Ölüm Orucu direnişçisi Hamide Öztürk şehit düştü...
Bayrağı sizden devraldık ve asla yere düşürmeyeceğiz F tipi cezaevlerine karşı devrimci tutsakların başlattığı Ölüm Orucu Direnişi 700. günlere ulaştı. Direniş boyunca yüzlerce tutsak eşsiz bir iradeyle direnerek ağır bedeller ödedi ve canları pahasına bedel ödemeye devam ediyor. Hamide Öztürk de her türlü zora rağmen 463 gün boyunca ilmik ilmik örerek büyüttüğü direnişin 97. şehidi olarak tarihin şanlı sayfalarında yerini aldı. 1970 yılında Antakyada doğan Öztürk, 1990da meslek yüksek okulundayken gençlik mücadelesine katıldı ve şehit düşene dek onurlu mücadelesini sürdürdü. Bu yıllarda 11 kez alındığı gözaltılarda gördüğü ağır işkenceler, ağabeyinin Mersinde polisler tarafından katledilmesi, devletin katliamcı yüzünü en açık şekilde görmesini sağladı. 11 Nisan 1996da İstanbul 2 Nolu DGM tarafından DHKP/C üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklanarak Bayrampaşa Cezaevine konuldu. 96 Ölüm Orucu Direnişinin 3. Ekibinde yer aldı. 19 Aralık Katliamını 6 bayan tutsağın diri diri yakılarak katledildiği C-1 koğuşunda tüm vahşetiyle yaşadı. Tanığı olduğu bu katliamı şu sözlerle anlatıyordu: 19 Aralık direnişimiz, Sağmalcılar direnişimiz büyük bir kahramanlıktır... Elimizde kendimizi savunacak veya koruyacak birşey yoktu. Barikat kurmadık. O bombardıman içinde saatlerce direndik... Direnişimizin görkemi gerçekten çok büyük. Koğuşumuzda yaşanan vahşet de çok büyük. 6 yoldaşımızı diri diri yaktılar... Bayrampaşadan Bakırköy Cezaevine götürülen Hamide Öztürk burada Ölüm Orucu Direnişine katılmak istiyor ve Mücadelenin ihtiyaçları neyi gerektiriyorsa ve bu ihtiyaçlar bizim zaferimizi bedellerle getirecekse, Ölüm Orucu gibi bir eylemde görev almak benim için büyük bir şeref olacaktır diyordu. Ve 5. Ekipte yerini aldı. Direnişe 96 ÖO şehidi olan Altan Berdan Kerimgillere verdiği sözü yineleyerek başladı: Özellikle 96 Ölüm Orucu eylemi, bu eylemde 3. Ekipte yer almam ve Berdanın katafalkının başında ona verdiğim söz benim için önemlidir. Bayrağı sizden devraldık ve asla yere düşürmeyeceğiz demiştim. Direnişin ilerleyen günlerinde Bayrampaşa Hastanesine kaldırılan Öztürk, verdiği sözü tutarak, bayrağa asla leke sürdürmeden kalanlara devretti ve 9 Eylül akşamı direnişin 97. şehidi oldu. 11 Eylülde ailesi ve yoldaşları tarafından Yaşasın Ölüm Orucu Direnişimiz!, Devrim şehitleri ölümsüzdür! sloganlarıyla Adli Tıptan alınarak, memleketi Antakyaya götürüldü. Hamide Öztürk, Türk devletinin AB yolunda attığı büyük adımlar ve demokratikleşme balonunun şişirildiği bir süreçte şehit düşerek, tüm gerçeği bir kez daha gösterdi. F tipi cezaevlerini Türkiyeye yaptırtan Avrupalı emperyalistlerdir. Tutsaklara karşı sınırsız işkence ve tecritin had safhada sürdürülmesini onaylayanlar, AB kriterlerine uygundur diyenler, daha uçmadan sönen demokrasi balonunun altında kalanlar, yine aynı Avrupa ülkeleri ve onların sadık uşağı Türkiyeden başkası değildir. Demokratikleşme yalanının arkasında duran tek gerçek, sermaye sınıfının kanlı ve katliamcı yüzüdür. Madalyonun diğer tarafında duran cezaevlerini modernleştirme, sağlığı bozulan tutsakların affedilmesi vb. oyunlar mutlak bozulacaktır. Ve ezilenler yüzyıllardır yaşadığı zulüm ve baskıya kaşı er geç ayağa kalkarak ödenen tüm bedellerin hesabını tek tek soracak ve asla affetmeyecektir. SY Kızıl Bayrak/İstanbul
Hamide Öztürk ölümsüzlüğe uğurlandı! 97. Ölüm Orucu şehidi Hamide Öztürk 12 Eylül günü Antakyanın Harbiye beldesinde ölümsüzlüğe uğurlandı. Cenazeye ÖO şehidi Yusuf Kutlunun babası ve Yazgülü Güder Öztürkün ailesi de katıldı. Yaklaşık 150 kişinin katıldığı cenaze töreninde Hamide Öztürk ölümsüzdür! yazılı bir pankart açılarak yürüyüşe geçildi. Yürüyüş esnasında sık sık Hamide, Ahmet, Yazgülü Öztürk ölümsüzdür!, Kahramanlar ölmez halk yenilmez!, İçerde dışarda hücreleri parçala!, Yaşasın halkların kardeşliği vb. Arapça ve Türkçe sloganlar atıldı, devrimci türküler ve marşlar söylendi. Hamide Öztürk, mezarı başında devrim şehitleri için bir dakikalık saygı duruşundan sonra, uğrunda savaştığı ve ölümsüzleştiği bayrağıyla gömüldü. Hamide Öztürk vasiyeti gereği, 1995 yılında Mersinde polis tarafından katledilen ağabeyi Ahmet Öztürk ve 19 Aralık katliamında Bayrampaşa Cezaevinde yakılarak katledilen ve Ahmet Öztürkün eşi olan Yazgülü Güderin yanına gömüldü. Cenazeye İstanbuldan gelen bir grubun yanı sıra Ekmek ve Adalet, Atılım ve Kızıl Bayrak okurları katıldı. Hatay, Hamide Öztürkle birlikte zindan direnişi sürecinde içerde ve dışarda olmak üzere 6. şehidini güneşe uğurlamış oldu. SY Kızıl Bayrak/Antakya
Ölümler durdurulsun, tecride son! 6 Eylül Cuma günü saat 12:30 da, Ölümlerin durdurulması ve tecridin kaldırılması amacıyla, yeni Adalet Bakanına Bursa Merkez PTTden faks çekme eylemi yapıldı. Basın açıklamasında eski Adalet Bakanının tavrı ve eylemleri eleştirildi. Yeni Adalet Bakanının bu durumu devam ettirmesi üzerinde durularak, yeni ölümlerin olmaması talebi dile getirildi. Slogan atılmasına izin verilmeyen eylem alkışlarla sona erdi. SY Kızıl Bayrak okurları/Bursa
İzmirde 1 Eylül etkinlikleri... İHDden basın açıklaması... 31 Ağustos günü saat 17:00de İHD Yönetim Kurulu tarafından İHD önünde mum yakma eylemi yapıldı. Yaklaşık 50 kişinin katıldığı eylemde basın açıklaması metni şube başkanı tarafından okudu. (SY Kızıl Bayrak/İzmir) Emek Platformunun basın açıklaması... 1 Eylülde yapılması düşünülen mitinge İzmir Valiliğinin izin vermemesi üzerine Emek Platformu tarafından aynı gün kitlesel bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Konak Sümerbank önünde yapılan açıklamaya yaklaşık 1500 kişi katıldı. Eylemde ABD askeri olmayacağız!, Kahrolsun ABD emperyalizmi!, Yaşasın halkların kardeşliği!, İçerde, dışarda hücreleri parçala!, Devrimci tutsaklar teslim alınamaz!, Yaşasın adil, eşit, demokratik barış! sloganları atıldı. (SY Kızıl Bayrak/İzmir) |
|||||