Cenevrede kamu çalışanları ayakta!
İsviçrede son genel seçimlerden sağcı faşist partinin güçlenerek çıkması sonucunda işçilere ve kamu emekçilerine karşı saldırılar artmaya başladı. Federal hükümetin kemer sıkma politikalarını uygulamasıyla birlikte yerel hükümetler bütçe açıklarını işçi ve emekçilere fatura ederek kapatmak istiyor. Bütçe açığı 400 milyon frank. Bu fatura eğitim, sağlık vb. hizmetlerden kesilerek karşılanacak.
Bu saldırılara karşı son on günde üç kitlesel grev ve eylem gerçekleşti. Yeni çıkartılmak istenen yasalar; kamu çalışanları ve memurların sosyal haklarının kısıtlanması, ücretlerinin düşürülmesi, vergilerin yükseltilmesi, özelleştirmelerin hızlandırılması, sağlık ve eğitim hizmetlerinin paralı hale getirilmesi, bazı okulların kapatılması, eğitim kalitesinin düşürülmesi, yeni iltica yasasının çıkarılması gibi kapsamlı bir saldırı paketinin ifadesidir.
4 Mayıs günü yarım günlük iş durdurma ve kitlesel bir yürüyüşle bu saldırlar protesto edildi. Yaklaşık 12 bin kişi meclisin önüne kadar yürüdü.
11 Mayıs günü çeşitli okullardan öğrenciler kitlesel bir biçimde Cenevre Parlamentosunun önüne yürüdüler. Eğitim Bakanı ile görüşen öğrenciler taleplerini dile getirdiler.
14 Mayıs günü ise Cenevrede bir günlük genel grev gerçekleşti. Böyle bir grev Cenevrede belki de ilk defa gerçekleşiyor. Kentte tüm sağlık, eğitim ve toplu taşımacılık durdu. Grev yüksek bir katılımla gerçekleşti ve saat 17:30da kitlesel bir yürüyüşle bitirildi. Yürüyüşe 15 bin kişi katıldı. Her üç yürüyüş basında ve TVde genişce yer aldı, günlerce tartışıldı ve tartışılıyor.
BİR-KAR olarak pankartlarımızla her üç eyleme de yerel düzeyde katıldık.
İsviçreli arkadaşlarımla birlikte eylemde...
İsviçre devleti son dönemlerde eğitim alanında sosyal saldırı paketlerini hayata geçirmek istiyor. Bunlardan en önemlisi eğitimin özelleştirilmesidir. Eğitimi kapitalist piyasaya açarak paralı hale getirmek istiyorlar. Böylece üniversite kapılarını işçi ve emekçi çocuklarına tümden kapatmış olacaklar. Ayrıca gelir getirmeyen bazı okul dallarını (örneğin İsviçrede tek olan seramik okulunu) da kapatmak istiyorlar.
Okulda kendi sınıfımdaki arkadaşlarla bu konu üzerine tartışıp duyarlı hale getirmeye çalışıyorum. Bazı arkadaşlar eğitim hizmeti paralılaştırıldığında okulu bırakmak zorunda kalacaklarını söylediler. Zaten bir kısım öğrenci halihazırda hem çalışıp hem de öğrenimini sürdürmek zorunda. Bir de eğitimin paralılaşması gündeme gelirse, okulun kapıları bu arkadaşlarımıza tümden kapanacak.
Eğitimin özelleştirilmesine yönelik sosyal saldırı paketlerine karşı 14 Mayısta yapılan eyleme 15 kişilik sınıfımızdan toplam 9 kişi katıldık. Bu sayı, önden diğer sınıflara yapılacak çalışmayla daha da yükseltilebilirdi. Yine de bir ilk adım için oldukça anlamlıydı.
Eylem günü, alanı çoğunluğunu gençliğin oluşturduğu kitle doldurmaya başladı. Çok geçmeden yürüyüş başladı. Sınıf arkadaşlarım da atılan sloganlara katıldılar. Yürüyüşte coşkulu ve kararlı sloganlar atıldı. Öğrenciler ayaklandı!, Dünyayı kontrolü altına almak isteyenlere diyoruz ki: Direniş! Ayrıca yeni bir dünya özlemini haykıran sloganlar da atıldı. İşçiler, grevdeki kamu emekçileri ve çeşitli İsviçreli örgütler de dayanışma amaçlı eyleme katıldılar. Belediyenin önünde hükümetin politikaları eleştirildi ve geri adım atılmadıkça eylemlerin süreceği bildirildi. İşçi, emekçi, öğrenci gençlik dayanışması üzerine konuşmalar yapıldı, sloganlar atıldı.
Benim için bu yürüyüş diğerlerinden daha anlamlıydı. Çünkü ilk defa bir yürüyüşe İsviçreli arkadaşları da katma imkanım oldu.
Bence Avrupada önemli potansiyeller var, bu nedenle sadece Türkiyelilere bağlı kalmayı bırakmalıyız. Bunun için de kendimizi birçok yönden geliştirmeliyiz. Özellikle de dil konusunda. Buradaki insanları anlayabilmek, onlarla sohbet edebilmek için bu önemli bir nokta. Ayrıca sorunlara karşı birlikte hareket etmesini de öğrenmeliyiz. Her iki kültürün de birbirinden öğreneceği çok şey var.
Bir de dayanışma çok önemli. Sadece yürüyüşlerde değil hemen hemen tüm sorunlarda yabancı arkadaşlarıma yardımcı olmaya çalışıyorum. Onlara derslerinde yardım ediyorum ve sürekli beraber çalışıyoruz. En son olarak birkaç haftada bir sorunlarımızı konuşmak için bulaşma kararı aldık. Şimdiki hedefim bu kararı onlarla pratiğe geçirmek olacak.
Bir genç komünist/İsviçre
Mamak İKEde Mayıs Şehitlerini anma etkinliği
Mamak İKE olarak Denizlerin, İboların ve devrim davasında kanlarıyla bu toprakları sulayan nice devrim şehidinin bizlere bıraktığı değerleri kendi kavga alanlarımıza taşımak adına bir anma etkinliği düzenledik. Onları genç devrimci kuşaklara anlatmak, yarattıkları devrimci değerleri kendi mücadele alanlarımıza taşıyarak kitlelerle buluşturmak sorumluluğuyla onları bir kez daha Mamakta bayraklaştırdık.
Anma etkinliğimiz, Mayısta devrim ve sosyalizm davasında yitirdiğimiz devrimciler şahsında tüm parti ve devrim şehitleri adına yapılan saygı duruşuyla başladı. Ardından Mamak İKE şiir topluluğundan arkadaşların hazırladığı kavga ve umut dolu şiirler okundu. Etkinliğin devamında bir şehit anamızın yaptığı öfke ve duygu dolu konuşması tüm salonu etkiledi. Okunan şiirler ve yapılan konuşmaların ardından, Mamak İKE çalışanı bir arkadaş Denizleri, İboları, Mahirleri daha iyi anlamak ve tanımak için onları yaratan 60lardaki devrimci yükselişi anlatan bir sunum yaptı. Dönem üzerine genel anlamda bir çerçeve ortaya konuldu ve devamında 70ler, 80ler ve bugün üzerine kısaca duruldu. Yine Mamak İKE çalışanı bir başka arkadaş onlardan bizlere miras olarak kalan ve bugüne kadar süregelen devrimci değerleri anlatan bir sunum yaptı. enizlerden, İbolardan bizlere bırakılan fedakarlık, direngenlik gibi değerler yine onların yaşamları üzerinden anlatıldı. Etkinliğimizin son bölümünde Mamak İKE Müzik Topluluğu, dönemin devrimci türküleri ve marşlarından oluşan müzik dinletisi sundu.
Etkinliğe katılan dostlarla birlikte söylenen türküler ve marşların ardından emperyalizme, kapitalizme ve her türden gericiliğe karşı Deniz olmaya çağıran bir konuşma ile anma etkinliği sona erdi.
Devrimciler ölmez, devrim davası yenilmez!
Yaşasın devrim ve sosyalizm!
Tuzluçayırda kültürel yozlaşmaya karşı eylem
Tüm emekçi semtlerde olduğu gibi Mamakta da son yıllarda kültürel yozlaşma ve dejenerasyon sorunu büyüyerek devam etmektedir. Uyuşturucu kullanımının semtlerde yaygınlaşması ile bu sorun kendini daha fazla hissettiriyor. Kısa bir süre önce 14 yaşında bir çocuğun Tuzluçayırdan uyuşturucu mafyasınca babasının borcunu tahsil etmek amacıyla kaçırılması ve daha sonra öldürülmesi, sorunun aldığı boyutu göstermiştir. Bu sorunla ilgili olarak Tuzluçayır yol ağzında Çocuğuna, kardeşine, mahallene sahip çık! şiarıyla 16 Mayıs günü Mamak halkı imzasıyla bir basın açıklaması yapıldı. Eyleme yaklaşık 80 kişi katıldı. Mamak BDSPnin de katıldığı eylemde, Kültürel yozlaşmaya geçit vermeyeceğiz!, Çetelere geçit vermeyeceğiz!, Kurtuluş yok tek başına y hep beraber ya hiçbirimiz! sloganları atıldı.
Çelik aldığı suyu unutmayacak!
İÜde Kaypakkaya anması
İstanbul Üniversitesi Merkez Fakültesinde 18 Mayıs günü İbrahim Kaypakkaya ile ilgili bir anma yapıldı. Kantinde gerçekleştirilen dia gösterimi ile başlayan etkinlik, koridorların alkışlar ve sloganlar eşliğinde dolaşılması ve daha sonra bahçede yapılan forumla bitirildi. Yaklaşık 80 kişinin katıldığı forum tüm devrim şehitleri adına yapılan saygı duruşuyla başladı. İbrahim Kaypakkayanın devrimci kimliğini ve devrimci duruşunu öne çıkaran konuşmalarla sürdü. 28 Haziranda İstanbulda yapılacak NATO zirvesine karşı yapılan çağrı ve söylenen marşlarla forum bitirildi.
|