Öğrenci gençlik baskı ve terörle susturulmaya çalışılıyor
Yılmadık, yılmayacağız!
6 Kasımda Ankarada öğrenci gençliğin haklı ve meşru istemlerine vahşice saldıran sermaye devletinin kolluk kuvvetleri şimdi de öğrencileri tutukluyor, dava açıyor, arama listeleri çıkarıyor. 6 Kasımda Kızılayı özgürlüğe kapatanlar, panzerleri, gaz bombaları, köpekleriyle bizleri yıldırmaya çalışanlar, o gün gençliğin kitlesel ve militan direnişiyle karşılaşmışlardı. Bu direniş karşısında acizleşen sermaye devleti bir kez daha saldırıya geçti. Bu sefer tutuklamalar, yargılamalar, soruşturmalarla sonuç alınmaya çalışılıyor. Ama Ankara gençliği bu saldırıya da gerekli yanıtı sokaklarda vermeyi bildi.
Ankara polisi, 3 Aralık sabahı, elinde 22 kişilik bir listeyle öğrencilerin evlerini basmaya başladı. Basılan evlerden 5 öğrenci vahşice dövülerek gözaltına alındı. Operasyonda evleri basılan 22 kişi dışında 36 kişi de aranıyor.
Gözaltına alınan 5 öğrenci akşam saatlerinde savcılığa çıkarıldılar ve tutuklanarak Ulucanlar Cezaevine götürüldüler. Arkadaşlarımızın kefaletle serbest bırakılması keyfi biçimde engellendi ve arkadaşlarımız ancak 5 Aralık Cuma günü serbest kalabildiler.
Operasyonlarda gözaltına alınanlardan üçü Ekim Gençliği okurudur. Yoldaşlarımızın evine kapıları kırarak giren polis evleri de altüst etmiştir. Saatlerce evlerin bulunduğu sokakları ablukaya alan polis, yoldaşlarımızı döverek ve yerlerde sürükleyerek gözaltına almıştır. Ev arama kararına dayanarak bazı eşyalara keyfi gerekçelerle el koymuştur.
6 Kasım Kızılay eylemi oldukça etkili olmuş, polisin eylemci öğrencilere karşı sert tutumu herkes tarafından eleştirilmişti. Ancak sermaye iktidarı haftalardır estirilen terör demagojisini de kullanarak devrimci ve komünist öğrenciler üzerinde tam bir terör uygulamaya başladı.
Bunun bir başka kanıtı, 7 Ekimde Kızılayda gerçekleştirilmek istenen ve polisle çatışma çıkan tezkere karşıtı eylem hakkında başlatılan soruşturma. Ankara savcılığı 10 öğrencinin ifadesini istiyor. Suçlama yine aynı; gösteri ve yürüyüş kanununa muhalefet, kamu malına zarar, memura mukavemet. Bütünüyle meşru bir çizgide gerçekleştirilen her iki eylemimiz de gücünü buradan almaktadır. Dolayısıyla devletin bu tür saldırıları sonuçsuz kalmaya mahkumdur.
Gençlik susmadı, susmayacak!
Gençliğin bu saldırılara yanıtı gecikmedi. 6 Kasımı birlikte örgütleyen gençlik grupları 6 Aralık Cumartesi günü Yüksel Caddesinde bir basın açıklaması yaparak saldırılar karşısında mücadeleyi yükseltme çağrısı yaptılar. Saat 12:30da bir araya gelen öğrenciler, Tutuklamalar, soruşturmalar, baskılar, bizi yıldıramaz!, YÖK, polis, medya bu abluka dağıtılacak!, YÖK kalkacak, polis gidecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek! sloganlarını haykırarak gençliğin tutumunu ortaya koydular.
Ankara Gençlik Dernekli Öğrenciler, Devrimci Proleter Gençlik, Ekim Gençliği, Gençlik İnisiyatifi, ÖEP, Özgür Gençlik, Sosyalist Demokrasi Gençliği adına basın açıklamasını tutuklanan öğrencilerden Erdem Güdenoğlu okudu. Açıklamada bu saldırıların kaynağı teşhir edilerek baskılar karşısında sessiz kalınmayacağı söylendi. Açılan davaların derhal iptal edilmesi ve asıl saldırganların, işkenceci polisin yargılanması istendi. Bu saldırılarla YÖK Yasa Tasarısına zemin hazırlanmaya çalışıldığı belirtildi. Ardından tutuklanan öğrencilerden Barış Karaguş gözaltı ve tutuklanma sürecinde yaşadıklarını anlattı ve mücadelenin hiçbir şekilde bitirilemeyeceğini vurguladı.
Bundan sonra gençlik Sakarya Caddesine yürüdü. 200ü aşkın öğrencinin katıldığı eylem, Sakaryada söylenen marşlar ve çekilen halayların ardından sona erdi. Eylemde sık sık Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!, Emperyalistler, işbirlikçiler, 6. Filoyu unutmayın!, F tipi üniversite istemiyoruz!, Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm! gibi sloganlar atıldı.
Ancak polisin saldırganlığı son bulmadı. 8 Aralıkta HÜ Ankara Meslek Yüksek Okulundan Kemal Kahraman ve Seçkin Tatar isimli öğrenciler okul çıkışında gözaltına alındı ve Kemal Kahraman tutuklanarak Ulucanlar Cezaevine konuldu. Yine AÜ Fen Fakültesi öğrencisi Buget Göksel okulunun önünden gözaltına alındı. Ayrıca HÜ Beytepe Kampüsünde de 11 Aralıkta terör estiren jandarma okul kapısından girenleri otobüslerden indirerek teker teker aradı. Bu uygulamayı canlı bomba ihbarı var gibi asılsız bir yalanla meşrulaştırmaya çalışan jandarma 5 öğrenciyi gözaltına aldı. Beytepede bu gözaltı terörü aynı gün bir eylemle kınandı.
YÖK için çerçeve yasanın açıklanmasına günler kala yapılan bu saldırı ile amaçlanan öğrenci gençliğin mücadelesini boğmaktır. Özellikle terör demagojilerinin yoğunlaştığı ve tüm muhalif kesimlerin, başta da devrimcilerin hedefe konulduğu bir dönemde, bu tutuklamalar ve baskılar hiç de rastlantı değildir. Saldırının hedefi üniversitedir, bu saldırıyı püskürtmek öğrencilerle birlikte tüm üniversite bileşenlerinin görevidir. Saldırılara gerekli yanıtı vermek için faaliyetimizi daha da hızlandıracağız. Bugüne kadar burjuva yasalarına da, sermaye devletinin kolluk güçlerine de teslim olmadık, olmayacağız!
Gözaltı, tutuklama, soruşturma ve
baskılar bizi yıldıramaz!
6 Kasım eyleminden sonra her üniversitede olduğu gibi Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampusünde de 6 Kasımda yasadışı yürüyüş yapıldığı gerekçesiyle devlet terör estirmeye devam ediyor, soruşturma ve yurttan atmalar sürüyor.
Geçtiğimiz günlerde de, bir ay önce yapılan bir eylem nedeniyle nizamiye önünde jandarma ablukasıyla altı BAGEHli öğrenci gözaltına alındı. Ablukayla birlikte tüm öğrenciler bir saate yakın nizamiye önünde bekletilerek, jandarmanın üst ve kimlik aramasına maruz bırakıldı. Olup bitenden rahatsız olan ve aramanın nedenini soran öğrencilere jandarma, üst aramasını canlı bomba ihbarı ile gerekçelendirdi. Aynı zamanda o hafta içerisinde SİP-TKPli ve BAGEHli öğrenciler arasında, her iki tarafın sorumsuz davranmasıyla doğan gerginliği de gerekçe olarak gösterdiler. Gözaltına alınanlar Yenimahalle jandarma karakoluna gönderildi.
Jandarmanın rektörlükle işbirliği yaparak geliştirdiği keyfi tutuma ve öğrenciler üzerinde sahte gerekçelerle oluşturduğu terör ortamına karşı bir saat içerisinde bir eylem örgütlendi. Ekim Gençliği, YDG, ÖG, DPG, Koordinasyon, SDP, Emek Gençliği ve BAGEHin katıldığı eylemde okunan basın metniyle 6 Kasım sonrası devletin oluşturduğu terör ortamı tutuklamalar, gözaltılar, soruşturmalar teşhir edildi. Yaklaşık 100 kişinin katıldığı eylemde sık sık Gözaltılar serbest bırakılsın!, YÖK, jandarma soruştuma bu abluka dağıtılacak!, Sermaye defol üniversiteler bizimdir!, Baskılar bizi yıldıramaz! sloganları atıldı. Eylem türkü ve halaylarla son buldu.
11 Aralık günü yurt kantininde ise tutuklamalara ve gözaltılara karşı bir dayanışma etkinliği gerçekleştirildi. Etkinliğin örgütlenmesi aşamasında etkinliğe katılan siyasetlerin sorumsuz davranmalarına ve etkinliğin duyurusunun iyi yapılamamasına rağmen yaklaşık 80 kişi katıldı. Etkinlikte YÖK ve son dönem üniversite gençliği üzerinde estirilen devlet terörü teşhir edildi. Ankara Gençlik Derneği müzik grubu ve Mamak İşçi Kültür Evi şiir grubu etkinliğe renk kattı. Ayrıca 6 Kasım eyleminden bir süre tutuklu kalan bir Ekim Gençliği okuru ile yurttan atılan bir arkadaş yaşadıklarını anlattılar. Sık sık Baskılar bizi yıldıramaz!, Üniversiteler bizimdir, bizimle özgürleşecek! sloganları atıldı. Etkinlik, Ekim Gençliğinin 28 Aralık günü yapacağı basın açıklaması v şenliği ile YÖKe İsyan Hareketinin konferansına yaptığı çağrıyla son buldu.
YÖK, jandarma, soruşturma bu abluka dağıtılacak!
YTÜde soruşturma terörü sürüyor!
YTÜde öğrenci şenliğine katılanlar hakkında açılan soruşturma terörünü öğrenciler bir kampanya ile karşıladılar. Kampanya çerçevesinde yapılan eylemlerde rektörlüğün anti-demokratik uygulamaları protesto edildi.
Açılan soruşturma sadece şenlikle sınırlı değil. Sivil polislerin bir arkadaşımızı taciz etmesi üzerine, tazici polislerin etrafı çevrilerek sloganlarla protesto edilmişti. Ayrıca öğrenciler rektörlüğe dilekçe verilerek polisler hakkında soruşturma açılması talebinde bulunmuşlardı. Ancak rektörlük, bırakalım polisler hakkında soruşturma açmayı, olayın hemen arkasından 16 arkadaşımıza soruşturma açtı. Soruşturma saldırısı bununla da sınırlı kalmadı. 4 arkadaşımız hakkında bu hafta açılan soruşturma hem gülünçlüğü hem de hukuksuzluğu ile öne çıkıyor. Soruşturma gerekçesi olarak Yasadışı Kızıl Bayrak gazetesinin tanıtım standını açmak gösterildi. İşin ilginç yanı standın açıldığı gün ÖGBlerin yanımıza gelip uyarmaya bile cesaret edememeleridir.
Kızıl Bayrak gazetesini illegal ilan etmeleri de kendi hukuklarını hiçe saydıklarının göstergesidir. Zira söz konusu olan legal bir gazetedir. İşçi ve emekçilerin devrimci kürsüsüdür. Aslında rektörlüğün bu soruşturmadaki amacı açıktır. Eylemlerde ve etkinliklerde öne çıkan komünist gençliği yıldırmaya dönük hesaplarıdır bunlar. Ama bizler işçi sınıfının devrimci çizgisi ve programı doğrultusunda mücadele eden devrimcileriz. Bu soruşturmalarınız olsa olsa içimizdeki devrim ve sosyalizm inancını daha da körükler.
Ne baskılarınız, ne soruşturmalarınız bize engel olabilir! Komünist gençler mücadele yolunda kararlılıkla yürümeye devam edecekler! Politik-pratik çalışmalarımıza hiçbir güç engel olamayacak!
|