoğlu, Önder Gençaslan, Mahir Emsalsiz'in mezarları başında yapılan etkinlik ve eylemlerle anıldılar.

Anma etkinlikleri Alınteri, BDSP, DHP, Devrimci Hareket, EHP, ESP, HÖC, Kurtuluş Partisi, Kaldıraç, Partizan tarafından gerçekleştirildi.

26 Eylül günü saat 12.30'da biraraya gelen kitle Ulucanlar'da ölümsüzleşen On'ların resimlerinin bulunduğu “Ulucanlar şehitleri ölümsüzdür! Unutmadık, unutturmayacağız!” pankartını açtı. Kortejlerin oluşturulmasının ardından Ulucanlar'a doğru sloganlarla yürüyüşe geçildi. Ulucanlar Cezaevi önünde okunan basın metninde; Ulucanlar katliamını gerçekleştirenlerin emperyalizmin emir ve çıkarları doğrultusunda hareket ettikleri; halka gözdağı vermeyi ve devrimci mücadeleyi tasfiye etmeyi amaçladıkları söylendi. Açıklama şöyle devam etti:

“Çünkü; tutsaklar teslim alınmadan halka yönelik saldırıların başarıya ulaşması, halkın teslim alınması mümkün değildir. Ama onlar üstlerine kurşun yağarken havalandırmada halay çekerek yürüdüler ölümün ve katillerin üzerine. İsmet KAVAKLIOĞLU, Habip GÜL (Nevzat ÇİFTÇİ), Halil TÜRKER, Mahir EMSALSİZ, Zafer KIRBIYIK, Abuzer ÇAT, Ahmet SAVRAN, Aziz DÖNMEZ, Ümit ALTINTAŞ ve Önder GENÇARSLAN'ın şehit düştüğü direniş, bu gözdağının karşısında barikat oldu. Büyük bir direniş yaratıldı ancak, tekrar tekrar saldırılar geldi. Emperyalizmin politikalarını kusursuz hayata geçirebilmek için o günden bu yana devrimcileri yok etme amaçlı saldırılarını her yerde sürdürdüler. Yaklaşık bir yıl sonra, 19 Aralık'ta katliamcılar, Ulucanlar'daki gibi, aynı inanç, aynı kararlılık, aynı cüretle karşılaştılar. Bugün F tiplerinde devrimci tutsaklar 122 şehit pahasına, her türlü araçla direnişlerine devam ediyorlar...”

Basın metninin okunmasının ardından bir tutsak yakını konuşma yaptı. Hep birlikte söylenen marşların ardından On'ların anısı önünde saygı duruşuna geçildi. Yaklaşık bir saat süren eylem cezaevi önüne karanfillerin bırakılmasıyla sona erdi. Buradan anma etkinliği için Karşıyaka Mezarlığı'na gidildi.

İsmet Kavaklıoğlu, Mahir Emsalsiz, Önder Gençaslan'ın mezarları başında yapılan anma devrim ve sosyalizm şehitleri için saygı duruşuyla başladı. On'ların kavga dolu yaşamları anlatıldı. Bir tutsak anası, korktuğu için düzenin ördüğü duvarları parçalayan devrimci iradeye vurgu yaptı. Ananın konuşmasının ardından Ulucanlar şehidi İsmet Kavaklıoğlu'nun sevdiği türkü olan “Gesi bağları” hep bir ağızdan söylendi. “Kızıl Karanfiller” ve “Enternasyonal” marşının ardından şiirlerle devam eden anma etkinliği On'ların uğruna tereddütsüz öldükleri devrim ve sosyalizm mücadelesine bağlılık sözleriyle sona erdi.

Anma etkinliklerinde “ Ulucanlar şehitleri ölümsüzdür!”, “Yaşasın Ulucanlar direnişimiz!”. “Bedel ödedik bedel ödeteceğiz!”, “Katil devlet hesap verecek!”,”Yaşasın devrimci dayanışma!”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür!” sloganları ile On'ların isimlerinin ardından haykırılan “Yaşıyor!” sloganı atıldı.

Ulucanlar Cezaevi önünde yapılan eyleme 100, mezar anmasına 75 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak/Ankara