28 Ağustos'04
Sayı: 2004/34 (26)


  Kızıl Bayrak'tan
  Barış ve özgürlük sosyalizmle gelecek!
  Emperyalizm saldırganlık ve savaş demektir!
  Çakıcı-MİT-Yargıtay ilişkisi bir kez daha çürüyen düzen gerçekliğini ortaya serdi...
  Hazine’nin sosyal güvenlik raporu yalan ve çarpıtmalara dayalı...
  İncirlik Üssü emperyalist saldırganlığın merkezi haline getirilmek isteniyor...
  Kamu Personeli Kanunu Taslağı: İş güvencesi gaspediliyor, esnek çalışma koşulları dayatılıyor...
  Kamuda toplu görüşme oyununa seyirci kalmayalım... Süresiz iş bırakma eylemini örgütleyelim!
  Direnişteki Castleblair işçileri: Tüm sınıf kardeşlerimizi ve dostlarımızı direnişimize güç vermeye çağırıyoruz!
  Direnen Castleblair işçilerinden içerdeki Castleblair işçilerine çağrı...
  Bir Castleblair işçisiyle konuştuk...
  “Endüstriyel ilişkiler” mi, sınıf mücadelesi mi?
  MESS ile sendikalarımız arasındaki TİS görüşmeleri başladı...
  Metal TİS’leri ve sorumluluklar
  Sendikalar ve sınıf mücadelesi
  Altınbaşak işçilerinin mücadelesi sürüyor
  Necef’te direniş sürüyor
  Filistinli tutsakların açlık grevi ikinci haftasında...
  İşgal ordusuna eşlik eden Amerikalı doktorlar da işkenceci
  Almanya’da sermayenin yeni saldırısı dalgası...
  PWD girişiminin ideolojik ve politik duruşu üzerine
  Faela ve Afrika’nın kadın kurbanları
  Dünya, Türkiye ve Sol Hareket
  İşçi sınıfı davası şimdi daha güçlü...
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
Direnişteki Castleblair işçileri:

Tüm sınıf kardeşlerimizi ve dostlarımızı
direnişimize güç vermeye çağırıyoruz!

Bizler haklarımız ve onurumuz için yaklaşık 60 günden beri direnişteyiz. Direniş süresince taleplerimizi haykırmak ve sesimiz sınıf kardeşlerimize duyurmak için çeşitli eylemler ve etkinlikler yaptık. Bir yandan patronların saldırılarına karşı mücadele ederken diğer yandan sendikal ihanetle hesaplaştık. Bizim için direnişimizin en anlamlı kazanımı Türkiye işçi sınıfının önünde temel bir barikat olan sendikal ihanet çetesine karşı vermiş olduğumuz kararlı mücadeledir. Sermaye sınıfının bizleri sefalet koşullarında yaşatmak ve kötü koşullarda çalıştırmak için çeşitli saldırıları hayata geçirmesi olağan bir durumdur. Sendikaların sermayenin saldırılarına hiçbir direnç göstermeden sermayenin yardımına koşması artık katlanamayacağımız bir durumdur.

Direnişimizin sendikal ihanet çetesini hedeflemesini de bu çerçevede algılamak gerekiyor. Bu direnişin tek başına işçi sınıfının sırtında bir kambur haline gelen sendikal ihaneti yenilgiye uğratamayacağının farkındayız. Ama gelecekte işçi sınıfının patron uşaklarına karşı vereceği mücadelede, bu direnişin önemli bir deneyim ve birikim yarattığını düşünüyoruz.

Artık işçi satıcıları ve hain takımı lüks otel salonlarda devrimcilikten ve mücadeleden yana nutuk çekerek aslan kesilip, iş patronlarla hesaplaşmaya gelince uşak ruhlu birer hizmetçi gibi davranamayacaklar. Sermaye düzeninin işçi sınıfına ve emekçilere dayattığı ağır yaşam ve sefalet koşullarının bir parça düzeltilebilmesi için buna izin vermeyeceğiz. Bugün örgütsüz olan, her türlü haktan yoksun, kuralsız ve keyfi bir şekilde patronun dayatmalarına katlanarak çalışan milyonlarca işçinin kendi öz örgütleri olan sendikalarda örgütlenebilmesi için buna izin vermeyeceğiz.

Buna izin vermemek sadece bizim değil, başta devrimciler olmak üzere gönlü sınıf mücadelesinden yana olan herkesin görevidir. Bizim direnişimiz haklı ve meşrudur. Sendikal ihanete, baskıya ve hak gasplarına karşı direnişimiz sürüyor. Sınıf mücadelesi ve dayanışmasından yana olan tüm sınıf kardeşlerimizi ve dostlarımızı bizimle dayanışmaya ve direnişimize güç vermeye çağırıyoruz.

Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!

Direnen Castleblair işçileri



BDSP’den ziyaret...

Direniş sınıf dostlarını ve düşmanlarını daha yakından tanımamızı sağladı

22 Ağustos günü İstanbul BDSP direnişimizi ziyaret etti. Direniş alanına “Castleblair işçisi yalnız değildir!”, “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!” sloganlarıyla yürüdüler. Ziyaretçilerimizi “Yaşasın devrimci dayanışma!” sloganlarıyla karşıladık.

Sıcak bir kucaklaşma sonrası BDSP adına söz alan arkadaş, “Bizler sınıf devrimcileri olarak direnişizi ilk günden beri izliyor ve gerekli desteği sunmaya çalışıyoruz. Siyasal çalışma yürüttüğümüz her alanda Castleblair işçilerinin uğradığı ihaneti ve direnişinizi anlatıyoruz. Mücadelenizi mücadelemiz olarak görüyor ve bir kez daha direnişinizi selamlıyoruz” dedi. Ardından söz alan bir arkadaş, “Castleblair direnişinin en önemli özelliği ayrıştırma ve saflaştırma yaratmış olmasıdır. Direniş sınıf dostlarını ve düşmanlarını daha yakından tanımamıza, bizlerin de sınıf mücadelesinde samimi olan unsurları görmemize vesile oldu” dedi.

Sıcak sohbetlerle ilerleyen ziyaret Grup Eksen’in söylediği türkü, marş ve halaylarla devam etti.

Direnişimizin ilk gününden bu yana yanımızda olan ve bizlere her türlü katkı ve desteği sunan BDSP’li sınıf dostlarımız bundan sonraki süreçte de direnişçi Castleblair işçilerinin yanında olacaklarını söyleyerek aramızdan ayrıldılar. BDSP’li dostlarımızı sloganlarla uğurladık. Bu ziyaretten aldığımız güçle direnmeye devam edeceğiz.

Direnişçi Castleblair işçileri



Castleblair işçileri 25 Ağustos’ta Marks&Spencer’in Olivium Alışveriş Merkezi’ndeki mağazası önündeydiler...

“Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!”

Direnişçi Castleblair işçileri bir süredir sürdürdükleri Marks&Spencer mağazaları önündeki protesto eylemlerine bir yenisini daha eklediler. Direnişlerinin 56. günü olan 25 Ağustos günü Zeytinburnu’nda bulunan Olivium Alışveriş Merkezi önünde biraraya gelen Castleblair işçileri “Haklarımız ve onurumuz için direniyoruz!” yazılı pankart açtılar.

Eylemlerine sloganlarla başlayan Castleblair işçileri adına basın açıklamasını Ayten Özdoğan okudu. Özdoğan, “Patron sendikal çalışmalarda bulunduğumuz için bizleri işten atmakla haklarımızı çiğnemişti. Örgütlü olduğumuz sendikayı etkisizleştirmekle bizleri de susturabileceğini sanıyordu. Ama bizler susmadık. Boynumuzu büküp oturmadık. İşten atıldıktan bir gün sonra fabrika önünde direnişe geçtik, haklarımızı ve onurumuzu sonuna kadar savunacağız” dedi.

Eylemde “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!”, “Kahrolsun sendika ağaları!” sloganları atıldı.

Basın açıklaması okunurken Olivium Alışveriş Merkezi güvenlik amiri direnişçi işçilerin açıklama yapmasını engellemek istedi. İşçilerin kararlı duruşu bu engelleme girişimini boşa çıkardı.

Kızıl Bayrak/İstanbul



Direnişteki Castleblair işçilerinden
grevdeki Bahçelievler Belediye işçilerine ziyaret...

“Yaşasın sınıf dayanışması!”

Direnişteki Castleblair işçileri olarak Bahçelievler Belediyesi’nde Genel-İş’in başlatmış olduğu grevi ziyaret ettik. İşverenin dayattığı düşük ücret ve kazanılmış haklara yönelik saldırıyı boşa çıkarmak için başlattıkları grevin 3. gününde grevdeki belediye işçileriyle buluştuk.

“Haklarımız ve onurumuz için direniyoruz!” yazılı pankartımızı açarak sloganlarla grev yerine yürüdük. Bizleri “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganlarıyla karşılayan Genel-İş üyeleri, ziyaretçiler için hazırlanmış masalara götürdüler. İşçi arkadaşlar grevlerinin talepleri ve toplusözleşme görüşmelerinin geldiği aşama hakkında bilgi verdiler. Direniş ziyaretçileri için hazırlanmış deftere sınıf mücadelesi, direnişimizin seyri ve sınıf dayanışmasının önemi ile ilgili duygu ve düşüncelerimizi yazdıktan sonra direniş yerimize dönmek için izin istedik. Belediye işçilerinin direnişlerinin direnişimiz olduğunu belirterek grev yerinden ayrıldık.

Direnişçi Castleblair işçileri