HAS Alüminyum direnişi sürüyor...
Sendikalaştıkları için işten atılan Has Alüminyum işçilerinin 8 Mart günü başlayan direnişi 63. gününü geride bıraktı. 3 ayı aşkın bir zamandır Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndan beklenen çoğunluk tespit belgesi geçtiğimiz günlerde sendikaya ve Has patronuna nihayet ulaştı. Çoğunluk tespitinin gelmesi ile birlikte Has Alüminyum'daki sendikalaşma mücadelesi de farklı bir evreye girmiş oldu.
Sendikalaşmayı öğrenen HAS patronu işçiler üzerinde yoğun bir basınç uygulanmış, istifaya zorlanmış, kimi işçiyi de satın alınmaya çalışılmıştır. Ancak örgütlenme sürecinde yapılan hazırlıklar patronun bu saldırılarını sonuçsuz bırakmıştır. HAS patronu hem işçilere karşı kullandığı söylemlerde hem de yeni uygulamalarla sendikayı kabul etmeyeceğini ilan etmiş bulunuyor. İşçilerin tek tek sorgulanıp psikolojik baskı altında tutulması sonuç vermeyince, bu kez fabrika içerisinde işçilere sürgün hayatı yaşatılmaya çalışılıyor.
Bir yandan işçilere en ağır işler yaptırılırken diğer yandan da baskı altında tutuluyorlar. Geçtiğimiz günlerde “işe devamsızlık”tan dolayı bir işçinin işten atılmasından sonra, işin yavaşlatılacağından korkan patron ve müdürler işçilerin başından ayrılmadılar. Yanı sıra Has patronu işçilere sendikayı fabrikaya sokmayacağını söyleyerek boyahane bölümünü bir taşeron şirkete verdi. Bunun üzerine boyahane bölümünde çalışan eski işçiler fabrikadaki sürgün uygulamasından en fazla etkilenen kesim oldular.
Ancak sürgün politikası son dönemlerde bütün sendikalı işçileri kapsamış bulunuyor. Yeni taşeron şirketin işçilerinin ücretlerini daha yüksek tutan patron, işçileri birbirine düşmeye çalışıyor. Bir yandan da verdiği yüksek ücretle sendikalı işçilere “istifa edin, size de zam vereyim” mesajını iletiyor. Fakat zam verme vaadi ile birkaç işçiyi kandırıp istifa ettiren patron, bu vaadini tutmayarak, gerçek niyetini göstermiş oldu.
Bu olumsuzlukların yanı sıra sendikalaşma süreci ile birlikte yaşanan birkaç olumluluğu da belirtmek gerekir. Yıllardır 12 saat çalışıp ne yemek ne çay molası yapamayan işçiler, iş yerinin 3 vardiya uygulamasına geçmesi ile birlikte, çay paydos hakkını elde ettiler. Ancak 12'şer saaten iki vardiya çalışırken alınan mesai ücretleri gaspedildi. Yine bir süredir verilmeyen ay ortası avansları tekrar verilmeye başlandı.
Direniş çadırında işe geri dönme talebi ve yeni işten atılmaları önlemek amacıyla direnişe geçen işçiler ise 63 gündür direnişlerine devam ediyorlar. Direnişin ilk evrelerindeki canlılık, sürecin uzaması ile birlikte bir parça dağıldı. Buna bir de bölgede bulunan işletmelerdeki işçilerin duyarsızlığı, diğer patronların engelleme çabaları eklenince durağanlığı kırmak biraz daha zorlaşıyor. Bölgede örgütlü fabrikaların sınırlılığı ve direnişçi işçilerin bilgi, birikim planındaki yetersizlikleri direnişin sesinin diğer sınıf bölüklerine duyurulmasını sınırlıyor. Herşeyden öte sınıfın bir mevzisi olma imkanını yakalamasını geciktiriyor. Dahası, Birleşik Metal-İş Sendikası'nın direnişe olan ilgisizliği ve direnişi sahiplenmedeki zayıflık tablonun asıl düşündürücü yanıdır.
Sendika üyeliklerinin gerçekleşmesinden sonra geçen yaklaşık üçbuçuk aylık bir süreçte işçiler sendikayla daha ilerden bir bütünleşme yaşayamadılar. Sendika ile işçiler arasındaki belirgin mesafenin ana nedenlerinin biri de budur. Sendikanın direnişe yeterince ilgi göstermemesidir.
Sınıf hareketinin bugünkü tablosu gözönüne alındığında bir örgütlenme mücadelesinin bu aşamaya gelmiş olması da kayda değer bir ilerlemedir. Patronun çoğunluk tespitine itiraz edip etmeyeceği, Has'taki mücadele sürecinin nereye evrileceğini netleştirecektir. Fakat patronun itiraz edip etmemesinden bağımsız olarak girilen yeni evreye uygun bir mücadele hattının örülmesi gerektiği açıktır.
Bunun ilk halkası itirazı engelleyecek, fiili ve hukuki girişimlerin bir an önce devreye sokulmasıdır. Türkiye'deki hakim sendikal anlayışın tutumu “bekle-gör” tutumudur ya da yalnızca hukuki girişimlerden ibarettir. Mevcut sendikalar içerisinde ilerici bir tutuma sahip olduğunu ifade eden BMİS'in Has ve diğer devam eden direnişler karşısında nasıl bir tavır geliştireceği bugün için önem taşımaktadır. Sendikayı fabrikaya sokmayacağını dile getiren Has patronuna karşı sendikanın nasıl bir tutum alacağı sendikanın nerede durduğunun göstergesi olacaktır. Ya bekle gör mantığıyla pasif bir hukuki sürecin tüketilmesi beklenecek. Ya da üretimden gelen örgütlü güç harekete geçirilecek ve militan mücadelenin yolu tutulacak.
Başka bir yol yoktur.
Kızıl Bayrak/Kartal
------------------------------------------------------------------------------------
Seyhan Belediyesi işçileri direnişte...
“Direne direne kazanacağız!”
Adana'da Seyhan Belediyesi'ne bağlı temizlik işçilerinin direnişi üçüncü gününde. Eyleme destek için Emek Plaformu 700 kişinin katıldığı kitlesel bir basın açıklaması yaptı. Adana BDSP direnişe destek faaliyetleri yürütüyor. Direniş etkisini göstermeye başladı bile. Nitekim henüz tümüyle aldatıcı hesaplarla da olsa patrondan ilk uzlaşma girişimleri geldi. 7 Mayıs'ı 8 Mayıs'a bağlayan gece saat 03.00'te başlayan, kötü çalışma koşullarına karşı ve sendikalaşmak talebiyle süren direniş 650 işçiyi kapsıyor.
Kitlesel basın açıklaması...
Direnişin ikinci gününde Emek Platformu Adana bileşenleri destek amaçlı bir basın açıklaması yaptılar. Eylem 9 Mayıs günü saat 12:30'da şantiyede yapıldı. Şantiyeye gelen sendika temsilcileri ve üyeleri burada bir basın açıklaması yaptılar. Basın açıklaması sırasında işçiler, “Direne direne kazanacağız!”, “Zafer direnen emekçinin olacak!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!” sloganlarını coşkulu bir şekilde attı. Eyleme Tek Gıda-İş, DİSK/BOSSA Şubesi, KESK, Eğitim-Sen, TÜMTİS, TMMOB, TTB katıldı.
Sendika temsilcileri konuşmalarında sık sık işçileri desteklediklerini ve yanlarında olduklarını dile getirdiler. Konuşmaları coşkulu sloganlarla sık sık kesen işçiler kararlılıklarını gösterdiler. Özellikle Tekel işçilerinin direniş döneminden bahseden Tek Gıda-İş Başkanı Gürsel Diliçıkık'ın konuşması işçileri coşturdu. Eylemde taleplerin yazılı olduğu bildiriler dağıtıldı. İşçilere destek için gelmeyen DİSK/Genel-İş dikkat çekti. Eylem basın açıklamasının okunması, konuşmaların yapılmasından sonra sloganlarla bitirildi. Eyleme yaklaşık 700 kişi katıldı.
BDSP direnişe ve eyleme destek verdi
Eylem öncesi BDSP olarak dövizlerimizle şantiyeye gelerek direnişi selamladık. “Zafer direnen emekçinin olacak!”, “Özelleştirmeye ve taşeronlaştırmaya hayır!”, “Seyhan işçisi yalnız değildir!” BDSP imzalı ve üç işçi figürlü dövizlerimizi açtık. Direniş alanında işçiler dövizlerimizi sahiplendiler.
Eylemde atılan sloganlarla coşku doruğa çıktı. Ayrıca bir gün önce direnişi ziyarete geldiğimizde işçiler bizden “BU İŞ YERİNDE GREV VAR!” yazılı pankart yapmamızı talep etmişlerdi. Biz de işçilerin bu talebini yerine getirdik. Bir süre asılı olarak kalan pankart daha sonra eyleme gelen sendika ve parti temsilcileri tarafından “yasal olmadığı” gerekçesiyle indirtildi. Sendikaların eyleminden sonra megafonla BDSP temsilcisi arkadaşımız direnişi destekleyen bir konuşma yaptı. Konuşma sırasında sloganlar atıldı. Ayrıca Kızıl Bayrak gazetesini de işçilere ulaştırdık. Bizlerin eyleme destek vermesi işçileri sevindirdi.
Direnişin ikinci gününde patrondan yanıt geldi
Öğleden sonra gelen belediye meclis üyeleri işçilerin taleplerini kabul ettiğini söylediler. Atılan 48 işçinin geri alınacağını, işçilerin işten atılmamasının güvencesini vereceklerini, mesai ücretlerinin verileceğini söyleyerek anlaşmaya çalıştılar fakat işçiler buna yanaşmadı. İşyeri komitesiyle ve işçilerle yapılan toplantıda işçilerin geneli SENDİKALI ve KADROLU olmak istediğini dile getirdi. Son olarak görüşmeler devam ediyor.
İşçilerin birliği sermayeyi yenecek
Direnen Seyhan Belediye işçisi kazanacak!
Yaşasın sınıf dayanışması!
BDSP/Adana |