ODTÜde geride kalan dönem...
Güçlü ve yaygın bir çalışma örgütledik!
Üniversiteli gençlik hareketi içindeki başlıca dalgalanmalar ODTÜdeki mücadelenin seyrini de belirliyor. Genel olarak diğer okullarda yaşanan süreçler ODTÜde de yaşanmış, ODTÜ öğrencisi de yaşananlara hemen hemen aynı tepkileri vermiştir. 11 Eylül ve savaş olgusundan paralı eğitime, ekonomik kriz karşısında gösterilen tepkiden anadilde eğitim sorununa, yemekhane zamlarına kadar hemen tüm politik ya da akademik süreçlerde, ODTÜlü duyarlı öğrenciler de tepkilerini ortaya koyabilmişlerdir.
Öğrenci hareketinin temel sorunlarından biri olan örgütlülük sorunu ise ODTÜde de tüm ağırlığıyla hala orta yerde durmaktadır. Dönem dönem öğrencilerin öz örgütlülüğü iddiasıyla ortaya çıkan örgütlenme "modelleri" bir çare olamamış, bu modeller ilk başta belli ileri öğrencileri çevresinde toplasa da daha sonra giderek daralmış ve bir siyasal grubun tabela girişimleri olmaktan kurtulamamıştır.
Bu söylenenler salt bir eleştiri değil, aynı zamanda bir özeleştiridir. Öğrenci hareketinin sorunlarından ve onun temel gündemlerinden uzak bir öz örgütlülük tartışması ortaya haliyle böyle sorunları çıkaracaktır.
ODTÜde bir yılın gündemleri
ve alınan tutumlar
11 Eylül saldırılarının ardından yaşanan savaş karşıtı eylemli süreç, ODTÜde de belli bir düzeyde yaşandı. Yapılan ortak eylem ve etkinlikler önemli denebilcek sayıda öğrenciyi bir araya getirebildi.
İlk dönem sonuna kadar farklı bir dizi gündem üzerinden yürüyen çalışmalar savaş dışında ortak bir eksende buluşamadı. Temel gündemlerden biri olan YÖK yasa tasarısı bu ilk dönemin sonuna doğru tarafımızdan ciddi bir çalışmaya konu edildi. Öğrencilere ulaştırılan propaganda materyalleri ile birlikte yasaya karşı bir öğrenci muhalefeti örgütleme çabası gösterdik. Bizim dışımızda Emek Gençliği tarafından yürütülen bir çalışma vardı. Diğer devrimci ya da reformist gruplar ise ilk dönem sonuna ve hatta ikinci dönemin ortalarına kadar, bırakın bu gündem üzerine birşeyler yapmayı (afiş bile bu "birşeyler"in içindedir) konuyu gündemlerine bile almadılar. Onlarla farklı vesilelerle yaptığımız görüşmelerde, bu konunun kendi gündemlerinde olmadığını bizzat kendileri ifade etmişlerdir. Bunu burada daha azla uzatmaya gerek yok. ODTÜdeki bu ilgisizliğin onlar adına genel bir eğilim olduğunu eklemekle yetinelim.
İlk dönemin sonlarına doğru oluşturulan platform çalışması, daha kurulduğu ilk dönemden itibaren anlamlı çıkışlar yaptı. Farklı bir bakışla çalışmalarına başlayan platform her geçen gün daha fazla genişledi, etkisini artırdı. Öğrenim yılının ilk yarısını yaptığı bir panelle kapayan platform, ikinci döneme daha da hızlı ve etkin girdi. Hazırladığı kapsamlı broşürü ve başka bazı araçları oldukça etkili bir biçimde kullandı. Yasa tasarısı karşısında ODTÜlü öğrencilerin tek sesi oldu.
Bu arada kapa(tı)lan Mc Donalds ve yemekhane zamları, ODTÜ öğrencisinin diğer gündemlerini oluşturdu. Yemekhane zamlarına karşı başlatılan kampanya ve ardından boykot, belli anlamlı sonuçlar üretti. Okulda örgütlü ya da örgütsüz birçok duyarlı öğrenci tarafından örgütlenen kampanya, ODTÜde yapılan anlamlı işler listesine eklenebilir. Ancak sunduğu somut kazanımla öğrencilerin kafasında "değişmez" duvarını yıkması dışında (bunu kesinlikle küçümsemiyor, aksine, oldukça anlamlı buluyoruz) bugüne gelen bir örgütlülük yaratılabilmiş değildir. Biraraya gelen öğrenciler sessizce kabuklarına geri çekilmişlerdir. Boykot çalışmaları süresince ısrarlı bir biçimde yasa tasarısından bahsedilmesine ve yaygın çalışmalar yapılmasına karşın, yakalanan birliktelik tasarı karşıtı bir ccedil;alışma ile sürdürülememiştir.
Bu başarısızlığı kendi hanemize yazıyoruz.
Boykotun bitimiyle birlikte okulun temel gündemine de YÖK yasa tasarısı oturdu. Bu dönemde platform çalışmalarına farklı gençlik grupları da katıldılar. Platform çalışmaları, daha önce yapılmayan bir yaygınlıkta ve büyük bir ciddiyetle sürdürüldü. Bu açıdan oldukça disiplinli ve etkili bir çalışma süreci örgütlendi. Platform önüne koyduğu hemen her işi başarıyla gerçekleştirdi. Hep lafta kalan sınıf ve amfi konuşmaları, yurtlarda oda oda gezmeler, kantinlerde öğrencilerle sohbet etmeler, platformun olağan çalışmaları haline geldi. Buna rağmen platform çalışmaları sınırlı sayıda öğrenci ile sürdü. Bu sayının sınırlılığı, daha önceki çalışmalara oranla değil, fakat yürütülen çalışmanın yaygınlığına ve yoğunluğuna oranladır.
1 Mayıs çalışmaları da platform için oldukça anlamlı sonuçlar yaratmıştır. Ön hazırlık sürecinden alana kadar bu olumlu sonuçları gözlememek zor değildir. Alana önemli denebilecek bir kitleyi taşıyan platform çalışması 1 Mayıs sonrasında da çalışmalarını ara vermeden sürdürmüş, sırasıyla 18 Nisan, 11 Mayıs ve nihayet 18 Mayıs eylemlerine etkili bir ön hazırlık çalışmasıyla ve anlamlı bir katılım düzeyi ortaya koymuştur.
Öğrenci gençlik için oldukça yakıcı bir gündem olan YÖK yasa tasarısı gündemi ODTÜde diğer gençlik grupları adına oldukça olumsuz geçmiştir. Uzunca bir süre gündemsiz olmalarına karşın bu konuyu gündemlerine almamakta ısrar eden bu grupları anlamak oldukça güç. Ancak kesin olan bir şey var ki, ortaya koydukları öncülük iddiası açısından tümü de epey sorunlu bir dönem geçirdiler.
Ekim Gençliği olarak uzunca bir süredir sürdürdüğümüz eğitim çalışmalarına bu dönemde belli bir ağırlık verdik. Çevremizdeki insanlara açık olan bu çalışmalara önemli sayıda arkadaşımız dahil oldu. Ortaya, onlar adına da bizim adımızı da oldukça anlamlı bir deneyim çıktı. Bu deneyimden yararlanmak ve önümüzdeki dönem daha geniş bir çalışma örgütlemek ise yalnızca ODTÜlü yoldaşların değil tüm genç yoldaşlarımızın omuzlarında taşıdıkları bir sorumluluktur.
Yine Ekim Gençliğinin düzenli bir ajitasyon, propaganda çalışmasını örgütledik. 1 Mayıs öncesinde merkezi ve yerel afiş ve bildirilerimizi daha iki hafta öncesinden asmaya ve dağıtmaya başladık. İki hafta boyunca her gün aksatmadan yeniden astığımız materyallerimiz oldukça etkili oldu. Belli günlerde açtığımız Ekim Gençliği standları bir başka etkili araç olarak sayılabilir.
Bu dönem ODTÜde önceki dönemlere kıyasla oldukça güçlü ve yaygın bir çalışmayı örgütleyebildik diyebiliriz. Çok çeşitli araçları kullanarak sürdürdüğümüz çalışmaları gelecek dönemde bir adım daha ileri taşımak sorumluluğuyla hareket ediyoruz.
Herşey Parti için, herşey devrim için!
|