ARSIVANA SAYFA
 
26 Ağustos '00
SAYI: 31
İçindekiler
Kızıl Bayrak'tan
Saldırı bir kez daha tüm sınıfadır
"Bu grev sokakta bitirilecek"
"Hakkımızı alıncaya kadar mücadele edeceğiz"
Kimya Teknik grevi üzerine
EXSA işçisi patronun ayak oyunlarını boşa çıkarıyor
Hacıbektaş Şenlikleri’ne yönelik saldırı ve direniş
Hacıbektaş Şenlikleri’nde başarılı çalışma
KESK yönetimi KHK saldırısı karşısında tam bir acz içinde
Tarımda yıkım sürüyor, tepkiler büyüyor!
Depremin yıldönümünde medyanın timsah gözyaşları
Hücre saldırısına karşı emekçilere sesleniş!
İstanbul Tabib Odası’nın F tipi üzerine...
Bu tutumlarla siz burjuva demokratları bile olamazsınız!
Esnek üretim saldırısı ve işçi sınıfının görevleri
F tipi (hücre) karşıtı mücadelemizin dayandığı eşik
Fehriye Erdal koşulsuz olarak serbest bırakılmalıdır!
Sermayenin kölelik zincirlerini ve hücre duvarlarını parçalayalım!
Katiller sürekli karşılarında yeni Habipler ve Ümitler görecekler
EXSA işçilerine mektup ve çağrı
Özünde gerici olan bir kampanya üzerine
Onu vururlarken insan soyunun yüreğini hedeflemişlerdi
Mücadele Postası
 



 
 
Kızıl Bayraktan...


KHK üzerinden saçma bir hukuk tartışması süredursun, 23 Ağustos’ta toplanan MGK Türkiye’de geçerli hukukun ne olduğunu bir kez daha gösterdi. Generaller emretti, ertesi gün hükümetten belediye grevlerine yasak kararı çıktı. Generaller emretti, hükümetten Kıbrıs’a bir kez daha el uzatma kararı çıktı. Generaller emretti, KHK krizi çözüldü. Kamu emekçi hareketine saldırının “her türlü” aracı kutsandı.

Türkiye’de geçerli hukuk asker hukukudur. Asker hukukunda mantık aranmaz, emir demiri keser. Bu hukuku en fazla içselleştiren siyasilerin başında Ecevit’in geldiği artık sır değil. O zaten yıllardır kendi partisini de bu hukuk çerçevesinde yönetiyor. Hükümetteki icraatı da üstten gelen emirlere kusursuz itaat, alta karşı en katı kışla nizamnamesi uygulama yolunda olmuştur. Hükümeti meclisin de cumhurbaşkanlığının da üstünde görmesinin yolaçtığı son “devlet krizi” Ecevit’in emirkulu zihniyetiyle asla çelişmiyor. Yerelde hükümete müdahale edebilecek tek gücün MGK olduğunu biliyor, herkesin de bilmesi ve kabul etmesini bekliyor. En küçük farklı görüntüye dahi tahammül edemiyor. Hiçbir özgünlüğü-dolayısıyla aykırılığı-bulunmayan ağzı var dili yok cumhurbaşkanı Sezer’i bile, devlet düşmanlarına destek vermekle suçlayacak kadar kendini kaybediyor.

Ecevit’in önünde hazırola geçtiği ikinci gücün İMF olduğu biliniyor. İşçi sınıfı ve emekçilerin “vatana ihanet” açık suçlamasına rağmen İMF’ye böylesine açık biatın cesaretini nereden alıyor dersiniz? Elbette ki emir-kumanda zincirini çok iyi öğrenmiş olmasından. Global kapitalizmin gereği, tüm kapitalist dünyada yönetimlerin en tepesinde emperyalist tekeller oturmaktadır. Tüm kapitalist ülkelerde yerel yönetimler, emperyalizmin uluslararası merkezlerinin taşeronudur. İMF ve Dünya Bankası emreder, bağlı devletler uygular. Bu gerçek kavranmadığı sürece, çok “milliyetçi ve laik” ordunun neden belediye grevlerine yasak koyduğu anlaşılamaz. Aynı şekilde, hukukun üstünlüğü abidesi haline getirilmeye çalışılan cumhurbaşkanı Sezer’in, gerçekte emperyalizmin orman kanunlarının üstünlüğüne hiçbir itirazının olmadığına da...

Son gelişmeler, kapitalist sınıfın toplumu yönetme erkini nasıl ve hangi amaçla kullandığını tüm çıplaklığıyla sergilemektedir. İşçi sınıfı ve emekçi kitlelerin azami sömürüsü üzerinden azami kârın elde edilmesi için baskı ve zulümde hiçbir hukuk, hiçbir sınır tanımamak. Türkiye’de her renkten burjuva siyasetin bu altın kuralı yeterince kavradığı ve özümsediğinin kanıtı ise son koalisyonun yapısı ve uyumudur. Sosyal Demokrat DSP, muhafazakar ANAP ve faşist MHP koalisyonu, son otuz yılını neredeyse tümüyle koalisyon hükümetleriyle geçiren Türkiye’nin en uyumlu hükümeti olmuştur. Onları böylesine kaynaştıran-aynılaştıran bir tek etken vardır: İşçi sınıfı ve emekçilere karşı sermayenin ortak çıkarları.

İşçi ve emekçiler de artık bir sınıf olarak davranmayı öğrenmek zorundadırlar. Şimdi, topyekûn saldırıya karşı topyekûn direniş, belediyedeki grev yasağına karşı örgütlenmelidir. Belediye işçileriyle eylemli ve tam bir sınıf dayanışması için görev başına...