Grev ertelemesi sonrasında belediye işçileriyle konuştuk:
Grev pankartımıza sahip çıkarak 10 bin işçiyi
oraya yığarsak, sorun üç günde çözülür
- Grevleriniz hükümet kararı ile 2 ay ertelendi. Bu aynı zamanda sınıfa yönelik ciddi bir saldırı anlamına geliyor. Daha önce de 5 Mayısta lastik işçilerinin grevi ertelenerek bitirilmişti. O dönem yapılan saldırıya karşı sınıf cephesinden ciddi bir tepki ortaya konulamadı. Şimdi siz aynı durumdasınız. Tepkileriniz ne olacak, bu saldırıyı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Cemal (GOP belediyesi işyeri temsilcisi): Genel başkan, Bakanlar Kurulu bizim grevimizi ertelemek gibi bir niyete kapılmasın, dedi. Nihat başkanın sözünde durmasını bekliyoruz. Ve sendikacılar buna uymadığı takdirde, bu sınıf davasına ihanettir. Biz işçiler olarak karara uymayacağız, ama sendikacılar işbaşı yaptırmayı düşünüyorlar. Biz şu anda karara uymamak için ne yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Anakent Belediyesini fiilen işgal etmeyi düşünüyoruz. Bir de yarın Temsilciler Kurulundan çıkacak kararla birlikte, ağaları da önümüze katarak mücadeleye devam etmek. Türk-İş dün burada şube yöneticileriyle bir toplantı yaptı. Ama bu toplantıdan ne karar çıktı, şu ana kadar bize ulaşmadı. Ama bu yönde bir karar çıktığına eminiz. Türk-İş 1. Bölgenin tavrının biraz değişken olduğu açık, bunu görmek lazım. Bir de, Genel-İş ile Belediye-İşin birlikte grev kararı almaları gereken yerlerde niye grev kararlarını geç aldılar, buna bakmak lazım. Bunların hepsi de bilinçli bir politikanın belli merkezlerden yönlendirilmesi oluyor. Şu an sendikanın yaptığı tümüyle sınıfa ihanettir. Şu grevi ertelemek demek, cezaevlerine saldırının ilk halkasıdır.
Hüseyin Derin (Anakent Belediyesi işçisi): Bu saldırı gerçekte sermayenin emeğe yönelik saldırısıdır. Grevimiz ertelendi, şimdi ne yapacağız? Belki lokal yerlerde grev pankartımızı polis zoruyla indirebilirler, ama bana göre Anakent Belediyesindeki pankartlarımızı indirmememiz lazım. Grev pankartımıza sahip çıkarak 10 bin işçiyi oraya yığarsak, oradan ayrılmazsak, bence bu sorun üç gün içerisinde çözülür.
- Sendikaların saldırı karşısında tavrı nedir?
Hüseyin Derin: Sendikalar zorunlu olarak yasal çerçevede tavır takınmak zorundalar, o açıdan pek iç açıcı değil. Biz Temsilciler Kurulunda almamız gereken kararları alırız, sendika da uygulamak zorunda kalır, diye düşünüyorum.
- Bu saldırının gerisindeki neden nedir?
Hüseyin Derin: Saldırı bence çok boyutlu. İMF ve Dünya Bankasının taşeronluğunu yapan bir hükümet işbaşında. Önemli olan bu saldırının nedeni değil, bu saldırılara karşı işçi sınıfının neler yapabileceği bizi ilgilendiriyor. Olumlu yönde işçi sınıfını uyarıp ciddi adımlar atabileceğimizi düşünüyoruz. İlk olarak yarın (25 Ağustos) Anakent önünde saat: 10:00da bir eylem yapacağız. İşçi arkadaşların tutumu grev pankartını indirmeme yönündedir. Yarın onu yapacağız. Ondan sonra Temsilciler Kurulu toplantısını yapacağız. Sendika ise Danıştaya itiraz edeceğim diyor. Grevi de bitirecekler bu arada. Şimdiye kadar Danıştay tarafından yürütmenin durdurulması kararı verdiği görülmemiştir. Bu ülkede 3 sendika konfederasyonunun bulunması lükstür. Bir işyerinde 3-4 sendika lükstür. Bunlar gerçekten bizim mücadele alanımızı daraltıyor, hareket alanımızı daraltıyor, biz bunları devamlı söylüyoruz. Önümüzdeki dönemde toplusözleşme şu veya bu şekilde bitecek, bence tabanda bu yönde bir çalışmanın içerisine girmek gerekecek, diye düşünüyorum.
İsmail Kara (Belediye işçisi): Hükümet lastik işçilerine saldırırken bütün sendikalar buna sessiz kaldı. İşçiler ve sınıf görevini yerine getirmedi. Şimdi sıra bize geldi. Bugün yapılan belediye işçilerinin grevinin ertelenmesi meselesi değildir. Bu işçi sınıfına yapılan bir saldırıdır. Şimdi sendikacılar şapkalarını başlarının önüne koymalı ve ne yapılması gerekiyorsa yapılmalıdırlar. Bugün belediye işçilerinin grevi ertelenmişse, 100 bin metal işçisinin TİS görüşmeleri başlamıştır, yarın bu saldırı onlara da yapılacaktır. Açık bir saldırı var, ciddi bir saldırı ile yüzyüzeyiz. Bu kararı kabul etmemek, greve devam etmek lazım.
Ali Demir (Belediye işçisi): Bu saldırıya karşı, Bakanlar Kurulunun kararına karşı işçi sınıfı tavrını koymalıdır. Bu ertelemeyle amaç, sadece belediye işçilerine değil tüm işçi sınıfına gözdağı vermektir. Biz bunu kabul etmiyoruz, protesto ediyoruz. Sonuna kadar da direnmeye çalışacağız. Sendikalar önümüzde olduğu müddetçe de bu mücadeleyi sürdüreceğiz.
- Peki sendikacılar ne diyor?
Ali Demir: Şimdi sendikacılar kendi aralarında toplantı yapacaklar. Kendi kararlarını bekliyorlar. Ama biz fiili olarak eyleme geçmeliyiz. Bir tepki gösterilmesi gerekiyor. Biz fiili olarak eyleme geçersek, sanırım sendikacılar da eylemin başına geçerler.
Mustafa Karakuş (Belediye işçisi): Bakanlar Kurulu karar almış, grevimiz ertelendi. Biz de haklı olarak grevimizi sonuna kadar devam ettireceğiz. Sarayın önünde toplanacağız, ta ki hakkımızı alana kadar. Bakanlar Kurulu çöplerin birikmesi sonucu grevin ertelendiğini belirtiyor. Gerçek bu değil, gerçek işçi sınıfına yönelik bir darbedir, ben böyle değerlendiriyorum. Bir de Türkiyede sınıf sendikacılığı olmuş olsaydı, bugünkü durum olmazdı. Bu olmadığı için sınıf sermaye karşısında yenik durumdadır.
|