22 Aralık '01
Sayı: 40


  Kızıl Bayrak'tan
  İMF'nin yıkıma sürüklediği Arjantin'de halk ayaklanması
  Doğal afet değil kapitalizm öldürüyor
  İyimserlik yalanları ve gerçekler
  Kapitalist gelişme ve toplumsal eşitsizlik
  19 Aralık katliamı lanetlendi
  Sendikal ihanet çetesinden yeni manevralar
  Hedeflenen Filistin halkının direnişçi kimliğidir
  Anadolu Yakası İşçi-Emekçi Platformu Girişimi Bülteni'nden...
  Öncü işçi platformları
  Ekim Gençliği'nden
  Öğrenci gençliği yönelik saldırılar yoğunlaşıyor
  Trabzon'da kamu emekçileri taban örgütlerini oluşturdular
  "Kadın-erkek ortak mücadele etmeli"
  "Çağdaş demokratik uygarlık" dedikleri barbarizm!
  ÖO direnişçisinden mektup...
  Esenyurt İşçi Bülteni'nden...
  Ya barbarlık içinde çöküş, ya sosyalizm!
   Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 
Kapitalist gelişme ve toplumsal eşitsizlik

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye Temsilciliği “2001 Türkiye İnsani Gelişme Raporu”nu bayramdan önce açıkladı. Rapor Türkiye kapitalizminin 1965’ten bu yana yaşadığı “gelişme”yi kimi çarpıcı rakamlarla ortaya koyuyor.

Raporu sunan UNDP Türkiye Temsilcisi Alfredo Witschi, Türkiye ekonomisinin 1965’ten bu yana dikkat çekici bir gelişme gösterdiğini söylerken, bunun eşitsiz bir gelişim olduğunu da itiraf etmek durumunda kalıyor.

Rapora göre, Türkiye’nin insani gelişmişlik düzeyi 1965’ten bu yana geçen sürede yüzde 48’den yüzde 73.3’e çıkmış. Okuma-yazma bilenlerin oranı yüzde 57’den yüzde 84’e, okullaşma oranı yüzde 50.6’dan yüzde 61’e yükselmiş. Kişi başına gelir ise 927 dolardan 6 bin 486 dolara çıkmış. İnsanların ortalama ömrü de 56.1 yılken 69.3 yıl olmuş.

Gelişen kapitalizm büyüyen eşitsizlik demektir

Buraya kadar sorun yok gibi görünüyor. Gerçekten de ortalamalar üzerinden konuşulduğunda belli bir gelişmenin olduğu açık. Ama tablonun bir de diğer yanı var. O da bu gelişmenin yarattığı büyük eşitsizlikler.

Rapor ülkedeki tüm zenginlikleri yağmalayan burjuvazi ile kölelik koşullarında çalışıp yaşamak zorunda kalan işçi ve emekçiler arasındaki eşitsizliğe ilişkin ayrıntılı bilgiler vermiyor.

Fakat bölgeler ve iller arasında oluşan eşitsiz gelişim de en az bunun kadar çarpıcı. Buna göre, Türkiye’nin Marmara Bölgesi’nde insani gelişmişlik düzeyi yüzde 80’i yakalamışken, Doğu Anadolu’da bu oran sadece yüzde 61.2’de kalmış. İllere göre değerlendirildiğinde durum daha da vahim. Örneğin Kocaeli’de insani gelişmişlik düzeyi yüzde 80’lere ulaşmışken, bu oran Şırnak’ta yüzde 49.2, Ağrı’da ise yüzde 52.5 düzeyinde. Yani Türkiye ortalaması 1965’te neyse bugün Şırnak’ta durum o diyebiliriz. Bir başka şekilde ifade edersek, Şırnak ve Ağrı gibi iller Kocaeli’nin 35 yıl gerisinden geliyor.

Bölgeler ve iller arasındaki bu rakam farklılıklarının gerçek yaşamda ne anlama geldiğini Radikal yazarı İsmet Berkan’ın konuya ilişkin yazısının sunduğu verilerden görmek mümkün. Fakat İsmet Berkan yazısında bütün bunları sıraladıktan ve Türkiye’de “Bir Güney Avrupa ülkesi ile Bangladeş’in bir arada yaşadığı”nı tespit ettikten sonra, “İnsani gelişmişlik endeksindeki yerimizi yükseltebilmek için refahta eşitliğe ulaşmaya çalışmalıyız. Bunu sağlamak için özel politikalar geliştirmeli ya da bu politikalara sahip siyasi akımları siyasi iktidara taşımalıyız” demekle yetiniyor. Yazısının başlığı “Eşitsizliğin yapısı”, fakat bu büyük eşitsizliklerin temelinde neyin yattığını söylemekten özenle kaçınıyor. Kapitalizm koşullarında bu eşitsizliğin giderilemeyeceğini, tersine uygulanan İMF politikalrının da etkisiyle günden güne daha da arttığını, bir Aydın Doğan memuru olarak kendisinden beklenebileceği gibi es geçiyor. Sosyal eşitsizliği derinleştirmek, sınıflar ve bölgeler arasındaki uçurumu büyütmek, kapitalizmin doğasından vardır. Dünyanın ve Türkiye’nin ağır kriz ortamında ise bunun yalnızca alabildiğine ağırlaşması beklenebilir.

Her alanda eşitlik sosyalizmde mümkündür

Tüm bu eşitsizliklerin temelinde bizzat kapitalist sistemin sömürü ve kâra dayalı yapısı vardır. Kapitalist sistem insanların daha iyi daha mutlu yaşamasını amaçlayan bir sistem değildir. Temel dinamiği daha fazla kârdır. O nedenle de insanların daha iyi eğitim görmesi, kaliteli sağlık hizmetinden yararlanmaları, insana yakışır konutlarda oturmaları, sağlıklı bir çevre içinde yaşamaları onun gerçekleştirmeye çalıştığı hedefler arasında yer almaz.

Kapitalistler bütün bunları sadece kendi sınıfları için isterler ve gerçekleştirirler. Her türlü lüksün bulunduğu konutlar, özel doktorlar ve hastaneler, gene çok daha kaliteli eğitim verilen okullar ve buna benzer bir çok şey burjvazinin hizmetindedir. Bir avuç kapitalist yaşamın her türlü olanağından yararlanırken, milyonlarca işçi ve emekçi en sağlıksız koşullarda yaşamak ve çalışmak zorunda kalır. Bunalımın derinleştiği dönemlerde ise bu uçurum daha da büyür, insanlığın ezici bölümü insanlık dışı bir yaşama sürülür.

O nedenle kapitalizm koşullarında insani gelişmeden bahsetmek, bu gelişmeden toplumdaki bütün insanların eşit şekilde yararlanabileceğini iddia etmek mümkün değildir. Buna inanan Türkiye’deki herkesin yılda 6 bin dolar kazandığına da inanmak durumundadır. Oysa bırakın bir kişiyi, kalabalık bir işçi ailesi bile yılda 6 bin doları kolay kolay kazanamaz. Fakat aynı para, kalıbı az çok yerinde bir sermayedarın çocuğunun bir aylık okul taksididir.

Toplumdaki ve dünyadaki eşitsizliklere karşı olmak için kapitalist sisteme karşı olmak, insanlığa acı ve gözyaşından başka hiç bir şey vermeyen bu sömürü düzenini yıkmak için mücadele etmek gerekmektedir. Çünkü her alanda gerçek eşitlik ve gerçekten herkesin yararlanabildiği bir insani gelişme ancak sosyalizmde mümkündür.



Bölgesel eşitsizliğin yapısı:
Kocaeli ve Şırnak...

Eğer Şırnak’ta doğduysanız, ortalama yaşam beklentiniz ancak 58.3 yıl olabilir, yani 60’ınızı göremeden ölmeniz büyük ihtimaldir.

Eğer Şırnak’ta doğduysanız, büyük bir ihtimalle okur-yazar değilsinizdir. Sokakta dolaşan her 100 yetişkin Şırnaklı’nın sadece 44.5’i okuma-yazma biliyor çünkü.

Eğer Şırnak’ta doğduysanız, büyük bir ihtimalle okula da gidemeyeceksiniz. Çünkü okul yaşında olup da okula gidebilen Şırnaklılar’ın oranı sadece yüzde 28.7.

Eğer Şırnak’ta yaşıyorsanız, satın alma paritesi açısından bakıldığında bile kişi başına Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’dan size düşen ortalama pay yılda 2354 dolardır.

Şırnak, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’na (UNDP) göre Türkiye’nin insani gelişmişlik bakımından en geri şehri. Bu endekse göre Şırnak ‘düşük insani gelişme’ kategorisinde.

Bir de en tepeye bakalım.

Eğer Kocaeli’nde doğduysanız, ortalama yaşam beklentiniz 74.8 yıldır. Yani, Şırnaklılar’a göre ortalama 16.5 yıl fazla yaşamanız olasıdır.

Eğer Kocaeli’nde doğduysanız, okuma yazma bilmemeniz ihtimali çok düşüktür. Çünkü Kocaeli’ndeki yetişkinlerin yüzde 93.1’i okuma yazma bilmektedir.

Eğer Kocaeli’nde doğduysanız, okula gitmekte hala sorunlar olmasına rağmen okula da gidebilirsiniz. Çünkü bu ilde okul çağındaki çocukların yüzde 65.3’ü okula gidiyor.

Eğer Kocaeli’nde doğduysanız, satınalma paritesi açısından bakıldığında kişi başına gerçek Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla’dan aldığınız ortalama pay 16 bin 991 dolardır. (...)

İsmet Berkan, Radikal/12 Aralık 2001
(Başlık tarafımızdan konulmuştur...)



İzmir’den kısa kısa...

BES ve DİSK BANK-SEN’den ortak eylem

Kamu bankalarının tasfiye edilmesine karşı Büro Emekçileri Sendikası ve DİSK Bank-Sen tarafından oluşturulan Pamukbank Platformu, banka emekçilerine yönelik bu saldırıları protesto etmek amacıyla Konak Gümrük’teki Halk Bankası Genel Müdürlüğü önünde 20 Aralık günü basın açıklaması yaptı. Kamu bankalarında iş güvencesi talebiyle yapılan eylemde; “Baskılar bizi yıldıramaz!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “İMF defol bu memleket bizim!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Zafer direnen emekçinin olacak!” sloganları atıldı.

Belediye-İş işçilerinden eylem

Konak Belediyesi’nde çalışan belediye işçilerine ikramiyelerinin ödenmemesi üzerine Belediye-İş Sendikası belediye önünde oturma eylemi yaptı. Bayram öncesine denk gelen bu eylemliliklere mesai bitiminde Büyük Şehir Belediye işçileri de katılarak destek verdi.

Büyükşehir Belediye başkanıyla sendika yöneticileri arasında görüşmeler devam ederken belediye işçileri aileleriyle birlikte Büyükşehir belediyesi önünde beklediler. Aralıklarla yapılan bu eylemlilikler belediye işçilerinin ikramiyelerini almalarıyla son buldu.

SY Kızıl Bayrak/İzmir