18 Şubat 2006 Sayı: 2006/06 (06)
  Kızıl Bayrak'tan
   Bahar döneminin yakıcı gündemleri ve
sınıf mücadelesinin öncelikli görevleri
  Emekçi halklara “medeniyetler
çatışması” tuzağı
  Kulp’ta bulunan toplu mezardaki kemiklerin köylülere ait olduğu
kanıtlandı
  TEKEL’de direniş sermayeye geri adım
attırdı
Kapatma kararına karşı direnişte olan TEKEL işçilerinin eylemi sona erdi
  BDSP’nin TEKEL direnişine destek
çalışmaları
Tersane İşçileri Kurultayı yapıldı
Tersane İşçileri Kurultayı’ndan
gözlemler
  Tersane İşçileri Kurultayı Sonuç
Bildirgesi
  Danıştay Telekom yağmasına onay verdi
“Bölgesel Kalkınma” kimin için?
Sağlıklı bir yaşam için kapitalizme ölüm!
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü
ve KESK’in tutumu
  Günümüzün burjuva toplumunda genel
boyutlarıyla kadın sorunu
(Orta sayfa)
  Filistin halkı teslimiyetçi çizginin
sonuçlarına mahkum değildir
   ABD Kongresi 2007 askeri bütçesini
onayladı
   İşgalciler Irak'ta yeni kukla hükümet kurma
hazırlığında
   Avrupalı kapitalistlerin blok saldırısına karşı kitlesel protestolar
  Strasbourg’ta coşkulu, öfkeli ve kitlesel protesto
  Fransa’da yüzbinlerce işçi, emekçi ve
genç alanlara çıktı
  İsviçre’de Swisse Metal grevi ve kitlesel dayanışma eylemleri
  15 Şubat ve çöküş
  Direnişteki BPO işçileriyle konuştuk
  Kapitalizm sevgiyi de metalaştırıyor
  Basından
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Fransa'da yüzbinlerce işçi, emekçi ve genç alanlara çıktı...

Sermayenin saldırıları protesto edildi

Fransız burjuvazisi hem iç hem dış politikada giderek saldırganlaşıyor. Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, İran'ı hedef alan bir konuşmasında, gerekirse nükleer silah kullanabileceklerini söyleyerek “diş gösterdi.” Başbakan Dominique de Villepin ise, iş yasasını değiştirerek işçi sınıfı ve emekçilerin kazanımlarını bir tırpanda biçme teşebbüsünde bulunuyor. Chirac'ın sözleri gerekli tepkiyi görmedi ama de Villepin'in girişimi yüzbinlerce işçi, emekçi ve gencin öfkeli protestolarıyla karşılandı.

Villepin hükümetinin gündeme getirdiği İlk İş Sözleşmesi (CPE) adı verilen yasa tasarısı, güya genç işsizlere iş olanağı sağlamak amacıyla düzenlenmiş. Sermaye hükümetinin gerekçesi çok akıllıca gözüküyor. Zira resmi rakamlara göre Fransa'da işsizlik oranı yüzde 9.5 iken, 18-25 yaş grubu gençlerde bu oran yüzde 23. Geçen yılın son aylarında isyan eden banliyö gençliğinin ise yüzde 40-50'si işsiz. Villepin hükümetinin bu projesi, gençliğe yönelik olarak son yirmi yıl içerisinde hazırlanan otuz beşinci proje. Yani neredeyse yılda iki proje hazırlanıyor, buna rağmen gençler arasındaki işsizlik oranı artıyor.

İlk İş Sözleşmesi (CPE) adıyla Fransız hükümeti tarafından bir ay önce ilan edilen plana göre, 20'nin üzerinde çalışanı olan işletmeler, yüklü teşvik primleri karşılığında 26 yaşından küçükleri işe alacaklar ve böylece en azından gençler arasında işsiz sayısı azalmış olacak. Bunun karşılığında patronlar üç sene boyunca sosyal kesintileri ödemekten muaf tutulacaklar. Ancak daha da önemlisi, ilk iki senelik dönemde istedikleri anda ve herhangi bir gerekçe gösterme zahmetine katlanmadan, gençleri kapı dışarı edebilecekler. Bu küstahça saldırıyı, “gençler arasında işsizliği azaltmak istiyoruz” şeklinde gerekçelendirmek, işsiz gençlerle alay etmekten başka bir anlam taşımıyor. Böyle bir yasa sadece kapitalistlere keyfi şekilde işçi çıkarıp, kadrolu işçi sayısını azaltmasını kolaylaştırıyor.

Bu saldırının hedefi işçiliğe adım atmaya hazırlanan gençlerle sınırlı değil. Fransız burjuvazisinin hükümetteki temsilcilerinin asıl amacı, iş yasasını toptan değiştirmenin zeminini hazırlamaktır. Başka bir ifadeyle işçi sınıfı ve emekçilerin kazanımlarını bir çırpıda gaspedebilmek için gerekli yasal düzenlemeyi hazır etmektir. Benzer bir yasa 12 yıl önce Balladur hükümeti tarafından gündeme getirilmiş, ancak işçi sınıfının kararlı direnişi sayesinde püskürtülmüştü.

Fransız işçi sınıfı, kamu emekçileri ve gençlik bu sinsi saldırının niteliğinin farkındalar. Nitekim Paris, Marsilya, Lyon, Nantes, Toulouse başta olmak üzere 150 kentte, yüzbinlerin katılımıyla gerçekleşen ve kimi yerde grevlerle desteklenen eylemler için çağrıyı gençlik örgütleri UNEF, UNL, işçi sendikaları CGT, CFDT, CFTC, FO, SUD ile kamu emekçileri sendikaları FSU ve UNSA yaptı. Yani topyekûn saldırıyla karşı, en azından başlangıç olarak topyekûn direnişle karşılık verilmiş oldu. Tepkilerin kitlesel ve militan olması, Sosyalist Parti ile Komünist Parti'yi -alanlarda olmasa da- parlamentoda tasarıya karşı sert muhalefet yürütmeye zorladı.

Hükümetin amacı tasarıyı ilk oturumda yasalaştırmaktı. Ancak verilen değişiklik ve soru önergeleri nedeniyle iş uzadı. Bunun üzerine başbakan Villepin, eğer böyle devam ederse, “kanun hükmünde kararname” yoluna başvuracaklarını ilan etti.

İşçiler, gençlik ve emekçiler CPE tasarısına geçit vermeyeceklerini ilan etmiş bulunuyorlar. Süreç Fransa'da sınıf çatışmalarının giderek derinleşeceğini gösteriyor.

----------------------------------------------------------------------------------------

Almanya'da kamu grevi büyüyor

6 Şubat'tan bu yana kamu alanında devam eden grev Almanya'nın gündemine oturdu. Baden Württenberg eyaletinde başlayan grev iki hafta içinde 14 eyaletten 9'unda yaygınlaşarak devam ediyor. Geçen hafta 20 bin kamu çalışanı greve katılmıştı, bu hafta bu sayıya 40 bin kamu çalışanı daha eklendi. Greve katılan eyaletler Schleswig-Holstein, Hamburg, Asağı Saksonya, Kuzey Ren Vestfalya, Saksonya, Rheinland-Pfalz, Baden-Württemberg, Bayern ve Saarland.

Hamburg eyaletinde geçen hafta grevle ilgili yapılan oylamada Ver.di (Birleşik Hizmet Sendikası) üyesi kamu çalışanları greve %95 oranında evet dedi. Böylece 14 Şubat'tan itibaren grev Hamburg'da da başladı. Önümüzdeki günlerde polisler de grev için oylama yapacaklar.

Kuzey Ren Westfalya eyaletinde başta Aachen, Bonn, Düsseldorf, Münster, Essen şehirleri olmak üzere, doktorlar hariç 30 bin üniversite hastanesi çalışanı Pazartesi gününden itibaren süresiz greve başladı. Acil servisler dışında çalışma durduruldu. Almanya çapında 14 üniversite hastane ve kliniklerinde süresiz grev gündemde.

Ver.di Sendikası Başkanı Frank Bsirske, greve katılan işçileri ziyareti sırasında yaptığı açıklamada; grevcilerin ruh hali ve grevden beklentilerinin olağanüstü yüksek olduğunu ve son 40 yıldır Almanya'da böyle birşey yaşanmadığını belirtti. Grev dalgasının önümüzdeki günlerde daha da büyümesi bekleniyor.

Kızıl Bayrak/Almanya

-----------------------------------------------------------------------------------------

Bielefeld Üniversitesindeki öğrenci işgali sürüyor

1 Şubat'ta Sentato toplantısı sonrası yapılan işgal ilk iki haftasını geride bıraktı. Bielefeld Üniversitesi öğrencileri o günden bugüne kararlılıkla eğitimin paralı hale getirilmesine karşı eylemlerine devam ediyorlar. Bu iki haftalık süre içinde yoğun bir çalışma içine girdiler. Ne yapacaklarına dair toplantılar yapıyorlar ve belli kararlar alıyorlar. Bu arada Kuzey Ren Westfalya eyaletinde bulunan diğer üniversite öğrencileriyle de biraya gelip toplantılar yaptılar. Burada alınan kararlardan biri, protestoyu daha geniş kitelerle birlikte devam ettirmek oldu.

Direnişçi öğrenciler çok çeşitli yöntemlere başvuyorlar. Mesela üniversitenin arka kapısının önüne, üzerinde “Rektörlüğü işgal ettik, siz de bu işgale katılın!” yazan büyük bir pankart astılar. Çevredeki ağaçlara kitaplar astılar, tahtadan darağaçları yapıp bunlara da kitaplar astılar. Üniversitenin içinde ise Münster Üniversitesinin gönderdiği büyük bir pankart var, üzerinde “Giriş bedava!” yazıyor. Bunun dışında üniversite içinde işgalci öğrenciler bir bilgilendirme standı kurdular.

Bizler de Bir-Kar Gençliği olarak direnişçi ögrencilerle dayanışma içinde olduğumuzu açıkladık. Bundan sonraki süreci birlikte örgütlemek istediğimizi de ilettik ve olumlu yanıt aldık. Bir-Kar Gençliği olarak, paralı eğitim saldırısının toplumun bütün kesimlerini hedef alan genel sosyal saldırının öğrenci gençliğe özel bir yansıması olduğunu gündeme taşıyan bir çalışma içinde olacağız.

Bir-Kar Gençliği/Bielefeld