|
|
Dünyada ve Türkiye'de
1 Mayıs
Bu yılın 1 Mayıs kutlamalarının kitle bileşimi kadar
katılımcı kitlenin ortaya koyduğu tepkinin, haykırdığı şiarların ortak
niteliği de dikkate değerdir. Emperyalizme, krizle birlikte ağırlaşan
sosyal yıkım saldırılarına ve F tipi hücrelere karşı öfkeyi, tepkiyi
ve mücadele isteğini dile getiren şiarlar, ülke çapındaki tüm kutlamaların
neredeyse ortak özelliğidir. Emperyalizme ve sosyal yıkım saldırılarına
karşı işçi ve emekçi tepkisi anlaşılır olmaktan öteye herkesçe bilinen
bir olgudur. Burada özellikle yeni olan, emperyalizmin ve sermayenin
sosyal yıkım saldırısına karşı tepki içindeki emekçilerin önemli bir
kesiminin hücre saldırısına karşı da hissedilir bir duyarlılık içerisinde
olduklarının somut olarak açığa çıkmasıdır. 6 ayı aşan direniş ve son
haftalarda birbirini izleyen ölümler, kuşkusuz ki bu duyarlılığın oluşmasınbelirleyici
etken durumundadır.
Yasaklamalara, engellemelere, sendika bürokrasisinin
son ana kadar ilgisiz ve son anda baştan savma hain çabalarına rağmen,
1 Mayıs ülke çapında onbinlerce işçi ve emekçinin katılımıyla kutlandı.
Kutlamaların ağırlık merkezi doğal olarak İstanbul oldu. Birkaç yıllık
bir aradan sonra, 1 Mayıs İstanbul üzerinden bir kez daha gerçek anlamına
ve eski havasına kavuştu. İşgünü olmasına rağmen, işçi ve gençlik ağırlıklı
70 bin kişi İstanbulda 1 Mayısı coşkulu bir havada kutladı.
Emperyalizme, sosyal yıkım programlarına ve F tipi hücrelere karşı öfke
ve tepki dile getirildi. Tüm baskı, terör ve sindirme çabalarına rağmen
solun hala sahip olduğu önemli emekçi kitle potansiyeli, İstanbuldaki
1 Mayıs kutlamaları şahsında somut olarak açığa çıktı.
Öteki bir dizi kent daha farklı bir görüntü sunsa
da, işgününe denk gelen bir 1 Mayısa İstanbuldaki işçi katılımı
son derece dikkate değer olmuştur. 70 bin kişilik katılımcı bir kitlenin
yaklaşık olarak 20 binini işçilerin oluşturduğunu söyleyebiliriz. Bu
önemle değerlendirilmesi gereken bir olgudur. Gençlik katılımının yüksekliği
ise, ülke çapındaki hemen tüm kutlamaların ortak özelliği olmuştur.
Ezilenlerin temsilcisi olarak işçilerin ve toplumun geleceği olarak
gençliğin 1 Mayıs gibi anlamlı bir günde bu belirgin öne çıkışının kuşkusuz
ki devrimci siyasal mücadele bakımından özel bir anlamı vardır. Bu üzerinde
önemle düşünülmesi gereken bir başka temel olgudur.
İşçilerin ya da gençliğin 1 Mayıs kutlamalarına bugün
için hangi sendika ya da siyasal yapıların denetiminde ya da etkisinde
aktığı ise, tali bir öneme sahiptir. Bu güncel ve geçici olması kaçınılmaz
olan bir durumdur. Önemli ve kalıcı olan, işçilerin ve gençliğin taşıdığı
mücadele potansiyeli, 1 Mayıs kutlamaları üzerinden ortaya koyduğu somut
mücadele isteğidir. Bugünün Türkiyesinde sendikal bürokrasinin
ya da yasal sol partilerin yığınların mücadele isteğine yanıt verme
gücü, yeteneği ve dolayısıyla şansı yoktur. Bu güçler mücadelenin etkeni
değil fakat aşılması gereken engelleridirler. Bugünkü etkilerini neredeyse
tümüyle faşizmin kitleler üzerindeki yıldırıcı etkisine ve devrimci
akımlara nefes aldırmamaya çalışan acımasız terörüne borçludurlar. Te
önemde bu nokta hiçbir biçimde unutulmamalıdır. Geleceğe her zaman direnenler,
kurulu düzene ve devlete boyun eğmeyenler, emekçilerin davası için her
türlü fedakarlığa açık bir bilinçle katlananlar kalacaklardır. Geleceği
onlar temsil ediyorlar, onlar kucaklayacaklardır.
Berlindeki yasaklamalara, Londradaki tehdit
ve terör havasına, Zürihteki polis provokasyonlarına rağmen, bu
kentlerin her birinde binlerce, onbinlerce gösterici alanlara çıkmış,
gerektiği durumlarda polisle militan çatışmalara girmiştir. Buna örneğin
Asyadan Seulü, Avusturalyadan Sidney ya da Melbourneu
ekleyebiliriz.
Emperyalist iletişim tekelleri tarafından milyonlarca
işçi ve emekçinin katıldığı daha barışçıl gösterileri gizlemek ya da
gölgede bırakmak için kullanılıyor olsalar da, emperyalist metropollerde
gerçekleşen bu kitlesel militan gösteriler dahi son derece anlamlı ve
açıklayıcı bir tablo sunmaktadır. Bu, kapitalizme karşı büyüyen öfke
ve hoşnutsuzluğun tablosudur. Ve son yıllarda artık buna daha sık tanık
olunmaktadır.
Kapitalizmin uluslararası karakter kazanan saldırısına
karşı uluslararası ortak şiar ve talepler öne sürülüyor, mücadele eğilimi
ve isteği giderek güçleniyor. Dünya ölçüsünde 1 Mayıs kutlamalarına
işsizliğe, yoksulluğa, açlığa, devletlerin mafyalaşmasına, özelleştirmeye,
emperyalist küreselleşmeye, sosyal hak gasplarına, siyasal baskılara
ve polis devletlerinin güçlendirilmesine karşı yükseltilen şiar ve talepler
damgasını vurdu. Dünyadaki 1 Mayıs kutlamaları, emek cephesindeki mücadele
birikimini ortaya koymuştur. Bu birikimin, giderek açık mücadele biçimlerini
alacağını, gelişmelerin bu yönde seyredeceğini somut olarak göstermiştir.
|
|
|