28 Temmuz 2006 Sayı: 2006/29 (29)
  Kızıl Bayrak'tan
   Saldırıları devrimci sınıf cephesini örerek, halkların devrimci dayanışmasını yükselterek karşılayalım!
  "Yeni Ortadoğu" halkların anti-emperyalist anti-siyonist direnişiyle yaratılacaktır!
  Türk ordusu emperyalist ordulara piyonluğa hazırlanıyor
  Düzen kalemleri emperyalist savaşın gönüllü neferliğine soyunuyor
  Direnen Ortadoğu halklarıyla dayanışma eylemlerinden...
Çelebiler'in siyaseti ve sendikacılığı üzerine
Eylem ve etkinliklerden
Kapitalist hayata karşı koyuştan teslimiyete, teslimiyetten nereye? - V / Yüksel Akkaya
  Dünün devrimcileri ile dünün reformistlerinin bugün aynı safta buluşması / Orta sayfa
  Pamukova hızlı tren katliamının 2. yıldönümü
  Gizli anayasa ve devletin gizli "hukuk"u
  Emperyalistlerden medet umanların hüsranı
  Hahamlar ve hocalar aynı safta; Din adamları siyonist barbarlığa destek veriyor
  Emperyalist-siyonist barbarlık dünyanın dört bir yanında lanetleniyor
  Hatırlanan tek şey kızıl olacak!
  Burjuvazinin ÖSS sıfırları
  Bir metal işçisi ile İstanbul İşçi Kurultayı üzerine röportaj
  OSİM-DER'in kreş kampanyası sona erdi
  Direnişteki Akmercan işçisi ile röportaj
  Yılmaz Erdoğan'a açık mektup; "Genç ölümlerden" sen de sorumlusun!
  Hürriyet "Aile içi şiddeti" önleyecekmiş!
  İsrail'in gerçek amacı / Uri Avnery
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

KESK ve toplu görüşme süreci

Memur sendikaları ile devlet arasındaki toplu görüşmeler 15-30 Ağustos tarihlerinde gerçekleştirilecek. Toplu görüşmeler vesilesiyle Çalışma Bakanlığı tarafından memur sendikalarının üye sayıları ve görüşmelerde yetkili olarak masaya oturacak olan konfederasyonlar ile bağlı sendikalar açıklandı. Buna göre, Türk Eğitim-Sen'in üye sayısı 327 bin, KESK'in 234 bin, Memur Sen'in ise 203 bin olarak belirlendi. Bir önceki dönemde Kamu-Sen'in 316 bin, KESK'in 264 bin, Memur-Sen'in 159 bin üyesi bulunmaktaydı. Memur-Sen'in üye artışının arkasında doğrudan hükümet tarafından desteklenmesi, belediye başkanlarının büyük oranda AKP'li olması yatmaktadır. Üye kaydında yapılan usulsüzlükler de ikinci dereceden rol oynamıştır. Açıklanan rakamlara göre Türk Kamu-Sen toplam 11 işkolunun 8'inde yetkili sendika olarak görüşme masassında yerini alacakken, Memur Sen 2 ve KESK 1 sendika ile masaya oturacaktır.

Geçen dönem KESK toplu görüşme masasına 3 işkolunda yetkili sendika olarak oturmuştu. KESK'in bugüne kadar yetkili olduğu eğitim işkolunda Türk Eğitim-Sen, belediye hizmetlerinde ise Bem Bir-Sen yetkiyi aldı. KESK kültür-sanat işkolunda yetkili konumdadır Ancak bu işkolunun nitelikleri ve niceliksel durumu gözönüne alındığında, kamu emekçileri hareketi içinde etkin olmadığı görülecektir. Tüm bunlardan çıkan sonuç, KESK'in masaya otursa da aslında orada olmayacağıdır. Bu durum özde olmasa da söylemde KESK'te belli değişimlerin görülmesine vesile olmuştur.

Mücadele programı ve toplu görüşme süreci

KESK'in yetki kaybıyla karşı karşıya kaldığı bir dönemde, KESK Danışma Kurulu Haziran'da toplanarak önümüzdeki 6 aya yol gösterecek mücadele programını açıkladı. Programın kendisi özde bir öncekilerden farklı bir şey söylemiyor. Takvime bağlanmış basın açıklamaları, işyerleriyle bağın güçlendirilmesi, iş bırakmalar...

Artık KESK için önemli olan eylemlerin biçimi değil, bu sürecin nasıl, hangi araç ve yöntemlerle örgütleneceğidir. Ya da çokça sözü edilen işyerlerinin sürece nasıl müdahil edileceğidir. Zira bu noktada KESK'i zorlu bir süreç beklemektedir. Çünkü KESK sahte sendika yasasının çıkışıyla hız kazanan fiili-meşru mücadele hattının terkedilmesi olarak açıklanabilecek yönelimiyle kamu emekçileri hareketini kötürümleştirmiş, mücadelenin önüne bir set olarak dikmiştir. Bugün KESK'i işyerlerinde zorlu bir sürecin beklemesinin gerisinde, bu süreç boyunca KESK'in devlet güdümlü sendikalara paralel bir çalışma biçimi-eylem tarzı örgütlemesinden dolayı onlarla benzeşmesi vardır. Ve elbette, bugün zorlu bir süreçten sözederken, KESK yönetiminin gerçekten işyeri çalışması yapmaya niyetli olduğunu varsayıyoruz.

KESK yönetimi ister yeniden yetkiyi almak ve masaya daha rahat oturmak için isterse başka bir niyetle olsun, gelinen yerde “işyeri çalışmalarının” altını daha kalın çizmektedir. Ancak sorun artık” işyerleriyle bağın güçlendirilmesi, işyeri çalışmalarına ağırlık verilmesi”nden öte, olmayan bağın yeniden yaratılması sürecidir. Bu da önüne somut ve pratik planlamalar konulmadan başarılamaz. KESK'in Danışma Kurulu kararlarına uygun olarak 14 Temmuz'da gerçekleştirdiği kitlesel basın açıklamalarına katılım gözönüne alındığında bunun ne kadar doğru olduğu görülecektir. İşyeri çalışması yoğun bir emeğe, mücadeleyi ileriye taşıyabilecek militan kadrolara gereksinim duymaktadır. KESK'in bileşimine baktığımızda ise, deneyim sahibi kadrolar olmasına rağmen bu kadroların sendikal politika üretme noktasında edilgen olduğunu, umutsuzluk ve moralsizlik içinde savrulduğunu görmek gerekiyor. Bu kadroları harekete geçirecek alternatif bir odak da halihazırda bulunmamaktadır.

Toplu görüşme süreci

Toplu görüşme sürecinde KESK sokağa inmeye hazırlanıyor. Buna göre toplu görüşmelerin başlayacağı 15 Ağustos günü KESK yönetimi kitlesel katılımlı basın açıklamalarıyla Başbakanlığa uğurlanacak. KESK böylelikle her zamanki gibi, ama bu yıl üye kaybının getirdiği gülünçlükle birlikte masaya oturacak. İzleyen günlerde alan eylemlilikleri yapılacak ve süreç tamamlanacak. Bu eylemler pratik olarak henüz gerçekleşmemiş olsa da, geçmiş deneyimlerin ışığında şimdiden tüketilmiştir.

Tüm bu sayıflıklara rağmen bugün saldırı dalgasına karşı kamu işyerlerinde muhalefeti örgütleyebilecek tek örgütlülük KESK'tir. Saldırıların yoğunluğu çalışma yürütmek, odak olmak için gerekli koşulları fazlasıyla sağlamaktadır. Ancak KESK yönetimi sendikal-politik hattıyla bunu yapamaz. Görev öncü kamu emekçilerinindir. Sosyalist ve öncü kamu emekçileri bir taraftan mevcut eylemliliklere katılmalı, eylemlerin kitlesel geçmesi için uğraş vermeli, diğer taraftan işyerlerinin yeniden merkezi talepler doğrultusunda harekete geçirilmesine öncülük etmelidir.

Zira toplu görüşme sürecini toplu sözleşmeye çevirmek, KESK yönetiminin çokça dillendirdiği gibi, Anayasanın 90. maddesi, ILO sözleşmeleri, kimi belediyelerle “toplu sözleşmelerin” (grev hakkı olmayan toplu sözleşme ne ise) yapılmasının ötesinde uzun erimli fiili bir mücadele hattını gerektiriyor.

---------------------------------------------------------------------------------------

KESK Ağustos ayı için eylem takvimini açıkladı

Geçtiğimiz günlerde dönemsel mücadele programını ilan eden KESK bu çerçevede hazırlamış olduğu Ağustos ayı eylem takvimini açıkladı. Toplusözleşme ve grev hakkını kullanma ısrarını bu yıl da sürdüreceğini açıklayan KESK yönetimi 4688 sayılı Yasa gereği 15-30 Ağustos tarihlerinde yapılacak olan toplugörüşme süreci için çeşitli eylem ve etkinlikler yapılacağını ifade etti. Açıklanan eylem takvimi şöyle:

1- Konfederasyonumuz tarafından hazırlanan ve tüm illere gönderilecek olan TİS taleplerimizin yazılı olduğu kitapçık, 01 Ağustos 2006 tarihinden itibaren tüm işyerlerimizde dağıtılacaktır.

2- Yine Konfederasyonumuz tarafından hazırlanan afişler, öncelikle işyerlerine olmak üzere emekçilerin yoğun olduğu mekânlara asılacaktır.

3- Gönderilecek olan Dönemsel Mücadele Programımızın yazılı olduğu KESK'in SESİ özel sayısı ve yine hazırlanan bildiriler kapsamında aydınlatma çalışmalarına ağırlık verilecektir. Tüm illerde, yerel basın ve medya organlarından yararlanılarak taleplerimiz en geniş kamuoyuna taşınacaktır.

4- 15 Ağustos 2006 günü toplu görüşmeye katılacak KESK heyeti, Başbakanlığa kadar kitlesel uğurlama ile gönderilecektir. Aynı gün yurt çapında, tüm işyerlerinde özel sayılar dağıtılacak ve taleplerimiz kamu emekçileriyle buluşturulacaktır. 15–30 Ağustos 2006 tarihleri arasında ise kokartlar takılacaktır.

5- 15-20 Ağustos tarihleri arasında, günü daha sonra belirlenecek olan “Toplu Sözleşme ve Grev Yapma Hakkımız Vardır” konulu KONFERANS yapılacaktır. Bu konferansta, Anayasa'nın 90. maddesi akademisyenler, hukukçular ve sendikacılar tarafından tartışılacaktır.

6- Toplu Görüşme sürecinin 2. veya 3. oturumuna denk gelecek şekilde, taleplerimizin güçlendirilmesi amacıyla Ankara'da bir alan eylemi yapılacaktır. Tarihinin ve biçiminin daha sonra bildirileceği bu eyleme, tüm şube ve temsilciliklerdeki yöneticilerin tamamı başta olmak üzere, en az bir otobüs katılım sağlanmasına yönelik hazırlıklar şimdiden başlatılmalıdır.

7- 29 Ağustos 2006 günü tüm illerde alan eylemleri yapılacaktır. Bu eylem öncesi, KESK ve bağlı sendikalarımızın MYK üyeleri illere giderek ön çalışmaya katılacak ve illerdeki basın açıklamalarında yer alacaklardır. İlgili görevlendirme yazısı daha sonra gönderilecektir.

8- Ayrıca bu dönemde; tüm illerdeki KESK Şubeler Platformları, TİS hakkını kullanmak için talepleri öne çıkararak, üyeler ve diğer emekçilerle buluşturacak şekilde, yerellerinde özgülüne uygun inisiyatif kullanarak işyeri eylem ve etkinlikleri örgütleyeceklerdir.

9- 2005 yılı Toplu Görüşmeleri döneminde şubelere asılmak üzere hazırlanan ve taleplerimizin yer aldığı pankartlar, bu yıl da 15-30 Ağustos tarihleri arasında şube binalarına asılacaktır.

Her türlü yazılı materyallerimizin zamanında işyerlerine ulaştırılması, örgütsel sorumluluğumuzun gereğidir. Daha önce örgütümüze gönderilen dönemsel mücadele programı esas alınarak yukarıda yazılı olan eylem takviminin gereğinin yerine getirilmesi, programın; örgütsel ihtiyaçlarımıza katkı sunacak sonuçların elde edilmesi açısından önemlidir.