19 Temmuz'03
Sayı: 28 (118)


  Kızıl Bayrak'tan
  Özgür ve onurlu bir gelecek işçi sınıfının devrimci mücadelesiyle kazanılacaktır!
  Blair Pentagon patentli saldırgan doktrine destek arıyor!
  Yolsuzluk bu sistemin doğasında!
  Kamu emekçilerine sefalet zammı dayatılırken KESK reformistleri yetki yarışında...
  İşçi ve emekçi eylemlerinden...
  YÖK Yasa Tasarısı'na geçit vermeyelim!
  Emperyalist saldırganlığın dayanağı yalanlar bir bir ortaya çıkıyor
  İşgale kılıf geçirme manevrası...
  Hükümet kamudaki ücret artışlarında İMF anlaşmalarını öne sürüyor...
  ABD emperyalizminin Irak hezimeti
  Casttle Blair işçisi direndi ve kazandı!
  Örgütlülük en önemli silahımızdır!
  OSB-İMES Bülteni'nden...
  Bush'un Afrika gezisi...
  14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu Direnişi ve "Cumhuriyetin temel ilkelerine katılım" üzerine...
  GATS ya da "kâr ve daha fazla kâr"
  "Yalancının mumu..."
  Mücadele postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 
Bush’un Afrika gezisi...

Kara kıta üzerine emperyalist hesaplar

Bush Ocak ayında yapmayı planladığı Afrika gezisini 7-12 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirdi. Carter ve Clinton’dan sonra Afrika’yı turlayan üçüncü ABD başkanı oldu. Beş gün süren bu gezi, ABD’nin ve çete başının yıpranan imajını tazelemenin yanı sıra gelecek seçimlere yatırım yapmak gibi bir amaç da taşıyor. Gezinin gerçek amaç ve hedefleri değil de “AİDS’e karşı mücadele” ve kıtada “barışın sağlanması” gibi konuların önplana çıkarılması, bu amaçla örtüşüyor.

Irak savaşına gerekçe olarak ileri sürülen iddiaların asılsızlığı ve “zaferin” ilan edildiği günden bu yana ABD’nin Irak çöllerindeki içler acısı durumu, kendi kamuoyunda dahi “aldatıldık” tartışmalarına konu olmuş, savaşa sunulan destek önemli ölçüde gerilemiş bulunuyor. ABD’nin dünya ölçüsünde ağır darbe alan imajı, genel kabul gören işgalci konumu ve Irak’ta yaşadığı hezimet, ABD’yi uluslararası destek talep etmek zorunda bırakmakla kalmadı, yanı sıra kara kıta üzerinde insanlığın yaşadığı trajediyle ne kadar da ilgili olduğunu kanıtlama ihtiyacına yöneltti.

Bu savaş kundakçısı Afrika’da barış elçiliğine soyunmuş bulunuyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin ve başkan olarak kendisinin Afrika’ya gösterdiği ilgi, çete başı tarafından kıtadaki temel sorunların önemli ölçüde çözüleceğine kanıt sayılıyor. Ancak yaptığı konuşmada, kıtanın “özgürlük, umut, sağlık ve barış alanında emsalsiz bır gelişme” göstereceği türünden aptalca laflar etmenin dışında kıta halkının yaşadığı sorunların sözünü bile etmedi. Onun ve temsil ettiği sınıfın kıtaya olan ilgisi “Amerikalılar’ın siyasi ve ekonomik politikalarına sadık kalanları Bush yönetimi ödülsüz bırakmayacaktır” gerçeğine bağlıdır. Ayak bastığı her ülkede “Kasap Bush!”, “Bush’u durdurun!” pankart ve sloganlarıyla protesto edilen Bush, Afrikalılar&146;ı “Afrika’nın Amerika’nın dostluğuyla özgürlük yolunda gelişip güçleneceği” mutlu haberinden de mahrum bırakmadı.

“Unutulan” kara Afrika’ya gösterilen ilginin nedeni

Irak savaşından sonra Bush’un ziyaretiyle birlikte Afrika uluslararası gündeme oturdu. Bush’un ziyaretini 10-12 Temmuz tarihleri arasında AB’nin Mozambik’teki toplantısı izledi. Bush’un beş günlük Afrika gezisi kapsamında Güney Afrika Cumhuriyeti, Senegal, Botswana, Uganda ve Nijerya gibi ülkeler yer aldı.

Bush’un bu ülkelere yaptığı gezinin gündemi olarak öne çıkarılan “barışı sağlamak” ve “AİDS ile mücadele etmek” konuları görüntü ve aldatmadan öte bir önem taşımamaktadır. Ziyaretin daha temelli amaçları olduğu ve ABD’nin çıkarları açısından önem taşıdığı açıktır. Bush’un 2000 seçimlerinden önce “ulusal stratejik çıkarlar için önemli olmadığını” söylediği Afrika bugün ABD için “yeniden” önem teşkil eden bir kıta olma özelliği kazandıysa, bu tümüyle ABD’nin siyasi ve ekonomik politikalarıyla ilgilidir. Ziyaret edilen ülkelerden Nijerya Afrika’nın en önemli ülkesi durumunda ve ABD’nin petrol ithalatında beşinci sırada yer alıyor. Günlük petrol üretiminin %75’ini Amerika’ya gönderiyor. Senegal de kıtan önemli petrol üreticisi ülkelerinden biri ve ABD’nin sadık müttefiği. Uganda ise zengin elmas yataklarıyla biliniyor.

Genel olarak kıta zengin maden yataklarına sahip. Bu durum gezinin amaçlarına da ışık tutuyor. Kıtanın aynı zamanda petrol ve doğal gaz üreticisi de olması ABD için önem taşıyor. ABD uzun vadede petrol ve enerji ihtiyacını buradan karşılamayı amaçlıyor. ABD’nın 11 Eylül saldırısından önce Dick Cheney başkanlığındaki bir enerji komisyonu aracılığıyla Amerika’nın çıkarları açısından hangi bölgelerin Ortadoğu’ya alternatif oluşturabileceğini saptama yoluna gittiği iddia ediliyor. Söz konusu komisyonun yayınladığı raporda, ABD’nin Ortadoğu petrolüne olan bağımlılığını azaltmada Afrika ülkelerinin sunduğu imkanlara dikkat çekiliyor. Bu imkanları değerlendirmek, kıtadaki etki alanını daha da büyütmek ve Fransa’nın egemenliğini sınırlamak, Amerika’nın politikaları arasında bulunuyor.

Gezinin amaçlarından biri, Afrika çapında AİDS ile ilgili mücadele için Washington’un vereceğini söylediği 15 milyar dolarlık yardım. Söz konusu yardım paketi gelecek beş yıl için tasarlanıyor. Gözlemciler bu vaatlerin inandırıcı olmadığını, verilen önceki vaatlerin akıbeti üzerinden iddia ediyorlar. Söz konusu yardım vaadinin ABD’nin çok yönlü çıkarlarına sıkı sıkıya bağlı olduğu ve verilmesinin ancak Afrika ülkelerinin ABD’nin taleplerini karşılaması ölçüsünde olanaklı olabileceği kesin.

AİDS’e karşı mücadele için açılan yardım paketindeki 15 milyar doların verilip verilmeyeceği daha belli bile değilken ve bunun öncelikle ABD Kongresi’nde onaylanması durumunda mümkün olabileceği açıkken, Bush daha şimdiden bunun tarihteki en büyük sağlık projesi olduğunu açıkladı ve bununla gurur duyduğunu dile getirdi.

Bush’un Afrika gezisi ve ABD’nin Afrika politikası belirtilen amaçlar çerçevesindedir. ABD Afrika kıtasına Fransa’yı geriletmek amacıyla daha da artan bir ilgi gösterecektir. Aynı ilginin emperyalist çıkarları gereği Avrupa Birliği tarafından da gösterildiği açıktır ve yeni adımlar atılmaktadır. 10-12 Temmuz tarihleri arasında 40 Afrika liderinin katıldığı Mozambik’teki toplantı, Avrupalı emperyalistlerin kıtaya dönük yeni politikalarının gereğidir. AB’nin “Afrika ile diyaloğun daha da yoğunlaşması ve mevcut ikili anlaşmaların geliştirilmesi” çabaları ile ABD’nin kıtaya ilişkin çabaları, Afrika’nın iki emperyalist güç arasında bir kapışma alanı olacağına işaret etmektedir.



Köln’de sosyal saldırılara karşı yürüyüş

Almanya’da SPD-Yeşiller koalisyonu, “reform” adı altında gündeme getirdiği saldırı paketleriyle, sosyal hakları gaspetmeye devam ediyor. Hükümet emeklilik hakkı, işsizlik parası, 8 saatlik işgünü, iş güvencesi gibi işçi sınıfının yüzyıllık kazanımı temel haklarına saldırırken, belediyeler de bu konuda üzerlerine düşeni fazlasıyla yapıyorlar. Sosyal hizmetleri kısma konusunda en pervasız davrananlardan biri de Köln belediyesi.

Yıllardır izlenen ekonomik politikalar ve yolsuzluklarla kasası boşaltılan belediye, bunun faturasını kent emekçilerine ödetmeye çalışıyor. Halka açık kütüphaneler, müzeler, tiyatrolar, yüzme havuzları, spor saha ve salonları, çocuk parkları, gençlik merkezleri, kadın dayanışma ve bakım evleri vb. sosyal kuruluşların bazıları kapatılmak isteniyor, kapatılmayanların ödeneklerinde ise önemli oranda kısıtlamalara gidiliyor. Göçmenlere yönelik çalışma yapan merkezlerin ödeneklerinde %100’e varan kısıtlamalar yapmak, devlet hastanelerini özelleştirilmek, ulaşımda faydalanılan indirimleri kaldırmak istiyorlar, vb.

12 Temmuz günü bu saldırılara karşı Köln’de bir yürüyüş ve miting gerçekleştirildi. Değişik sol parti ve kitle örgütlerinden oluşan Köln Sosyal Forumu tarafından düzenlenen eyleme 2 bini aşkın bir kitle katıldı. Eylem bir mitingle başladı. Tertip komitesi adına çeşitli konuşmalar yapıldı. Konuşmalarda; saldırıların gerekçesi yapılan belediye kasalarının boşalması ve krizin sebebi emekçiler değil, aksine başta siyasal iktidar olmak üzere, belediye yönetimleri ve onların izlediği politikalar ve onların yolsuzluklarıdır; bize dayatılan bu faturaları kabul etmiyoruz ve sosyal hak gasplarına karşı mücadele edeceğiz denildi. Eylem uzun bir yürüyüşten sonra başlangıç yerinde yapılan kısa bir mitingle sona erdi.

Bir-Kar olarak eylemde yer alarak sosyal saldırılarla ilgili bildirimizi dağıttık.

Bir-Kar/Köln