19 Eylül 2014
Sayı: KB 2014/38

Sınıf mevzilerine, direnişe!
Gerici çeteler ve polis İşçilerin Birliği Derneği’ne saldırdı
Mücadele mevzilerimizi koruyacağız!
“Anadilde eğitim hakkı” talebine saldırı
Saldırılara karşı okulları mücadele alanlarına dönüştürelim!
Tetikçi katiller
21 yıldır korunuyor
AKP iş güvenliği eylem planını açıkladı
İşçi katili devlet!
Şov sürüyor, işçiler ölüyor!
İŞKUR işçileri hakları ve gelecekleri için Ankara’da!

Maden işçisine işsizlik sopası

MİB MYK Eylül toplantısı

Emperyalist saldırganlık ve savaşın alanı genişletiliyor
Filistin halkına
İsrail zorbalığı
Abbas İsrail’in Lahey’de yargılanmasını engelledi
Lear işçileri saldırılara karşı bakanlığa yürüdü!
Kapitalizm ve gençlik
DGB faaliyetleri
STFA EML’de Oğuzhan için eylem ve anma
“Yürüyüşümüz ve adımlarımız hızlanıyor!”
Pandora'nın televizyonu
Ulucanlar'da
devrimci irade
kazandı, devrim kazandı!
Zindanlardaki hak ihlalleri devam ediyor!
Hayat boşluk tanımaz!
Van elinde bir öksüz havası Dağlı sevdaların kentli kavgası: Ruhi Su
Kavganın sürdüğü her yerde NERUDA ve şiiri yaşıyor!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Abbas İsrail’in Lahey’de
yargılanmasını engelledi

 

Filistin Adalet Bakanı Salim Sakka, 25 Temmuz tarihinde UCM’ye mektup yazarak, İsrail’in işlediği savaş suçlarının soruşturulmasını talep etmişti. Ancak daha sonra ortaya çıkan gizli belgeler, soruşturmanın açılabilmesi için gerekli olmasına rağmen Filistin Yönetimi’nin onayının alınmadığını gösterdi.

UCM’ye soruşturma açılabilmesi için başvuru yapan ülkenin devlet başkanı veya dışişleri bakanının onayının resmi bir şekilde alması gerekiyor.

Adalet Bakanı başvurdu, dışişleri onay vermedi

Sakka’nın başvurusunun ardından ise Filistin Yönetimi Dışişleri Bakanı Riyad Maliki, 5 Ağustos’ta Lahey’de bulunan UCM’yi ziyaret etti. Maliki, mahkemeden ayrıldığı sırada verdiği demeçte Gazze’de İsrail tarafından savaş suçu işlendiğine dair ‘açık kanıtlar’ olduğunu söyledi ve “Filistinlilerin savaş suçlarına karşı adaletin yerini bulması için elinden geleni her şeyi yapmaları gerekir” ifadelerini kullandı.

Ancak aradan geçen süre içerisinde Maliki, bizzat yaptığı ziyarete rağmen kendi imzasının gerektiği suç duyurusuna izin vermedi.

UCM’nin eski savcılarından Geoffrey Nice, ortaya çıkan belge için “Filistin Yönetimi’nin Adalet Bakanı tarafından yazılan mektuba ya hiç onay vermediğini ya da sonradan fikrini değiştirdiğini gösteriyor” dedi. Nice’e göre Filistin Yönetimi’nin hiçbir şey yapmama kararının Dışişleri Bakanı ile yapılan toplantıdan çıktı.

Bahsi geçen gizli belgede, UCM Başsavcısı Fatou Bensouda, İsrail’in savaş suçu işlediği iddialarını araştıracak bir soruşturmanın açılması için Filistin Yönetimi’nden gereken onayın alınmadığının görüldüğünü belirtiyor.

ABD hep ‘ikna’ ediyor

Filistin yönetiminin konuyla ilgili kirli icraatı ise ilk değil. Siyonist yönetim ile yapılan ‘Barış Müzakereleri’ sırasında ABD’li yetkililer, Filistin Yönetimi’nin İsrail aleyhine UCM’de dava açmamasını istemişti. Uzun yıllardır işgalciyle anlaşmaya varmak için ABD’nin kuyruğuna takılan Filistin Yönetimi de UCM’ye yapacağı başvurudan vazgeçmişti.

UCM soruşturmasının engellenmesi, devreye bir kez daha ABD yahut siyonist yöneticilerle yapılan pazarlıkların girdiğini gösteriyor.

İsrail, Lahey’in önünü almaya çalışıyor

Öte yandan İsrail’in Gazze’de ‘istisnai’ olarak nitelediği geleneksel katliamlarına göstermelik soruşturma başlatması da UCM’nin soruşturma yapmasına engellemek için atılmış bir adım oldu. 10 Eylül’de açıklama yapan İsrail Genelkurmay Başkanı Binyamin Benny Gatz, Gazze saldırısı esnasında yaşanan “istisnai” durumlar için soruşturma açılması talimatı verdi. Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu’na ait bir okulun İsrail Ordusu tarafından bombalanması birçok uluslararası kuruluşun tepkisini çekmişti.

UCM, uluslararası yasalara göre bir ülkenin kendi iç soruşturmasını yürütmediği belirlenmişse duruma müdahil olabiliyor.

Ancak batılı emperyalistlerin nüfuzu altında olan mahkemenin ABD koruması altındaki İsrail hakkında tarafsız bir soruşturma yürütebilmesi imkansız.

 

 

 

 

 

Yemen’de çatışmalar sürüyor

 

Arap Baharı” ile diktatör Ali Abdullah Salih’in koltuğundan edildiği Yemen’de, Husiler yeni Yemen rejimini sallıyor. Ülkedeki gerilim, devam eden çatışmalarda yeni ölümlere neden oluyor.

Yemen’in kuzeyindeki Cevf vilayetinden Halk Savunma Komiteleri’nin destek verdiği ordu güçleri ile Husi Ensarullah Hareketi mensupları arasında çıkan çatışmalarda 14 kişi hayatını kaybetti.

Cevf vilayetine bağlı El-Gil İlçesi’ndeki çatışmalarda 10 Husi militanıyla Halk Savunma Komiteleri’ne bağlı 3 kişi ve 1 asker öldü.

Husiler ordu ve halk komitelerine ait birçok mevkiye yoğun saldırı düzenledi. Görgü tanıklarından alınan bilgiye göre, Mar’ib vilayetine bağlı Meczer İlçesi’nde bulunan Vadi el-Hanak bölgesindeki Husi militanlara yönelik 3 hava saldırısı düzenlendi.

Yemen’in kuzeyindeki Cevf kenti, bir süredir Yemen ordusuna destek veren aşiretlerin oluşturduğu Halk Savunma Komiteleri’ne bağlı silahlı aşiret üyeleri ile Husi Hareketi militanları arasında şiddetli çatışmalar yaşanıyor.

Sahip olduğu doğalgaz ve petrol kaynaklarıyla ülke bütçesine en çok gelir sağlayan Marib kentine yakın olması nedeniyle Cevf, ülke için stratejik önem taşıyor.

İran’ın Kum kentinde eğitim gören Hüseyin Bedreddin el-Husi tarafından 1992’de kurulan Husi Ensarullah Hareketi, Şiiliğin Zeydiyye koluna mensup Husilerin siyasi kolu konumunda. Suudi rejimin desteklediği gerici Yemen rejiminin nüfusun yüzde 40’ını oluşturan Husilere uyguladığı baskı sonucunda, uzun yıllardır Husiler ile devlet arasında kanlı çatışmalar yaşanıyor. Son yıllarda artış gösteren çatışmalarda binlerce kişi hayatını kaybetti.

 

 

 

 

 

Yüzlerce göçmen öldü

 

Göçmen emekçilerin daha iyi bir yaşam uğruna yaptıkları umut yolculuklarından biri daha toplu ölümle son buldu.

Afrikalı göçmenleri İtalya’ya taşıyan tekne 15 Eylül günü Libya açıklarında battı. En az 250 göçmenin olduğu tekneden sadece 26 kişi kurtarıldı. Geriye kalan göçmenlerin boğularak öldüğü ifade edildi.

Libya Donanması sözcüsü Eyüp Kassam, teknenin başkent Trablus’un doğusundaki Tajoura yakınlarında battığını, şu ana kadar sadece 26 kişinin kurtarıldığını, diğer göçmenlerin ise ölmüş olmalarından endişe ettiklerini söyledi. Kassam, “Denizde yüzen pek çok ceset var” dedi. Kassam, alabora olan teknedeki göçmenlerin çoğunlukla Afrikalılar olduğunu, aralarında kadınların da bulunduğunu belirtti.
İtalyan hükümeti, 2014 yılında 100 binden fazla göçmenin İtalyan kıyılarına ulaştığını duyurmuştu. Ağustos ayındaki benzer bir tekne kazasında da 100’den fazla Afrikalı göçmen hayatını kaybetmişti.

 
§