28 Temmuz 2006 Sayı: 2006/29 (29)
  Kızıl Bayrak'tan
   Saldırıları devrimci sınıf cephesini örerek, halkların devrimci dayanışmasını yükselterek karşılayalım!
  "Yeni Ortadoğu" halkların anti-emperyalist anti-siyonist direnişiyle yaratılacaktır!
  Türk ordusu emperyalist ordulara piyonluğa hazırlanıyor
  Düzen kalemleri emperyalist savaşın gönüllü neferliğine soyunuyor
  Direnen Ortadoğu halklarıyla dayanışma eylemlerinden...
Çelebiler'in siyaseti ve sendikacılığı üzerine
Eylem ve etkinliklerden
Kapitalist hayata karşı koyuştan teslimiyete, teslimiyetten nereye? - V / Yüksel Akkaya
  Dünün devrimcileri ile dünün reformistlerinin bugün aynı safta buluşması / Orta sayfa
  Pamukova hızlı tren katliamının 2. yıldönümü
  Gizli anayasa ve devletin gizli "hukuk"u
  Emperyalistlerden medet umanların hüsranı
  Hahamlar ve hocalar aynı safta; Din adamları siyonist barbarlığa destek veriyor
  Emperyalist-siyonist barbarlık dünyanın dört bir yanında lanetleniyor
  Hatırlanan tek şey kızıl olacak!
  Burjuvazinin ÖSS sıfırları
  Bir metal işçisi ile İstanbul İşçi Kurultayı üzerine röportaj
  OSİM-DER'in kreş kampanyası sona erdi
  Direnişteki Akmercan işçisi ile röportaj
  Yılmaz Erdoğan'a açık mektup; "Genç ölümlerden" sen de sorumlusun!
  Hürriyet "Aile içi şiddeti" önleyecekmiş!
  İsrail'in gerçek amacı / Uri Avnery
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Pamukova hızlı tren katliamının 2. yıldönümü...

Gerçek sorumlular yeni katliamlara hazırlanıyor!

İki yıl önce 22 Temmuz'da Sakarya Pamukova Mekece yakınlarında meydana gelen hızlı tren “kaza”sında 41 kişi ölmüş, 100'e yakın kişi de yaralanmıştı.

Alarko Holding'in projesini hazırladığı hızlı tren, işin uzmanları tarafından olumlu bulunmamıştı. Hatta bazıları hükümeti ve yetkilileri uyarmıştı. Birçok uzman, demiryolları için bu tarz bir projenin çok daha kapsamlı ve ayrıntılı mühendislik çalışmaları sonucu yapılabileceğini dile getirmişti. Ancak sermaye uşağı hükümet ve bürokratları tüm bu uyarılara rağmen projeyi Alarko Holding'e vermişti. Zira gözünü kâr hırsı bürümüş kapitalist barbarlar için insan hayatının hiçbir kıymeti bulunmuyor.

İşte Pamukova katliamı böylesi bir sürecin sonunda gerçekleşti. Çünkü sermaye sınıfı sadece milyonlarca işçi ve emekçinin emeğini sömürerek değil, “hizmet” adı altında yaptığı uyduruk projelerle de kârını katlamayı hesaplamaktadır.

Pamukova faciasında yitirdiğimiz canların ardından devlet “kaza”nın sorumlusu olarak iki makinisti hedef göstermişti. Böylece asıl suçluyu yani sömürü düzenini aklamaya çalışmıştı. Ancak çok geçmeden gerçek sorumlulardan bazıları açığa çıktı. Bu isimlerden biri ülkeyi satmakla mükellef Tayyip Erdoğan'ın dünürü Orhan Uzuner'di. Uzuner'in Genel Müdürü olduğu Uzka İnşaat ile TCDD'ye ray bağlantı elemanları satan Orhan Onur'un firmasının ortak olduğu ortaya çıktı. Tayyip'e yakın bu ortaklar devlete “hızlı tren”in yapımı için malzeme satmıştı.

Yakın çevresine rant ve kâr alanı sağlamak için işin uzmanı olmayan, denetimsiz şirketlere alt yapısı iyi hazırlanmamış hızlı tren projesi yaptıran ve onlardan malzeme satın alanlar bu katliamın asıl sorumlusu olduğu halde, Erdoğan hiç utanıp sıkılmadan “trenin altyapısı tamamdı” diyerek kendisini ve uşaklık yaptığı sermaye düzenini savunmaya çalışmıştı.

Bugüne kadar değneksiz köy misali kendilerinden hesap soran, yakalarına yapışan olmadığı için fütursuzca davranan hükümetin başı ortada açık ihmal ve onlarca ölü varken medyayı ve tepki gösteren kamuoyunu azarlamaktan da geri durmamıştı. “Ulaştırma Bakanı ve sorumluları görevinden alacak mısınız” sorusunu soran basın mensuplarına “hadlerini bildirmişti.”

İlerici kamuoyunun, satın alınmamış bilim insanlarının, sendikaların, meslek odalarının basıncıyla facianın sorumlularından biri olan TCDD Genel Müdürü görevden alınmış ve yargılanması için izin verilmişti. Ancak geçtiğimiz günlerde TCDD eski Genel Müdürü Süleyman Karaman'ın yargılanması için verilen izin, Ankara Bölge İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi. Bu, olayda payı olan Süleyman Karaman'ın göstermelik de olsa yargılanamayacağı anlamına geliyor. Halbuki kaza sonrası açılan davada, mahkeme tarafından da kabul edilen raporlarda TCDD yönetimi en az 4/8 oranında ya da tamamen kusurlu yani sorumlu görülmüştü. Ancak TCDD yönetimi Süleyman Karaman şahsında aklanırken, bilirkişi raporlarında “kazanın hızdan dolayı olmadığı”nın açıkça belirtilmesine rağmen, aşırı hız gerekçesiyle makinistlerden Fikret Karabulut ve Recep Sönmez işten atılarak cezalandırıldı. TCDD Personel Yönetmeliği'ne göre “ihmal, dikkatsizlik, yetkisizlik veya mevzuata uymazlık neticesi önemli bir kazaya sebebiyet vermek”ten dolayı işten atılan makinistler günah keçisi ilan edildi.

Kamu hizmetlerini özelleştirme saldırısına devam eden sermaye devleti bir yandan kendi suçlarının üzerine örtmeye çalışırken diğer yandan yeni katliamlara zemin hazırlıyor. Özelleştirme saldırısı kârdan başka bir şey düşünmeyen sermayenin emekçilerin can güvenliği ve sağlığını hiçe sayması anlamına gelmektedir. Sermaye devleti “TCDD'nin Yeniden Yapılanması” adı altında kapsamlı bir özelleştirme ve tasfiye saldırısına hazırlanmaktadır. Eğitimi, sağlığı kısacası tüm kamu hizmetlerini özelleştirerek emekçilere geleceksizlik dayatan sermaye devleti, bu proje ile de demiryolu seferlerinin güvenliğini tamamen ortadan kaldırarak yeni katliamların meydana gelmesine zemin hazırlamaktadır.

Böylesine kapsamlı bir saldırı ancak hesap sorma bilincini kuşanmış işçi ve emekçilerin ortak ve militan mücadelesi ile püskürtülebilir, gerçek suçlular ancak böyle cezalandırılabilir.

---------------------------------------------------------------------------------------

Su değil siyanür zehirledi!

Haziran ayının 27 ve 30 tarihleri arasında Uşak'ın Eşme ilçesi ile köylerinde binlerce insan zehirlenme nedeniyle hastanelere başvurmuştu. Zehirlenmenin sudan olabileceğini söyleyen yetkilileri yapılan kan analizleri yalanladı. Ankara'da yapılan kan analizlerinde 10 kan örneğinin 7'sinde siyanür oranı normal değerin oldukça üzerinde çıktı.

SES Genel Merkezi 19 Temmuz tarihinde konuyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada şunlar söylendi: “Ankara Düzen laboratuarında yapılan kan analizlerinin sonucunun, on kan örneğinin yedisinde siyanür oranının referans aralığı 000 ile 0.20 mg/L'nin çok üzerinde çıkması siyanürle altın aramanın insan ve çevre sağlığına hiçbir etkisi olmadığını beyan eden devlet yetkililerinin halka karşı sorumsuzluğunun bir örneğidir. Zehirlenmenin ısrarla içme suyundan gerçekleştiği yönünde açıklama yapan yetkililerin alınan kan örneklerine el koymasının bir panik sonucu olduğu ortaya çıktı.”

Açıklamada doğal kaynakların kirletilmesinden ve sağlığın özelleştirilmesinden vazgeçilmesi çağrısı yapılarak şu ifadelere yer verildi: “Halkın sağlığıyla oynayan Eldorado Gold şirketinin Türkiye temsilcisi Tüprag'ın arama çalışmalarına bir an önce son vermesi ve madenin kapatılması için yetkilileri göreve davet ediyoruz. Bir yandan doğal kaynakları kirletmek diğer yandan sağlık hizmetlerini özelleştirmek bu ülke halkına ihanettir.”

----------------------------------------------------------------------------------------

Ankara'da taşıma ücretlerine zam!

Bir süre önce İstanbul'da mavi karta yapılan zammı “tek biletle ulaşım” yalanı altında “indirim” olarak parlatmaya çalışan İstanbul Belediyesi'nin asıl niyeti önümüzdeki yıl belediyeye ait tüm ulaşım hizmetlerini özelleştirmek. Yani bir süre sonra mavi/aylık kartları, İETT otobüslerini, Belediye'ye bağlı ulaşım hizmetlerini kaldırmak. Özel sektöre alan açmak ve zaten çok pahalı olan yol masraflarını ikiye katlamak.

Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde işçi ve emekçiler açısından ulaşım ciddi bir sorun. İşyerine, fabrikasına, okuluna uzak oturanlar içinse daha büyük bir sorun. Zira bu, büyükşehirlerde toplu ulaşım araçlarına günde birkaç kez binmek zorunda kalanlar için 5-10 milyon arası masraf demek. Bu da ayda 100-200 milyon arası bir miktarın yol giderlerine ayrılması anlamına geliyor. Bu nedenle aylık ya da mavi kartlar işçi ve emekçiler için önemli.

Halen bir tek İstanbul'da uygulanan mavi/aylık kart uygulaması artık tarihe karışacak. Daha önce İzmir ve Ankara'da da aylık olarak kullanılabilen indirimli uygulamalar zamanla kaldırılmıştı. Sonrasında yapılan zamlarla ulaşım ücretleri giderek artmaya başladı.

Ankara Büyükşehir Belediyesi en son yaptığı açıklamada toplu ulaşım ücretlerine zam yapıldığını duyurdu. 1 Ağustos Salı gününden itibaren halen 1 YTL 20 YKr olan tam otobüs biletleri 1 YTL 30 YKr'ye, 80 YKr olan öğrenci biletleri ise 90 YKr'ye çıkarılacak. Aynı şekilde, 1 YTL 20 YKr olan minibüs ücretleri 1 YTL 30 YKr'ye yükseltilecek.