Endüstri Bölgeleri Yasa Tasarısı:
Emperyalist tekellere sınırsız sömürü özgürlüğü Ecevitin ABD gezisi öncesi Endüstri Bölgeleri Yasa Tasarısı Cumhurbaşkanının onayından geçti. Bir süredir mecliste görüşülen bu yasa, gezi öncesinde on günde on yasa kapsamı içinde yer alarak, hızla çıkarıldı. Bu yasayla birlikte yerli ve yabancı sermayeye yatırım yapabilmesi için uygun araziler tahsis edilecek. Organize Sanayi Bölgeleri de bu yasayla Endüstri Bölgelerine dönüştürülebilecek. Buralarda yatırım yapan yabancı tekeller 5 yıl boyunca devlete vergi ödemeyecek, sigorta primi yatırmayacak ve sendikal örgütlenme yapılamayacak. Oluşturulmuş serbest bölgelerde de 5 yıl sendika kurma yasağı uygulanıyor. Endüstri Bölgelerinin en önemli özelliği, yabancı sermayeye bulunmaz olanaklar sağlamasıdır. Kuşkusuz bundan Türkiyedeki tekeller de nasiplerini alacaklar, oluşturulacak ortaklıklar sayesinde ucuz işgücü ve teşvik kredilerinden yararlanacaklar. Buralara yapılan yatırımlar devlet güvencesi altında olacak. Bu yasayla gerekli yatırım alanlarının tahsisi yetkisi Bakanlar Kuruluna verildi. Tekellerin talep ettikleri en uygun araziler kurul kararıyla kamulaştırılacak. Daha önce çıkartılan Kamu İhale Yasası, Vakıf Arazileri Yasası ile birçok arazi özel kuruluşlara hibe edildi. Hatta yasa çıkmadan önce de SEKAya ait olan İzmitteki binlerce dönümlük arazi tam bir hukuksuzluk örneği sergilenerek Ford fabrikası için Koç Holdinge verilmişti. Ecevit Amerikaya gitmeden önce ele alınan bir diğer önemli konu da Adana Raporuydu. Endüstri Bölgeleri Yasasının daha pervasızca uygulanmasını öngören bu rapora göre; Güneydoğuyu kapsayan GAP projesiyle birlikte, özelleştirme kapsamındaki demiryolları, otoyollar, doğalgaz ve petrol boru hatları ile birçok alan ABDli tekellerin hizmetine girmiş olacak. Rapor, Ecevit ile eski ABD Başkanı Clinton tarafından iki yıl önce hazırlanmış ve adına da Türkiye-ABD ticaret ve yatırım ilişkilerinin geliştirilmesi anlaşması denilmişti. Ecevitin ABD ziyareti öncesi imzalanan gizli antlaşma metni, ülke kaynaklarının emperyalist tekellere peşkeş çekilişinin belgesi niteliğindedir. Bu çerçevede hazırlanan rapor ABD tekelleri için serbest bölgeleri de aşan bir özelliğe sahip. Hazırlanan Adana Raporu özetle; - Mevcut bölge içindeki yatırımlar yüzde 100 ABD tekelleri veya bunlarla kurulacak ortaklıklardan oluşacak; ABD bu tür anlaşmaları bir süre önce Güney Kore ile de imzalanmıştı. Başta otomotiv şirketleriyle yapılan anlaşmalarla binlerce Güney Koreli işçinin hakları gaspedilmeye çalışılmıştı. Geceli gündüzlü efendisi için raporlar, yasalar çıkartan hükümet ABD tekellerinin taleplerini yerine getirmekte anlaşılan yetersiz kalıyor ki, enerji tekelleri halen şikayetçiler. ABDnin en büyük enerji tekellerinden Amerikan Energynin başkanı hükümetin yasaları çıkarmakta ağır davrandığını söylüyor. Hükümetin ABD tekelleri için daha faal çalışması gerekiyor!
Gerici sendikal rekabet sınıf hareketini zayıf düşürüyor... Gerici rekabete karşı sınıf birliğini yükseltelim! İşçi ve emekçiler, başta örgütsüzleştirme olmak üzere sefalet ücretleri, özelleştirme, taşerolaştırma, işten çıkarma gibi yoğun saldırılarla karşı karşıyalar. İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı İETT işçileri de yıllardır bu saldırıların en ağır faturasını ödemek zorunda bırakılıyor. Çünkü Belediye-İş Sendikası ile Hak-İşe bağlı Hizmet-İş Sendikası arasında yaşanan yetki kavgası nedeniyle, 97den bu yana bu işyerinde toplu iş sözleşmesi yapılamıyor. Bu sayede işveren tarafından her türlü kazanılmış hak gaspedildi, işçiler yokluk ve sefalete mahkum edildi. 1997de sözleşme yetkisi Belediye-İşteyken, işveren konumundaki Büyükşehir Belediyesi yönetimindeki gerici partilerin işbirliğiyle kurulan Hizmet-İş Sendikası sahte üye başvuruları yaparak Belediye-İşin yetkisine itiraz etti. Bunun üzerine mahkeme yetkiyi Hizmet-İşe verdi. Ancak Belediye-İşin sahte üye usulsüzlüğü yapan Hizmet-İşi tekrar mahkemeye vermesiyle dava 4 yıl boyunca devam etti. Son olarak davanın görüldüğü 1. İş Mahkemesi, 27 Aralık 01de yetkiyi Belediye-İş Sendikasına verdi. Toplusözleşmenin bir an önce yapılabilmesi için işçiler sendikaya üye kayıtlarını yenilemeye başladılar. Hizmet-İşin yeniden temyiz davası açması üzerine İETTli işçiler protesto eylemleri düzenliyor. Aksaraydaki Belediye-İş Sendikası önünde toplanan yaklaşık 500 işçi, Karagümrükteki Hizmet-İş Sendikası 2 Nolu Şubeye kadar yürüyerek, sendikanın mahkeme kararına itirazda bulunmasını Sahte sendika istemiyoruz!, Hizmet-İş şaşırma, sabrımızı taşırma! vb. sloganlarla ve basın açıklamasıyla protesto ettiler. İtirazın derhal geri çekilmesini istediler. Hizmet-İşin aradan geçen zamana rağmen itirazı geri çekmemesi üzerine tekrar biraraya gelen işçiler, 23 Ocakta Sirkeci Postanesinden 5 bin 500 işçinin imzası olan dilekçeleri Yargıtaya gönderdiler. İETT işçileri adına Belediye-İş İETT Taşıt Şube Başkanı Murat Yıkılmaz yaptığı basın açıklamasında; Hizmet-İş Sendikasının sahtecilik yaparak yıllardır 8 bin işçiyi mağdur ettiğini, artık işçilerin yakasını bırakmalarını söyledi. Açıklama sırasında Yaşasın işçilerin birliği!, Sözleşme hakkımız engellenemez!, Hizmet-İş yakamızdan düş!, İETT işçisi köle değildir! sloganları atıldı. Mahkeme kararını destekleyen imzaların Yargıtaya fakslanmasıyla eylem sona erdi. Yargıtayın konuyla ilgili bir ay içinde karar vermesi bekleniyor. Bu karara bel bağlayan işçiler şunu çok iyi bilmeli ki; esas sorun, sınıfın örgütsüzlüğünü fırsat bilen sendikacıların gerici rekabetine mahkum olunmasıdır. İşçi sınıfı kendi adına konuşup karar vermeye başladığında, bu sorunlar böyle yaşanmayacaktır. SY Kızıl Bayrak/İstanbul Örgütsüzlük ve sendikal rekabetin İETT işçileri Belediye-İş ve Hizmet-İş arasındaki çekişme nedeniyle 1997 yılından bu yana toplusözleşme yapamıyor. Bu durum ekonomik kayıplar yanında İETT işçileri üzerinde son derece olumsuz sosyal sonuçlara yol açtı. İşte son 4 yıldır İETT işçisinin ödediği sosyal fatura. Yaşanan sorunlar İşçi sayısı Ekonomik sıkıntıdan dolayı intihar eden İETT işçisi 8 (Rakamlar Ocak 2002 tarihli Belediye-İş Bülteninden alınmıştır...) |
|||||