28 Ağustos'04
Sayı: 2004/34 (26)


  Kızıl Bayrak'tan
  Barış ve özgürlük sosyalizmle gelecek!
  Emperyalizm saldırganlık ve savaş demektir!
  Çakıcı-MİT-Yargıtay ilişkisi bir kez daha çürüyen düzen gerçekliğini ortaya serdi...
  Hazine’nin sosyal güvenlik raporu yalan ve çarpıtmalara dayalı...
  İncirlik Üssü emperyalist saldırganlığın merkezi haline getirilmek isteniyor...
  Kamu Personeli Kanunu Taslağı: İş güvencesi gaspediliyor, esnek çalışma koşulları dayatılıyor...
  Kamuda toplu görüşme oyununa seyirci kalmayalım... Süresiz iş bırakma eylemini örgütleyelim!
  Direnişteki Castleblair işçileri: Tüm sınıf kardeşlerimizi ve dostlarımızı direnişimize güç vermeye çağırıyoruz!
  Direnen Castleblair işçilerinden içerdeki Castleblair işçilerine çağrı...
  Bir Castleblair işçisiyle konuştuk...
  “Endüstriyel ilişkiler” mi, sınıf mücadelesi mi?
  MESS ile sendikalarımız arasındaki TİS görüşmeleri başladı...
  Metal TİS’leri ve sorumluluklar
  Sendikalar ve sınıf mücadelesi
  Altınbaşak işçilerinin mücadelesi sürüyor
  Necef’te direniş sürüyor
  Filistinli tutsakların açlık grevi ikinci haftasında...
  İşgal ordusuna eşlik eden Amerikalı doktorlar da işkenceci
  Almanya’da sermayenin yeni saldırısı dalgası...
  PWD girişiminin ideolojik ve politik duruşu üzerine
  Faela ve Afrika’nın kadın kurbanları
  Dünya, Türkiye ve Sol Hareket
  İşçi sınıfı davası şimdi daha güçlü...
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
Ortadoğu’ya emperyalist müdahalenin çok yönlü sorunlarını ele alan kitap:

Dünya, Türkiye ve Sol Hareket

2003 yılı Temmuz sonunda verilmiş bir konferansın elden geçirilmiş ve işlenmiş kayıtlarından oluşan Dünya, Türkiye ve Sol Hareket, daha önce aynı başlık altında Kızıl Bayrak’ta 7 bölüm ve bir ek bölüm halinde yayınlanmıştı. Konuların iç bütünlüğü gözetilerek kitapta bazı bölümler yeniden düzenlendi. Bu arada daha önce Kızıl Bayrak’ta yayınlanmış bir değerlendirmeye de ayrıca yer verildi (kitapta 7. bölüm).

Sözkonusu konferans, Irak’a açılmış savaş üzerinden Ortadoğu’ya yapılmış emperyalist müdahalenin ortaya çıkardığı bir dizi sorunu ele almayı amaçlıyordu ve esasını da bu konular oluşturmaktadır. 1. bölüm daha genel bir içeriğe sahip ve bu çerçevede daha çok bir “giriş” olarak okunabilir. “Sol Hareket” başlıklı son iki bölüm ise kitabın geriye kalanından tümüyle ayrı bir içerik taşıyor ve bağımsız olarak da okunabilir.

Kitapta emperyalist müdahaleyle bağlantıları içinde Kürt sorunu önemli bir yer tutuyor. Bu, emperyalist müdahalenin Güney Kürdistan üzerinden Kürt sorununu önplana çıkarmış olmasının yanısıra, bu aynı olgunun Türkiye’deki Kürt hareketinde güçlü bir Amerikancı dalgaya yolaçmış olmasından dolayı da böyledir. Konferansın verildiği tarihte bu gerici dalga doruğundaydı ve dünün Kürt solcuları, geçmişte ABD’ye bel bağlamanın Kürtler için trajik sonuçlarını unutmuş görünerek, bu arada dünya ve bölge halkları için doğurduğu sonuçlara zerre kadar aldırmayarak, emperyalist müdahaleyi alkışlıyorlar ve Amerikan emperyalizmi hakkında inanılmaz hayaller yayıyorlardı. Bugün aradan bir yıl geçmiş bulunuyor ve olayların akışı Amerikan müdahalesinin gerçek mahiyetini en kö gözlerin görebileceği bir açıklıkta ortaya sermiş durumda.

Gerçekte bu yeni Amerikancılar’ın birçoğu da işin aslını daha baştan biliyorlardı. Fakat her türlü ilerici değer, kaygı ve amacı terketmiş olmanın verdiği bir pervasızlıkla, soruna tümüyle emperyalist müdahalenin Kürtler için yarattığı ve yaratacağı sözde “fırsatlar” üzerinden bakıyorlardı. Olayların akışı bunun dargörüşlü bir burjuva hayali olduğunu bugün daha açık hale getirmiştir. Bunun böyle olduğunu hiçbir şey Güneyli iki Kürt liderin Mayıs ayı (2004) sonunda savaş çetesinin başı Bush’a gönderdikleri ve ABD’nin tutumundan duydukları derin hayal kırıklığını dışa vuran mektuptan daha açık ortaya koyamaz herhalde.

Bu konferansın verildiği tarihte Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) henüz ortaya atılmış değildi. Fakat tam da çoğu dünün solcusu Kürt burjuva milliyetçilerinin ABD’nin Irak’a ve Ortadoğu’ya demokrasi, Kürtler’e ise özgürlük getireceği hayalleri üzerinden yapılan kapsamlı değerlendirmeler, özü itibariyle bu projenin iç yüzüne de o günden verilmiş bir yanıt sayılmalıdır. Günlük sistematik işgal terörü, sonu gelmeyen sivil kitle katliamları ve nihayet tüm dünyada büyük yankılar uyandıran Ebu Garib hapishanesi olayı, ABD’nin Irak’a getirdiği ve Ortadoğu’ya getirmek istediği “demokrasi”nin gerçek mahiyetini ortaya koymuştur. ABD’nin Kürtler’e ne özgürlük ve ne de güvence getirdiğini, tersine kendi emperyalist ama&ccedi;larına alet ederek böylece onları bölge halklarından koparıp yalnızlaştırdığını, bununla da kalmayıp aynı zamanda çok yönlü hedef haline getirdiğini ise, yine Talabani ve Barzani’nin sözünü ettiğimiz mektubu bile bir biçimde dile getiriyor.

Bir dizi farklı sorunu ve önemli konuyu ele alan Dünya, Türkiye ve Sol Hareket’in okur tarafından ilgiyle karşılanacağına inanıyoruz.

(Eksen Yayıncılık’tan yeni çıkan Dünya, Türkiye ve Sol Hareket
kitabının sunuş metnidir...)