6 Mart'04
Sayı: 2004/01


  Kızıl Bayrak'tan
  Devrimci bir sınıf hareketi geliştirmek için görev başına!
  Ekonomik "canlanma" masallarının iç yüzü...
  Hükümet işçi ve emekçilerle alay ediyor!
  Hükümet ve muhalefet: Al birini vur ötekine!
  BDSP seçim çalışmalarından...
  BDSP seçim çalışmalarından...
  BDSP seçim çalışmalarından...
  BDSP seçim çalışmalarından...
  BDSP seçim çalışmalarından...
  BDSP seçim çalışmalarından...
  BDSP seçim çalışmalarından...
  İLGP kuruldu...
  ÖO Direnişi'nde 108. şehit: Muharrem Karademir
  Liberal solun yerel seçim perişanlığı... "Yerel yönetimler" ve liberal hayaller
  Yerel seçimler, EMEP reformizmi ve sosyal demokratlaşma
  Süresiz iş bırakmayı örgütleyelim!
  Kapitalizm ve kadın
  Türkiye'de işçi-emekçi kadın olmak!
  Savaş çetesinin "Büyük Ortadoğu Projesi"
  "Büyük Ortadoğu Projesi"nin merkez ülkesi Türkiye!..
  İşgalcilerde ahlaki çöküntü büyüyor
  Haiti'ye emperyalist müdahale
  Bültenlerden...
  Bültenlerden...
  Neo-liberalizme karşı reformist savunma
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 
BDSP’nin İzmir Büyükşehir Belediyesi Bağımsız Sosyalist Başkan Adayı Orhan Saygıner’le konuştuk...

“Platformumuz sermaye düzenine karşı açılmış bir mücadele ve kavga bayrağıdır!”

- Kendinizi tanıtır mısınız?

1958 Bayburt doğumluyum. Öğretmen bir ailenin ilk çocuğuyum. İlk ve orta öğrenimimi 2. sınıfını Gümüşhane’nin köylerinde tamamladım. 1973’de İzmir’de orta ve lise öğrenimimi tamamladım. Liseli yıllarda Ekim Devrimi’nin 58. yıldönümünde örgütlü mücadeleye atıldım. 1976’da Balçova barajında çalıştığım sırada sınıf bilincim yapılan grevle gelişti. Küçük-burjuva devrimciliğinden gitgide arındığım dönem başlamıştı diyebilirim. DGM direnişine, ‘77 kanlı 1 Mayıs’a, “DGM’yi ezdik sıra MESS’de!” direnişine ve ‘80’de Tariş direnişine katıldım. 12 Eylül darbesinden sonra mücadeleyle ilişkim bir dönem kesintiye uğradı.

‘90’da İHD’ye üye oldum. ‘92’de devrimci yayınları tekrar okuyarak sınıf devrimcisi kimliği temelinde kendimi tanımlayarak sınıf mücadelesinde yerimi aldım. Son 12 yıllık mücadele döneminde iki olay beni derinden etkiledi. Birincisi devrimci hareketteki tasfiyeci süreç, ikincisi ölüm oruçları direnişleri. Şimdi de işçi ve emekçileri kendi hakları ve sınıf iktidarı için sınıf mücadelesini yükseltmeye çağıran BDSP’nin bağımsız sosyalist adayı olmam dolayısıyla büyük bir heyecan duyuyorum.

- BDSP’den neden aday oldunuz, platformunuzu anlatabilir misiniz?

BDSP’nin ortaya koyduğu seçim platformumuz sermaye düzenine karşı açılmış bir mücadele ve kavga bayrağıdır. Bu bayrak altında işçi sınıfı başta olmak üzere tüm emekçilerle buluşacağımıza duyduğum derin inanç ve güven aday olmamı hızlandırdı. Platformumuz devrimci sınıf mücadelesinin programıdır. Sermaye düzenini ve onun kirli yüzünü, kokuşmuş partilerini ve onlarla kolkola girerek ortak protokoller imzalayan “sol” maskeli reformist çevrelerin gerçek yüzünü ve sınıf işbirlikçi konumlarını teşhir etmek, bu platformun en önemli temel öğelerini oluşturuyor. Ancak daha da önemlisi, sermaye devletinin saldırılarına karşı işçi ve emekçileri mücadele ve örgütlenmeye çağırması ve işçi sınıfının nihai kurtuluşunu sağlayacak bir mücadele programını savunmasıdır. BDSP, vahşi kaitalist sistem değişmedikçe, yerel veya genel hiçbir sorunun kalıcı olarak çözülmeyeceğini savunuyor. Demokratik hak ve özgürlüklerin ancak mücadele ile kazanılacağını savunuyor. Bu mücadelenin örgütlenmesi ve güçlendirilmesi için tüm gücünü ve imkanlarını seferber ediyor. Ben de sınıf neferi olarak bu mücadeledeki yerimi almak için aday oldum.



İzmir BDSP seçim çalışmalarından...

Şubat ayının ikinci haftasında gündemleştirdiğimiz seçim çalışmalarına bir iç toplantıyla başladık. Toplantıda seçimlerin sınıf cephesinden neler ifade ettiği, düzenin hesapları, seçimlerden beklentileri, reformist blokun tutumu, devrimci hareketlerin seçimlere bakışı tartışıldı. Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu’nun seçim platformu anlatıldı ve işçi-emekçilere seslenen çağrısı okundu. Toplantının ikinci bölümünde çalışmanın pratik planlanması ve yapılacaklar tartışıldı. Çalışma yürütülecek hedef alanlar, kullanılacak merkezi ve yerel araçlar, seçim büroları, çalışmaya katılacak güçlerin konumlandırılması, işbölümü vb. konular ele alındı.

Buca’da ilk seçim bürosunun açılmasıyla çalışmada ilk adım atıldı. BDSP güçleri, bu süreci daha hazırlıklı ve güçlü bir biçimde yürütmek amacıyla bir dizi toplantı yaptı. Mevcut güç ve olanakların en verimli bir biçimde harekete geçirilmesiyle seçim çalışması yeni bir evreye girdi.

29 Şubat günü Buca büromuzun açılışını gerçekleştirdik. Açılış öncesi emekçi semtlerinde gazete satışı yaparak, açılış davetiyelerini dağıttık. 29 Şubat günü akşam saatlerinde başlayan açılış etkinliğimiz, BDSP adına yapılan bir konuşma ve Büyükşehir Bağımsız Sosyalist Adayımız Orhan Saygıner’in konuşmasıyla devam etti. Ayrıca Sosyalist Kamu Emekçileri adına yapılan bir konuşmada, neden BDSP adayını destekledikleri anlatıldı. İşçi ve emekçilerin demokratik hak ve özgürlükler kazanmak için mücadeleyi yükseltmeleri çağrısı yapıldı. Ardından seçimlere dönük serbest tartışmalar yapıldıktan sonra etkinlik bitirildi.

Kızıl Bayrak/İzmir



BDSP adayının Buca seçim bürosu etkinliğinde yaptığı konuşma...

“Örgütlü gücümüzü birleştirerek
saldırılara dur diyelim!”

Sevgili dostlar, yoldaşlar! İşçi ve emekçi kardeşlerim merhaba!

Dört hafta sonra önümüze bir sandık koyacaklar. Seç seçebildiğini diyecekler! Bunun adı da seçim olacak. 4-5 yılda tekrarlanan bu orta oyununa uymamızı isteyecekler. Hem de vatandaşlık görevi göstererek, öyle bir zorunluluğumuz varmış gibi. Ama bu oyunun figüranı olmayacağız. Yıllardır tekrarlanan bu oyunu bozalım!

Adları farklı, adresleri aynı düzen partileri sömürü düzenleri için oy istiyorlar. Soyguncu-rantçı uşaklar bunu isteye dursunlar; “sol” maskeli reformist çevreler de sisteme taze kan taşımanın telaşı içindeler. İşçileri, emekçileri, gençleri “demokrasi” masalları eşliğinde düzenle barıştırmaya çalışıyorlar. Bu maskeyi indirelim!

İMF ve TÜSİAD saldırı programları harfiyen uygulanıyor. Hükümet işçi ve emekçilere kölece yaşamı dayatan saldırı yasalarını uşağı oldukları sermaye tekellerinin belirlemiş olduğu sürede çıkarmak için gece-gündüz ve aralıksız çalışıyorlar. Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarısı son birkaç maddesi dışında meclisten geçti. Bir dizi saldırı yasasının toplamından oluşan bu kanunu her ne pahasına olursa olsun çıkarmaya ant içtiklerini ifade ediyorlar. “Yerel Yönetimler Yasası” ile belediyeleri rant merkezi haline getirmeye; “Personel Rejimi Yasası” ile çalışanların iş güvencesini yokederek kamu hizmetlerini tasfiye etmeye çalışıyorlar. Bu gidişata sessiz kalmayalım!

Gözlerini kan ve kâr hırsı bürümüş sermaye, özelleştirme saldırılarıyla stratejik önem taşıyan kamu kuruluşlarını tasfiye ediyor. Maliye Bakanı “her şey satılıktır” diyor. İşçi sınıfının yüzyıllık kazanımlarını kölelik yasası ile yokeden sermaye sınıfı ve sermaye hükümeti hakların gaspında sınır tanımıyor. Kendine muhalif her kesime saldırıyor. Yoksulluk çığ gibi büyüyor. Emekçiler örgütsüzleştiriliyor. Biz dur demedikçe bu saldırıların ardı arkası kesilmeyecek.

O halde geleceğimize sahip çıkmak istiyorsak örgütlü gücümüzü birleştirerek saldırılara dur diyelim!

Merkezi iktidar değişmedikçe belediye başkanı kim olursa olsun değişen bir şey olmayacak. Bu gerçeği görelim. Yerel yönetimler bütünün parçalarıdır. Bu bilinç ve bakış açıklığıyla hareket etmek koşuluyla elbette bizlerin de mücadeleyi yükselterek kazanacaklarımız olacaktır.

İşçiler, emekçiler, kardeşler!

Yeter ki isteyelim. Ve bizler bir umut, bir ışık yakmak için çıktık yola. Gelecek güzel günleri yaşamak için BDSP’nin bağımsız sosyalist adaylarına omuz ver! Bu yolda birlikte yürüyelim.

Sizleri güneşin türküsünü hep birlikte içmeye çağırıyoruz!

Orhan Saygıner
İzmir Büyükşehir Belediyesi
Bağımsız Sosyalist Başkan Adayı



Şirintepe seçim bürosunda film gösterimi

Şirintepe seçim bürosu, mahalledeki işçi, emekçi ve özellikle de gençliğin ilgisini çekiyor. Yürüttüğümüz faaliyetler ekseninde 3 Mart günü mahalle gençleriyle birlikte film gösterimi kararı aldık. Hangi filmi göstereceğimiz üzerine yaptığımız sohbetlerde Yılmaz Güney’in “Duvar” filmini göstermeye karar verdik. Filme çağrı ilanlarının ve afişlerinin dağıtımıyla çalışmalarımıza başladık. Yaklaşık 25 kişinin katılımıyla film gösterimini yaptık. Gösterimden sonra 6 Mart’taki merkezi miting ve Kamu Yönetimi Temel Kanunu üzerine bir söyleşiyle etkinliğimizi sonlandırdık.

Şirintepe BDSP çalışanları/Ankara