1 Temmuz 2006 Sayı: 2006/25
  Kızıl Bayrak'tan
   Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün İran ziyareti...
  Hükümetin ve Merkez Bankası’nın ekonomiye müdahale çabaları...
  İETT otobüs zammı geri alınsın!
  İğneden ipliğe her şey zamlanıyor... Sermaye faturayı emekçilere kesiyor!
  DTP 1. Kongresi… Seçim gündemli bir samimiyet sınavı!
  Devşirme yeni bir “sol” parti kuruluyor
Şeker özelleştirmeleri ertelendi...
HAS Alüminyum’da eylemli süreç devam ediyor
Direnişlerden
Bahçelievler Belediyesi işyeri temsilcisi Şenol Karakullukçu ile TİS süreci üzerine konuştuk...
10 Haziran tarihli BMİS Genel Temsilciler Kurulu Sonuç Bildirgesi’nin gösterdikleri…
  Kapitalist hayata karşı koyuştan teslimiyete, teslimiyetten nereye? - I - Yüksel Akkaya
  “Zeytin Dalı”: Ölü doğmuş politikanın aydınlattığı gerçekler
  ÖDP’nin “Bir arada yaşamı savunalım” kampanyası üzerine
  Halkevleri temsilcisi İlknur Birol ile sınıfın mücadelesi ve örgütlenmesinin önündeki engeller üzerine konuştuk...
  “Uygar batı”nın ikiyüzlülüğü!
  Sömürge valisinden suç itirafı: “Irak’ta durum vahim!”
  Engellemelere rağmen Küba BM İnsan Hakları Konseyi üyeliğine seçildi...
  Dünyadan...
  Sivas katliamının 13. yılında: Yine semahlar dönülüyor, yine türküler söyleniyor!
  Trabzon’da yeni bir linç girişimi daha...
  Ulus devlet üzerine kısa notlar -V-
M. Can Yüce .
  Yoksulluğa ve yozlaşmaya karşı Mamak 3. Kültür-Sanat Festivali’ni birlikte örgütleyelim!
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

İETT otobüs zammı geri alınsın!

Toplu taşıma hizmeti daha ucuz ve kaliteli hale getirilsin!

İstanbul Belediyesi, toplu taşıma ücretlerine yüzde 30’lara varan oranda zam yaptı. 1 Temmuz’dan itibaren uygulanmaya başlanacak bu zamla, tüm toplu taşıma araçlarının bilet-jeton fiyatları belediye otobüsü seviyesine (1.3 YTL), aylık kart fiyatları ise 85 YTL’den 100 YTL’ye çıkarıldı. Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş’ın bu fahiş zamla ilgili açıklaması ise İstanbul’un işçi ve emekçi halkıyla dalga geçer gibi. Beyefendi, zam değil, yüzde 60’lara varan indirim yaptık diyor!

Aslında, İstanbul’da yaşayan işçi ve emekçilerin ulaşım eziyeti, bu zamla sadece daha da katmerlenmiş olacak. Devlet cephesinden oldukça hızlı bir biçimde yürütülen “sosyal hakları tırpanlama programı”na, büyükşehir belediyeleri de kendi cephelerinden belediye hizmetlerinin özelleştirilmesi/pahalılaştırılması, vergilendirilmesi, vergilerinin artırılması programıyla dahil oldular. İstanbul’da yaşayanlar, belediyenin artık vermediği, hatta hiçbir zaman vermediği hizmetler için dahi vergi ödüyor. Yakın zamanda dağıtılan bir kararla, binalara, kapılarına çöp konteyneri alma zorunluluğu duyurulmuştu. Şimdi de bu ulaşım zammı gündemde.

İstanbul’un toplu ulaşımı, zaten hiçbir zaman ihtiyacını karşılayacak düzeyde olmadı. Belediye ise aldığı kararlar, yürürlüğe koyduğu uygulamalarla sorunu daha da içinden çıkılmaz hale getirmeyi başardı. Kapitalistler, devlet ve sözde yerel yönetim olan belediyeler, elbirliğiyle, İstanbul’u işçi ve emekçiler için cehenneme çevirmeyi başardılar.

Devletin bir işçiye layık gördüğü asgari ücret 400 YTL’yi bile bulmazken ve patronlar bunu bile çok görüp daha düşük ücretler için işçileri zorlarken, belediye de bir çırpıda aylık kart ücretini 85 YTL’den 100 YTL’ye çıkarıyor. Konut sahipleri zaten kiralara çığırından çıkmışçasına zamlar istiyor, yapıyor. İstanbul’un en ücra semtlerinde en kötüsünden dairelerin kiraları çoktan asgari ücret seviyesini yakaladı.

İstanbul Belediyesi’nin başındaki patronlar bunları bilmiyor mu peki? Nerede rant getirecek bir parça arazi bulup üstündeki gecekonduları içinde yaşayan yoksulların başına yıkabiliriz diye uğraşan onlar olduğuna göre, elbette biliyorlar. Sorun, işçi ve emekçilerin hangi ücretlerle, hangi koşullarda yaşamaya çalıştığını bilmemelerinden kaynaklanmıyor. Umursamamalarından kaynaklanıyor. Bilet fiyatlarına zam yaparken nasıl ödeyeceğimizi hiç hesaba katmadıkları gibi, toplu ulaşımı özelleştirirken de, işe nasıl gidip-geleceğimizi hesaplamıyorlar.

İşçi ve emekçiler, sırf biraz daha ucuza yolculuk yapabilmek için mavi kart kullanıyor. Bu ise, hatların özelleştirilmesi yüzünden, pek çok semtte saatleri bulan İETT otobüsü bekleme eziyetine katlanmak anlamına geliyor. Günün değişik saatlerinde sefer sayısı azaltılıyor ve kimse hangi saatte ne kadar ve neden azaltıldığını bile bilmiyor. İşyerlerindeki eziyetin üstüne binen otobüs duraklarındaki bu eziyet, işçi ve emekçinin yaşamını iyice çekilmez hale getiriyor.

Patronların kriz geliyor bahanesiyle ücret zammına yanaşmadığı, hükümetin kendine yönelik yıpratma operasyonunun da basıncıyla, sermaye sınıfının ve İMF’nin tüm isteklerine koşulsuz ve koşarak yanıt verdiği koşullarda, İstanbul Belediyesi’nin aldığı bu zam kararı işçi ve emekçi kitlelerin içinde bulunduğu sıkıntıyı daha da artıracak. Ancak bunu sineye çekmek, bu zorluğa gönüllü boyun eğmek ve katlanmak zorunda değiliz. Zamların geri alınması, toplu taşımanın yaygınlaştırılması ve iyileştirilmesi talepleriyle birleşir ve harekete geçersek bu zam saldırısını püskürtmemiz mümkündür. Birleşen ve mücadele eden işçi ve emekçilerin kazanamayacağı hak yoktur.