Liselerde eğitim süresi 4 yıla çıkarıldı!
Eğitimde yenilik mi, göz boyama mı?
Milli Eğitim Bakanlığı 12 yıllık zorunlu eğitimin ilk ayağı olarak, 2002-2003 eğitim ve öğretim yılından itibaren liselerde eğitimin 4 yıla çıkarıldığını açıkladı. Ülkenin eğitim düzeyini yükseltmek ve eğitimin kalitesini artırmak için uygulanacak sistemin başka bir amacı da AB sürecine uyum
Yeni düzenlemenin getirdiği değişiklikler
İlk olarak hazırlık sınıfı olan liselerde bu uygulama kaldırılıyor ve bütün liselere 4 yıllık eğitim getiriliyor. 3 yıllık olan liselerin dersleri ise 4 yıla yayılarak yoğun ders yükünün hafifletileceği ifade ediliyor. Ayrıca 4 yıl boyunca İngilizce ağırlıklı bir ders programı uygulanacak. Fizik, kimya, geometri derslerinin de İngilizce işleneceği M.Bostancıoğlu tarafından açıklandı.
Bu uygulama kapsamında başka bir yenilik, farklı lise kategorilerinin birleştirilmesi. Mesleki olmayan liselerin (düz liseler) tümü aynı ders programını işleyecekler. Böylelikle (eğitim kalitesinin yükseltileceği iddiasıyla birlikte) Fen ve Anadolu liselerinin düzeyi yakalanacak. Fakat Fen ve Anadolu liseleri ve diğer sınavla girilen liselere bundan sonra da sınavla girilebilecek.
Yeni düzenlemelerin içeriği
Genel olarak yeniliğin bir gelişimin ifadesi olduğu düşünülür. Şimdi bu yeniliklerin içeriğine bakalım. 4 yıllık zorunlu eğitim ilk planda ileri bir adım. 12 yıllık zorunlu eğitim daha da ileri bir adım. Fakat sorun içerikte düğümleniyor. Halihazırda eğitim gerici, faşist ve anti-bilimseldir. Bu içerikte bir eğitimde herhangi bir yenilikten, ilerililikten söz etmek mümkün mü? 3 yıllık ders programının 4 yıla yayılmasıyla ve bir takım eklemelerle Fen ve Anadolu liseleri nasıl yakalanacaktır? Fen ve Anadolu liseleri dışındaki liselerde okuyan emekçi çocuklarının yaşam koşulları iyileşmeden ne kadar başarı sağlanabilir?
MEBin yaygın propagandalarından biri de yeni düzenlemelerle birlikte üniversiteyi kazananların sayısının artacağı ve kazanmanın eskisine nazaran daha kolay olacağıdır. Bu tam bir aldatmacadır. Üniversiteye giriş sürecinde sınıfsal eşitsizliğin en somut ifadesi olan AOÖBP aynen korunuyor. Yeni YÖK yasasıyla üniversite har(a)çlarının milyarlara çıkarılacağı gözlerden kaçırılmaya çalışılıyor. Bu koşullarda ÖSSyi nasıl kazanacağız, kazansak da milyarlarca lirayı nasıl vereceğiz?
Sonuç olarak
Bu sözde yeni düzenlemeler herhangi bir yenilik getirmiyor. Ve hantallaşmış ve sorunlar yumağına dönüşmüş olan eğitim sisteminde yapılan birkaç rötuşun ötesine geçemiyor. Eğitim artık burjuvazi ve onun devleti için bir sömürü ve yağma alanı haline gelmiştir. Asıl kaygı ve hesapları ceplerine akacak para ve eğer başarabilirlerse göstermelik düzenlemelerle ABye yaranabilmektir. Enkaz olduğu gibi duruyor ve kaldırılmayı bekliyor. Kapitalist sömürü sisteminin ürünü olan bu enkazı, kendi sömürü politikalarıyla ortadan kaldıramayacakları son derece açıktır. Çözüm bir kez daha devrim ve sosyalizmdir.
Herkese her düzeyde eğitim hakkı!
Herkese eşit, parasız, bilimsel, demokratik, anadilde eğitim!
Genç bir komünist/İstanbul
Faşizmin baskı ve terörüne devrimci iradenin kararlılığı ile direneceğiz...
Sivasta tutuklanan okurlarımız
derhal serbest bırakılsın!
20 Mayıs günü akşamı Sivasta ögrencilere yönelik toplu bir gözaltı terörü yaşandı. Bu, 18 Mayıs Ankara eyleminin etkisini kırmak, gençliğin militan mücadelesini geriletmek ve Sivastan gerçekleşen anlamlı katılıma karşı polisin gösterdiği tahammülsüzlüğünü ifadesi bir saldırıydı.
Gözaltına alınan 17 ögrenciden 15i serbest bırakılırken okurlarımız Veyis Sami Selek ve Serkan Eryılmaz, 4 günlük gözaltı süresinin ardından, sözde yaşadışı yayın bulundurmak ve örgüt üyeliği suçlamasıyla tutuklandılar. Arkadaşlarımızın tutuklanması tümüyle keyfi ve hukuk dışıdır. Polis, bu gözaltı ve tutuklama terörüyle gözdağı vermeyi ve özellikle son dönemde Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde gelişen öğrenci hareketinin önünü kesmeyi amaçlamaktadır.
Ancak bu saldırı tepkisiz kalmamıştır. Devrimci ve demokrat öğrenciler tarafından oluşturulan platform, 23 Mayıs günü bir basın açıklaması gerçekleştirmiştir. 100 kişinin katıldığı eylemde saldırı kınanmış ve tutuklanan öğrencilerle dayanışma dile getirilmiştir. Ayrıca öğrenciler her türlü meşru talebe baskı ve tutuklama saldırısıyla karşılık veren sistemi teşhir ederken, baskı ve yıldırma amaçlı politikalara karşı da direneceklerini söylemişlerdir.
Seyhan Eryılmaz ve Veyis Sami Selek, tamamen keyfi ve uydurma gerekçelerle tutuklanmışlar.
Okurlarımız bir an önce serbest bırakılmalıdır!
|