1 Temmuz 2006 Sayı: 2006/25
  Kızıl Bayrak'tan
   Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün İran ziyareti...
  Hükümetin ve Merkez Bankası’nın ekonomiye müdahale çabaları...
  İETT otobüs zammı geri alınsın!
  İğneden ipliğe her şey zamlanıyor... Sermaye faturayı emekçilere kesiyor!
  DTP 1. Kongresi… Seçim gündemli bir samimiyet sınavı!
  Devşirme yeni bir “sol” parti kuruluyor
Şeker özelleştirmeleri ertelendi...
HAS Alüminyum’da eylemli süreç devam ediyor
Direnişlerden
Bahçelievler Belediyesi işyeri temsilcisi Şenol Karakullukçu ile TİS süreci üzerine konuştuk...
10 Haziran tarihli BMİS Genel Temsilciler Kurulu Sonuç Bildirgesi’nin gösterdikleri…
  Kapitalist hayata karşı koyuştan teslimiyete, teslimiyetten nereye? - I - Yüksel Akkaya
  “Zeytin Dalı”: Ölü doğmuş politikanın aydınlattığı gerçekler
  ÖDP’nin “Bir arada yaşamı savunalım” kampanyası üzerine
  Halkevleri temsilcisi İlknur Birol ile sınıfın mücadelesi ve örgütlenmesinin önündeki engeller üzerine konuştuk...
  “Uygar batı”nın ikiyüzlülüğü!
  Sömürge valisinden suç itirafı: “Irak’ta durum vahim!”
  Engellemelere rağmen Küba BM İnsan Hakları Konseyi üyeliğine seçildi...
  Dünyadan...
  Sivas katliamının 13. yılında: Yine semahlar dönülüyor, yine türküler söyleniyor!
  Trabzon’da yeni bir linç girişimi daha...
  Ulus devlet üzerine kısa notlar -V-
M. Can Yüce .
  Yoksulluğa ve yozlaşmaya karşı Mamak 3. Kültür-Sanat Festivali’ni birlikte örgütleyelim!
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Baydemir’de işçi kıyımı

Baydemirler Tekstil, Kıraç’ta dört ayrı yerde kurulu tül perde üretimi yapan 3 binin üzerinde işçinin çalıştığı bir fabrika. Tüm bölgede olduğu gibi Baydemirler Tekstil de çalışma koşularının ağır olduğu, emeğin yoğun sömürüldüğü bir fabrika. Fabrikada öne çıkan en temel sorunların başında düşük ücretler ve fazla mesailer geliyor. Fabrikada 3 vardiya üzerinde uygulanan 8 saatlik çalışma hergün fazla mesailerle 12 saate çıkarılıyor ve işçilere zorunlu olarak dayatılıyor. Ücretlerin düşük, fazla mesailerin yoğun olması, üstelik son dönemlerde ücretlerin zamanında ödenmemesi işçilerdeki tepkiyi artırdı. İşçiler kimi zaman mesaiye kalmayarak bu tepkilerini eylemli olarak da gösterdiler. Tüm bu sorunlara karşı işçilerde örgütlenme arayışı gelişti. Bu, bilinçli bir yönelimden öte kendiliğinden gelişen, belli tepkiler üzerinden ortaya çıkan bir arayıştı.

Daha sonra bazı işçilerin Teksif Yeni Bosna Şubesi’yle bağ kurmasıyla sendikalaşma çalışması başladı. Ama bu bildiğimiz tarzda bir çalışma olmadı. Sendika gelen işçilere sendikal örgütlülüğün nasıl yapılacağını anlatmadı. Mesela sendikalaşma faaliyetinin temel yapıtaşı olan komitelerin kurulması, örgütlenmenin bu şekilde ve gizlilik içinde yapılması gerektiğini vb. anlatmadı. Aksine patrona duyuracak bir tarzda yürütüyor çalışmayı. İşçilerin eline üyelik formlarını tutuşturarak ‘gidin işçileri üye yapın’ diyor ve sonra da patronun saldırısına davetiye çıkarırcasına üyelik formları fabrikada uluorta dolaşıyor. Sendikal çalışma başladığı günden itibaren şefinden müdürüne kadar herkes bundan haberdar oluyor.

Sendikalaşma faaliyetinin başlamasıyla birlikte patron da saldırılara başladı. Önce ödenmeyen ücretleri zamanında ödedi. Bütün bölümlere işlerin iyi gitmediğini, herkesin fabrikasına sahip çıkmasını gerektiğini söyleyen yazılar astı. Daha sonra da işçi çıkarmaya başladı. Bir hafta içerisinde 100 işçiyi işten çıkardı ve atmalar halen devam ediyor.

Bu gelişmeler üzerine Teksif Yenibosna Şubesi 23 Haziran Cuma günü fabrikanın önünde bir basın açıklaması yaptı. Yaklaşık 70 kişinin katıldığı basın açıklamasına Teksif yöneticileri eyleme, “Türk işçisini anarşist sananlara hiç te böyle olmadığını” ispatlamak için İstiklal Marşı ile başladılar. Daha sonra Teksif Yedikule Şubesi Başkanı sözalarak, patrona Teksif Genel Başkanı’nından selam getirdiğini söyledi. Patrona yalvarırcasına seslenmeyi de ihmal etmedi. ‘İşçileri atmayın, niye çıkarıyorsunuz işten, biz sadece anayasal hakımızı kullanıyoruz’ anlamına gelen bir konuşma yaptı. Daha sonra tüm kamuoyunda ihanetçi kimliğiyle bilinen DİSK Tekstil Aksaray 1 No’lu Şube Başkanı Kazım Doğan söz alarak her zamanki ikiyüzlülüğüyle sendika ayrımı yapmadığından, önemli olanın işçilerin örgütlenmesi ve mücadelesi olduğundan, kendilerinin de bu işi namuslarıyla, şerefleriyle yaptığından, bütün imkanlarıyla işçilerin hizmetinde olduklarından bahsetti. Basın açıklaması içi boş ajitasyon konuşmaları ile bir süre daha devam ettikten sonra Teksif Yenibosna Şube Başkanı Şükrü Devrimöz basın metnini okudu.

İhanetçi kimlikleri ile tanınan Teksif Yenibosna Şubesi Başkanı Şükrü Devrimöz ile DİSK Tekstil 1 No’lu Şube Başkanı Kazım Doğan’ı Baydemirler’de biraraya getirenin işçilerin örgütlenme mücadelesine duydukları ilgi olmadığı açık. Bu iki satıcının burada biraraya gelmeleri hiç de tesadüf değil. Belli ki yine sınıfın mücadelesini kullanarak kirli çıkar peşindedirler. Zira DİSK Tekstil’de örgütlü olan, aylardır ücretlerini alamayan ve yaklaşık bir aydır fabrikanın önünde bekleyen Castlblair işçilerinin bir gün dahi kapısını çalmayan Kazım Doğan, Baydemirler işçileri ile niye “dayanışmaya” ihtiyaç duysun ki!

Kazım Doğan’ın asıl işi sendikacılık yapmak değil işçilerin mücadelesini pazarlamak olduğundan Baydemirler tekstil işçileri ile “dayanışmaya” geliyor. Kazım Doğan’ın basın açıklaması başlamadan önce işçilerin yanına gelerek “Ben Kazım Doğan, sendikacıların babasıyım, bunların hepsinin babası benim” demesi de boşuna değil. Çünkü o işçi satıcılarının “babası” olarak oradaydı.

Bu satıcıların daha önce de Baydemirler’de ve başka fabrikalarda birlikte hareket ederek, patronlarla pazarlık yaparak rant elde ettiklerini biliyoruz. Bu defa Baydemirler patronu henüz önlerine yağlı bir kemik atmamış olmalı ki bu sefer lütfedip fabrikanın önünde basın açıklaması yaptılar.

Yıllardır yaşanan ve bugün Baydemirler’de yeniden tekrarlanan bu durum sendikal bürokrasiyi çöreklendikleri sendikalardan silip süpürmenin aciliyetini bir kez daha gösteriyor.

--------------------------------------------------------------------------------------

Seyhan temizlik işçilerinin direnişi 52. gününde.

Yaşasın sınıf dayanışması!

Seyhan Belediyesi işçileri her Çarşamba eylem yapma kararı almıştı. 28 Haziran günü bu eylemlere bir yenisini ekledi. Eylem saat 12.30’da İnönü Parkı’nda işçilerin toplanmasıyla başladı. Eyleme işten atılan MENSA işçilerinin bir kısmı ve DİSK/MENSA yönetimi de destek verdi. İşçiler sloganlarla İnönü Parkı’ndan Belediye’ye kadar yürüdüler. DİSK/MENSA Şubesi önünden geçerken hep beraber “MENSA işçisi yalnız değildir!” sloganı atıldı. Eylem boyunca da “‘Direne direne kazanacağız!”, “İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız!”, “Temizlik işçisi yalnız değildir!” sloganları atıldı.

Belediye kapısına kadar yürüyen yaklaşık 70 işçi adına bir açıklama yapıldı. Belediye işçileri adına yapılan açıklama sonrası DİSK/MENSA Şubesi Başkanı Ahmet Merkezli de bir konuşma yaparak işçilere destek verdi. Saat 15.00’te MENSA önünde yapacakları eyleme çağrı yapıldı. Daha sonra 10 dakikalık oturma eylemi yapıldı. Eylemde kolluk güçlerinin yoğun ablukası vardı.

Eylem bittikten sonra dağılan işçiler DİSK/Genel-İş Başkanı Kemal Aslan’la karşılaştılar. İşçiler Kemal Aslan’a ‘Bizi sattın!’ diye bağırarak tepkilerini gösterdiler.

Belediye işçilerinin eylemleri her Çarşamba devam edecek.

Kızıl Bayrak/Adana

--------------------------------------------------------------------------------------

Direnen MENSA işçisi kazanacak!

Adana MENSA Fabrikası’ndan atılan 94 işçinin eylemleri güçlenerek sürüyor. 28 Haziran günü MENSA Fabrikası önünde eylem yaptılar. Eylem saat 14.30’da başladı. Eylem öncesi “Hakkımızı istemiştik işten atıldık işimizi istiyoruz! İş ekmek yoksa barış da yok!/Ulutaşzedeler” yazılı pankartlar MENSA Fabrikası önüne asıldı. İşçilerin çıkış saati olan 15.00’te basın açıklaması yapıldı. Yaklaşık 200 işçi fabrikadan çıktı. Çıkan işçiler eylemin sonuna kadar beklediler, ama eyleme de katılmadılar. Basın açıklamasını DİSK/MENSA Şube Başkanı Ahmet Merkezli okudu. Açıklamada, “94 işçi işten atıldıktan sonra genel başkanımızın geçen hafta yaptığı basın açıklamasında Adana bu yaz daha sıcak olacak demişti. Buradaki eksiği düzeltmek istiyoruz. Mensa İstanbul’daysa İstanbul, Mensa Ankara’daysa Ankara, Mensa Kayseri’deyse Kayseri sıcak olacak, biz bıkmadan her yerde takip edeceğiz” denildi.

İşçinin parasını ödemeyip İstanbul sosyetesinin mekanlarında logo kokteyli düzenleyenlere izin verilmeyeceği ifade edildi.

Eyleme yaklaşık 100 işçi katıldı. Vardiyadan çıkan işçilerin bir kısmı eyleme katıldı, bazıları da izledi. Eylemde “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Logoya değil işçiye para!” sloganları atıldı. Ayrıca eylemde değişik taleplerin yazıldığı dövizler açıldı.

Kızıl Bayrak/Adana

--------------------------------------------------------------------------------------

MENSA işçileri İstanbul Sapphire önünde eylem yaptı...

“İşimizi istiyoruz!”

---------------------------------------------------------------

Adana’daki Mensa Fabrikası’ndan atılan işçiler, şirketin logo tanıtımının yapıldığı eğlence mekanının önünde eylem yaptı...

DİSK’e bağlı Tekstil İşçileri Sendikası’na üye Mensa Fabrikası’ndan atılan 94 işçi adına hareket eden yaklaşık 20 kişi 22 Haziran Perşembe gecesi İstanbul’a hareket ettiler. İşçiler 23 Haziran Cuma günü şirketin yeni logosunun tanıtıldığı İstanbul’un eğlence mekanının kapısında eylem yaptı. Ulutaş Şirketler Topluluğu ve Mensa AŞ’nin Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ulutaş’ın davet verdiği saatlerde fabrikadan atılan işçiler, bir başka eğlence mekanı olan Sortie’nin duvarının dibine dizilip Sapphire’e karşı “Logo’ya değil, işçiye para!”, “İşimizi istiyoruz!”, “Mensa’nın aç ve işsiz işçileri!”, “Zalimin zulmü varsa işçinin DİSK’i var!” yazılı dövizler açtılar. Eyleme DİSK yöneticileri de katıldı.

Mensa İcra Kurulu Başkanı Faik Ulutaş, ücret ödemelerinde bir aksama olmadığını, işçilerin ısrarla huzur bozucu ve verimi düşürücü hareketlerde bulunduklarını, kimilerinin sürekli rapor alarak işe gelmediğini, kimilerinin de işe gelip çalışmadığını ileri sürerek işçileri karalamaya çalıştı.

Mensa işçilerinin eylemleri çeşitli şekillerde sürüyor. Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu ve Kızıl Bayrak gazetesi çalışanları olarak Mensa işçilerinin eylemlerini destekleyecek ve sonuna kadar yanlarında olacağız.

Kızıl Bayrak/Adana