28 Temmuz 2006 Sayı: 2006/29 (29)
  Kızıl Bayrak'tan
   Saldırıları devrimci sınıf cephesini örerek, halkların devrimci dayanışmasını yükselterek karşılayalım!
  "Yeni Ortadoğu" halkların anti-emperyalist anti-siyonist direnişiyle yaratılacaktır!
  Türk ordusu emperyalist ordulara piyonluğa hazırlanıyor
  Düzen kalemleri emperyalist savaşın gönüllü neferliğine soyunuyor
  Direnen Ortadoğu halklarıyla dayanışma eylemlerinden...
Çelebiler'in siyaseti ve sendikacılığı üzerine
Eylem ve etkinliklerden
Kapitalist hayata karşı koyuştan teslimiyete, teslimiyetten nereye? - V / Yüksel Akkaya
  Dünün devrimcileri ile dünün reformistlerinin bugün aynı safta buluşması / Orta sayfa
  Pamukova hızlı tren katliamının 2. yıldönümü
  Gizli anayasa ve devletin gizli "hukuk"u
  Emperyalistlerden medet umanların hüsranı
  Hahamlar ve hocalar aynı safta; Din adamları siyonist barbarlığa destek veriyor
  Emperyalist-siyonist barbarlık dünyanın dört bir yanında lanetleniyor
  Hatırlanan tek şey kızıl olacak!
  Burjuvazinin ÖSS sıfırları
  Bir metal işçisi ile İstanbul İşçi Kurultayı üzerine röportaj
  OSİM-DER'in kreş kampanyası sona erdi
  Direnişteki Akmercan işçisi ile röportaj
  Yılmaz Erdoğan'a açık mektup; "Genç ölümlerden" sen de sorumlusun!
  Hürriyet "Aile içi şiddeti" önleyecekmiş!
  İsrail'in gerçek amacı / Uri Avnery
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Gizli anayasa ve devletin gizli “hukuk”u

Geçtiğimiz yılın Ekim ayında MGK tarafından son şekli verilen ve Mart ayında Bakanlar Kurulu'na gönderilerek kabul edilen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi (MGSB) bu hafta içinde yeniden gündeme taşındı. Devletin bu gizli anayasasının yalnızca fiilen değil, resmen de kamuoyuna yansımasının ardından pek çok tartışma yürütüldü. Sermaye düzeninin demokratik, parlamenter, anayasal bir sisteme dayandığı iddiaları bir yana, bu belge sistemin hangi güçler tarafından ve ne şekilde yönetildiğini ortaya koymaktaydı.

MGSB'nin kabulünün ardından İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), yürütmenin durdurulması istemiyle Danıştay'da dava açtı. Danıştay dosyanın esastan görüşülmesine karar verdi. Danıştay, MGSB'nin yargı denetiminden geçirilmesi için kendisine gönderilmesini istedi. Başbakanlık'tan, MGSB ile birlikte, kabulüne ilişkin kararı ve davaya ilişkin savunmasını göndermesi talep edildi. Bu bilgi ve belgeleri göndermesi için Başbakanlık'a verilen süre 18 Temmuz'a kadar uzatılmıştı.

Bu süre sonunda Başbakanlık, yanıt yazısı ile savunmasını geçtiğimiz günlerde Danıştay'a iletti. Düzenin hukuk devletine bağlı olduğu iddialarının asılsızlığı bir kez daha ortaya çıktı. Başbakanlık, Danıştay'ın Anayasa'ya uygun olup olmadığını incelemek üzere istediği, “Gizli Anayasa” ve “Kırmızı Kitap” olarak nitelendirilen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ni (MGSB) yargıdan gizledi. MGSB, iç ve dış güvenliğe ilişkin gizli bilgiler içerdiği gerekçesiyle Resmi Gazete'de yayımlanmadan yürürlüğe girdi. İHD ve THİV'nin MGSB'ye karşı açmış oldukları yürütmeyi durdurma davası, düzenin gizli “hukuk”u çerçevesinde boşa düşürüldü. Savunmada ise İHD ve TİHV'nin MGSB'ye karşı dava açma yetkisi olmadığı, bu kurumların taraf ehliyetlerinin bulunmadığı söylendi.

Elbette bu ülkede ortaya çıkan bu tablo şaşırtıcı değildir. Bu düzende, Şemdinli davasında yaşanan ihraç olayından “dur” ihtarına uymadıkları gerekçesiyle sokak ortasında insanları vurmayı meşrulaştıran Terörle Mücadele Yasası'na kadar bir dizi hukuksuzluk örneği yaşanmaktadır. Ancak bu olayda buna ek bir unsur daha bulunmaktadır. Burada, hukuksuzluğun Başbakanlık ağzıyla itiraf edilmesi söz konusudur. Bugüne kadar bütün hükümetlerin uyguladığı ve uygulayacağı politikaların çerçevesini çizen kırmızı kitapçığın tümüyle gayrı meşru olduğunun itirafıdır. Zira belge yasa dışı olmasa “üstün yargı”nın bu talebi bu kadar rahat çiğnenemezdi. Devletin, kabul edilen görünürdeki anayasasına göre değil, halktan gizlenen bir belgeyle yönetildiği gerçeğinin bu vesileyle bir kez daha teyididir.

Olayın vahametinden öte, zamanlaması da dikkat çekicidir. Düzen, gizli bir anayasayla idare edilmekte ve bu anayasanın içeriği tam da içe dönük saldırıların azgınlaştığı bir sırada, aynı düzenin yargısından gizlenmektedir. Ortadoğu'da saldırıların yoğunlaştığı ve Türk devletinin Kuzey Irak'a girmeyi planladığı; TMY ile toplumsal muhalefetin çökertilmek istendiği; ABD'ye bağımlılığın utanç verici boyutlar kazandı bir siyasal ortamda “kırmızı kitap”ın kamuoyundan gizlenmesi, yapılan hesaplarla birlikte aynı zamanda düzenin çürümüşlüğünün bir resmidir.

Kendi anayasasını ve “hukukunu” tanımayan çürümüş, kokuşmuş ve çeteleşmiş bir düzen ve devlet gerçekliği ile yüzyüzeyiz. Böyle bir devletin kirli hesap ve planlarını açığa çıkarmak ise, bu düzeni hukukuyla değil, ancak ve ancak emekçilerin örgütlü ve militan mücadelesiyle mümkündür.

---------------------------------------------------------------------------------------

Devrimci faaliyet engellenemez!

Basına ve kamuoyuna!

Son dönemde tırmanan devlet terörü ve faşist saldırılar devam ediyor. Kartal'da İşçi Köylü gazetesinin bürosu iki kere soyularak tahrip edilmiş, Atılım gazetesi bürosunun kapısı kırılmış ve daha sonra Kartal Meydanı'nda ESP'li iki genç keyfi bir biçimde gözaltına alınmıştı.

20 Temmuz Perşembe günü ise BDSP çalışanı Himmet Ekinci saat 19.00 civarında Kango marka araç kullanan sivil polisler tarafından kimlik kontrolü ve GBT araştırması bahanesiyle 3 saat alıkonuldu. GBT kontrolü yapan sivil polisler “sen çok zıplıyorsun, bir dahaki sefere ya kurşunu yersin ya da F tipini boylarsın!” tehdidinde bulundular.

Daha önce de Aydos'ta Jitem tarafından kaçırılan yoldaşımızın başına gelebilecek her türlü olumsuzluktan öncelikle Kartal polisi ve devletin resmi-sivil güçleri sorumlu olacaktır.

Devlet “terörle mücadele” adı altında tüm toplumu baskı altına almak ve şiddetle susturmak istiyor. Devlet terörünün ilk hedefi de devrimci, ilerici kurum ve kişiler oluyor.

Bir kez daha söylüyoruz; gözaltı, kaçırma ve işkenceler devrimci faaliyeti engellemeyecektir.

Baskılar bizi yıldıramaz!

Devrimci faaliyet engellenemez!

21 Temmuz 2006

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu/Kartal

----------------------------------------------------------------------------------------

Gülsuyu'nda Temel Haklar'a yönelik saldırı protesto edildi

Temel Haklar Federasyonu'nun Tekirdağ- Kıyıköy'de düzenlediği yaz gezisine keyfi olarak saldıran ve 65 kişiyi gözaltına alan devleti teşhir etmek için 21 Temmuz Cuma akşamı saat 20:00'de Gülsuyu Heykel'de bir basın açıklaması düzenlendi. Açıklamada AKP hükümeti ve kolluk güçleri kınandı. Avukatlara yönelik linç girişimlerine karşı mücadele etme kararlılığı vurgulandı.

Yaklaşık 40 kişinin katıldığı açıklamada “Gözaltılar, baskılar bizi yıldıramaz!”, “Faşizme karşı omuz omuza!” sloganları sıkça atıldı. Eyleme BDSP, ESP ve PDD destek verdi. Eylem “Yaşasın devrimci dayanışma!” sloganı ile son buldu.

Kızıl Bayrak/Maltepe

----------------------------------------------------------------------------------------

Dersim'de gözaltılar artıyor!

Basına ve kamuoyuna;

Bu yıl altıncısı düzenlenen Munzur Kültür ve Sanat Festivali saldırıyla başladı. Devrimci ve sosyalist basının standlarında bulunan flamaları toplamak isteyen polise direnen devrimciler, gaz bombalı ve coplu saldırıya uğradı.

Bu saldırı sırasında Malatya Büro çalışanımız Erdinç Özbay ve okurlarımız Ruhan Akbaba ve soyadını öğrenemediğimiz Selçuk isimli bir kişinin de içinde olduğu yaklaşık 15 kişi gözaltına alınmıştı.

Ardından köyleri ziyaret eden çalışanımız Derya Gökmen'in ve okurlarımız Celal Aslandoğan, Sema Gül, Güzel Şahin, soyadı öğrenilemeyen Yener isimli bir kişi de gözaltına alınmıştır.

Gözaltına alınanlar serbest bırakılsın!

Devrimci ve sosyalist basın susturulamaz!

Faşizme karşı omuz omuza!

Partizan

26 Temmuz 2006