1 Temmuz 2006 Sayı: 2006/25
  Kızıl Bayrak'tan
   Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün İran ziyareti...
  Hükümetin ve Merkez Bankası’nın ekonomiye müdahale çabaları...
  İETT otobüs zammı geri alınsın!
  İğneden ipliğe her şey zamlanıyor... Sermaye faturayı emekçilere kesiyor!
  DTP 1. Kongresi… Seçim gündemli bir samimiyet sınavı!
  Devşirme yeni bir “sol” parti kuruluyor
Şeker özelleştirmeleri ertelendi...
HAS Alüminyum’da eylemli süreç devam ediyor
Direnişlerden
Bahçelievler Belediyesi işyeri temsilcisi Şenol Karakullukçu ile TİS süreci üzerine konuştuk...
10 Haziran tarihli BMİS Genel Temsilciler Kurulu Sonuç Bildirgesi’nin gösterdikleri…
  Kapitalist hayata karşı koyuştan teslimiyete, teslimiyetten nereye? - I - Yüksel Akkaya
  “Zeytin Dalı”: Ölü doğmuş politikanın aydınlattığı gerçekler
  ÖDP’nin “Bir arada yaşamı savunalım” kampanyası üzerine
  Halkevleri temsilcisi İlknur Birol ile sınıfın mücadelesi ve örgütlenmesinin önündeki engeller üzerine konuştuk...
  “Uygar batı”nın ikiyüzlülüğü!
  Sömürge valisinden suç itirafı: “Irak’ta durum vahim!”
  Engellemelere rağmen Küba BM İnsan Hakları Konseyi üyeliğine seçildi...
  Dünyadan...
  Sivas katliamının 13. yılında: Yine semahlar dönülüyor, yine türküler söyleniyor!
  Trabzon’da yeni bir linç girişimi daha...
  Ulus devlet üzerine kısa notlar -V-
M. Can Yüce .
  Yoksulluğa ve yozlaşmaya karşı Mamak 3. Kültür-Sanat Festivali’ni birlikte örgütleyelim!
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

İsrail ordusunun barbarlığını görmezden gelenler, bu orduya mensup bir askeri kurtarmak adına seferber oluyorlar...

“Uygar batı”nın ikiyüzlülüğü!

Vahşi saldırılarını yeniden yoğunlaştıran ölüm makinesi İsrail ordusu, her hafta onlarca Filistinli’yi katlediyor. Bu şartlarda toplu tutuklamalar, sistematik işkenceler ise artık haber konusu bile edilmiyor. “Teröre karşı savaş” teranesini ağızlarından düşürmeyen emperyalist/kapitalist dünyanın efendileri bu azgın devlet terörünü destekliyorlar. “Ortadoğu Dörtlüsü” (ABD, AB, BM, Rusya) denen oluşum da, güya Filistin sorununa çözüm üretmeye çalışıyor. Ancak bu iddia kaba bir riyakarlığın ötesine geçmiyor. Çünkü bu oluşum, Rusya’nın kimi faydacı girişimlerini saymazsak, Filistin halkının açlıkla terbiye edilmesi saldırısına onay vererek, siyonist canilerle suç ortaklığı yapıyor.

Akıl almaz boyutlara varan ırkçı-siyonist işgal ve zulme rağmen, Filistin halkından direnişten vazgeçmesini isteyenler, bu halkı onursuz bir köleliğe mahkum etme hevesindeler. Ki bunların başını “uygar batı” ile bölgedeki Amerikancı Arap rejimleri çekiyor. Ancak her koşulda direnen Filistin halkı bu zulüm tellallarına itibar etmiyor. Bir kilometre uzunluğunda tünel kazarak, Mısır’dan Gazze’ye kargo sevkiyatında kullanılan Kerem Şalom geçiş noktasındaki İsrail askeri noktasına saldıran Filistinli gerillalar, direnişin her koşulda devam edeceğini dosta düşmana gösterdiler. Çıkan çatışmada üç şehit veren direnişçiler, işgalci İsrail ordusuna mensup iki askeri öldürmüş, birini ise kaçırmıştır.

Hiçbir kural tanımayan, yakıp yıkan, bombalayan, toplu katliamlar yapan bu ordunun bir askerinin kaçırılması, İsrail destekçisi medya tekelleri tarafından büyük bir olaymış gibi yansıtılarak dünya gündemine yerleştirildi. Katiller sürüsüne mensup bir askerin kurtarılması için seferber olan siyonist rejim ABD’yi, AB’yi, Mısır’ı, Ürdün’ü harekete geçirerek bir an önce sonuç almak istiyor. Zira siyonist rejim, Gazze Şeridi’ni yeniden işgal etmek için askeri hazırlığı tamamlamış, bir an önce saldırıya geçmek için sabırsızlanıyor. Siyonist şefler de, büyük yıkım ve katliamlara hazırlandıklarını tekrar tekrar ilan ediyorlar. Onlarca, belki de yüzlerce Filistinli’yi katletmeye hazırlanan İsrail ordusunun yaptığı hazırlıkları görmezden gelen gerici güçler, kaçırılan askeri kurtarmakla meşguller. Ne de olsa yeni bir toplu katliamın başlaması için önce İsrail askerinin kurtarılması gerekiyor. Bu arada Bush yönetiminin bazı bakanlarının İsrail’i şu günlerde ziyaret edecek olması, daha önce olduğu gibi yeni saldırı furyasının da Beyaz Saray’ın onay ve desteğini aldığını gösteriyor.

Yahudi gençleri eğiterek dünyanın en soğukkanlı katilleri haline getiren İsrail ordusunun, hiçbir kural veya hukuk tanımadan işlediği suçlar dünya tarafından bilinmektedir. Irkçı, yayılmacı, işgalci, ilhakçı bir ideolojinin taşıyıcısı olan bu ordu, Birleşmiş Milletler dahil, hiçbir uluslararası karara da uymamaktadır. Buna rağmen İsrail ordusuna destek veren, ya da icraatlarını sessizce onaylayan kapitalist/emperyalist düzenin egemenleri, bu aynı orduya mensup bir askeri kurtarmak için çaba harcıyor. İsrail zindanlarını dolduran binlerce Filistinli’yi yok sayıyor, ama utanmadan da Filistin yönetiminden şiddete son vermek için daha etkin önlemler almasını isteyebiliyor. Çifte standardın vardığı boyut artık kaba riyakarlığın da çok çok ötesindedir.

İsrail ordusu ilk fırsatta vahşi saldırılarına devam ederek yakıp yıkacak, yeni katliamlara imza atacaktır. Emperyalist-siyonist güçler, suç ortakları ve bölgedeki gerici Arap rejimleri, yine Hamas’ın İsrail’i tanımasından, Filistinliler’in şiddete son vermesinden sözedecekler. Oysa bıkkınlık veren bu iğrenç söylemin sorunun özüyle bir ilgisi yoktur. Gazze plajında bebeklerin katledildiği saldırıda olduğu gibi, İsrail ordusunun saldırması için ortada özel bir nedenin olması gerekmiyor. Filistin topraklarının geri kalan kısımlarını da gaspetme hevesinde olan ırkçı-siyonistler, Filistin halkının hayatını cehenneme çevirmek için pervasız saldırılarına devam edecekler.

Sorunun çözümü yönünde adım atmak bile, vahşi işgalin son bulması ile mümkündür. Bu ise, kanla beslenen ırkçı-siyonist cellatların yenilgiye uğratılmasını ya da en azından geriletilmesini gerekli kılıyor. Bunu başarmak sadece Filistin halkı ile işgal karşıtı İsrailliler’in sorunu değil, tüm anti-emperyalist, anti-siyonist güçlerin görevidir. Zira ellerinin altında yüzlerce nükleer başlıklı silah bulunan siyonist haydutların varlığı, bölge halklarının tümü için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.

--------------------------------------------------------------------------------------

BM: İsrail sivilleri öldürmeyi durdursun!

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Kofi Annan’ın siyasi ilişkiler danışmanı İbrahim Gambari, Güvenlik Konsey’inde yaptığı konuşmada, “İsrail’in sivillerin hayatına kast eden, hedef gözeten öldürme eylemlerini durdurması gerek” dedi.

Gambari, BM verilerine göre, son bir ayda 11’i çocuk 64 Filistinli’nin öldürüldüğünü, en az 328’inin de yaralandığını açıkladı. Ölümlerin 49’unun, yaralanmaların da 259’unun İsrail saldırıları sonucu gerçekleştiğini söyledi.

İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği iki hava saldırısı sonucu, 21 Haziran’da bir Filistinli kadın öldürüldü, aralarında çocukların da bulunduğu 14 kişi yaralandı. Bundan bir gün önce, İsrail Hava Kuvvetleri’nin gerçekleştirdiği bir başka hava saldırısında, üç çocuk öldürülmüştü. 13 Haziran’daki saldırıda 9 sivil, 9 Haziran’daki saldırıdaysa, Gazze plajında piknik yapan bir ailenin aralarında bebeklerin de bulunduğu sekiz üyesi katledilmişti. Liste uzayıp gidiyor.

BM gibi emperyalist güç odaklarının hizmetinde olan bir kurumdan siyonist işgale karşı çıkması beklenemez. Zira BM’ye hükmedenler aynı zamanda İsrail’in hamileridir. Ancak İsrail ordusunun katliamları o kadar pervasız ki, BM bile bu konuda bir açıklama yaparak tepki gösterme gereği duymaktadır.

--------------------------------------------------------------------------------------

“Guantanamo mahkemeleri yasadışı”

Amerikan Yüksek Mahkemesi, Guantanamo üssünde tutulan kişilerin yargılamanması amacıyla kurulan askeri mahkemelerin yargılama yetkisinin bulunmadığına ve hukuka aykırı olduğuna karar verdi. Mahkemenin hakimlerinden Paul Stevens, Amerikan Anayasası ve Cenevre Konvansiyonu’na göre bu mahkemelerin yasadışı sayıldığını belirterek kararın gerekçesini açıkladı.

Bush yönetiminin terörle mücadele politikasına darbe olarak değerlendirilen bu karar, II. Dünya Savaşı’ndan bu yana Amerikan başkanlarının yetkisi hakkında verilen en önemli kararlardan biri olarak değerlendiriliyor. Amerikan Yüksek Mahkemesi’nin kararı 3 ret oyuna karşı, 5 evet oyuyla alındı.

Emsal teşkil ediyor

Karar, bir zamanlar El Kaide lideri Usame Bin Ladin’in şoförü olduğu belirtilen Yemenli tutuklu Salim Ahmed Hamdan’ın, savaş esirlerinin haklarını düzenleyen Cenevre Konvansiyonu’nun ihlal edildiği şikayeti üzerine alındı. Guantanamo’da 4 yıl bulunan Hamdan’ın şikayetini değerlendiren mahkeme, sanığın askeri mahkemede yargılanmasına devam edilemeyeceği sonucuna vardı.

Kararda, ‘’Hamdan’ı yargılamak için toplanan askeri komisyonun yetkisi olmadığına karar verildi, çünkü komisyonun yapısı ve işleyişi, savaş suçlularına muameleyle ilgili uluslararası anlaşmayı ve Amerikan askeri yasalarını ihlal etmektedir’’ ifadeleri yer aldı. Karar, yeni kurulan askeri mahkemede yargılanan 10 tutsak için de emsal teşkil ediyor.

Bush’a Guantanamo baskısı

ABD Başkanı George Bush ve yönetimi, terör şüphelilerini yargılanma hakkı tanımadan tuttuğu Guantanamo üssü nedeniyle uzun zamandır baskı altındaydı. Avrupa Birliği, bu konudaki rahatsızlığını geçen hafta Viyana’da yapılan ABD – AB Zirvesi’nde Başkan Bush’a doğrudan iletmişlerdi. Avrupalı politikacılar, Guantanamo’nun kapatılmasını talep ederken, Bush da bu kaygıları anladığını ve üssün kapatılmasını kendisinin de istediğini söylemişti. Ancak tutukluların serbest bırakılmasının ise mümkün olmadığını savunmuştu.

Guantanamo’da tuttuğu kişileri “savaş esiri” kapsamında değerlendirmeyen ABD, uluslararası tepkilere rağmen üssün kapatılmasına yanaşmıyor. Mahkeme, iki yıl önce de Bush’un terör şüphelilerinin yakalanması, mahkeme önüne çıkarılması ve avukatla görüşmelerinin süresiz ertelenmesi yetkisinin bulunduğu iddiasını reddetmişti. Afganistan’daki savaşın ardından terör şüphelilerinin getirildiği Guantanamo’da 450 esir tutuluyor. (Haber sitelerinden...)