Ekim Gencligi ARSIV KIZIL BAYRAK
 
Haziran 2002
Sayı: 53
 İçindekiler
  Ekim Gençliği'nden...
  18 Mayıs'ın gösterdikleri
  Kampanya çalışmamızda geçmiş bir yıl...
  '96'nın deneyimleri ışığında platform çalışmasının güncel sorunları
  Yoğun ve ısrarlı bir politik çalışma
  Dar grupçuluktan uzak ve sabırlı bir çalışma örgütledik!
  Önderlik iddiasının gerçekleştiği bir üniversite
  Geçmişi aşamayan geleceği kucaklayamaz!
  Güçlü ve yaygın bir çalışma örgütledik!
  Geçmiş dönemin birikimiyle geleceği kazanacağız!
  Geleceğin öznesi olmak için ileri!..
  Liselerde eğitim süresi 4 yıla çıkarıldı!
  18 Mayıs'ın coşku ve kararlılığını üniversitemize taşıdık!
  Yaz çalışması, hedefler ve görevler
  "Farklı tutum"un sahiplerinin pratiği
  16. Geleneksel İTÜ Şenliği...
  Herkese her düzeyde parasız eğitim hakkı! Herkese sınavsız üniversite!
  Direnen Filistin halkı kazanacak!
  Avrupa'da eğitim özelleştirilmesine karşı öğrenci hareketi büyüyor
  Eğitim satılık değildir!
  Şanlı 15-16 Haziran direnişi yolumuza ışık tutuyor!
  İP çetesine karşı doğru tutumun önemi
  İP'li çete hem suçlu hem güçlü!
  Nazım Hikmet ve Ahmet Arif
  Güneşi balçıkla sıvamaya kimsenin gücü yetmez!
  Okur mektupları



 
 
Yaz çalışması, hedefler ve görevler

Yaz dönemine girmiş bulunuyoruz. Önümüzde yaz döneminin siyasal hedeflerini ve yönünü tespit etme görevi duruyor.

Her yaz dönemi okulların kapanmasıyla öğrenci gençlik hareketi dağılma sorunu ile yüzyüze kalıyor. Bunun temel nedeni öğrenci gençliğin ortak yaşam alanlarının ortadan kalkmasıdır.

Öğrenci gençlik sermaye düzeni tarafından yürütülen saldırıların bir çoğuyla bu dönemde karşı karşıya kalıyor. Bunu sermaye devleti bilinçli bir tercih olarak uyguluyor. Bu yaz döneminde de benzer ve gençlik hareketi açısından çok daha ciddi bir tablo ile yüzyüzeyiz.

Geçtiğimiz eğitim döneminde öğrenci gençlik hareketinin gündemi yeni YÖK yasa tasarısıydı. Sermaye devleti bu saldırı tasarısını eğitim döneminde geçirmeyi başaramadı. Ama yaz dönemini bunu başarabilmek için bir fırsat sayacaktır. Sermaye devleti kapanan dönemin gelişmekte olan gençlik muhalefetini bertaraf etmek, böylelikle saldırıyı engelsizce geçirmek isteyecektir. Bu durum güncel planda yaz döneminin dağınıklık ve atalet tablosuna karşı etkin bir mücadelenin önemini ve yakıcılığını gösteriyor.

Yaz dönemi çalışmasına ilişkin bir çalışma perspektifi oluştururken, tüm bunları bir hareket noktası olarak almak gerekir.

Yaz dönemi çalışmasının hedefleri

Yaz çalışmamızın eksenini öncelikle öğrenci gençlik hareketinin dönemsel ihtiyaçları belirleyecektir. Bu çalışma, geçmiş dönemde yasa tasarısı karşıtı kampanya ile beraber yakalanan dinamizmin korunmasını, geliştirilmesini, bunun için de yaz dönemlerinde yaşanan dağınıklık ve ataletin önüne geçilmesini hedefleyecektir.

Genç komünistler bu eğitim dönemine anlamlı bir kampanya çalışmasıyla girmişlerdir. Üniversitelerde ve liselerde bu sorunu öğrencilerin gündemine sokmaya çalışmış ve onları tutum almaya zorlamışlardır. Dahası bu sorunu işçilerin-emekçilerin gündemine taşımış, onları bu konuda taraflaştırmaya çalışmışlardır. Bu çalışma düzeyini korumak elbette yaz döneminin nesnel dağınıklığından dolayı oldukça zordur. Ancak genç komünistler bu zorluğu aşma perspektifi ve iradesiyle hareket etmek durumundadırlar.

Yaz döneminin getirdiği rehavet ortamını aşmak için genç komünistler geçen ara dönemin tempolu ve iddialı çalışma tarzı ile yaz dönemine hazırlanmalıdırlar. Elde edilen birikimi yaz döneminin dağınıklığını ve ataletini parçalamak için bir olanağa çevirmelidirler.

Yaz döneminde ikinci olarak, bu dönemde ortaya çıkacak çalışma alanları ve imkanlarını değerlendirmeyi hedefleyeceğiz. Genç güçlerimiz ve ilişkilerimizin büyük bir bölümünün belli bir işte çalıştığı ve bulundukları semtlerde doğal sosyal yaşam alanına sahip olduğu düşünüldüğünde, önemli olanaklara sahip olduğumuzu görürüz. Bununla birlikte gençlik güçlerimizin politik motivasyon ve aktiviteleri için bu alanlar bulunmaz fırsattır.

Yaz döneminde önümüze koymamız gereken hedeflerden bir diğeri ise, dönemi güçlerimizin kadrolaştırılması için çok yönlü bir eğitim faaliyetini örgütlemenin olanağına çevirmektir.

Yaz çalışmamız belirlediğimiz bu hedefler doğrultusunda şekillenecektir. Bu ihtiyaçları bütünlüklü karşılayabilmenin koşulu ise, hedeflerimizi ve yaz döneminin ortaya çıkardığı nesnel ihtiyaçları karşılayacak bir politik hattın oluşturulmasıdır. Mekana ve yaz dönemiyle çalışma alanlarımızda ortaya çıkacak hedef kitlenin heterojenliğine bağlı dağınıklığı ancak böyle aşabileceğiz. Yaz çalışmamızın kavranmasında temel halka budur.

İşsizlik sorunu yaz dönemi çalışmamızın ekseni olacaktır

Yaz çalışmamızın hareket noktası, belirlenmiş gündemler üzerinden yoğun bir kitle çalışmasıdır. Bundan dolayı, son birkaç yıl olduğu gibi, çalışmamızın genel eksenini işçi gençlik ya da semt gençliği ikilemi üzerinden kurmayacağız. Yöneldiğimiz alanlara ve hedeflerimize uygun politik gündemler belirleyip, çalışmamızı bu eksen doğrultusunda yürümesini sağlayacağız.

Kısacası, politikanın toparlayıcılığına dayanacağız. Yaz çalışmasında, yoğunlaştırılmış çalışmanın gündemi yukarıda belirttiğimiz ihtiyaçlar ışığında YÖK yasa tasarısını da öne çıkaracak biçimde işsizlik olacaktır. Bu sorun tüm genç kesimleri kesen acil ve yakıcı bir sorundur. Bu sorun öğrenci gençliğin ve işçi gençliğin ortak sorunu durumundadır. Dahası çalışmayı derinleştirebilmek ve öğrenci gençliğe yönelik çalışmanın sürekliliği açısından da bu gündem çerçevesinde örgütlenecek çalışmalar önem kazanacaktır. Öyle ki YÖK yasa tasarısının önemli ve gençlik tarafından öncelikle algılanan boyutu işsizlik olmaktadır. Bundan dolayı bu gündemi sadece işçi ve işsiz gençliğe yönelik bir çalışma olarak de&curen;il, öğrenci gençliği de kapsayacak bir biçimde ele almak durumundayız.

Öğrenci gençlik ile semt-işçi gençliğini ortak kesen sorunlardan hareketle belirlenmiş bir politik çalışma, yazın getirdiği dağınık güçler tablosunu tek bir kanala akıtacağı gibi, birleşik-politik gençlik hareketinin yolunun açılmasına da yardımcı olacaktır. Çeşitli gençlik kesimlerini birleştirmenin ve bu eksende derinleşmenin yolu, onların ortak talepleri ekseninde yoğun bir kitle çalışması yürütmektir.

Bugün işçi gençlik iş bulabilse bile, bunu, bütün sosyal haklarından yoksun, insanlık dışı çalışma koşulları içinde kalarak başarabiliyor. İşinden atılma korkusu onu mücadeleye katılmasının önünde engel oluyor. Ya da bu koşullara boyun eğmesine rağmen iş bulamıyor. Bu durum işçi gençliği varolan koşullara mahkum ediyor. Bu durum onu sadece maddi olarak ezmekle kalmıyor, manevi olarak da yozlaşmaya götürüyor. “Herkese iş, tüm çalışanlara işgüvencesi!” talebi bundan dolayı yaz çalışmasında önce çıkaracağımız taleplerden birisi olacaktır.

İşsizlik öğrenci gençlik için de yakıcı sorunların başında gelmektedir. Eğitimin artık paralı olmasından dolayı, işçi-emekçi çocukları için bir ayrıcalık durumundadır. Bu ayrıcalığı bir şekilde sahip olabilenler ise eğitim sürecinin sonunda işsizlikle yüzyüze kalıyorlar. Bunun en son adımı yeni YÖK yasa tasarısıdır. Son yıllardaki öğrenci gençliğin bu sorun karşısındaki duyarılılığının düzeyi biliniyor. İşsizlik sorunu “diplomalı işsiz olmayacağız” şiarıyla somutlanıyor. Dolayısıyla işsizlik gündemi yaz çalışmasında öne çıkarılacak taleplerden birisini oluşturacaktır. Buradan hareketle, işsizlik sorunu ile yasa tasarısına karşı mücadeleyi birbirine bağlayabilmeliyiz.

Seçilmiş çalışma alanları

Yaz çalışmamızın genel ekseninin belirlediğimiz politik gündemler üzerinden olacağını belirttik. Fakat bu çalışmanın yoğunlaştırılacağı belirlenmiş hedef alanların olmayacağı anlamına gelmiyor. Tersine, çalışmanın belli sonuçlara ulaştırılması ve kalıcı mevziler yaratılması, belirlenmiş gündem çerçevesinde seçilmiş alanlara dönük yoğunlaştırılmış bir politik çalışmadan geçiyor. Dolayısıyla alanın özgünlüğü ve ihtiyaçları çerçevesinde her yerelde yaz dönemi çalışması için seçilmiş alanlar belirlenmelidir. Örneğin bu İstanbul’da genç işçilerin yoğun olduğu sanayi siteleri, Ankara’da ise belli bir semte yoğunlaşma olabilir.

Öte yandan, genel planda belirlediğimiz ihtiyaçlar üzerinden tanımlanmış gündem ve talepler ile alanların özgül sorunları arasında da kaybolmamak (elbette tüm özgül sorunları siyasal çalışmanın ihtiyaçları doğrultusunda dayanak yapmakla beraber) durumundayız.

Yaygın ve sistematik
ajitasyon-propagandanın önemi

Ajitasyon-propaganda materyallerinin yaygın ve sistematik kullanımı, gerek yaz döneminin nesnel zorluklarını aşmanın gerekse politik gündemlerimiz doğrultusunda mesafe almanın önemli bir halkasıdır. Özellikle YÖK yasa tasarısına karşı mücadele ve çalışmanın sürekliliği için genel ve yaygın ajitasyon-propaganda ayrıca önemlidir. Ortak yaşam alanlarından yoksun hareketi belli hedefler çerçevesinde toparlamak, mevcut duyarlılığı geliştirmek hedefi doğrultusunda yaz döneminin nesnel dağınıklığına son verebiliriz. Bunun için genel ajitasyon-propaganda materyallerinin kullanımı geçtiğimiz dönemi aşmak durumundadır. Yasa tasarısına karşı tepkiyi diri tutmak, sorunu gündemde tutmaya yönelik bir pratik yoğunluktan geçiyor.

Diğer yandan, yaygın ve sistematik ajitasyon-propaganda çalışmasını diğer bazı gündemler üzerinden de (emperyalist savaş, hücre saldırısı vb. gibi) örgütlemeliyiz.

Genel ajitasyon-propaganda çalışmasının temel gündemlerinden bir diğerini de kapitalizme karşı sosyalizm alternatifinin gençlik yığınlarına götürülmesi olacaktır. Gençliği bunaltan en yakıcı sorunları işlemekle beraber, ona gerçek ve kalıcı çözümün sosyalizmde olduğunu da göstermeliyiz.

Eğitim çalışması yaz çalışmasının
önemli bir ayağıdır

Yaz çalışmamızın temel ayaklarından birisini de eğitim çalışmaları oluşturuyor. Eğitim çalışmalarımız, stratejik hedef ve önceliklerimize ulaşmada bilinç açıklığı sağlayacak ve pratik yönelimimizde pusula işlevini görecek, aynı zamanda çalışmamızın sağlıklı yürümesinin temel dayanağı olacaktır.

Eğitim çalışmalarını iki yönlü planlamalıyız. İleri güçlerimizle yapılacak eğitim çalışması örgüt yaşamı-kültürü, kitle çalışması vb.gündemleri de içermelidir. Örgütlü bir pratik içerisinde kitle çalışmasında yetkinleşmek ve ustalaşmak için partinin mevcut birikimiyle güçlerimiz donatılmalıdır.

Eğitim çalışmalarımızın ikinci yönünü ise çevre-çeper ilişkilerimizle yapılacak eğitim çalışmaları oluşturacaktır. Bu çalışmaların gündemi genel teorik-siyasal ve güncel sorunların bütünlüğü gözetilerek oluşturulmalıdır. Tabii ki bu güçlerimizin ihtiyaçları oluşturulacak eğitim programı için temel alınmak durumundadır. Bunun için en uygun örnek geçen yılki Hacıbektaş deneyimidir. Belli konular üzerinden daha geniş güçlerin katılabileceği çalışma grupları ile daha hazırlıklı ve örgütlü bir biçimde somut hedefleri olan bir eğitim sürecini örgütlemeliyiz.

Dönemi kazanmak için sistemli ve
disiplinli hareket etmeliyiz

Tüm bunları bütünlüklü ve amaca uygun biçimde başarabilmenin koşulu, hedef kitlemizin politik olarak kuşatılması ve mevcut güçlerimizin sistemli ve disiplinli bir tarzda harekete geçirilmesidir. Dağınık bir çalışma etkimizin zayıflamasına yol açacak, hedeflerimize ulaşmamızı engelleyecektir. Sistemli ve disiplinli bir çalışma faaliyetin hedeflerine ulaşmada temel halkalardan biridir. Eğitim dönemindeki kampanya çalışmamızla yakaladığımız birikimi korumak, güçlendirmek ve ileriye taşımak ancak böyle olanaklıdır.

Bu bilinç ve sorumlulukla davrandığımızda, yeni dönemi kazanmamamız için hiçbir neden yoktur.