2003 yılı Temmuz sonunda verilmiş bir konferansın elden geçirilmiş ve işlenmiş kayıtlarından oluşan Dünya, Türkiye ve Sol Hareket, daha önce aynı başlık altında Kızıl Bayrakta 7 bölüm ve bir ek bölüm halinde yayınlanmıştı. Konuların iç bütünlüğü gözetilerek kitapta bazı bölümler yeniden düzenlendi. Bu arada daha önce Kızıl Bayrakta yayınlanmış bir değerlendirmeye de ayrıca yer verildi (kitapta 7. bölüm).
Sözkonusu konferans, Iraka açılmış savaş üzerinden Ortadoğuya yapılmış emperyalist müdahalenin ortaya çıkardığı bir dizi sorunu ele almayı amaçlıyordu ve esasını da bu konular oluşturmaktadır. 1. bölüm daha genel bir içeriğe sahip ve bu çerçevede daha çok bir giriş olarak okunabilir. Sol Hareket başlıklı son iki bölüm ise kitabın geriye kalanından tümüyle ayrı bir içerik taşıyor ve bağımsız olarak da okunabilir.
Kitapta emperyalist müdahaleyle bağlantıları içinde Kürt sorunu önemli bir yer tutuyor. Bu, emperyalist müdahalenin Güney Kürdistan üzerinden Kürt sorununu önplana çıkarmış olmasının yanısıra, bu aynı olgunun Türkiyedeki Kürt hareketinde güçlü bir Amerikancı dalgaya yolaçmış olmasından dolayı da böyledir. Konferansın verildiği tarihte bu gerici dalga doruğundaydı ve dünün Kürt solcuları, geçmişte ABDye bel bağlamanın Kürtler için trajik sonuçlarını unutmuş görünerek, bu arada dünya ve bölge halkları için doğurduğu sonuçlara zerre kadar aldırmayarak, emperyalist müdahaleyi alkışlıyorlar ve Amerikan emperyalizmi hakkında inanılmaz hayaller yayıyorlardı. Bugün aradan bir yıl geçmiş bulunuyor ve olayların akışı Amerikan müdahalesinin gerçek mahiyetini en kö gözlerin görebileceği bir açıklıkta ortaya sermiş durumda.
Gerçekte bu yeni Amerikancıların birçoğu da işin aslını daha baştan biliyorlardı. Fakat her türlü ilerici değer, kaygı ve amacı terketmiş olmanın verdiği bir pervasızlıkla, soruna tümüyle emperyalist müdahalenin Kürtler için yarattığı ve yaratacağı sözde fırsatlar üzerinden bakıyorlardı. Olayların akışı bunun dargörüşlü bir burjuva hayali olduğunu bugün daha açık hale getirmiştir. Bunun böyle olduğunu hiçbir şey Güneyli iki Kürt liderin Mayıs ayı (2004) sonunda savaş çetesinin başı Busha gönderdikleri ve ABDnin tutumundan duydukları derin hayal kırıklığını dışa vuran mektuptan daha açık ortaya koyamaz herhalde.
Bu konferansın verildiği tarihte Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) henüz ortaya atılmış değildi. Fakat tam da çoğu dünün solcusu Kürt burjuva milliyetçilerinin ABDnin Iraka ve Ortadoğuya demokrasi, Kürtlere ise özgürlük getireceği hayalleri üzerinden yapılan kapsamlı değerlendirmeler, özü itibariyle bu projenin iç yüzüne de o günden verilmiş bir yanıt sayılmalıdır. Günlük sistematik işgal terörü, sonu gelmeyen sivil kitle katliamları ve nihayet tüm dünyada büyük yankılar uyandıran Ebu Garib hapishanesi olayı, ABDnin Iraka getirdiği ve Ortadoğuya getirmek istediği demokrasinin gerçek mahiyetini ortaya koymuştur. ABDnin Kürtlere ne özgürlük ve ne de güvence getirdiğini, tersine kendi emperyalist ama&ccedi;larına alet ederek böylece onları bölge halklarından koparıp yalnızlaştırdığını, bununla da kalmayıp aynı zamanda çok yönlü hedef haline getirdiğini ise, yine Talabani ve Barzaninin sözünü ettiğimiz mektubu bile bir biçimde dile getiriyor.
Bir dizi farklı sorunu ve önemli konuyu ele alan Dünya, Türkiye ve Sol Hareketin okur tarafından ilgiyle karşılanacağına inanıyoruz.