28 Ağustos'04
Sayı: 2004/34 (26)


  Kızıl Bayrak'tan
  Barış ve özgürlük sosyalizmle gelecek!
  Emperyalizm saldırganlık ve savaş demektir!
  Çakıcı-MİT-Yargıtay ilişkisi bir kez daha çürüyen düzen gerçekliğini ortaya serdi...
  Hazine’nin sosyal güvenlik raporu yalan ve çarpıtmalara dayalı...
  İncirlik Üssü emperyalist saldırganlığın merkezi haline getirilmek isteniyor...
  Kamu Personeli Kanunu Taslağı: İş güvencesi gaspediliyor, esnek çalışma koşulları dayatılıyor...
  Kamuda toplu görüşme oyununa seyirci kalmayalım... Süresiz iş bırakma eylemini örgütleyelim!
  Direnişteki Castleblair işçileri: Tüm sınıf kardeşlerimizi ve dostlarımızı direnişimize güç vermeye çağırıyoruz!
  Direnen Castleblair işçilerinden içerdeki Castleblair işçilerine çağrı...
  Bir Castleblair işçisiyle konuştuk...
  “Endüstriyel ilişkiler” mi, sınıf mücadelesi mi?
  MESS ile sendikalarımız arasındaki TİS görüşmeleri başladı...
  Metal TİS’leri ve sorumluluklar
  Sendikalar ve sınıf mücadelesi
  Altınbaşak işçilerinin mücadelesi sürüyor
  Necef’te direniş sürüyor
  Filistinli tutsakların açlık grevi ikinci haftasında...
  İşgal ordusuna eşlik eden Amerikalı doktorlar da işkenceci
  Almanya’da sermayenin yeni saldırısı dalgası...
  PWD girişiminin ideolojik ve politik duruşu üzerine
  Faela ve Afrika’nın kadın kurbanları
  Dünya, Türkiye ve Sol Hareket
  İşçi sınıfı davası şimdi daha güçlü...
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
İşgal ordusuna eşlik eden
Amerikalı doktorlar da işkenceci

Bağdat’taki Ebu Garib Hapishanesi’nde Iraklı tutsaklara işkence yapan Amerikalı üç asker hakkında açılan davanın ilk duruşması, işgal güçleri karargahının bulunduğu Bağdat’taki Yeşil Bölge’de başladı. İşkenceci askerlerin avukatı Paul Bergin, hakimden davayı düşürmesini isteyeceğini, çünkü emir komuta zincirinin ABD Başkanı George Bush’a kadar uzanacağını belirtmişti.

Bush’la savaş çetesi, ortaya çıkan işkence vahşetini “münferit” olarak göstermeye, “üç-beş askerin işi” gibi yansıtmaya çalıştılar. Ancak kendi askerleri dahi işkencenin bir emir komuta zinciri şeklinde işlediğini dile getiriyorlar. Şimdi alelacele yapılan yargılamalarla Amerikan emperyalizminin işkenceci ve katliamci kirli sicilinin üstü örtülmek isteniyor.

Ancak Bush yönetiminin kendini aklamak için yaptığı tüm girişimler ters tepti. “Üç-beş kendini bilmez, emre itaatsiz asker”in üstüne yıkılmak istenen bu insanlık suçunun asıl sorumlusu doğrudan ABD emperyalizmidir. İşkence emrini verenler, haydutbaşı Bush’un en yakınındaki savaş kundakçılarıdır. Daha önce ortaya çıkan belgeler bu gerçeği kanıtlamıştır. Üst düzey komutanların da bizzat işkence seanslarına katıldığı, yargılanan işkenceci askerler tarafından açıklanmıştır. Amerikan askeri istihbarat elemanlarının işkencede aktif rol oynadıkları da yine aynı askerlerin açıklamalarında yeralıyor.

Tüm veriler, Amerikan emperyalizminin işgal ettiği ülkelerde oluşturduğu toplama kamplarında/zindanlarda yaygın ve sistematik işkence olduğunu gösteriyor. Washington’daki savaş kundakçılarından işgalci orduların en üst düzey komutanlarına, istihbarat birimlerinden erlere kadar hepsi bu vahşi icraatın suç ortaklarıdır.

Olayla ilgili ortaya çıkan son veriler ise sözkonusu zindanlarda çalışan “Hipokrat yeminli” Amerikalı askeri doktorların da işkenceci birer katil olduğunu gösterdi. Bu kanlı çirkefin üstünü örten şalı parçalayan da Amerikalı bir doktor oldu. Ebu Garib zindanından basına yansıyan işkenceyle ilgili son veriler, Irak’a emperyalist işgale hizmet etmek için gidenlerin en temel özelliğinin, “Batı eğitimi” almış caniler olmasıdır. “Yaşama hakkını savunmakla yükümlü” olması gereken doktorlar bile, bu ölüm kampında gerçekleşen cinayetlerin dolaysız suç ortakları haline gelmişlerdir.

Minnesota Tıp Fakültesi Biyoetik Merkezi Uzmanı Prof. Dr. Steven H. Miles İngiliz Tıp dergisi The Lancet’ta yayımlanan bir makalesinde, Ebu Garib zindanında görevli doktorların, işkence yapan ABD askerlerine yardım ettikleri, işkenceyi gizledikleri ve çeşitli sorgu yöntemleri geliştirilmesine katkıda bulunduklarını belirtti. “Tıp doktoru” ünvanı taşıyan bu kişilerin tutsakları sorgulayan veya işkence yapan askerlerle işbirliği yaptığını ve işkence sonucu ortaya çıkan sakatlık ve ölümleri rapor etmediğini ifade eden Miles, tıbbi personelin zaman zaman doğrudan tutukluların işkencesine katkıda bulunduğunu dile getirdi.

Ebu Garib’de 70 doktorun işkence ve sorgu olaylarına karışmasına rağmen, işkenceyle ilgili soruşturma açılana kadar bu vakaların hiçbirini rapor etmediklerini tespit eden Miles, işkencede katledilen Iraklı tutsaklar için hazırlanan raporlarda ise, “doğal nedenlerle öldü” yazıldığını belirtti. Miles’in makalesini dayandırdığı kaynak, hükümet belgeleri ve gazete raporlarıdır.

Ne göstermelik yargılamalar ne de birkaç işkenceciyi günah keçisi ilan etmek emperyalist işgalcilerin katiller sürüsü oldukları gerçeğinin üstünü örtebilir. Her işgal gibi Irak işgali de şiddet, zorbalık, yağma, yıkım, işkence ve katliam demektir. Ezilen halklar da bu barbarlıkla hesaplaşmak için direniyor.



Amerikan askerleri hem katil hem de hırsız!

Irak’ı işgal eden emperyalist ordu askerleri de liderlerinin izinden gidiyorlar. Irak’a demokrasi vaadeden Amerikan-İngiliz rejimlerinin bu ülkenin zengin petrol yataklarını yağmalamak istedikleri bir sır değil. Tekellerin büyük vurgunları için cepheye sürülen askerler de “küçük” vurgunlar yapmanın yolunu arıyorlar.

İsrail askerlerinin Filistin’de her zaman başvurdukları bir yoldur adi hırsızlık. Bu katil sürüleri ev ve işyerleri baskınlarında bir yandan cinayet işler, keyfi tutuklamalar yaparken, diğer yandan da buldukları para, altın, mücevher gibi değerli eşyaları gaspederler. Amerikalı askerlere kontr-gerilla eğitimi veren İsrail ordusu, hırsızlık konusundaki deneyimlerini de aktarıyor olmalı.

Herhangi bir yasa ya da kuralın geçerli olmadığı Irak’ta ev baskınları düzenleyen ABD askerleri, siyonist ordu gibi, ellerine geçen para ve değerli eşyaları gaspediyorlar. Hırsızlıktan dolayı hakkında dava açılan Amerikalı asker sayısının 20 bin civarında olduğu tahmin ediliyor. Evleri basılan Iraklılar’ın açıklamaları ile “Irak polisi”ne konuya dair yapılan başvurular da, Amerikan askerlerinin yaygın bir şekilde hırsızlık yaptıklarını gösteriyor.

İşkencenin yaygın ve sistematik şekilde uygulandığı belgelendiği halde “münferit” olduğunu iddia eden işgal ordu komutanları, hırsızlık olayları için de aynı söylemleri kullanıyorlar. Ancak çirkin suratlarındaki maskeler bir bir parçalanırken, işgalcilerin yalanlarının bir hükmü kalmamıştır. İşkenceci katiller oldukları belgelenmişti, buna hırsızlıkları da eklendi.



Genç İşçi Bülteni faaliyetimiz güçleniyor!

2003 yılının Haziran ayında yayın hayatına başlayan Genç İşçi Bülteni 1. yılını geride bıraktı. Bültenimiz bir yılı aşkın süredir küçük sanayi sitelerinin, genç işçilerin sesi-soluğu oldu ve olmaya devam ediyor.

Ağustos ayında çıkan son sayımızı da yaygın olarak genç işçilerle buluşturmaya devam ediyoruz. Topkapı, Doğu Sanayi Sitesi, 1. Matbaacılar Sanayi Sitesi ve Güneşli’de çalışan genç işçilere bültenimizi ilettik. Düzenli olarak bültenimizi ulaştırdığımız bu alanlarda belirli bir düzey yakaladık. Bültenimizi okumayan işçiler bile yürüttüğümüz ısrarlı çalışma sonucunda “verin bu kez okuyacağım” diyebiliyorlar. İşçilerden yaşadıkları sorunlar hakkında yazı sözü alıyoruz. Bazı yerlerde işçiler gittikleri güzergahı değiştirip özellikle bültenimizi alıyorlar.

Faaliyet alanımızı giderek genişletiyoruz. İkitelli’deki İmsan Sanayi Sitesi’ne, Yenibosna’daki Kom ve Elvan Çikolata fabrikalarına da bültenimizi ulaştırdık. Elvan Çikolata Fabrikası güvenlik görevlisinin bülteni verdiğimiz işçilerin elinden zorla alarak yırtması ise, çalışmamızdan duydukları korkunun ifadesi.

Faaliyet alanımızı daha da genişleterek çalışmalarımızı kesintisiz olarak sürdüreceğiz.

Küçükçekmece/BDSP