1 Temmuz 2006 Sayı: 2006/25
  Kızıl Bayrak'tan
   Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün İran ziyareti...
  Hükümetin ve Merkez Bankası’nın ekonomiye müdahale çabaları...
  İETT otobüs zammı geri alınsın!
  İğneden ipliğe her şey zamlanıyor... Sermaye faturayı emekçilere kesiyor!
  DTP 1. Kongresi… Seçim gündemli bir samimiyet sınavı!
  Devşirme yeni bir “sol” parti kuruluyor
Şeker özelleştirmeleri ertelendi...
HAS Alüminyum’da eylemli süreç devam ediyor
Direnişlerden
Bahçelievler Belediyesi işyeri temsilcisi Şenol Karakullukçu ile TİS süreci üzerine konuştuk...
10 Haziran tarihli BMİS Genel Temsilciler Kurulu Sonuç Bildirgesi’nin gösterdikleri…
  Kapitalist hayata karşı koyuştan teslimiyete, teslimiyetten nereye? - I - Yüksel Akkaya
  “Zeytin Dalı”: Ölü doğmuş politikanın aydınlattığı gerçekler
  ÖDP’nin “Bir arada yaşamı savunalım” kampanyası üzerine
  Halkevleri temsilcisi İlknur Birol ile sınıfın mücadelesi ve örgütlenmesinin önündeki engeller üzerine konuştuk...
  “Uygar batı”nın ikiyüzlülüğü!
  Sömürge valisinden suç itirafı: “Irak’ta durum vahim!”
  Engellemelere rağmen Küba BM İnsan Hakları Konseyi üyeliğine seçildi...
  Dünyadan...
  Sivas katliamının 13. yılında: Yine semahlar dönülüyor, yine türküler söyleniyor!
  Trabzon’da yeni bir linç girişimi daha...
  Ulus devlet üzerine kısa notlar -V-
M. Can Yüce .
  Yoksulluğa ve yozlaşmaya karşı Mamak 3. Kültür-Sanat Festivali’ni birlikte örgütleyelim!
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

 

Sözleşmeli öğretmene hak mı, iş güvencesine saldırı hazırlığı mı?

Sermaye iktidarının işçi ve emekçilerin kazanılmış tüm haklarına göz diktiği, saldırı yasalarının hızla meclisten geçirildiği bir dönemde hükümet sözleşmeli öğretmenlere yeni ‘hak’lar tanıyan uygulamalara imza attı.

‘’Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslarda Değişiklik Yapılmasına Dair Esaslar’’ ile ilgili Bakanlar Kurulu Kararı, Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Karara göre Milli Eğitim Bakanlığı’nda sözleşmeli olarak çalıştırılacak öğretmenlere ek ders ücreti ve öğretim yılına hazırlık ödeneği verilecek, sözleşmeli öğretmenlerde 40 saati doldurma şartı aranmayacak.

Bakanlar Kurulu Kararı ile 6 Haziran 1978 tarihinde yürürlüğe konulan ‘’Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar’’ın üçüncü maddesinin üçüncü fıkrasına, ‘’Milli Eğitim Bakanlığında norm kadro sonucu ortaya çıkan öğretmen ihtiyacının kadrolu öğretmen istihdamıyla kapatılamaması hallerinde sözleşmeli olarak çalıştırılacak öğretmenlere ek ders ücreti ve her öğretim yılı başında verilecek öğretim yılına hazırlık ödeneği’’ ibaresi eklendi.

Aynı esasların yedinci maddesinin birinci fıkrasına da ‘’Milli Eğitim Bakanlığında norm kadro sonucu ortaya çıkan öğretmen ihtiyacının kadrolu öğretmen istihdamıyla kapatılamaması hallerinde sözleşme ile çalıştırılacak öğretmenlerde 40 saat şartı aranmaz’’ hükmü konuldu.

Sözleşme ile çalıştırılacak öğretmenler yaz tatili ile dinlenme tatillerinde izinli sayılacaklar. Hastalık ve diğer mazeret izinleri dışında, ayrıca yıllık izin verilemeyecek. Böylece sözleşmeli öğretmenlerin yaz aylarında da ücret alabilecekleri ifade ediliyor. Bilindiği gibi sözleşmeli öğretmenlik işgüvencesi, sağlık ve emeklilik hakkı olmadan çalışmanın diğer adıdır. Yani sözleşmelilik en beter çalışma koşullarına rıza gösterenlerin köleliğini bir yıllığına tescil etmesidir.

Sağlıktan eğitime, ulaşımdan enerjiye devletin vermekle yükümlü olduğu her türden kamu hizmetini sırtında yük gören sermaye iktidarının yükselen bir sınıf ve kitle hareketi olmadan emekçilere ‘hak’ bahşetmesi görülmüş şey değildir. Üstelik devletin milyonlarca kamu emekçisinin işgüvencesine göz diktiği böylesi bir süreçte.

Sermaye iktidarının bir yandan 657 sayılı yasayı değiştirerek kadrolu istihdam yerine sözleşmeli personel kavramını yerleştirmeye çalışırken diğer yandan sözleşmeli personelin haklarını genişletmesi mümkün değildir. Bu herşeyini daha çok kâr mantığı üzerine kurmuş kapitalizmin işleyişine terstir. Sermayenin çıkarı için milyonların sağlığını, eğitimini, geleceğini, güvencesini düşünmeyen devlet sözleşmelilerinkini hiç düşünmez.

Bu uygulama devletin, işgüvencesini gaspetmeye hazırlandığı 2 milyon kamu emekçisinin gözünü boyamak için atılmış bir adımdır. Bugün sözleşmeli öğretmenlerin durumu, 2 milyon kamu emekçisinin işgüvencesini ortadan kaldırmaya çalışan sermaye devletinin umurunda bile değildir. Onun niyeti işgüvencesini gaspederken kadrolu çalışanla, sözleşmeli çalışan arasındaki farkı en aza indirerek oluşabilecek tepkilerin önüne geçmektir. Zira bugün kaşıkla verdiğini yarın kepçeyle almaya çalışacağından kuşku duyulmamalıdır.

Bu sömürü düzeni sürdüğü sürece kölece çalışma koşulları daha da ağırlaşacak, güvencesiz ve geleceksiz yaşamaya mahkum edilen milyonlar sefaletin dipsiz kuyusuna gün geçtikçe yığınlar halinde itilecektir. Ya bu sömürü düzenine ve bu düzenin sürmesine hizmet edenlere karşı ayağa kalkacağız ve kölelik zincirlerinden kurtulacağız ya da sessiz kalarak daha da köleleşeceğiz.

--------------------------------------------------------------------------------------

Yapı-Yol Sendikası üyeleri köprüde eylem yaptı

Açlık sınırının da altında ücret alan Yapı-Yol Sendikası üyesi emekçiler 22 Haziran günü Fatih Sultan Mehmet Köprüsü işletme binası önünde eylem yaptılar.

Eylemde ‘’Fiili hizmet tazminatı hakkımızı istiyoruz!’’, ‘’Günde 8 saat çalışır, egzozla boğuşuruz!’’ yazılı dövizler açan emekçiler ‘’Memuruz, haklıyız, kazanacağız!’’, ‘’Hak verilmez alınır!’’ sloganları attı.

Burada bir basın açıklaması yapan Yapı-Yol Sen İstanbul Şube Başkanı Nizamettin Orhan, kamu çalışanları arasında ücret adaletsizliği olduğunu ve buna çeşitli eylemlerle itiraz ettiklerini’ söyledi. Yoksulluk sınırının 2 bin YTL olduğunu vurgulayan Orhan, Bayındırlık, İller Bankası, Karayolları, Tapu ve Kadastro’da çalışan, teknik ve idari hizmetlerde görev yapan üyelerinin ücretlerinin ise bu sınırın çok daha altında olduğunu ifade etti.

Emekçiler insanca yaşanacak bir ücret ve kurumlar arası ücret adaletsizliğinin giderilmesi için eylemlerine devam edeceklerini vurguladılar

--------------------------------------------------------------------------------------

Sendika ve DKÖ’lerden TMY karşıtı açıklama

---------------------------------------------------------------

23 Haziran günü Ankara Mimarlar Odası’nda biraraya gelen KESK Ankara Şubeler Platformu, İnsan Hakları Derneği Ankara Şubesi, DİSK Ankara Bölge Temsilciliği, 78’liler Derneği, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği üyeleri TMY ile ilgili bir açıklama yaptı.

Açıklamayı yapan KESK Ankara Şubeler Platformu dönem sözcüsü Cemal Yıldırım, yasa tasarısının toplumu susturmaya yönelik bir saldırı olduğunu vurgulayarak, tasarıda ‘’terör’’ kavramının genişletilerek, siyasi parti, sendika ve sivil kitle örgütlerinin demokratik eylemlerinin terör kapsamına alındığını ifade etti.

Tasarı ile örgütlenme, toplantı ve gösteri yapma özgürlüklerinin daha da kısıtlandığını ifade eden Yıldırım, ‘’Terörle Mücadele Yasa Tasarısı, terörle mücadele bahanesiyle, toplumu susturmanın, demokratik hakları gaspetmenin aracına dönüştürülmüştür. Tasarının 6. maddesinde, eylemlerin, yurt, sendika, parti gibi yerlerde yapılması durumunda ceza, iki katına çıkarılmıştır. Tasarıdaki ‘örgüte yeni üye kazandırmaya yönelik eylemler’ ifadesi ise tüm demokratik kitle örgütlerini kapatacak bir tehlikedir’’ dedi.

Tasarı ile güvenlik güçlerine sınırsız silah kullanma yetkisi verildiğine de değinilerek, ‘’En ufak bir amblem veya işaret ‘terörist’ damgası yemeye yeterli olacaktır. Bu tasarı gözaltı koşullarını da ağırlaştırmaktadır’’ denildi.

--------------------------------------------------------------------------------------

Küçükçekmece İşçi Platformu çalışmalarından.

Küçükçekmece İşçi Platformu olarak “İşyeri komiteleri kur, sendikalarda örgütlen!” şiarı ile başladığımız kampanyamız sürüyor. Bu çerçevede 8 soruluk bir anket hazırladık ve kullanmaya başladık. Anket çalışmasıyla hedeflediğimiz fabrikalarda taban örgütlülüğü ve sendikalaşma deneyiminin yaşanıp yaşanmadığını öğrenmeye çalışıyoruz. Örgütlenmenin önemi, işyeri komiteleri ve sendikalar konusunda işçilerle tartışmayı hedefliyoruz.

Anketin yanısıra fabrikalar alanında yaygın bir şekilde “Sefalet ücretine, zorunlu mesailere, sigortasız, sendikasız çalışmaya karşı işyeri komiteleri kuralım, sendikalarda örgütlenelim!” şiarı ile çıkardığımız afişleri yapıyoruz. Önümüzde günlerde anketlere devam ederek, çalışmamızı özel sayılarla, toplantılarla, piknikle güçlendireceğiz.

Küçükçekmece İşçi Platformu